GÜNDEM - 23 Aralık 2025 Salı 12:05

Erzurum Tarih Derneği Başkanı Ömer Özden: "Sarıkamış bir yiğitlik destanıdır"

A
A
A
Erzurum Tarih Derneği Başkanı Ömer Özden: "Sarıkamış bir yiğitlik destanıdır"

Erzurum Tarih Derneği Başkanı Ömer Özden, Sarıkamış’ın vatanları için donarak can veren binlerce askerimizin şehadete erdiği bir yiğitlik destanı olduğunu söyledi. Başkan Özden, "Vatan için fedakarlığın, azmin ve kararlılığın göstergesi, ’Sarıkamış Harekatı’dır" dedi.


Mehmetçiğin, zorlu iklim ve arazi koşullarında, cesaret ve kararlılıkla hareketi zorlu hava koşullara rağmen üstün cesaretle yürüttüğünü ifade eden Tarih Derneği Başkanı Ömer Özden, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Birinci Dünya Savaşı Kafkas Cephesinde 22 Aralık 1914 - 05 Ocak 1915 tarihleri arasında yaşanan Sarıkamış Harekatı, zor hava şartlarına aldırmadan vatanları için donarak can veren binlerce askerimizin şehadete erdiği bir yiğitlik destanıdır. Mehmetçik, zorlu iklim ve arazi koşullarında, cesaret ve kararlılıkla hareket ederek hiçbir mazeretin ardına saklanmaksızın, vatanına ve istiklaline kastedenlere karşı kendilerini siper etmiştir. Dondurucu soğuk ve tipi altında şehit olurken bile kol kola giren ve ebediyete bu şekilde yürüyen Mehmetçiğin bu acı destanı bir fedakarlık ve kahramanlık örneği olduğu kadar, birlik ve kardeşlik dersidir.


"Türk ordusu Rus ordusuna karşı başarılı mücadeleler vermiştir"


Kafkas Cephesinin en önemli harekâtı olan Sarıkamış Harekâtı, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda kaybedilen toprakları geri almak ve Rusların Doğu Anadolu’yu işgalini engellemek için yapılmıştır. Kafkas Cephesi genellikle Türk ordusunun başarısız olduğu ve ağır kayıplar verdiği Sarıkamış Harekâtı ile hatırlanır, Sarıkamış Bir Yiğitlik Destanıdır.


"Sarıkamış Harekatı en büyük kara harekâtı olarak tarihe geçmiştir"


Kafkas Cephesinde Kasım ayında yapılan Köprüköy ve Azap muharebelerinde Türk ordusu Rus ordusuna karşı başarılı mücadeleler vermiştir. Buna rağmen harekâtın başarısız olmasına sebep olan birkaç neden vardır. 22 Aralık 1914’te başlayan harekâtın planlandığı gibi gitmemesinin en önemli nedenlerinden biri Türk askerinin hazırlıklı olmadığı sert kış şartlarıdır. -40 dereceye kadar düşen hava sıcaklığı Türk Ordusunun ağır kayıplar vermesine sebep olmuştur. Türk askerinin inançla, azimle, bıkmadan ve usanmadan mücadeleye devam etmesi büyük ümitlerle girişilen harekâtın başarılı olmasına yetmemiştir. Sarıkamış’ta 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit verdik. Donarak şehit olan 60 bin askerimiz 1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars’ı Ruslardan geri almak için harekata katılmışlardı. Milletimizin değişmez karakteri olan bağımsızlık ve özgürlük için canlarını feda ettiler.


’Mübarek Şehitlerimizin ölümsüzlük destanıdır.’


Sarıkamış Harekâtı, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde yaşanan ilk ve en büyük kara harekâtı olarak tarihe geçmiştir. Bu harekât bizlere Mehmetçiğin vatanı için her şartta gözünü kırpmadan mücadeleye hazır olduğunu bir kez daha göstermiştir. 22 Aralık 1914 yılında gerçekleştirilen Sarıkamış Harekâtı, aynı zamanda vatan, millet, bayrak ve hürriyet gibi kutsal değerler uğruna vazifeye koşan Mübarek Şehitlerimizin ölümsüzlük destanıdır.


