POLİTİKA - 17 Mayıs 2020 Pazar 09:50

Milletvekili Aydemir, "Farklı Bakış" programına konuk oldu

A
A
A
Milletvekili Aydemir, "Farklı Bakış" programına konuk oldu

AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, "Türkiye, Covid-19’la başarılı bir mücadele ortaya koydu.

AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, "Türkiye, Covid-19’la başarılı bir mücadele ortaya koydu. Hiçbir vatandaşımız mağdur olmadı, malzemede eksiklik yaşamadı. Bazı çevreler karşı çıksa da ortada reddedilmez bir başarı var" dedi.


AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Kardelen TV’de duayen gazeteciler Esat Bindesen ve İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü Ayhan Türkez’in sunduğu Farklı Bakış programına konuk olarak ülke, bölge ve il gündemini değerlendirdi. Milletvekili Aydemir, Covid-19‘la mücadele sürecinde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle elde ettiği başarıyı dile getirdi. "Bu süreç bir şeyi aşikar etti. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olaylara müdahalede, duruma vaziyet etmede, en az bir on puanlık barem varsa 9 puanlık bir avantaj sağlıyor. Bunu yaşadık gördük" diyen Milletvekili Aydemir, "Bir büyük başarı var, ve bu başarıya bütün dünya şapka çıkarıyor, Türkiye’yi numune olarak alıyor ve bunun arka planında yatan nedir, diye sual açıldığında, bir numarada cumhurbaşkanlığı hükümet yönetim sistemi var, elbette" dedi.


Covid-19’la mücadelede elde edilen başarının bir sürecin sonucu olduğunu, AK Parti hükümetlerince kaydedilen sağlıkta dönüşüm ve reformun yansıması bulunduğunu dile getiren Milletvekili Aydemir, "Elbetteki ondan öncesi var, öncesi nedir; sayın cumhurbaşkanımız, bir vesile, çok berceste, beliğ bir biçimde ifade ve izah etmişti. Neydi o, ben yıllar önce işçi pozisyonunda çalışırken, SSK’ya gitmiştim. Oradaki ıstıraplı hale bizzat şahit olmuştum, demiş ve eklemişti, ‘Bir erk, bir yönetim pozisyonu bana geçerse, imkan bulursam, ben şunları şunları yaparım ve şu hali izale ederim diye aklımdan geçirmiştim‘ diye kayıt düşmüştü Sayın Cumhurbaşkanımız. Ve Cenab-ı Hak nasip etti, başbakan oldu, hükümet kurdu. İlk neşter vurduğu sahalardan birisiydi sağlık sektörü. Elhamdüllilah, içimizden birisi de Sağlık Bakanlığı yaptı. Çok senkronize, çok uyumlu bir biçimde sayın cumhurbaşkanımızın çizdiği rota üzere sağlık zemini pir ü pak hale geldi. Ve geldiğimiz nokta bunu çok net bir biçimde ortaya koydu" dedi.



Aydemir’den ilahi adalet vurgusu


Muhalefetin 18 yıllık süreçteki sağlık reformuna karşı çıktığını hatırlatan Milletvekili Aydemir, "Yani orta yerde herhangi bir problem yokken, bu hastanelerin sayısını artırmak, her ilçeye illerdeki mikyasta ölçüde nitelikte kalitede hastane yapmak niye? diye sual açıyorlardı ya, israftır, haramdır, filan, kendilerince, -ki haram diye bir kavram onların lügatine girmemiş ama- tenkit için söylüyorlardı bunu.Ama geldiğimiz nokta, Cenabı Hakkın adaletidir bu, ilahi adalet diyoruz. Yaşananlar gösterdi ki bir öngörü lazım, ülkeyi idare ediyorsanız, siyaset yapıyorsanız, millet adına ben varım deyip öne çıkmışsanız, öngörünüzün muhkem olması lazım. Çok ciddi projeksiyonlarınızın olması lazım, projeksiyon tutmanız lazım. İşte yıllar sonraya tutulan projeksiyonun sonucudur bu başarı" diye konuştu.



