ÇEVRE - 29 Temmuz 2021 Perşembe 10:32

Doğunun masal diyarı rengi ve şekilleriyle göz kamaştırıyor

A
A
A
Doğunun masal diyarı rengi ve şekilleriyle göz kamaştırıyor

Erzurum’un Narman ilçesinde bulunan ‘Kırmızı Periler Diyarı’ olarak da adlandırılan Narman Peri Bacaları, rengi ve şekilleriyle göz kamaştırırken, her geçen gün ilgi odağı oluyor.

Erzurum’un Narman ilçesinde bulunan ‘Kırmızı Periler Diyarı’ olarak da adlandırılan Narman Peri Bacaları, rengi ve şekilleriyle göz kamaştırırken, her geçen gün ilgi odağı oluyor.


Her yıl çok sayıda ziyaretçi akınına uğrayan ve toplam 62 kilometre uzunluğunda üç vadiden oluşan, halk arasında "Doğu’nun Kapadokya’sı" olarak da adlandırılan Narman Peri Bacaları yenilenen yüzüyle pandemi sonrası ziyaretçilerin uğrak yeri haline geldi.


Eruzum Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesinin ilgili birimleri ve Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) tarafından sürdürülen çalışmalar sonucu turizme kazandırılan alanda yapılaşmaya izin verilmeyerek doğallığı korunuyor.


Yöre halkından Osman Nuri Çakır, ilginin her geçen yıl daha çok arttığını ifade ederek, “Doğduğumdan berri buralar böyle güzel. İbrahim Erkal burada bir şarkısına klip çekti. Sonra daha tanınır oldu. İnsan elinin dokunmadan doğal olan bu güzelliklere çok fazla ilgi oluyor. Bayramda iğne atsanız yere düşmez öyle kalabalık oluyor. Nevşehir’e ulaşamayız ama Doğunun da Kapadokya’sı burası diyebilirim. Balonlarımız eksik onlar da olacak” diye konuştu.


Ailesiyle Bursa’dan gelen Evren Ateş ise, “Buraları gezmek istedim. Gerçekten çok güzel yerler. Sanki doğal oluşumdan öte insan eliyle yapılmış kadar güzel. İmkanımız yoktu gelemiyorduk ama bu yıl burayı görmek nasip oldu. Çok güzel çok beğendim” dedi.


Periler Diyarı ‘Narman Peri Bacaları’ havadan drone ile görüntülenirken, kırmızı rengi ve değişik şekilleri ile göz kamaştırarak ziyaretçilerini bekliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.