- 25 Şubat 2023 Cumartesi 12:55

12 yıldır Erzurum havalimanında bekleyen Gürcistan uçağı satıldı

A
A
A
12 yıldır Erzurum havalimanında bekleyen Gürcistan uçağı satıldı

Erzurum Havalimanında yaklaşık 12 yıldır bekleyen Gürcistan uçağı ihale ile 1.

Erzurum Havalimanında yaklaşık 12 yıldır bekleyen Gürcistan uçağı ihale ile 1.5 milyon liraya satıldı.


Van’da 23 Ekim 2011 tarihinde yaşanan depremin ardından yardım amacıyla yardım getiren Gürcistan uçağı arızası nedeniyle 12 yıldır Erzurum Havalimanında bekliyordu.


Erzurum havalimanında park halindeyken yine depreme yardım getiren Kırgızistan uçağının çarpması sonucu Gürcistan uçağının kokpitinde hasar oluşmuştu.


Bugüne kadar bir türlü onarılmayan Gürcistan uçağı hakkında satış kararı verildi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü tarafından satışa çıkarılan uçak için 22 Kasım’da açık artırma yapıldı. 400 bin lira muhammen bedelle satışa çıkarılan uçağa talipli çıkmadı.


DHMİ Genel Müdürlüğü, uçağın satışı için ikinci kez ihale düzenledi. Hurdaya ayrılan uçağın 22 Şubat’ta yapılan ihalesine 30’a yakın talipli müracaat etti. 400 bin lira muhammen bedelle ihaleye çıkarılan uçak için talipliler 50 bin lira geçici teminat yatırdı. DHMİ Genel Müdürlüğü salonunda yapılan ihale sonucunda uçak 1,5 milyon liraya satıldı.


