KÜLTÜR SANAT - 18 Haziran 2024 Salı 09:39

Çifte Minareli Medrese’deki hayat ağacının sırrı

A
A
A
Çifte Minareli Medrese’deki hayat ağacının sırrı

Erzurum’un tarihi ve kültürüne katkı anlamında çalışmalarını sürdüren ve bir çok konuda derleyici ve ders niteliğinde yazılar kaleme alan Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu, Çifte Minareli Medrese’nin “Taç Kapısında Türk Evren Algısı Nakışı” araştırdı.


Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu, Çifte Minareli Medresenin portalında çerçeve içerisindeki motifte bir kemer altında, adeta onu omuzlamış haldeki çift başlı karakuş hayat ağacının üzerinde durduğunu hatırlatarak, “Hayat ağacı yerden yükselmekte ay biçimli bir rozetten geçerek Gök’e yükselmektedir. Böri~kurt başlı, pullu gövdeli iki ejderha hayat ağacını sarmaktadır. Hayat ağacının daları hurma biçiminde resmedilmiş, dalları arasında nar biçimli meyveler ve küçük kuş figürleri görülmektedir. Çift başlı karakuş ya da kartalın Umay~Huma kuşunu temsil ettiği de düşünülmektedir. Hayat ağacının dalları göğün katmanlarını karşılamaktadır. Dalları arasında Hüma’nın yavruları ve kutsal meyveler bulunmaktadır. Karakuş Türklerde büyük ve yırtıcı kuşları tanımlar.” dedi.


“Tarih öncesinden bu yana hep vardı”


Hayat Ağacı’nın başlı başına üzerinde durulan bir konu olduğunu ve etraflıca araştırıldığını, doğu ve batı uygarlıklarında değişik biçimlerine rastlandığını ifade eden Kadıoğlu, sözlerine şöyle devam etti, “ Hayat Ağacı’na dair Eliade şunları yazmaktadır; “Tarih öncesinden başlayarak karşılaştığımız en yaygın mitsel dünya merkezi kozmik dağ ve dünya ağacıdır. Bu imgelere hem Altay halklarında hem de Asya’nın her yerinde rastlanır. Altay Tatarları Bay Ülgen’in göğün oratasında, Altın Dağ (Al-tau~ Altay) oturduğuna inanır. Abakan Tatarları buna ‘Demir Dağ’ adını verir.” And, Demir Kazık adlı ağacın yerden Kutup Yıldızına kadar uzandığına inanan eski Türklere göre yedi kat gök olduğu, cennetin burada yerleştirildiği ve göklerin en üstününün dokuzuncu gök olduğu düşüncesinin bulunduğunu ifade etmektedir.”


“Huma Kuşu Erzurum ile özdeşleşmiş gibidir”


Gök ile yeri bağlayan Hayat Ağacı şamanik ayin sırasında şamanın göğe, gezegenlere yükselmesinde aracılık yaptığını belirten Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu, Hayat Ağacı’nın dalları arasındaki kuşların doğmamış şaman ruhları olduğuna inanıldığını belirterek, “Bu son fikre göre ağacın tepesinde bulunan çift başlı kartal da muhtemelen Ayıg Toyon’u simgelemektedir. Bir başka düşünceye göre ise bu kuşlar ölümden sonra gidilen öbür dünyaya ruhların geçişini sağlamaktadır. Şaman ayinlerinde, şamanın hayat ağacının dallarını kullanarak göğe çıkışında karakuşun bulunduğu kapıdan geçmesi gerekmektedir. Bu ayinlerdeki şaman hareketlerinin günümüzde Siirt’te “Harahusta”, Urfa ve Adıyaman’da “Karakustana”, Hınıs’ta “Yarkusta” denen kartal oyununda yaşadığı görülmektedir. Yakutiye Medresesi’nin portalında bulunan aynı tabiattaki motifte alt sırada görülen aslan ve pars figürleri ise ayin sırasında göğe yükselen şamanı veya sıradan insanları kötü ruhlardan koruyan bekçilerdir. Umay, hayat ağacının sahibi ana tanrıçadır. Doğum ve doğacak çocukların koruyucusudur. Gök Tengri inancında Tanrıdan sonraki en önemli varlıktır. Eski Türk yazıtlarında Tanrı’nın yanında, ara sıra sadece onun adı geçmektedir. Hakas halkı Imay Ece, Sibirya Yakut’ları Ayısıt adını verdikleri umay bazen de Humay olarak adlandırılır ve Hüma kuşu ile bütünleşik anlamları vardır. Hüma kuşu türküsüyle günümüzde Erzurum ile özdeşleşmiş gibidir.” şeklinde konuştu.


