GÜNDEM - 12 Aralık 2025 Cuma 11:27

Rektör Hacımüftüoğlu, Bakan Memişoğlu ve Bakan Kurum’u ziyaret etti

A
A
A
Rektör Hacımüftüoğlu, Bakan Memişoğlu ve Bakan Kurum’u ziyaret etti

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, başkent Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyareti kapsamında Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile bir araya gelerek üniversitenin yürüttüğü stratejik projeler hakkında görüşmelerde bulundu.


Sağlık alanındaki vizyoner adımlar Bakan Memişoğlu’na aktarıldı


Görüşmelerin ilk durağı Sağlık Bakanlığı oldu. Rektör Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, Bakan Memişoğlu ile yaptığı toplantıda, Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulan İlaç, Aşı ve Biyoteknoloji Enstitüsü ile bu kapsamda yürütülen çalışmaları detaylı biçimde ele aldı. Ayrıca Araştırma Hastanesinin bilimsel ve klinik altyapısını güçlendirmeye yönelik projeler ile Sağlık Bakanlığının desteğiyle kurulumu başlatılan İlaç Hammadde Üretim Tesisi hakkında bilgi verdi.


Rektör Hacımüftüoğlu, söz konusu yatırımların yerli ve milli ilaç üretim kapasitesine ivme kazandıracağını ifade ederek, bu adımların hem üniversite hem de ülkemiz açısından yüksek stratejik önem taşıdığını vurguladı.


Türkiye’nin sağlık alanındaki dışa bağımlılığını azaltma hedefiyle doğrudan örtüşen bu çalışmaların, ulusal üretim altyapısının güçlendirilmesinde kritik bir misyon üstlendiğini de görüşmede dile getirildi.


Üniversitenin bilimsel ve fiziksel gelişimi için Bakan Kurum ile görüşüldü


Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, ziyaretin ikinci ayağında Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’u makamında ziyaret etti. Görüşmede Atatürk Üniversitesinin özellikle İlaç Hammadde Üretim Merkezi yatırımı başta olmak üzere, bilimsel altyapıyı güçlendirmeye yönelik projelerinin şehrin gelişimine sağlayacağı katkılar ele alındı.


Üniversite-şehir iş birliğini daha da güçlendirecek ortak projeler, çevresel sürdürülebilirlik, kampüs altyapısının güçlendirilmesi ve önümüzdeki dönemde hayata geçirilmesi planlanan stratejik adımlar da toplantının gündeminde yer aldı.


"Üniversitemiz, ülkemizin geleceğine katkı sunmaya devam edecek"


Her iki görüşmenin de verimli geçtiğini belirten Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, nazik misafirperverlikleri ve üniversiteye verdikleri destekler dolayısıyla Bakan Memişoğlu ve Bakan Kurum’a teşekkür etti. Hacımüftüoğlu, Atatürk Üniversitesi olarak bölgesel kalkınmaya öncülük etmeye, bilimsel üretimi desteklemeye ve Türkiye’nin stratejik hedeflerine katkı sunmaya kararlılıkla devam edeceklerini ifade etti.