"Sorun yok, çözüm var"


Milletvekili Aydemir, "Covid-19 diye bir musibet çıktı, tüm dünyayı esareti altına aldı. Herkes gönüllü bir biçimde, ev hapsine girdi gönüllü bir biçimde. Ve şu vasatta evet Türkiye’de de sıkıntılar yaşadık, can kayıplarımız var, Allah hepsine gani gani rahmet eylesin, ama yönetilebilir bir hal var. Erzurum için söyleyeyim, -bütün ülke sathında da böyle de- hastalarımız yoğun bakımda en ufak bir problem yaşamıyor, hastanelerimizin normal servislerinde hiçbir sıkıntı yaşamıyorlar" dedi.



"Covit 19’la mücadele sürecini fevkalade, muntazam bir biçimde yönetiyoruz"


Sağlıkta dönüşümle dünyanın gıpta ile baktığı bir düzeye erişildiğini belirten Milletvekili Aydemir, "15 yıl özel hastane işletmeciliği yaptım, dolayısıyla o zemini de çok iyi biliyorum. Ve bizden önceki dönemlerde yaptım özel hastaneciliği. O zamanlar devlet hastanelerinin halini bizatihi çok iyi görmüş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Bunların hepsi bizimle beraber bir heva oldu, çok temiz bir zemin çıktı orta yere. Ve onun içindir ki, şimdi covit 19’la mücadele sürecini fevkalade, muntazam bir biçimde yönetiyoruz ve götürüyoruz elhamdülillah" diye konuştu.



"Tenkit edecek bir şey bulamıyorlar"


Muhalif bazı çevrelerin bu başarıyı karartmak için girişimde bulunduğunu kaydeden Milletvekili Aydemir, "Şimdi ara ara muhalif cenahtan, kulak tırmalayan iddialar çıkıyor, efendim, maske dağıtamıyorsunuz, komik şeyler bunlar. Bu yakın zamanda, İngiltere’ye yapmış olduğumuz yardımlardan dolayı, çok absürt ve çok saçma halde İngiliz medyasının Türkiye’nin zirvelere yürümesine olan hıncı, kini, nefreti, istememesi bizim Türkiye’deki AK Parti düşmanları için bir ayak hükmü ifade etti. Oysa sonrasında ne çıktı? İngiltere Büyükelçisi yalanladı bunu, yalanlamasına rağmen sahiplendiler. Bunu niye özellikle bir derkenar olarak özellikle söylüyorum; o kadar muntazam bir halimiz var ki sağlık zemininde, tenkit edecek bir şey bulamıyorlar, böyle, çok sudan bahanelerle, hiç hakikaten milletin de tepki verebileceği halde birtakım iddialarla önümüze çıkıyorlar. Bunların hiçbiri kıymeti harbiye taşımıyor. Şu anda bu süreci fevkalade muntazam bir biçimde, götürüyoruz" dedi.



"Başarının mimarı Sayın Cumhurbaşkanımızdır"


"Başarının mimarı Sayın Cumhurbaşkanımızdır" diyen Milletvekili Aydemir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diğer meselelerde olduğu gibi Covid-19’la ilgili mücadele süreç ve gelişmelerini bizzat ve mesai mefhumu dinlemeden takip ettiğini kaydetti. Aydemir, "Güzel olanı şu, Sayın Cumhurbaşkanımız, sayın Sağlık Bakanımızla beraber, hali her anıyla, birebir takip ediyor. Nerede ne var, hangi ilçede, hangi köyde, hangi mezrada ne sıkıntı var? Yakın zamanda bizim Tekman’da malum bir sıkıntı oldu. Bundan Sayın Cumhurbaşkanımızın haberi var. Yani bir cenazeden dolayı, cenaze sonrası taziye yemeğinden dolayı, filan, ta bu kadar ince noktaya varıncaya kadar, takip ediyor, ‘bundan sonra bunlara müsaade etmemek lazım’ diyor" ifadesine yer verdi.



"Sayın Cumhurbaşkanımız abide bir devlet adamıdır"


Milletvekili Aydemir, "Devleti yönetmek ciddiyet ister. Yani ben bu pozisyona geldim, yeter, hayır, tam tersi altta olacaksınız. Altta zeminde takip edeceksiniz. Her şeyi. Bizde zaten öteden beri, hususen vurgu yapıyoruz. AK Parti’yle beraber, biz kavramları değiştirdik. Farklı bir hale, farklı bir moda yönlendirdik. ‘Efendim vatandaşa inin biraz’ denilirdi eskiden. Biraz siyasetçiler vatandaşa insin, kabilinden. Bizimle beraber, ‘vatandaşa inilmez, onun huzuruna çıkılır’ kavramı geldi. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız bunu yapıyor" dedi.



