SAĞLIK - 15 Şubat 2020 Cumartesi 10:47

Kötü duruşun olumsuz etkilerine dikkat

A
A
A
Kötü duruşun olumsuz etkilerine dikkat

Prof.

Prof.Dr. Turan Uslu, kötü duruşun olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.


Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr. Turan Uslu, “’Hımbıl olma’, ‘dik otur’, ‘Dik dur’, ‘Omuzlarını geride tut’, ‘Bilgisayarın başında saatlerce geçirme.’ Çocukken, annemizden, babamızdan bu emirleri muhtemelen binlerce kez duymuşsunuzdur. Küçükken, bu ifadeler sadece yetişkinlerin söylemekten hoşlandığı bizimde hoşlanmadığımız cümlelerdi. Bu cümleler şimdi çok daha fazla anlam taşıyorlar. Bu cümlelerin ne kadar önemli olduğunu ve mutlak uyulması gereken kurallar olduğunu ancak iş işten geçtikten sonra anlıyoruz. Kötü duruş sadece sizi kamburlaşmış, omuzlarınız öne gelmiş, boynunuz düzleşmiş vey a ters dönmüş, göğüsleriniz sarkmış göstermez, aynı zamanda sağlığınızı olumsuz etkiler. Kötü duruş, tüm dünyada milyonlarca hatta milyarlarca kişiyi etkileyen bir salgındır, adeta modern çağın vebasıdır. Ve bazılarının iddia ettiği kadar basit veya önemsiz bir olay değil, ciddi bir sağlık sorunudur. Kötü duruş, çoğu kişinin bildiğinden çok daha fazla zihinsel ve fiziksel sağlık problemlerine neden olur. Bu problemler hayatınızın geri kalanında genel sağlığınız üzerinde uzun süre kalıcı etkileri olabilir. Kötü duruşun sebep olduğu sağlık sorunlarından bir kısmını kısaca anlatacağız” dedi.


Prof.Dr. Uslu, kötü duruşun olumsuz etkilerini şöyle sıraladı:


“1. Omurga sağlığını olumsuz etkiler: Kötü duruş, omurganızın doğal eğriliklerini değiştirerek, omurganıza binen yüklenmeyi artırır. Doğal, sağlıklı halinde, omurganızın kendine has bir eğriliği vardır, boyunda doğal bir çukurluk, sırtta doğal bir kamburluk, belde de doğal bir çukurluk vardır. Omurganın yanlara eğriliği ise 3-5 dereceyi geçmez Pratik olarak omurgaya arkadan bakıldığında düzdür. Masanıza yığılıp yıllarca aynı ozisyonda durduktan ve kötü durduktan sonra, omurganızın doğal eğrilikleri kaybolur. Aslında, omurganızdaki aşırı gerginlik o kadar kötü hale gelebilir ki, omurganızın bütünlüğü zarar görür, diskler sıkışır, dejenere olur, ligamentler esner, uzar veya kısalır, eklemler sıkışır, omurga etrafındaki kaslarda spazmlar ve zayıflıklar olur. Böylece disklerinizin zayıflamasına, sıkışmasına ve omurganızın aşınmasına neden olur. Bu değişiklikler sadece uzun süreli ağrı ve rahatsızlığa neden olmakla kalmaz, aynı zamanda yeni durum omurganızın şoku absorbe etme ve uygun dengeyi sağlama yeteneğini de bozar.


2. Kötü Duruş Depresyon ve Strese Sebep Olur: Daha önce de belirtildiği gibi, kötü duruş sadece üzgün ve çökük göstermez gerçekten size üzer ve çökertir. Kötü duruşu alışkanlık haline getirenler daha erken yaşlanırlar, daha çok depresyondadırlar ve daha kaygılıdırlar. Örneğin, omurga sağlığı ve duruşları iyi olan insanların testosterone seviyeleri daha yüksek bulunmuştur bu onlara güç ve kontrol hissi verir ve stres hormonu olan kortizol seviyesini düşürür. Vücudunuzu olumlu etkileyen pozitif hormonlara sahip olmak, kendinizi ve etrafınızdaki dünyayı daha mutlu algılamak için duruşunuza dikkat edin, omurga sağlığınızı koruyun.


3. Sindirim Sorunları: Kötü duruş sadece omurgayı etkilemez; aynı zamanda sindirim sisteminizi de etkiler. Kötü duruşun omuzlarınızı, boynunuzu, belinizi etkileyebildiğini fark etmek kolaydır, çünkü bunlar görünürdür, ancak vücudunuzu doğal olmayan pozisyonlarda uzun süre kalmak tüm iç organları olumsuz etkiler. Yanlış oturma ve ayakta durma, bağırsakları sıkıştırır, bu da sindirimi olumsuz etkiler ve asit, reflü, gazlılık ve fıtık mide barsak sorunlarına sebep olur. Daha da şaşırtıcı olan, kötü duruş metabolizmayı da etkileyebilir, kilo almanıza ve göbek çevresinde yağ birikmesine yol açabilir.


4. Artan Ağrı: Vücudunuza şeklini veren ve esnekliğinizi sağlayan omurganız ve ona bağlı eklemler sağlıklı bir düzende, dizilimde olmadığı zaman, bedeniniz mutlu değildir ve bedeninizin mutlu ve huzurlu olmadığında bunun ifade ediliş tarzı ağrıdır, ağrı ve acı varsa vücudunuzun bir yerinde bir sorun var demektir. Aslında, kötü duruş; kronik omurga ağrısı (bel, boyun, sırt) ve disk dejenerasyonuna neden olur. Bunun sebebi, omurga çevresindeki kaslar, eklemler, tendonlar, diğer yumuşak dokular ve kemiklerdeki gerginliğin artmasıdır. Kötü duruş, kalçalarınız, omuzlarınız ve boynunuz dahil olmak üzere vücudunuzun bazı kısımlarında ağrıya sebep olabilir. Baş ağrısına yol açabilir. Vücut kompozisyonunuz, çeşitli vücut parçalarınızın ağırlığını destekler, ancak kötü duruş durumlarında destekleyecek dokulara çok daha fazla yük biner. Örneğin baş öne doğru eğik tutulduğunda boyun omurlarına binen yük üç dört kat artabilir. Kötü bir şekilde oturma durumunda göğüslerin ağırlığı bir kaç kat artarak sırt omurlarına ve omuz eklemlerine ekstra yük bindirir. İyi duruş, vücudunuzun başınızın ve diğer vücut parçalarının ağırlığını zahmetsizce desteklemesini sağlar.


5. Kalp-damar ve Akciğer Sorunları: Kötü duruş sindirim sisteminize zarar verdiği gibi, ciğerlerinizi ve kalbinizi de zarar verir. Kötü duruş konusundaki Avustralya’da yapılan bir çalışmada, tüm gün masalarında oturan kişilerin yaşam sürelerinin kısaldığını ve kardiyovasküler hastalık riskinin arttığı gösterilmiştir. Bu risk artışının bir kısmının sebebi, kötü duruşun kan ve oksijen akışını da kısıtlamasıdır, kötü duruştan dolayı nefes alma, konuşma ve fiziksel egzersiz yapma zorlaşır. Vücudunuzdaki her hücre, yaşamak ve görevini yapmak için oksijene ihtiyaç duyar, bu yüzden oksijenin vücudunuzdan olabildiğince serbestçe dolaşmasına yardımcı olmak önemlidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.