Rektör Hacımüftüoğlu, Bakan Memişoğlu ve Bakan Kurum’u ziyaret etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Sanayi sitesindeki cinayette yargılama devam etti Kastamonu’da kaporta tamiri ve araç boyama tartışması sebebiyle işlenen cinayetle ilgili sanıkların yargılamasına devam edildi. Olay, 13 Temmuz 2024 tarihinde Kastamonu Eski Sanayi Sitesi 6. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kaporta ustası İbrahim Aslan ile Ümit B. ve kardeşi Fatih B. arasında kaporta tamiri ve araç boyaması sebebiyle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine çıkan kavgada taraflar birbirlerine bıçak ve silahla saldırdı. Taraflar arasında çıkan silahlı kavgada kaporta ustası İbrahim Aslan, kurşunların isabet etmesi sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı aileden Yaşar B., Ümit B., Fatih B., Kazım B. ve Sevinç B. gözaltına alındı. Kastamonu Adliyesine sevk edilen şüphelilerden Ümit B. ve Fatih B. tutuklanırken, Yaşar B., Sevinç B. ve Kazım B. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar hakkında "kasten öldürme" suçundan açılan dava görülmeye devam etti. Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanık Fatih B., "Olay yeri keşfi sırasında orada bulunan araçlar benim kafamı karıştırmıştır. Bu yüzden yanılgıya düşmüş olabilirim. Bu konuda daha detaylı savunmamızı rapor geldiği zaman yapacağım. Ayrıca maktulün kardeşi Erol, benim ateş ettiğimi beyan etti, ’sağ ön kapıdan indi. 3-5 el dükkana doğru ateş etti’ dedi. Bu iddialar tamamen asılsızdır. Maktulün kardeşinin yalan beyandan dolayı ben, 17-18 aydır mağdur durumdayım, tutuklu bulunuyorum." dedi. Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanık Ümit B., önceki ifadelerini tekrar ettiğini belirterek tahliyesini istedi. Diğer tutuksuz yargılanan sanıklar Yaşar B., Sevinç B. ve Kazım B. de suçsuz olduklarını ifade etti. Mahkeme heyeti olay yerinde yapılan keşif raporunun gelmesinin beklenmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Niğde Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu: "Niğde ve üniversitemiz için daha güçlü bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz" Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi rektörlüğüne yeniden atanan Prof. Dr. Hasan Uslu, kararın ardından teşekkür mesajı yayımladı. Prof. Dr. Uslu, mesajında, "Şahsımı bu onurlu göreve layık gören başta saygıdeğer Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a ve kıymetli YÖK üyelerine şükranlarımı arz ederim" ifadelerini kullandı. Dört yıl önce başlayan görev sürecine değinen Uslu, üniversitenin 32 yılı aşkın köklü yapısı içerisinde huzurlu bir çalışma ortamı oluşturmanın ve belirlenen vizyonu güçlendirmeye yönelik çalışmaların kendilerini başarıdan başarıya taşıdığını vurguladı. Elde edilen tüm başarıların akademik ve idari personelin katkılarıyla mümkün olduğunun altını çizen Rektör Uslu, "Görev ve sorumluluk bilinciyle yeniden bu göreve layık görülmemizde emeği olan tüm mensuplarımıza teşekkür ederim" dedi. Niğdeli vatandaşlara da özel bir teşekkür mesajı ileten Rektör Uslu, destekleri, duaları ve gönülden bağlılıklarıyla her zaman yanlarında olduklarını belirterek, "Gece gündüz dualarıyla yanımızda olan, mesajlarıyla güç veren çok kıymetli Niğdeli hemşerilerime ayrı bir teşekkürü borç biliyorum. Gönlü güzel hemşerilerim, Cenabı Allah sizlerden razı olsun.Önümüzdeki süreçte de hem üniversitemizi hem de Niğde’mizi ulusal ve uluslararası düzeyde çok daha yukarılara taşımak için, şehrimizle ve tüm paydaşlarımızla daha güçlü bir birliktelik içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.Bu düşüncelerle yeniden atama kararının kahraman şehidimiz ve hemşehrimiz Ömer Halisdemir’in adını onur ve gururla taşıyan Üniversitemize ve medeniyetleri şehri Niğde’mize hayırlı olmasını diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt’ta ev sahibi, alacakları nedeniyle kiracısının evini bastı Esenyurt’ta ev sahibi ve yakınları 3 aydır kirasını ödemeyen kiracısının evine saldırdı. Camlara vuran, taş atan ve tehditler savuran grup, kameraya yansıdı. Taraflar birbirinden şikayetçi oldu. Olay, dün akşam saatlerinde Esenyurt ilçesi Balıkyolu Mahallesi’nde yaşandı. Ev sahibi ve yakınları, birkaç aydır birikmiş kirasını ödemeyen kiracısı ile konuşmak için eve geldi. Yaşanan tartışma bir süre sonra saldırıya dönüştü. Kalabalık grup, kiracı Nurettin Taş’ın evinin kapısına eşyalarına zarar verdi. Yaşanan anlarda Taş ailesi, olayı cep telefonu kamerası ile kaydetti. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, tarafları emniyete götürdü. Taraflar birbirinden şikayetçi oldu. Yaşanan süreci anlatan kiracı Nurettin Taş," Ev sahibim ve evi tuttuğum emlakçı geldi konuştuk. Maddi sıkıntılarım olduğu için süre istedim onlardan fakat kendileri bu süreyi bana tanımadı. Kalabalık bir grup evime saldırdı. Ayakkabılarımı kırdılar, kapımı kırdılar tüple saldırdılar. Ben sakinliğimi korudum. Çocuklarım var. Polisi aradım geldiler haklarında işlem başlattık. Şikayetimi çekmemem için beni zorluyorlar. Ben şikayetimden vaz geçmeyeceğim. 