Dadaşlara çağrı


Gazeteci Türkez’in Covid-19’la mücadele sürecinde Erzurum’un durumuyla ilgili sorusunu cevaplandıran Milletvekili Aydemir, Dadaşlara çağrı yaptı. Milletvekili Aydemir, "Erzurumlu kardeşlerime hususen şunu söylemek istiyorum, bu musibetten korunmanın yolu, kendimizi korunaklı hale getirmekten geçiyor. ‘Erzurum’da hafta sonları sokağa çıkma yasağı yumuşatıldı, öyleyse biz de çıkalım’, hayır. Özellikle maskesiz yürümemek lazım. Sosyal mesafe deniliyor, ben buna fiziki mesafe diyorum, fiziki mesafeye mutlaka, dikkat edeceğiz. Birbirimizle muhatap olurken, sohbet ederken mesafeyi korumalıyız. Hepimiz ıstırap duyuyoruz bu halden. Ama yapmamız gereken korunaklı olmak, insanları korumak. Vebaldir kul hakkıdır bu. Yani siz eğer dikkat etmiyorsanız, kulların hakkına giriyorsunuz demektir. Üstelik oruç tuttuğumuz manevi bir iklimdeyiz, ama bu hakikati göz ardı edersek orucumuzun da kıymeti yok. Covid 19 sürecini devletimiz sağlık bakanlığımız çok titiz biçiminde takip ediyor, tedbirleri yürütüyor. Bize düşen millet olarak bu süreci sahiplenmek, devletimize destek olmaktır" dedi.



Virüsün iktisadi boyutu


Gazeteci Bindesen’in Covid-19’un ekonomik boyutuyla ilgili sualine de yanıt veren Aydemir, "Hiçbir şeyi gizlemeden saklamadan süreci götürmek lazım. Bizim özelliğimiz de budur zaten. Milletten gizleyemezsiniz hiçbir şeyi. Aşikar edip açık açık problemi orta yere koyup, çözüm nasıl oluru kafa yorup bulmak lazım. Şimdi biz 200 milyarlık bir iktisadi paket açıkladık. Çok yetkin bir arkadaşımız, Hazine ve Maliye Bakanlığı yapıyor. Berat bey, bu mevzuyu hakikaten, gecesini gündüzüne katarak takip ediyor ve her açıkladığı paket ve proje ilgili cenahta müthiş bir ferahlık, rahatlık oluşturuyor. Yakın zamanda bu video konferansla Ulaştırma ve Altyapı, Tarım ve Ormancılık, Sanayi ve Teknoloji Bakanlarımızla bir araya geldik. Bu oturumlarda ilgili tüm kesimler yer aldı. Ekonomik faaliyet veren Meslek odaları, STK’lar..Ziraat Odaları, esnaf, işadamları, vatandaşlar. Yani toplumun tüm kesimi. Olanı biteni birlikte konuşuyoruz, ‘ne yapabilirizi’ beraber masaya yatırıp, sonuç almaya çalışıyoruz. Bu toplantılarda gördüğüm şey şudur; hemen hemen her kesim alınan tedbirlerden, açıklanan paketlerden çok memnun. Ancak, yeter mi yetmez elbette. Biliyoruz ki, esnafımız sıkıntı yaşıyor, dükkanını kapatıyor, açık olsa da tam kapasitede ticaret yapamıyor. Normal zamandaki akışkanlık yok. Bundan dolayı sıkıntılı bir hal var. Bundan dolayı, bu noktada devletin devreye girmesi lazım. Devlette devreye girmiştir. Hükümetimiz aldığı tedbirlerle, muhalif cenah karartmaya çalışsa da, üstünü örtmeye çalışsa da, Avrupa’da da ABD’de de, eşi benzeri olmayan bir tarzı biz hayata yansıttı. Kredi Garanti fonuyla verdiğimiz krediler, bin liralık destekler gibi. Bankalarımız esnafa çok geniş kapı açıyorlar. Dolayısıyla esnafımız da rahatladı. Bütün dünya ölçeğinde bu bir musibet ve ekonomilere, en sağlam ekonomilere dahi darbe vuran bir musibet. ABD bugün büyük sıkıntı yaşıyor. Avrupa hakeza. En korunaklı en muhkem dediğimiz yapılarda bile, ciddi sarsıntılar oluşturdu. Biz elhamdülillah gayet iyiyiz" açıklamasını yaptı.



