SPOR - 07 Ekim 2019 Pazartesi 17:22

Erzurum’da Amatör Spor Haftası açılış töreni gerçekleşti

A
A
A
Erzurum’da Amatör Spor Haftası açılış töreni gerçekleşti

Binlerce genci bir araya getiren ve 81 ilde gerçekleşen Amatör Spor Haftası etkinlikleri Erzurum’da başladı.

Binlerce genci bir araya getiren ve 81 ilde gerçekleşen Amatör Spor Haftası etkinlikleri Erzurum’da başladı. Yakutiye Kent Meydanında gerçekleşen etkinliklerde Curling, Bedensel engelli bilek güreşi, İşitme engelli karate, Tekvando, Boks, Kayak, Bisiklet, Atletizm ve Halter sporcularına, katıldıkları şampiyonalardan derece ile dönmeleri münasebetiyle ödüller verildi.


Erzurum Yakutiye kent meydanında 7 - 13 ekim tarihleri arasında kutlanan Amatör Spor Haftası etkinlikleri kutlama etkinliği ile başladı. Kutlama etkinliğine, Gençlik ve Spor İl Müdürü Fuat Taşkesenligil ve kurum müdürleri katıldı.


Fuat Taşkesenligil açılış konuşmasında “Gençlerimizi sporun güzellikleriyle, fair - play ile buluşturan, Amatör Spor Haftasını büyük bir heyecan ile kutlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Amatör sporun gelişimi açısından Erzurum’da önemli atılımlar gerçekleştirmeliyiz. Sporun yayılmasını, gençlerimizin spor yapmasını ve sporun çocuklarımıza sağlıklı bir yaşam biçimi sunmasını hedefliyoruz. Geleceğin Olimpiyat şampiyonlarını yetiştirmek için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz” dedi.


Mehteran takımı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan ‘Amatör Spor Haftası’ etkinliği karate, tekvando, jimnastik takımları halter ve kick boks gösterileriyle sürdü.


Gösterinin ardından katıldıkları şampiyonalardan başarı ve derece ile dönen sporculara Kurum müdürleri tarafından ödüller takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.