5 aydır değil ayın 15’inde 3’üncü kiram var. Her birisi farklı farklı süreden bahsediyor. Oturduğum süre belli attığım paralarda dekontlarda sabit. Çoluk çocuğumun can güvenliği yok. Şu anda işten çıktım buraya geldim bir sorun var mı diye. Çocuklarımın psikolojileri bozuldu. Şikayette bulunduk. Adaletin yerini bulacağını düşüyorum. Mahkeme sürecine gireceğiz. Dün akşam da babası geldi ’bu evden çıkacaksın 2 gün içinde burası Esenyurt gerekeni yapacağız. Biz bir şekilde sizi çıkaracağız’ diyerek tehditler savurdu" dedi.
Kastamonu Fakirlikten var olan yemek şimdi şehrin vazgeçilmezi Osmanlı dönemindeki savaş ve yokluk zamanlarında, simitle yapılan ve 2019 yılında coğrafi işaret tescili alan Kastamonu tiridi, kentin vazgeçilmez lezzeti haline geldi. Osmanlı döneminde, yaşanan savaş ve yokluk zamanlarında kadınların ellerindeki bayat simitleri ve ekmekleri değerlendirerek yaptığı Kastamonu tiridi, 2019 yılında Türk Patent Kurumu tarafından coğrafi işaret sicil belgesi verilerek tescillendi. Yöresel yemekleriyle son dönemde turistlerin ilgi odağı haline gelen Kastamonu’da, tirit yemeği hem şehirde yaşayan vatandaşlardan hem de yerli turistlerden büyük ilgi görüyor. Kentteki restoranlarda, coğrafi işaretli Kastamonu simidi, kemik suyu, kıyma, yoğurt, tereyağı ve baharatlarla hazırlanan Kastamonu tiride kentte yaşayan ve farklı şehirlerden gelen vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Aynı aile üç kuşaktır lezzeti müşterileriyle buluşturuyor Kastamonu’da yaşayan Köse ailesi de 3 kuşaktır Kastamonu’daki Tarihi Nasrullah Meydanındaki restoranda tirit yemeğiyle geçimlerini sağlıyor. Kastamonu tiridinin tarihiyle ilgili bilgi veren ustalar, yemeğin tarifini değiştirmeden uzun yıllar yaptıklarını ifade etti. "Lezzetimizi ve çizgiyi hiç bozmadık" 1953 yılından beri tirit yemeği yaptıklarını söyleyen Bülent Köse, "Burası, ustadan, babadan gelen bir müessese, tarihiyle birlikte yaşıyor. Saat 09.00 gibi kemik suyunu kaynatmaya başlıyoruz ve simidi sabahtan çatlatmak gerekiyor. Sarımsaklı yoğurt, kıyma, tereyağı malzemelerimiz tamamen yöreseldir. Simit, her gün taze alınır, soğuk olması gerekir, elle doğranması gerekiyor. İlk olarak kemik suyuyla ıslatıyoruz, güzelce ıslattıktan sonra sarımsaklı yoğurt, kuru kıyma ve kızarmış köy tereyağı ekleriz. Tirit yemeğine lezzetini en çok veren tereyağı ve kemik suyudur. Biz lezzetimizi ve çizgiyi hiç bozmadık. Eski müşterilerimiz hala gelmeye devam ediyorlar, geldiklerinde de eski tadın hala aynı olduğunu söylerler. Bu da bizim için en büyük mutluluk" dedi. "Yemeğin tarihi Osmanlı’ya kadar dayanıyor" Babasıyla birlikte Kastamonu tiridi yapan Batuhan Hasan Köse de, "Her gün, meşhur olan Kastamonu sade simidi fırından alınır, taze olması gerekir. Simit bıçakla kesilmez, elimizle kopartırız. Daha sonra dananın ilikli kemik suyu 3 saat boyunca kaynatılır. Sonra da yoğurt ve kıyma ve tereyağı eklenir. Yemeğe lezzetini ilikli dana kemiği verir, kemiğin yağ oranı çok önemlidir. Tirit yemeği eskilerden geliyor ve kalitesi hiç bozulmadı. Biz 1953’ten beri bu yemeği yapıyoruz. Gelen müşterilerimiz de gayet memnun. Yemeğin tarihi Osmanlı’ya kadar dayanıyormuş. Eskiden şartlar kısıtlı olduğu için yemekler arasında makul bir yemek olarak görünüyormuş. Osmanlı zamanında yokluktan dolayı tercih ediliyormuş. Şimdi turizme hitap ediyor. Bu yemeği sabah, öğle, akşam, istediğiniz zaman yiyebilirsiniz" diye konuştu. "Türkülerde de bu geleneğin izleri bulunuyor" Kastamonu’da yaşayan Ömer Gülamoğlu da tirit yemeğini sürekli yediğini belirterek, "Tirit, Kastamonu için sadece bir yemek değil, şehir kültürünün değişmez bir parçası. Nasıl Taşköprü kuyu kebabı meşhur ise tirit de aynı şekilde kentin simgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Hatta ’Tiridine Bandım’ gibi türkülerde de bu geleneğin izleri bulunuyor. Hikayeye göre, savaş yıllarında erkekler cephedeyken evde kalan kadınların kıtlık döneminde hazırladığı tirit, bugün hala aynı lezzetle yaşatılıyor. Genellikle soğuk mevsimlerde tüketilen tirit, Kastamonu’ya gelenlerin mutlaka tatması gereken özgün bir lezzet olarak gösteriliyor. Yöresel tatları geleceğe taşımaya devam eden bu tarihi işletme de hem kültürü hem de geleneği yaşatmanın gururunu taşıyor" şeklinde konuştu. Tirit yemeğini ilk kez yediğini ifade eden Mehmet Emin Duman isimli vatandaş da, "Arkadaşım burayı önermişti, ben de denemek istedim. Çok beğendim, çok güzel. Ailemle de gelmek isterim. İlk yediğimde yumuşak bir tat verdi, daha sonra lezzetini almaya başladım" ifadelerini kullandı.