“Motifin derinlemesine anlatılması gerek”


Çifte Minareli Medrese portalında olmayıp Yakutiye Medresesi’nin kapısında bulunan ‘şemse’ denen rozetler ise ay, güneş ve diğer gezegenleri temsil ettiğini söyleyen Kadıoğlu, “ Bu figürler gün ve ay tapıncına ilişkindir. Günümüzde ay ve yıldız olarak bayrağımızda, âlemlerde yer almaktadır. Çifte Minareli Medrese portalındaki motifte yer alan ejderha figürü kozmogonik anlamlıdır. Kâinatı kuşatmaktadır. Zaten buna yılan, nek yılan, büke ya da evren denilmektedir. Türk mitolojisinde yer ve gök evrenleri vardır. Yer evreni pulsuz, düz, boru gibi bedene sahip iken gök evreni pullu, kanatlı olarak tasvir edilmişlerdir. Sağlık, uzun ömür ve hükümranlık anlamları da yüklenmektedir. Evrenlerin zaman içerisinde biçim değiştirerek kurt başı şeklini kazandığı görülür. Bu biçim kayması anlamında kayma olarak görülmektedir. Gök kubbe ve Tanrı’ya ulaşma anlamındaki kozmik simge alp manasında kullanılmıştır. Bu son şekline Gök Türk, Uygur ve Selçuklu dönemi eserlerinde rastlanılmaktadır. Türk düşüncesinin günümüze ulaşan maddi varlığını oluşturan bu eserin yukarıda temas edilen anlamlarını yansıtacak biçimde yayımlanmasını bundan dolayı arzu etmekteyiz. Çifte Minareli Medrese kapısındaki bu motifin derinlemesine anlatılmasının yolu belki de nitelikli bir resimle mümkün olurdu.” diye konuştu.



