EKONOMİ - 02 Eylül 2025 Salı 12:58

6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi Erzurum’da başladı

A
A
A
6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi Erzurum’da başladı

6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi, Erzurum’da başladı. Kongrede, helal gıda, karasal yaşam ve küresel iklim krizi, kuraklıkla mücadele ve su yönetimi, kırsalın kalkınma modeli, tarımda dijitalleşme ve kent tarımı, iklim değişikliği ve tarım başlıklı sunumlar yapılacak.


Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği’nce (AgriCities) organize edilen Tarım Kongresi, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde açılış konuşmaları ve "Büyükşehir Belediye Başkanları" oturumuyla kapılarını açtı. Moderatörlüğünü AgriCities Genel Sekreteri Doç. Dr. Mücahit Sami Küçüktığlı’nın yaptığı oturuma Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler katıldı. Kongrenin açılışında Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Erzurum Milletvekili Mehmet Emin Öz, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi ile Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen birer konuşma yaptı. Kongreye Afganistan, Azerbaycan, Cameroun, Djibouti, Fildişi Sahili, Irak, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti, Lebanon, Mauritanie, Philippines ve Somali’den de katılım sağlandı.



"Tarım ve kırsal kalkınma da belediyelerin asli görevlerinden birisi oldu"


Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, tarımın insanlık tarihi kadar eski ve vazgeçilmez olduğunu dile getirerek, "İnsan ne yer, nasıl beslenirse, toplumun geleceği de o yönde şekillenir. Tarım sadece tarladan sofraya gelen ürün değildir. Aynı zamanda istihdam, kırsal kalkınma, milli ekonomi ve sosyal huzurun temel taşıdır. Bugün dünyada tarım stratejik bir alan haline gelmiştir. Gıda güvenliği, iklim değişikliği, artan nüfus ve enerji krizleri, tarımın önemini daha da artırmaktadır. Bizler de bu nedenle tarımı sadece bir üretim sektörü değil, geleceğimizin garantisi olarak görmek zorundayız. Evet; yerel yönetimler, çoğu zaman şehirleşme, altyapı ve sosyal hizmetlerle anılır. Ancak artık tarım ve kırsal kalkınma da belediyelerin asli görevlerinden biri haline gelmiştir. Çünkü tarım sadece köylerde yapılan bir faaliyet değildir; şehrin gıda güvenliği, ekonomisi, istihdamı ve hatta çevre politikalarıyla doğrudan ilişkilidir. Yerel yönetimler eliyle tarımı güçlendirmek, yalnızca bugünün değil, yarının da en büyük güvencesidir. Biz biliyoruz ki tarım varsa hayat vardır, tarım varsa gelecek vardır. Erzurum Büyükşehir Belediyesi olarak bu vizyonla çalışıyoruz" dedi.



"Kritik bir sorunla karşı karşıyayız"


Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, iklim değişikliğinin etkilerinin artık dünyanın her köşesinde hissedildiğini ve su kaynaklarımız hızla azaldığını tarımsal üretimi ayakta tutan iklim dengesinin bozulduğunu vurgulayarak, "Gıda güvenliği ciddi şekilde tehdit altına girdi. Yalnızca gelecek için değil, bugün için bile kritik bir sorunla karşı karşıyayız. Artan sıcaklıklar, kuraklık ve su kıtlığı nedeniyle tarım alanlarımız ciddi bir risk altında bulunuyor. İklim kuşaklarının kuzeye doğru kaymasıyla birlikte, geleneksel olarak belli bölgelerde yetiştirilen ürünler artık farklı coğrafyalara taşınmak zorunda kaldı. Bu da şehirlerimizi tarımsal üretim açısından giderek daha elverişsiz hale getiriyor. Yalnızca iklim krizi değil; savaşlar ve çatışmalar da dünya üzerinde, gıda güvenliği üzerinde büyük tehdit oluşturuyor. Hepimizin hatırladığı Ukrayna-Rusya gıda koridoru krizi, bize tarımın ve gıda güvenliğinin sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda stratejik ve siyasi bir unsur olduğunu bir kez daha gösterdi. Milyonlarca insanın sofrasına ulaşacak ekmeğin, savaşlar nedeniyle nasıl tehlikeye girdiğini hepimiz yakından görmüş olduk. Bu tablo, gıda güvenliğinin artık ulusal güvenlikten ve küresel barıştan ayrı düşünülemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır" şeklinde konuştu.



"Tarımı korumak zorunluluk hâline gelmiştir"


Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Erzurum’da düzenlenen kongrenin, yalnızca tarımsal üretim açısından değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma, sürdürülebilir kalkınma ve insani değerlerin güçlenmesine de vesile olmasını dilediklerini vurgulayarak, "Bilindiği gibi tarım bir ülkenin ana geçim kaynaklarından biridir. Hem gelir getiren bir unsur olarak, hem de gıda ihtiyaçlarının karşılanması anlamında, diğer sektörlere göre desteklenmesi gereken en önemli faaliyetlerdendir. Bugün küresel ölçekte; gıda güvenliği, iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, toprak verimliliğinin düşmesi ve kırsaldan göç gibi hayati sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunların çözümünde yerel yönetimlerin üstleneceği rol, her geçen gün daha da önemli hâle gelmektedir. Tarımı korumak, kırsalı yaşatmak, kent tarımını desteklemek ve nesillerimizi topraktan koparmadan yetiştirmek artık bir tercih değil, zorunluluk hâline gelmiştir" diye konuştu.



"Avrupa’nın en büyük tarımsal üretim gücü olduk"


Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, bitkisel ve hayvansal üretimden orman yangınına ve suya kadar birçok alanda iklim değişikliğinin etkilerinin hissedilmeye başlandığını ifade ederek, "Türkiye Akdeniz havzasında yer aldığı için bu süreçte maalesef en fazla etkilenen ülkeler arasındadır. 2024 yılı son 53 yılın en sıcak yılı olarak tarihe geçti. Yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6,3 azaldı. Bununla birlikte küresel ısınma kaynaklı olarak 2050 yılına kadar orman yangınlarında yaklaşık yüzde 31 artış 2050 yılına kadar ülke ve dünya nüfusumuz yaklaşık yüzde 25 olarak da artış gösterecek. Bu nüfusu beslemek için bugünden yüzde 65-70 daha çok gıdaya ve bunu üretmek için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız var. Bu sürecin altından kalkacak yöneticilerimiz de büyük bir azim olduğunu biliyoruz ve buna yürekten inanıyoruz. Biz de risklere karşı bu politikaları ürettik ve üretmeye devam ediyoruz. Geldiğimiz noktada 86 milyon vatandaşımızın ve turistlerin gıda ihtiyaçlarınızı sonuçsuz bir şekilde karşıladık. Ayrıca 32,6 milyar dolarlı tarımsal ürün ihracatı yaparak ülke ekonomimize katkı sağladık. Bu çalışmaların sonucunda Avrupa’nın en büyük tarımsal üretim gücü olurken dünyanın da en büyük yedinci üreticilerimize şükranlarımı sunuyorum. Şehirlerimizi geleceğe taşımak, halkımıza refah ve güven dolu bir yaşam sunmak için kritik bir dönemeçteyiz. Tarımsal üretimin ve kaynak üretiminin stratejik önemi her geçen gün artıyor. Bu süreçte yerel yönetimler olarak sizlerin oynayacağı rol ülkemizin geleceği için hayatı bir önem taşıyor" şeklinde konuştu.



6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi Erzurum’da başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.