SAĞLIK - 11 Eylül 2019 Çarşamba 10:17

Gülüş tasarımı ile gülerken ağzınızı kapatmayın

A
A
A
Gülüş tasarımı ile gülerken ağzınızı kapatmayın

Diş Hekimi Denizhan Uzunpınar, gülüş tasarımı ile ilgili bilgiler verdi.

Diş Hekimi Denizhan Uzunpınar, gülüş tasarımı ile ilgili bilgiler verdi.


Diş Hekimi Denizhan Uzunpınar, “Diş Hekimliği günümüz teknolojisi ile bir hayli paralel ilerliyor diyebiliriz. Güncel konular arasında tabi ki de gülüş tasarımı var. Güldüğünüz zaman ayna karşısında kendinizi iyi hissetmiyor iseniz veya sosyal hayatınızda birisi espri yaptığında kahkaha attıktan sonra hemen ağzınızı kapatıyorsanız bir problem vardır. Dişleriniz yüzünüz ile uyumlu değildir veya dişlerinizin şekli hoşunuza gitmiyordur. Bunun için Gülüş Tasarımı denilen işlemi yaptırabilirsiniz. Gülüş tasarımı dişlerinizin yüzünüz ile ilişkili olmalıdır. Bunlar; sizin konuşurken dudak konumunuz, dişlerinizin görünme miktarı, dişetlerin gülüşünüz ile uyumu, dişlerinizin rengi, ten renginiz gibi faktörlerdir. Bu unsurların herkeste optimum seviyede olması hedeflenir. Çapraşık dişler, düzensiz bir gülüş, fazla dişeti görünme miktarı gibi faktörler Gülüş Tasarımı için uygun sebeplerden birkaçı. “Gülemiyorum, dişlerimden mutsuzum, gülmek istemiyorum gibi Psikolojik nedenlerden dolayı da Gülüş Tasarımı yaptırabilirsiniz” dedi.


Aslında herkes için gülüş tasarımının yapılabildiğini ifade eden Dt. Uzunpınar, “Bunun için tabi ki Diş Hekimi randevusu oluşturmak ilk basamak. Randevuya gittiğinizde Diş Hekimi sizi dinler analiz eder ve kayıtlar alır. Kayıt aldıktan sonra sizinle beraber fotoğraflar çekerek fotoğraflar üzerinde sizinle konuşarak değerlendirmeler yapar. Tüm değerlendirmeler yapıldıktan sonra size özel bir gülüş tasarımı planlanır ve ortak bir karar verilir. İşlem öncesi Mock-up denilen bir seans uygulanır ve tahmini sonuç için bir deneme yapılır. Gülüş tasarımı planlanan bir ön çalışma ölçüsü ağıza uygulanır ve siz aynada direkt olarak işlem sonucunu değerlendirebilirsiniz. Bu işlem sırasında değiştirmek istediğiniz ne var ise hekiminize söyleyip düzelttirebilirsiniz. Dişler uzun olmuştur, kısaltırsınız. Dişetleriniz fazla görünür işaretlersiniz, şekli köşeli gelir yuvarlatırsınız” diye konuştu.


Dt. Uzunpınar,”Mutabık olduğunuz tasarım sonrasında iş artık hekiminiz ile teknisyeni arasındadır. Tüm talepleriniz uygulandıktan sonra tekrar ayna karşısında final görüntünün deneme halini görürsünüz. Tüm şartlar sağlanmış ve Gülüş Tasarımınız hoşunuza giderse artık Gülüş Tasarımı için Seramik kaplamalarınız üretime hazırdır. Diş Hekimi ya mevcut dişlerin üzerinden bir ölçü alır veya uygun pozisyonda olmayan dişler var ise aşındırma işlemi gerçekleştirilir ve alınan ölçüler üretim için Diş Teknsiyenine iletilir. Gülüş tasarımı her kişiye özel yapılır ve en önemli olan sizin ne istediğiniz. Karar verirken doğru diş hekimi tercihi yaptığınızdan emin olun” açıklamalarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.