Mehmetçik, Birinci Dünya Savaşı’nda Rus işgali altındaki toprakları kurtarmak için başlattığı Sarıkamış Harekatı’nda; canını dişine takıp imanla, inançla, azimle, yılmadan karlı dağları aşmak için mücadele etmişse de çok hazindir ki; kar, soğuk ve fırtına geçit vermemiş, düşmanla karşı karşıya gelemeden 60 bini donarak olmak üzere 78 bin Mehmetçiğimiz Allahuekber Dağları’nda şehit olmuştur.


Zorlu iklim ve arazi şartları sebebiyle düşmandan daha çok kayıp verdiğimiz bu amansız mücadelede; Mehmetçik, hiçbir mazeretin ardına saklanmaksızın vatanına ve istiklaline kastedenlere karşı çelikten sinesini siper etmiştir. Büyük kayıplar verilse de vatan uğruna çıkılan bu yoldan asla geri dönmeyi düşünmemiştir. Bugün bu kahramanların hatırası, her Türk vatandaşının yüreğinde bir gurur kaynağı olarak yaşamaktadır. Bu mücadelenin kutsallığı ve kahraman askerlerimizin cesareti bizlere de büyük sorumluluklar yüklemiştir. Bugün de bizler bu fedakârlığın bilincinde olarak onların izinde birlik ve beraberlik içinde vatan uğruna her durumda çalışmak zorundayız.


Geleceğimizi inşa edecek gençlerimze, Sarıkamış ruhu işlenmeli, onlara bu şuuru vermeliyiz. Zira dün olduğu gibi bugün de yarın da bizi istiklalimizden ve istikbalimizden mahrum etmeye çalışacak dâhili ve harici düşmanlarımız hep olacaktır. Onlara karşı mücadele etmenin en güçlü ve etkileyici yolu şan, şeref ve zaferlerle dolu yüce ve şanlı tarihimizin doğru anlatılması olacaktır. Vatanın bağımsızlığı ve milletimizin hürriyeti için canını feda eden bu kahramanları, bizler her zaman saygı, minnet ve dualarla anmaya devam edeceğiz.


Millî Mücadele ruhunu dizeleriyle ölümsüzleştiren, milletimizin derdini iliklerine kadar hissetmiş, vatan sevgisini yüreğine ilmek ilmek işlemiş ve kalemiyle aziz milletimizin umudu olmuş, bağımsızlık mücadelemizin temel taşı, İstiklal Marşı’mızın değerli şairi, fikir ve dava adamı Mehmet Akif Ersoy’u ölümünün 89. yıl dönümünde rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Ruhu şad, mekânı cennet, derecesi âli olsun.


