- 28 Mayıs 2022 Cumartesi 11:06

19 engelli vatandaşa doğum günü sürprizi

A
A
A
19 engelli vatandaşa doğum günü sürprizi

Erzurum Aziziye Belediyesi ve Kızılay Palandöken Kadın Kolları tarafından 19 engelli vatandaşa doğum günü sürprizi yapıldı.

Erzurum Aziziye Belediyesi ve Kızılay Palandöken Kadın Kolları tarafından 19 engelli vatandaşa doğum günü sürprizi yapıldı. Düzenlenen doğum günü etkinliğinde engelli bireyler eğlencenin tadını çıkardı.


Aziziye Belediyesi ile Kızılay Palandöken Kadın Kollarının ortak etkinliği olarak Aziziye Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezi’nde Mayıs ayında doğan 19 engelli vatandaşa doğum günü etkinliği düzenlendi. Etkinlikte 8- 55 yaş arası yaşlarının değiştiği engelli vatandaşlara Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan çiçek ve hediyeler dağıttı. Etkinlikte mum üfleyip, pasta kesen engelli vatandaşlar daha sonra müzik eşliğinde doyasıya eğlendi.


Etkinliğe Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Engelsiz Yaşam Merkezi ve Güzide Bakım Merkezi’nde kalan engelliler ile rehabilitasyon hizmeti alıp aileleriyle yaşayan engelliler katılım sağladı.


Engelli vatandaşların doğum günlerini kutladıklarını belirten Başkan Orhan, “Çok güzel bir ortamdı. Belediyemizin engelsiz yaşam merkezinde yaptığımız bu etkinlik engelli vatandaşlarımıza yönelik yaptığımız en güzel organizasyonlardan biriydi. Bizler elimizden geldiğince pozitif ayrımcılık sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.


Engelli vatandaşlar ise “Bizim için çok güzeldi. Eğlendik, oynadık hediye aldık çok güzeldi” diye konuştular.


Her ay düzenli olarak bu etkinliği düzenlemek istediklerini belirten Palandöken Kadın Kızılay Kolları gönüllüsü ve Aziziye Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezinde çalışan Emine Kahveci, “Arkadaşlarımızla birlikte kadın kolları olarak Aziziye Belediyesi iş birliği ile Mayıs ayında doğan engellilerimize yönelik bir doğum günü kutlaması planladık. Bunun için Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Engelsiz Yaşam Merkezi’nde, Güzide Bakım Merkezi’nde ve aileleriyle kalan engelli vatandaşlarımız ile iletişime geçtik. Mayıs ayında doğanlara böyle bir sürpriz hazırladık. Bizim planımız bunu rutin hale getirmek. Her ay yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.