SAĞLIK - 16 Mayıs 2019 Perşembe 10:43

Stresi artıran durumlara dikkat

A
A
A
Stresi artıran durumlara dikkat

Psikiyatrist Psikoterapist Yrd.

Psikiyatrist Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, stresi algılamanın kişiden kişiye farklılık gösterdiğini belirterek, birisi için kolay baş edilen stresin diğeri için bir felaket olabildiğini söyledi.


Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “Stres güncel yaşamımızda sıkça kullandığımız bir sözcüktür. Herhangi bir yeni durumla karşılaştığımızda beynimiz bunu stres olarak algılar ve vücudumuzda ve ruhsal yapımızda buna karşı bir cevap gelişir. Stres zararlı olduğu kadar aynı zamanda faydalıdır. Örneğin birisiyle belirli bir saatte buluşacaksak, bu bizde stres oluşturur. Buna uygun olarak evden çıkarız ve randevumuza gideriz. Gitmeden önce ne kadar zamanda orada olacağımız hesaplamamız, hava durumuna göre giyinmemiz stres sonucu yaptığımız davranışlardır. Bu davranışlarımız sayesinde o kişiyle zamanında buluşuruz ve dışarıdaki hava koşullarından etkilenmeyiz. Hayatınızda, böyle tonlarca stres vardır, bu da bizim hayatta kalmamızı sağlar” dedi.


Stres anında vücutta çeşitli hormonlar salgılandığını, bu hormonlar sayesinde yeni durumla savaşacak hale geldiğimizi anlatan Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “Stresle bir durumla karşılaştığımızda; ilk olarak beynimiz alarm verir. Bu alarm sayesinde durumla ilgili dikkatimizi toplarız ve vücudumuzu hazırlarız. Bu hazırlanma bizim yeni duruma karşı direncimizi artırır. Ve bu durumla savaşmamızı veya baş etmemizi sağlar. Eğer savaşamazsak ya da baş edemezsek tükenme meydana gelir. Yani strese yenik düşeriz. Strese ne düzeyde karşı koyabileceğimizi, onun ne seviyede olduğuyla ilgilidir. Eğer stres bizim kaldırabileceğimizden fazlaysa, sürekliyse, yeterince savaşacak gücümüz yoksa ya da birden fazlaysa; baş etmemiz de zor olacaktır. Stresi algılama kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Birisi için kolay baş edilen stres, diğeri için bir felaket olabilmektedir. Bazen aynı stresle daha önce kolay başa çıkabilirken, yeniden aynı stresle başa çıkamayabiliriz” diye konuştu.


Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, stresin bizi daha fazla etkilediği 10 durumu şöyle sıraladı:


“Ergenlik Dönemi; Ergenlik insan hayatında en kritik noktalardan biridir. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olan bu dönemde ergen birçok konuda hassaslaşır. Daha alıngan ve daha sinirli olabilir. Vücudunda ve zihnindeki oluşan değişikliklere uyum sağlaması zaman alacağından, strese karşı daha dayanıksızdır. Bunun karşılığı olarak; onun için küçük sorunlar bile, içinden çıkılması zor bir hal alabilir.


Evlilik; Evliliğin ilk zamanlarında kadın da erkek de strese daha duyarlı olabilir. Hatta evlenmenin hemen öncesinde; ailelerin karşılaşması, birbirine uyumları, söz, nişan, nikâh törenlerinin her biri ayrı bir strese neden olabilir. Bunun dışında evlilikle birlikte yeni bir eve, karşısındaki kişinin alışkanlıklarına alışılması strese neden olabilir.


Yeni İş; Yeni bir iş, kişide heyecan oluşturabileceği gibi aynı zamanda, strese de neden olur. İşteki yeni arkadaşlıklar, iş yerinin işleyiş biçimi, patronun ya da müdürünün davranış biçimi strese neden olabilir.


Şehir değiştirme; Okul, iş ya da ekonomik nedenlerle kişiler şehir değiştirmek zorunda kalabilirler. Bu gelişme olumlu bile olsa, yeni bir şehre alışmak başlangıçta strese neden olabilir. Ulaşım, basit ihtiyaçların karşılanmasında şehri iyi bilememe, yakınlarından uzaklaşma kişiyi stresle karşı karşıya bırakabilir.


Terör; Ülkemiz için bir tehlike oluşturan terör olayları kişilerde stres oluşturur. Savaştan kaçıp ülkemize sığınanları görmek, terör olaylarına medyadan ya da birebir şahit olmak, kişide stres oluşturabilir. Bu nedenle kişi zorlanabilir, güvenlik konusunu fazla abartabilir, kalabalık mekanlardan uzak durabilir, işlerini aksatabilir, etrafta olan fısıltıları-uydurma haberleri daha fazla önemseyebilir.


Hamilelik; Hamilelik dönemi kadın için stres nedeni olabilir. Bir yandan vücudundaki değişiklikler, kilo alımı, hamilelik süresi, doğum şekli, çocuğa bakmakla ilgili kaygıları artabilir. Hatta bu durumlar bazen eşte de kaygı oluşabilir. Bunun yanı sıra eğer kadın, daha önce düşük yapmışsa, hamilelikle ilgili risk varsa, istemediği bir hamilelik oluşmuşsa strese maruz kalır.


Trafik; Özellikle büyük şehirlerde trafikte geçirilen sürenin fazlalığı, trafik kurallarına uymama, kısıtlı sürede gerçekleştirilmesi gereken işler, kaza riski kişilerde yoğun strese neden olabilmektedir.


Hastalıklar; Kişinin yakalandığı ve tedavisinin uzun sürdüğü hastalıklar, kanserler, uzun süre ilaç kullanımı gereken tansiyon ve şeker gibi hastalıklar, doğuştan hastalıklar, kişinin hareket etmesini zorlaştıran hastalıklar başlı başına bir stres kaynağı olabilir.


Çocuk Bakımı; Günümüzde çalışan insanların en yoğun sorunlarından birisi çocuk bakımı ile ilgilidir. Eğer kadın çalışıyorsa; çocuğunu bırakacak güvenli bir ortam konusunda strese girebilir. En çok da yabancı bakıcı ile bu durumu çözmeye çalışan kişiler daha büyük stres altında olabiliyorlar. Bu nedenle eve kamera yerleştirme, aralıklı kontrol etme gibi zorluklar oluşabilmektedir.


Çocuklar; Çocukların sınav stresleri, eğitim masrafları, okullarıyla ilgili alınması gereken kararlar, özel ders ücretleri gibi birçok konu ailelerde strese neden olabilmektedir. Bunun dışında çocuklarının kardeşleriyle olan sorunları, arkadaş seçimi, boş zamanlarında yaptıkları, dışarıdaki tehlikeler de farklı streslere neden olabilmektedir. Panik bozukluk, depresyon, endişe bozukluğu, öfke kontrolünde bozukluklar gibi birçok psikiyatrik sorun yaşanabilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.