İhale sürecinin tamamlanmasından sonra uçağın Erzurum Havalimanı’ndan götürüleceği belirtildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kuşadası’ndan Sisam’a olan feribot seferlerine yoğun ilgi Yunan adalarına kapıda vize uygulamasının başlamasıyla Aydın’ın Kuşadası ilçesinden Sisam’a olan feribot seferlerine ilgi de arttı. Nisan’da haftada üç gün olan seferler, Mayıs ayına girilmesiyle birlikte her gün düzenlenmeye başlanırken, yolculular 45 dakikada Avrupa’ya ayak basıyor. Türkiye’den Yunan adalarına tek girişli ve 7 gün geçerli kapıda vize uygulaması, geçtiğimiz Nisan ayında başladı. Ortalama 100 euro maliyete sahip vize uygulaması, Ege Bölgesi’nin turistik ilçesi Kuşadası’ndan Sisam’a olan feribot seferlerine ilgiyi artırdı. Bu kapsamda daha önce Sisam’a haftanın belirli günleri yapılan seferler, Mayıs ayından itibaren Tilos Turizm tarafından her gün, İDO tarafından da 3 gün düzenlenmeye başlandı. Sabah 08.15 ile 08.45 saatlerinde kalkan iki ayrı firmaya ait feribotların fiyatları ise 40 ile 50 euro arasında değişiyor. Kuşadası Limanı’ndan hareket eden feribotun Sisam’a varması 45 dakika sürüyor. Sisam’a gitmek isteyen Türk vatandaşları, sabah saatlerinden itibaren feribotların önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. "Kapıda vize uygulaması talebi artırdı" Kuşadası’ndan Sisam’a feribot seferi düzenleyen firmanın sorumlusu Regaip Pektaş, gösterilen ilgiden memnun olduklarını belirterek, “Kapıda vize uygulamasının başlaması talebi artırdı. Haziran ayını daha yoğun geçireceğimizi düşünüyorum. Tabii talebin bu seviyelere ulaşmasında Sisam’ın Türkiye’ye nazaran ziyaretçilerine daha uygun fiyata tatil imkanı sunmasının da etkisi var” dedi. "Otel fiyatları daha hesaplı" Tatil yapmak için eşiyle birlikte Sisam’a giden Mustafa Kemal Cesur, "Türkiye’de otel fiyatları çok pahalı. Sisam’da ise daha hesaplı. Ayda en az iki sefer Sisam’a gidiyoruz" diye konuştu. Daha önce Sisam’ı hiç görmediğini belirten Devrim Özgür, "Bu adayı çok merak ediyorum. Birkaç gün kalıp döneceğiz. Konsolosluklardan alınacak vizelerde şu an sorun yaşanıyor. Bu nedenle kapıda vize uygulaması Yunan adalarına gitmek için bizlere önemli bir fırsat sunuyor" dedi. Balayı tatili için Sisam’ı tercih ettiklerini ifade eden Denizhan Sayışman da, "Eşimle birlikte Kuşadası’nda yaşıyoruz. Sisam Kuşadası’na çok yakın. Daha önce de birkaç defa Sisam’a gittik. Bir haftalık vize alarak diğer Yunan adalarına geçiş de kolay oluyor. Türkiye’ye göre fiyatların daha ucuz olması da bizim için avantaj oluşturuyor” diye konuştu.
Ankara ATO Başkanı Baran: “Vize engeli lojistik sektörüne ivme kaybettiriyor” Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, lojistik sektörünün gelişmesinen önündeki engellerin başında vize engelinin geldiğini belirterek, “Vize engeli lojistik sektörüne ivme kaybettiriyor” dedi. ATO’nun 38 No’lu Nakliyeciler ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi ile Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyonu Özel İhtisas Komisyonunun destekleriyle Atılım Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen “LOGTECH Lojistik ve Teknoloji Çalıştayı”, ATO Meclis Salonu’nda yapıldı. ATO Başkanı Gürsel Baran, programın açılışında yaptığı konuşmada lojistik sektörünün gelişmesine yönelik çaba ve desteklere karşılık sektörün önünde engellerin de söz konusu olduğunu belirterek, bunların başında vize engelinin geldiğini söyledi. Baran, “Ülkemizin üyesi olduğu Gümrük Birliği malların serbest dolaşımını öngörüyorken, bu sürecin asli unsuru olan şoförler vize engeli yüzünden serbest dolaşamıyor. Ülkemizde 8 bine yakın lojistik firması ve 550 bin ticari yük taşıyan kamyon olduğu halde vize engeli yüzünden sadece 60 bin civarında kamyon yurtdışına çıkabiliyor. Lojistik sektörümüze ivme kaybettiren bu sorunun en kısa zamanda çözüme kavuşturulmasını temenni ediyorum” dedi. E-ticaretin yükselişi sektörün önemini artırdı Baran, son yıllarda küresel ekonomide ve uluslararası ticarette yaşanan değişim ve dönüşümün lojistik sektörüne de yansıdığını belirterek, “Sektör, teknolojiyle entegrasyon sayesinde köklü bir dönüşümden geçiyor. Lojistik firmaları, tedarik zinciri yönetimindeki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri takip ederek küresel ticaretin gelişimine katkı sağlıyor. Otomasyon, yapay zekâ, robotlar, nesnelerin interneti gibi yeni teknolojiler, lojistik süreçlerin daha verimli, şeffaf, sürdürülebilir ve daha düşük maliyetli hale gelmesine katkıda bulunuyor. E-ticaretin yükselişi, zaten önemli olan lojistik sektörünün daha da önem kazanmasına neden oldu” dedi. “Küresel ekonominin can damarı, rekabetin kilidi” Baran, malların üretimden tüketime kadar uzanan karmaşık yolculuğunun her aşamasında lojistik faaliyetlerinin yer aldığını belirterek, lojistik süreçlerinin verimli, güvenilir ve sürdürülebilir olmasının işletmelerin rekabet gücünü artırmak açısından kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Baran, “Lojistik, küresel ekonominin can damarı olan kritik bir sektör” diye konuştu. Lojistik sektörünün diğer sektörlerin canlanması ve rekabet gücünün artması açısından da önemli bir misyona sahip olduğunu kaydeden Baran, lojistik sektörünün günümüzde uluslararası rekabet açısından da kilit durumunda olduğunu söyledi. “Dünyada 11’inci sıraya yerleşmiş durumdayız” Baran, Asya ve Avrupa kıtalarını bir köprü gibi birbirine bağlayan Türkiye’nin coğrafi konumu dolayısıyla lojistik üssü olmaya aday olduğunu belirterek, “Doğu Avrupa, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarına kolay erişim imkanı Türkiye’nin bu alanda avantajlı olduğunu gösteriyor. Ülke olarak zaten 100 milyar dolarlık büyüklüğe sahip küresel lojistik pazarından yüzde 2,5 pay alarak, dünyada 11’inci sıraya yerleşmiş durumdayız” dedi. Türkiye’nin uluslararası ticaretteki yarışa karşı coğrafi konumu ve üretim maliyeti avantajları ile rekabet edebilecek yenilikleri ve uygulamaları hayata geçirdiğini kaydeden Baran, “Ticaret Bakanlığımız, ihracat artışımızı desteklemek ve kolaylaştırmak için yurt dışı lojistik dağıtım ağlarının kurulmasını destekliyor. Bu kapsamda 2’si Amerika’da, 4’ü de Avrupa’da toplam 6 lojistik projesi onaylanmış durumda. Bakanlığımızın desteğiyle en kısa zamanda faaliyete geçecek. Bu ağlar, ihracatçılarımızın uluslararası tedarik ve dağıtım zincirlerine daha hızlı ve rekabetçi fiyatlarla nüfuz etmelerini temin edecek” diye konuştu. Çalıştayın açılışında ATO Başkanı Gürsel Baran’ın yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Murat Korçak, Türkiye Bilişim Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ceyda Süer, Atılım Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Hande Emin Benli de birer konuşma yaptı. Açılış konuşmalarının ardından iki oturumdan oluşan çalıştayda konuşmacılar lojistik ve teknoloji sektörüne dair konuları ele aldı. Programa ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal, Meclis Başkan Yardımcısı Ali İhsan Özdemir, Nakliyeciler ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi ve Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyonu Özel İhtisas Komisyonu üyeleri ile sektör temsilcileri katıldı.
Kayseri 40 yaş sonrasında göz tansiyonuna dikkat Kayseri Doktor Öz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi, Göz Hastalıkları Uzmanı ve Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, 45 yaş üzeri bireylerde sık görülen glokom yani göz tansiyonunun, erken evrede herhangi bir belirti vermeden sinsice ilerlediğini belirtti. Göz tansiyonunun sinsi, belirti vermeden ilerleyen ve geri dönüşü olmayan kalıcı körlüğe neden olan bir hastalık olduğunu kaydeden Özkırış; hastalığın erken dönemde yakalandığı zaman ilaç veya cerrahi tedavi yöntemleri ile etkili tedavi edilebildiğini belirterek; "Son çıkan ilaçlar hastalığın ilerlemesinin önüne geçebiliyor ve yüz güldürücü sonuçlar alınabiliyor. Glokomun kalıcı görme kayıplarına neden olmaması için yılda bir kez göz muayenesi yaptırılması büyük önem taşıyor. Hastalığın ilk belirtileri 40 yaş üzeri bireylerde görülür. Ortaya çıkma riski, ileri yaş hastalarda daha fazladır. En önemli risk faktörü, ailede glokom öyküsünün bulunmasıdır. Bunun dışında diyabet ve tansiyon hastalarında glokoma yakalanma riski fazladır. Ailesinde glokom hastası olanlar 6 ayda bir göz muayenesi yaptırmalıdır" dedi. Göz Hastalıkları Uzmanı ve Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış; "40 yaşından sonra yılda bir kez rutin göz kontrolü yaptırılması önemlidir. Aile öyküsünde glokom gibi ciddi göz hastalığı olan kişiler ise 6 ayda bir göz muayenesi yaptırmalıdır. Glokom göz tansiyonu olarak bilinse de, sadece göz tansiyonun ölçülmesi tanı için yeterli olmamaktadır. Çünkü göz tansiyonun yüksek olmadığı glokom türleri de vardır. Göz arkası görme sinirindeki çukurluk ve incelme oranlarına dikkatli bakmak gerekir. Muayenede göz tansiyonu yüksek ölçüldüğünde gözün kornea denilen saydam tabakasının kalınlığına bakmak gerekir. Tanı için ayrıca periferik görme alanında daralmayı değerlendirmek için bilgisayarlı bir görme alanı testi ve OCT cihazı ile görme siniri analizi yapmak gerekmektedir. Mevcut tedaviler ile hastalığın ilerlemesi durdurulabiliyor. Glokomda, göz tansiyonun değerinin çok üst sınırlarda olmadığı durumlarda öncelikle ilaç tedavisine başvurulmaktadır. Bu ilaçlarla göz tansiyonu normal sınırlara çekilmeye çalışılır. İlaç tedavisi sırasında hasta belli aralıklarla takip edilmektedir. Göz tansiyonun ilaç tedavisine rağmen düşmediği durumlarda ise cerrahi yöntemlere başvurulabilmektedir. Glokomun ilaçlı ya da cerrahi tüm tedavilerinde amacın, gözün mevcut durumunu korumak olduğu unutulmamalıdır. Hastalığın neden olduğu görme kayıplarının geri dönüşü olmadığı aklıda tutularak rutin göz muayeneleri asla ihmal edilmemelidir" ifadelerini kullandı.