SAĞLIK - 18 Kasım 2019 Pazartesi 11:53

’’Gençlik aşısı’’ ile yıllara meydan okuyun

A
A
A
’’Gençlik aşısı’’ ile yıllara meydan okuyun

Dermatoloji Uzmanı Dr.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Ata Nejat Ertek, her geçen gün estetik kaygılar, güzel görünme isteği, yaşlılık bulgularını gizleme ve daha genç görünme arzusu artmaya devam ettiğini belirtti.


Yaşlanmaya karşı gençlik aşısı uygulaması ile önemli bilgiler veren Dermatoloji Uzmanı Dr. Ata Nejat Ertek, “Cilt,vücudun en geniş, aynı zamanda güzelliğin dışa vurulduğu en önemli organıdır.Cilt yaşlanması diğer organlardan farklıdır seyreder.Vücudunuzun en büyük organını, cildinizi diğer organlardan ayıran başlıca fark onun dış etkilere de açık olmasıdır.Bu nedenle de çevresel faktörler deri yaşlanmasını etkilemektedir. Ultraviyole, hava kirliliği, enfeksiyonlar, sigara içmek ve bazı hormonal faktörler yaşlanma sürecini hızlandıran en önemli etkenlerdir” dedi.


Cildin yenilenme hızının 20’li ve 30’lu yaşlardan itibaren azalmaya başlıyor ve 30’lu yaşlardan sonra yaşlılık belirtileri ciltte kendini göstermeye başladığını anlatan Dr. Ata Nejat Ertek, “Vücudun çevresel faktörlere en çok maruz kalan bölgesi yüzdür.Yine aynı zamanda vücutta en çok kullanılan bölge yine yüzdür.Yaşlanmanın ilk belirtileri de bu bölge de meydana gelmeye başlar.Yüz,göz çevresi,boyun gibi...


Cilt yaşlanması bir yandan doku yenilenme ve doku esnekliği kapasitesinin azalması, çevresel faktörlerin cilde verdiği hasar sonucu ve yer çekimi etkisiyle meydana gelir. İlerleyen yaşla birlikte yenilenme yeteneği azalan cilt parlaklığını yitirir ve incelir. Esnekliğini kaybeden dokular yer çekiminin etkisi ile aşağı doğru yer değiştirirken, zemindeki kaslarının etkisiyle derin ve yüzeyel kırışıklıklar meydana gelir. Yüzün aşağı doğru sarkması sonucu da yüz ifadesini asık olur ve yorgun görünüm meydana gelir.Dolayısıyla cilt kalitesi bozulmuş olur” dedi.


Dr. Ata Nejat Ertek, çilt renginin değişmesi,dolgunluğun azalması sonrası ciltteki sağlıklı görünümün kaybolmaya başladığını ifade ederek, “Hyatüronik Asit cildin yapı taşlarından biridir.Cilt yapısında doğal olarak bulunan,parlak,mükemmel ve sağlıklı görüntüyü sağlayan Hyatüronik Asit genç deride oldukça fazla oranda bulunmaktadır.20’li yaşlarda azalmaya başlaması ile cilt olumsuz yönde etkilenir.Hyalüronik asitin azalması, ciltte volüm ve hidrasyon desteği gerektirir.Deri altına enjekte edilen aşılarla zarar görmüş cilt canlanmaya ve Hyatüronik Asit yeniden istenilen miktardaki seviyeye ulaşmaya başlar.Bu aşılar tüm cilt tiplerinde yüz,boyun,dekolte bölgesi,dudak üstü,göz çevresi,alın,el üstü gibi...bölgelerin tümüne uygulanabilir. Gençlik aşısının etkisi, özellikle hacim ve yüzün yukarıya doğru yapılanması hemen ortaya çıkar. Parlaklık ve canlılık 7 gün içinde başlar ve aylar içinde artarak devam eder” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.