Çifte Minareli Medrese’deki hayat ağacının sırrı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de Yaylacık’a yeni yaşam alanı Nilüfer Belediyesi, kente değer katan projelerine bir yenisini daha ekledi. Yaylacık Mahallesi’nde yapımı tamamlanan park ve koşu yolunun açılışını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, 2025 yılında kente 7 yeni park ile yaklaşık 30 bin metrekare yeşil alan kazandırdıklarını söyledi. Nilüfer Belediyesi, vatandaşların nefes alabileceği yeşil alanları ve spor yapabileceği sosyal donatıları kente kazandırmaya devam ediyor. Bu çalışmalar kapsamında Yaylacık Mahallesi’nde inşa edilen "Yaylacık Parkı ve Koşu Yolu" düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılış törenine; Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, Osmangazi Belediye Başkan Vekili Cemile Yılgör, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclis Üyesi Canan Taşer, CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Nigar Bölüker, CHP Bursa İl Gençlik Kolları Başkanı Berkcan Bora, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları, meclis üyeleri, Yaylacık Mahalle Muhtarı Basri Uzgur, geçmiş dönem Nilüfer Belediye Başkanı Faruk Baykal ve çok sayıda mahalle sakini katıldı. "2025 yılında 30 bin metrekare yeşil alan kazandırdık" Törende konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, 2025 yılı sona ererken kente kalıcı bir eser daha bırakmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Göreve geldikleri günden bu yana yeşil bir Nilüfer için çalıştıklarını vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, "2025 yılında Nilüfer’e 7 yeni park kazandırdık. Böylece ilçemizdeki toplam park sayısını 426’ya çıkardık. Yıl boyunca yaptığımız bu çalışmalarla kentimize yaklaşık 30 bin metrekarelik yeni yeşil alan eklemiş olduk. Doğasına ve yeşiline sahip çıkan bir yönetim anlayışıyla çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Yarısından çoğu yeşil alan Yaylacık Mahallesi’ne kazandırılan parkın teknik detaylarını da paylaşan Başkan Şadi Özdemir, alanın her yaştan vatandaşa hitap edecek şekilde tasarlandığını belirtti. Başkan Şadi Özdemir, "Toplam 2 bin 134 metrekarelik alanın, bin 255 metrekaresini, yani yarısından fazlasını yeşil alana ayırdık. Çocuklarımız için 238 metrekarelik güvenli bir oyun alanı, sporseverler için 153 metre uzunluğunda koşu yolu ve 54 metrekarelik spor aletleri alanı oluşturduk" diye konuştu. "Parklar, spor manifestomuzun bir yansımasıdır" Parkların sadece yeşil alan değil, aynı zamanda sağlıklı yaşamın merkezi olduğunu dile getiren Başkan Şadi Özdemir, bu alanların Nilüfer Spor Manifestosu’nun sahadaki en somut örnekleri olduğuna dikkat çekti. Sporu hayatın doğal bir parçası haline getirmeyi hedeflediklerini belirten Başkan Özdemir, şunları söyledi: "Nilüfer’de sporu; mahallede başlayan, yürüyüşle, oyunla ve hareketle yaşam kültürü haline gelen bir olgu olarak görüyoruz. Nilüfer’de herkes temiz hava solumayı hak ediyor. Her çocuk güvenle oynayabileceği bir parka sahip olmalı, her büyüğümüz evinin yakınında yürüyüş yapabilmeli. Biz bu anlayışla çalışıyor ve parklarımızı bu vizyonla hayata geçiriyoruz." "Nilüfer yaşam kalitesini artırıyor" Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız ise Nilüfer’in, 426 parkıyla kişi başına en fazla park düşen ilçelerden biri olduğunu söyledi. Saldız, açılan parkın Nilüfer’in ve Bursa’nın yaşam kalitesine katkı sunacağını ifade etti. Yaylacık Mahalle Muhtarı Basri Uzgur da mahalleye kazandırılan bu hizmetten dolayı Başkan Şadi Özdemir ve ekibine teşekkür etti. Konuşmaların ardından protokol üyeleri ve çocuklar açılış kurdelesini birlikte kesti. Törenin ardından parkı gezen Başkan Şadi Özdemir, oyun alanındaki çocuklarla ve vatandaşlarla sohbet etti.
Manisa Manisa’da 15 ton atık ilaç doğaya karışmadan imha edildi Manisa Büyükşehir Belediyesi ile Manisa Eczacılar Odası iş birliğinde, atık ilaçların çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi amacıyla protokol imzalandı. Protokol kapsamında il genelindeki eczanelerden toplanan yaklaşık 15 ton atık ilaç, uygun şartlarda imha edildi. Manisa Büyükşehir Belediyesi, "Sıfır Atık" vizyonu doğrultusunda çevre kirliliğini önlemek amacıyla dev bir adıma imza attı. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu ile Manisa Eczacı Odası Başkanı Duygu Elmas Mutlu arasında imzalanan protokol kapsamında, il genelindeki eczanelerden toplanan yaklaşık 15 ton son kullanma tarihleri geçmiş olan atık ilaçlar, çevreye zarar vermeden bertaraf edildi. Manisa Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı koordinesinde yürütülen çalışmada, eczanelerden toplanan atıklar özel ekiplerce teslim alındı. Çevre lisanslı bertaraf tesislerine nakledilen ilaçlar, yüksek standartlarda imha edilerek yer altı sularına ve toprağa karışması engellendi. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanlığı yetkilileri, atık ilaçların kontrolsüz şekilde çöpe atılmasının veya doğaya bırakılmasının ciddi çevresel riskler oluşturduğuna dikkat çekerek, bu tür iş birliklerinin önemine vurgu yaptı. Protokolün, çevre bilincinin artırılmasına ve sürdürülebilir bir gelecek hedeflerine katkı sağladığı ifade edildi.
Amasya "Amasya’dan İstanbul’a Şeyh Hamdullah Yazma Eser Sergisi" açıldı Amasya’da Osmanlı hat ekolünün kurucusu Şeyh Hamdullah’ın vefatının 505. senesi dolayısıyla ‘Amasya’dan İstanbul’a Şeyh Hamdullah Yazma Eser Sergisi’ düzenlendi. Sergiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da katılarak bilgi aldı. Amasya Bayezid Yazma Eserler Kütüphanesi’nde birbirinden değerli yazma eserlerin sergilendiği serginin açılışına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Açılışını yaptığımız sergi alanında bir ilktir. Bir taraftan büyük ustayı çok nitelikli bir çalışmayla anıyor, bir taraftan da onu Amasya ile yeniden buluşturarak bağrından çıkmış bu büyük tarihi şahsiyeti şehrimizin gündemine taşıyoruz" dedi. Bu serginin TÜYEK Yazma Mushaflar Dairesi Başkanlığı’nın gerçekleştirdiği 42. sergi olduğunu anlatan Bakan Ersoy, "Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz bu sergiler her şeyden önce insanımızın tarih ve kültür birikimimizin temel kişi ve unsurlarıyla tanışmasını sağlamayı, bunlarla irtibatını kuvvetlendirmeyi hedeflemektedir" diye konuştu. "170’ten fazla ülkede Türk dizileri seyrediliyor" Bir dizi ziyaretlerde bulunduğu Amasya’da Türk dizilerinin 170’ten fazla ülkede seyredildiğini ve Türkiye’nin turizm gelirlerinde yıl sonu hedefi olan 64 milyar doları aşacağına değinen Ersoy, "Amerika’da, Çin’de, Almanya’da, Rusya’da 200’e yakın ülkede Amasya’yı, Samsun’u, Diyarbakır’ı, Antalya’yı şehirlerimizi tanıtıyoruz. Bugün 170’ten fazla ülkede Türk dizileri seyrediliyor. 2017 yılının ilk 9 ayında yaklaşık 25 milyar doları biraz aşan bir gelirimiz vardı. Bugün geldiğimiz noktada 2025 yılının ilk dokuz ayında tam 50 milyar dolar gelir sağladık ülke ekonomimize. Aradaki farkı görüyorsunuz değil mi? Tam yüzde 100 artış. Son çeyrek rakamları da oldukça iyi geliyor. Yıl sonu hedefimiz olan 64 milyar doları aşacağız" şeklinde konuştu. Bakan Ersoy, Amasya Valiliği ve AK Parti İl Başkanlığı ile Amasya Olgunlaşma Enstitüsünü de ziyaret etti.