Aydemir’den dış çevrelerin kur oyunu hatırlatması


Türkiye’de dış kaynaklı olarak bazı çevrelerin de katkısıyla dolar kuru üzerinden tertipler yapıldığı, bu oyunların sağlam ekonomik altyapı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dirayet ve kararlılığıyla bozulduğunu hatırlatan Milletvekili Aydemir, "Süreç bütün dünyada sıkıntı oluşturuyor. Ama biz duruma vaziyet etmede, diğer ülkelerden çok daha avantajlıyız. Sebebi, sistemimizin oturmuş olması, çok muhkem, muntazam oluşudur. Ve liderlik yapan bir yapı, Sayın Cumhurbaşkanımız uzun yıllara sari bu işlerin başında takip ediyor. Hazine ve Maliye Bakanımız çok yetkin bir arkadaşımız. Ve Sağlık Bakanımız. Hakikaten bir büyük şans Fahrettin Koca bey. Dolayısıyla ekonomide sıkıntı yansıması vardır ancak bunların hepsini çok kısa süre içerisinde bertaraf edeceğiz Allah’ın izniyle. Eski ferah feza hale döneceğiz" dedi.



Uluslararası ekonomik çevrelerin tespiti


Uluslararası ekonomik çevrelerin Türkiye’deki ekonomik gelişmelerden övgüyle söz ettiğini belirten Milletvekili Aydemir, "Uluslararası iktisadi kuruluşlar bunu söylüyor; ‘Türkiye o kadar yerinde ve önemli kararlar aldı ki, bu yıl yüzde 8’lik bir rakamı çıkarsa şaşmayız’ diyorlar. Ki bunların öngörüsü yüzde 15 filandı. Bu kendi kayıtlarıdır. Sistem muntazam olunca başarı geliyor. Bir de tabi sistemi kurmak yetmiyor, iyi yönetmek mühim. Burada aktörlere yöneliyorsunuz, kimler bu işin başında? Aktörlerde de samimiyet olması, içten olması milletten yana olması, millet gibi olması lazım. Bizde bu hal var. Bizim yön vericilerimiz milletin bizatihi kendisi ve kendisinden olunca, empati yapınca, halkın yerine kendini koyunca, bizzat hadiseyi yaşayınca çözümün de bizatihi kendisi oldular" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Dünyada eşi benzeri yok, 9 yıllık hasret son buluyor Sivas’ta UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nda tarihinin en kapsamlı gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları tamamlandı. Avrupalı bilim adamlarınca "Anadolu’nun El Hamrası" olarak nitelendirilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın açılışı pazartesi günü gerçekleştirilecek. Sivas’ın Divriği ilçesinde 1228 tarihinde Anadolu Selçukluları zamanında Selçuklulara bağlı Mengücekli Beyliği döneminde Mengücek şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın dünyada benzeri bulunmuyor. "Anadolu’nun Elhamrası" olarak da bilinen bu cami, UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olma özelliği taşıyor. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası yaklaşık 800 yıldır heybetini korurken üzerinde işli birbirinden farklı 10 bin motifle kendine hayran bırakıyor. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı, Anadolu erken dönem mimarisinin seçkin örneklerinden Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, taş bezemeleri, 3 boyutlu geometrik stilleri, mimari özellikleri ve manevi havasıyla "şaheser" olarak nitelendiriliyor. Evliya Çelebi’nin, "Methinde diller kısır, kalem kırıktır" sözleriyle anlattığı Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, pazartesi günü gerçekleştirilecek açılış töreniyle ziyarete ve ibadete açılacak. 2015 yılında başlatılan ve tarihinin en kapsamlı restorasyonu yapılan Divriği Ulu Camii’de son derece titiz ve kapsamlı 9 yıllık bir restorasyon çalışmaları yürütüldü. Anadolu taş işçiliğinin zirve yaptığı 800 yıllık muhteşem eser tekrar ibadete açılıyor. "Denge sütunu tekrar işlevsel hale geldi" Restorasyon kapsamında darüşşifadaki havuz tekrar hayata geçirildi. Uzun yıllar önce zarar gören ve yapının statik olarak dengede olduğunu gösteren, ‘Denge Sütunu’ ise tekrar işlevsel hale getirildi. Çalışmalar kapsamında 10 bin metrekare yeşil alan, 6 bin 370 metrekare sert zemin yapıldı. 