Erzurum Tarih Derneği olarak, Bu vesileyle, Sarıkamış’ta bu vatan için gözünü kırpmadan şehadete yürüyen harekatının kahraman ismi Enver Paşa olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, şanlı askerlerimizi, ve yurdun her köşesinde kahramanlık örneği göstererek adını tarihe yazdıran tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, Sarıkamış Harekâtı’nın 111’nci yıl dönümünde bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler Belediyesi’nin düzenlediği ’6. Esenler Film Festivali’ ödülleri sahiplerini buldu Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen ’Esenler Film Festivali’nde "Kısa Film Yarışması" ve "Kısa Film Yapım Desteği" ödülleri sahiplerini buldu. Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen 6. Esenler Film Festivali, kapanış ve ödül törenine ev sahipliği yaptı. "Dijital Hayat" temasıyla sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatan festivalde, "Kısa Film Yarışması" ve ‘Kısa Film Yapım Desteği’ ödülleri sahiplerine verildi. Beyoğlu’ndaki bir sinemada gerçekleşen festivale, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Yönetmen Senarist ve Yapımcı Reis Çelik, Görüntü Yönetmeni Cevahir Şahin, Yazar Cihan Aktaş, Oyuncu Hakan Karsak, Oyuncu Nursel Köse ve sanatseverler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye salondakilere seslenen Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, "İnsanı diğer canlardan ayıran temel özellik adalet anlayışı, doğruyla yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneğidir. İşte insan yanlışla doğruyu birbirinden ayırt etme yeteneğine sahip olduğu için akım sahiptir. Akıl sahibi olduğu için de nefes aldığı günden itibar yaşadığı her bir hayatın hikâyesinde sorumluluklar taşır. Bu sorumlulukları taşırken bazınız duygularımızla hareket ederiz. Bazılarımız akıllarımızla hareket ederiz. Bazılarımız inançlarımızla, değerlerimizle hareket ederiz. Ama hepimizin dayandığı ve baktığı bir yer vardır. Hepimiz bir şehir arayışındayız. İyiyi aramak isteriz. Güzele ulaşmak isteriz. Doğruya ulaşmak isteriz. Hakikate ulaşmak isteriz. Hepimiz hep iyi ve güzelin yanında yer alarak kendimizi orada bir yer biçeriz. Bunu bazen iş ortamında ararız. Bazen beyaz perdede ararız. Bazen okulda ararız, bazen makalede ararız, bazen resim yaparken ararız. Ama kendimizi resim yaparken de en iyinin güzeli yanında isteriz. Makale yazarken de kendimizi iyi bir güzelin yanında yazarız. Beyaz perdede sinemayı izlerken de kendimizi iyi ve güzel olanın yanında buluruz" dedi. Göksu’nun konuşmalarının ardından festivale katılan yarışmacıların ödülleri takdim edildi.
Ankara HAK-İŞ: "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan, asgari ücretin açıklanmasının ardından yapılan açıklamada, "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısından çalışanları memnun edecek ve toplumu rahatlatacak sağlıklı bir asgari ücret çıkarılmayacağını her platformda dile getirdik. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısı, 1970’li yılların koşullarına göre şekillenmiş, çağın gerisinde kalmış ve çoğulcu temsilden uzak bir yapıdır. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ve bu yönüyle Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olarak değerlendirilebilecek asgari ücretin, çok daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısı içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Komisyonun; konfederasyonların temsil gücünü yansıtan, sosyal diyalogu esas alan ve toplumsal uzlaşıyı önceleyen bir yapıya kavuşturulması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından zorunludur" ifadelerine yer verildi. Asgari ücretin Türkiye’de çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti olduğuna değinilerek, "Asgari ücret, ülkemizde artık yalnızca ‘asgari’ bir ücret değil; çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti haline gelmiştir. HAK-İŞ olarak asgari ücretin; bir kişiyi değil, dört kişilik bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerektiğini savunuyoruz. Gıda, kira, ulaşım, enerji ve eğitim gibi zorunlu harcamaların merkeze alındığı, gerçekçi ve kapsayıcı kriterlere dayanan bir yaklaşım ile daha güçlü, daha gerçekçi ve daha adil kriterlere ihtiyaç olduğu açıktır. Öte yandan, asgari ücrete endeksli olarak kamuda yer alan çok sayıda düzenleme, ücret artışlarını baskılayan bir mekanizma haline gelmiştir. Mevcut bağlantılar ortadan kaldırılmadan, asgari ücretin özgür, gerçekçi ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde belirlenmesi mümkün değildir. Asgari ücret, emeğin yaşam standardını koruyan temel bir güvence olarak ele alınmalıdır" denildi. Komisyonun yapısının yeniden ele alınması beklentisine dikkat çekilen açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak beklentimiz; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden ele alınmasıdır. Asgari ücreti belirleme yetkisinin, dünyadaki örneklerde olduğu gibi işçi ve işveren temsilcilerinde olduğu, objektif ve güvenilir verilerle çalışan bağımsız bir mekanizmanın oluşturulması talebimizi yineliyoruz. Ancak bu şekilde hem çalışanların beklentilerini karşılayan hem de toplumsal huzuru güçlendiren bir asgari ücret politikasının hayata geçirilmesi mümkün olacaktır. 2026 yılı için belirlenen asgari ücretin emek camiamıza, çalışma hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.