170 dönümlük arazi kamulaştırılarak çevresinde de peyzaj çalışmaları gerçekleştirildi. Proje kapsamında; yürüyüş yolları, oturma ve seyir alanları, çevre aydınlatması, geniş çim alanlar ve iklime uygun bitkilendirme çalışmaları yapıldı. Cumhurbaşkanı açılışa uzaktan bağlanacak Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 6 Mayıs Pazartesi günü Vakıflar Genel Müdürlüğünün ‘Vakıf Haftası Kutlama Programı’ kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da uzaktan bağlantısı ile saat 13.00’te toplu açılış töreni kapsamında hizmete açılacak. “Tüm vatandaşlarımızı bu tarihi ana şahitlik etmeye ve açılışımıza davet ediyorum” Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, açılış öncesi Divriği ilçesini ziyaret ederek yapılan son çalışmalar hakkında bilgi aldı. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın açılışına vatandaşları davet eden Vali Şimşek, "6 Mayıs Pazartesi günü uzun bir aradan sonra bu camimizde öğlen namazı kılınacak ve akabinde de saat 13.00’te Sayın Cumhurbaşkanımızın video konferans yöntemiyle katılımıyla bu caminin ve darüşşifanın açılışı gerçekleştirilecek. Tüm vatandaşlarımızı bu tarihi ana şahitlik etmeye ve açılışımıza davet ediyorum" dedi.
İzmir Tunus ile iş birliği fırsatları İZTO’da değerlendirildi İzmir ile Tunus arasındaki iş birliği fırsatlarının değerlendirildiği toplantıda konuşan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Avrupa Birliği tarafından yürütülen, Akdeniz limanlarında Akdeniz Dijital Inovasyon Merkezlerinin kurulmasını hedefleyen proje kapsamında, İzmir Alsancak Limanı ve Tunus Goulette Limanının yer almasının, iki ülke arasında kruvaziyer turizmi, ekonomi ve kültürel konulara ilişkin bağları daha da güçlendireceğini belirtti. İzmir Ticaret Odasında düzenlenen Tunus Cumhuriyeti ülke tanıtım toplantısı; İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Tunus Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Ahmed Ben Sghaier ile Tunus Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosu Sabuhi Attar’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Toplantıya, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Salkım, Mehmet Şahin Çakan, Serdar Gökhan Arıkan, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcıları Mehmet Tahir Özdemir ve Nevzat Artkıy, katip üyesi Ali Yaramışlı, meclis ve komite üyeleri katıldı. Konuşmasında Tunus’un dün olduğu gibi bugün de İzmir’in geleneksel ticaret partnerlerinin başında geldiğini ifade eden İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Yabancı yatırımların, ülkemiz ve kentimiz ekonomisinin kalkınmasında büyük önem taşıdığını görüyoruz. Türkiye’de 2023 yılı itibariyle 221 adet Tunus sermayeli ?rma faaliyet göstermekte. Ülkemiz-Tunus ticari ilişkilerinin güçlendirilmesi, kentimiz ticaretine de pozitif yansıyor. Bildiğiniz üzere İzmir, net ihracatçı bir şehir konumunda. Tunus’a 87 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken 20 milyon dolara yakın ithalat ile 67 milyon doları aşkın bir ticaret fazlasına sahibiz. Ülkemizden Tunus’a yapılan toplam ihracatın yüzde 7’sini İzmir gerçekleştiriyor” dedi. Özgener, Tunus ile iş birliği önerilerini sıraladı Tunus ile ihracat kalemlerinin çeşitlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Özgener, Akdeniz havzasındaki aşırı ısınmayı önlemek ve bölgenin artan enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla Tunus ile birçok ortak projenin hayata geçirebileceği vurguladı. Özgener sözlerini şöyle sürdürdü: “Akdeniz’deki tüm paydaşları bir araya getirecek, yenilenebilir enerji projeleri ile çevre koruma, temiz su temini ve yeşil altyapı gibi alanlarda bilgi ve teknoloji paylaşımı sağlayacak Akdeniz’de Sürdürülebilirlik Sempozyumunu kentimizde düzenleyebiliriz. Tunus’un tarım potansiyeli ile İzmir’in ileri teknoloji uygulamalarıyla birleşen üretim deneyimini içeren ortaklıklar kurabileceğimize inanıyoruz. Yanı sıra; odamız ve Tunus Ticaret ve Sanayi Odaları Avrupa Birliği tarafından sürdürülen INTERREG NEXT MED Programı kapsamında bir projede yer alıyor. Akdeniz limanlarında Akdeniz Dijital Inovasyon Merkezlerinin kurulmasını hedefleyen proje kapsamında İzmir Alsancak Limanı ve Tunus Goulette Limanı’nın iştirakçi olarak yer almasının her iki ülke arasında kruvaziyer turizmi, ekonomi ve kültürel konulara ilişkin bağları daha da güçlendireceği kanaatindeyiz.” Tunus Ankara Büyükelçisi Ahmed Ben Sghaier, toplantıda gerçekleştirdiği bilgilendirme sunumunda, Tunus’un Avrupa, Afrika ve Orta Doğu arasında köprü niteliğine sahip stratejik bir pozisyonda bulunduğunu vurguladı. Ülkede bulunan; 9 uluslararası havalimanı, 7 ticari liman, 2 bin kilometrenin üzerinde demir yolu hattının güçlü bir lojistik altyapı sunduğunu belirten Sghaier, Tunus’un Kuzey Afrika bölgesinde yetenek rekabeti, girişimcilik ekosistemi, yenilik, rekabetçi endüstriyel performans, bilgi ve iletişim teknolojileri geliştirme, e-ticarete geçiş alanlarında ilk sırada yer aldığını; ayrıca çok verimli topraklara sahip olduğunu söyledi. Sghaier konuşmasında şunları kaydetti: “Tunus ve Türkiye iki kardeş ülke ve halkları arasındaki tarihi bağlar, kültür ve medeniyet ortaklıkları, güçlü iş birliği ilişkilerinin kurulması için sağlam temel ve uygun zemin teşkil ediyor, özellikle de zengin ve çeşitli yasal çerçeveye dayanan ekonomik alanlarda. Kuşkusuz ülkelerimizin sahip oldukları muazzam imkânlar, her iki taraf için de kazan-kazan ortaklığı çerçevesinde bu ilişkileri güçlendirmek ve tabanını genişletmek için bizleri birlikte daha fazla çalışmaya motive ediyor.”
İzmir MÜSİAD İzmir’den kan bağışı kampanyası Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesinin gençlik kurulu, kan stoklarında yaşanan azalma nedeniyle "Sen Kan Ver, Kızılay Can Versin" sloganı ile kan bağış kampanyası düzenledi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesinin gençlik kurulu, Kızılay’ın kan stoklarında son günlerde yaşanan azalma üzerine bağış programı düzenledi. Türk Kızılay’ı Ege Bölgesi Kan Merkezinde düzenlenen kampanyaya; Türk Kızılay’ı Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş, MÜSİAD İzmir Başkanı Gökhan Temur, Gençlik Kurulu Başkanı Alper Atlı, MÜSİAD ve Genç MÜSİAD üyeleri katıldı. “Bütün vatandaşlarımızı kan bağışlamaya davet ediyorum” Kan bağış kampanyasında konuşan MÜSİAD İzmir Başkanı Gökhan Temur, “MÜSİAD olarak her zaman devletimizin ve milletimizin yanında olmaya çalıştık. Her konuda çalışmaya devem ediyoruz ve edeceğiz. Bugün üyelerimizle kan bağışında bulunarak gönüllere can ve nefes oluyoruz. Kan, hayati bir maddedir. Hiç beklemediğimiz bir anda kana ihtiyaç duyabiliriz. Çünkü kan acil değil sürekli bir ihtiyaçtır. Bu doğrultuda bizler de sivil toplum kuruluşu olmanın verdiği sorumluluktan hareketle üyelerimizin ve üye firma çalışanlarımızın katılımlarıyla Türk Kızılay’ı işbirliğinde kan bağışı kampanyası gerçekleştiriyoruz. Yaz aylarına girmemiz nedeni ile kan bağışının düşük olduğu bir döneme giriyoruz. Buradan bütün vatandaşlarımızı kan bağışlamaya davet ediyorum” ifadelerine yer verdi. Türk Kızılay’ı Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş da kan bağışının önemine dikkat çekerek, yeterince kan bağışı alamadıkları zaman hastanedeki ihtiyaç sahiplerinde de ciddi bir mağduriyetin ortaya çıktığını vurguladı.