ASAYİŞ - 05 Aralık 2025 Cuma 09:27

Tamir ettiği bacayı kontrol için çatıya çıktı, 5 katlı binadan zemine düştü

A
A
A
Tamir ettiği bacayı kontrol için çatıya çıktı, 5 katlı binadan zemine düştü

Erzurum’da beş katlı apartmanın çatısına kontrol amaçlı çıkan Ümit Akın (35), dengesini kaybedince zemine düştü. O anlar güvenlik kamerasına yansıdı.


Ümit Akın, tamir ettiği bacayı kontrol etmek için çıktığı binanın çatısından bir anda dengesini kaybetti ve bu onun sonu oldu. Erzurum’un Palandöken ilçesi Hüseyin Avni Ulaş Mahallesi Gökdeniz Sokak’ta meydana gelen olayda; Ümit Akın tamir ettiği bacayı kontrol etmek için bir sonraki gün beş katlı apartmanın çatısına çıktı. Bacayı kontrol eden adam bir anda dengesini kaybederek kaymaya başladı. Çatıda tutunacak bir yer arama telaşındaki Ümit Akın, tüm çabasına rağmen zemine düştü. Olay sonrası yapılan ihbar üzerine kaza yerine sağlık ve güvenlik ekibi sevk edildi.


Sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahale sonrası Ümit Akın, Erzurum Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak burada da yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Kazanın meydana geldiği o anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.


Polis olayla ilgili inceleme ve soruşturmasını sürdürüyor.



Tamir ettiği bacayı kontrol için çatıya çıktı, 5 katlı binadan zemine düştü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Vali Çiftçi; "Narkotik ve trafikle ilgili mücadelemizde vatandaşlarımızdan destek bekliyoruz" Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, ilin 11 aylık asayiş olaylarını değerlendirirken narkotik suçlarla ve trafik kazaları ile ilgili mücadelede vatandaşlardan destek istediklerini ifade etti. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, geçen yılın 11 ayında ilde toplam 982 tane narkotik olayı gerçekleştiğini hatırlatarak, "Bu sene sayının 973 olduğunu görüyoruz. Bu suçlarla mücadelede geçen sene bin 437 şüpheli olarak yakalanmıştı. Bu sene bin 431 kişinin yakalandığını ve haklarında işlem yapıldığını görüyoruz. Yine geçen 153 kişinin tutuklandığını söyleyebiliriz. Bu sene yakalanan narkotik maddelere baktığımız zaman özellikle metamfetamin ve kaçak hint keneviri dediğimiz konularda daha fazla yakalama olduğunu, daha fazla ele geçirilme olduğunu da ifade edebiliyoruz. Bu konuda ilimizdeki kolluk kuvvetlerimiz üzerine düşen görevlerini fazlasıyla yerine getiriyor. Zehir tacirlerine kesinlikle fırsat ve meydan vermiyorlar. Ama daha öncede ifade ettiğim gibi; bu konuda hem devletin diğer kurumlarından hem sivil toplumdan hem de ailelerden yardım ve destek beklediğimizi bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum" dedi. İşte Erzurum’un trafik karnesi Vali Çiftçi, Erzurum’un 11 aylık trafik karnesini de değerlendirirken, "Hem ülkemizin hem ilimizin kanayan yaralarından birinin trafik olaylarının olduğunu biliyoruz. İlimizde 2024 yılında toplamda bin 513 tane ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu senenin aynı döneminde sayımız bin 559 yükseldiğini görüyoruz. Yani ölümlü ve yaralanmanın artıyor. Biz bununla ilgili denetim ve kontrollerimiz sıkılaştırıyoruz, arttırıyoruz. Ama buna paralel olarak ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının da arttığı maalesef üzülerek ifade etmek durumundayız. Geçen sene 972 bin 706 araç kontrol edilmişken, bu senenin on bir ayında toplamda 1 milyon 28 bin 993 tane aracın denetlendiğini, kontrol edildiğini söyleyebilirim. Geçen sene 2 bin 621 tane araç trafikten men edilmiş, yapılan denetimlerde bu sene rakamın 5 bin 317 çıktığını söyleyebilirim. Bu konuda da yine vatandaşlarımızdan bir istirhamım var. Hem kendi can güvenliklerini hem de karşıdaki insanların başka insanların can ve mal güvenliklerini göz önünde bulundurularak trafik kurallarına uysunlar. Bu ölümlü ve yaralanmaları, trafik kazalarının azaltılması noktasında emniyetimize ve jandarmamıza yardımcı olsunlar" şeklinde konuştu.
İzmir İzmir’in bereketli topraklarında ‘Kırmızı elmas’ mesaisi Türkiye’nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden İzmir’in Menemen ilçesinde, kış sofralarının vazgeçilmezi ve şifa kaynağı olarak bilinen kırmızı pancarda hasat sezonu devam ediyor. Sabahın erken saatlerinde tarlaya giren tarım işçilerinin binbir zahmetle topladığı "Kırmızı elmas", bu yılki verimiyle üreticinin yüzünü güldürüyor. Gediz Ovası’nın verimli topraklarına sahip Menemen ilçesinde kışlık sebze hasadı tüm hızıyla devam ediyor. Sağlık deposu olarak görülen, özellikle turşu ve şalgam suyu yapımında kullanılan kırmızı pancar, tarladan sofralara uzanan yolculuğuna başladı. Menemen Ovası’nda binlerce dönüm arazide ekimi yapılan ve yılda ortalama 40 bin ton rekolte elde edilen ürünü toplamak için tarım işçileri sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlaların yolunu tutuyor. Yağışlı havaların ardından çamurlu tarlada güçlükle ilerleyen işçiler, pancarları tek tek topraktan sökerek temizleme işlemini gerçekleştiriyor. Büyük bir titizlikle boylarına göre ayrılan pancarlar, çuvallara doldurularak kamyonlara yükleniyor. Bölge ekonomisine büyük katkı sağlayan kırmızı pancarlar, Menemen’den Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Özellikle Adana ve Mersin bölgesindeki şalgam suyu fabrikalarının hammadde ihtiyacını karşılayan "Kırmızı elmas" kalitesi ve rengiyle ihracat kapılarını da aralıyor. Ancak üretimden tüketime uzanan zincirde oluşan fiyat farkı dikkat çekiyor. Üreticinin büyük emekle yetiştirdiği kırmızı pancar tarlada 10 TL’den alıcı bulurken, pazar tezgahlarında ve market raflarında ise fiyatı 40 TL’ye kadar çıkıyor. Tarlada 10 lira tezgahta 40 lira Yanıköy’de baba mesleği olan tarımla yaklaşık 20 yıldır uğraştığını aktaran üretici Turgay Yıldırım, "Ağustos ayının başı gibi ektiğimiz ve çimlenme aşaması oldukça hassas olan kırmızı pancarın hasadı, Ekim ayında başlayıp duruma göre Ocak, Şubat veya Mart aylarına kadar süren zorlu bir süreci kapsıyor. Yağmur, soğuk ve çamur demeden çalışmaya devam etsek de ne yazık ki ürünümüz hak ettiği değeri bulamıyor; tarlada 10 liraya çıkan mal pazarda ve marketlerde ortalama 40 liradan satılırken, yüksek girdi maliyetleri altında ezilen yine çiftçi oluyor. Tonaj ve verimden memnun olsak da fiyat konusunda yaşadığımız mağduriyet nedeniyle bu işin sonunun nereye varacağını bilemiyoruz." dedi. Şifa deposu olan kırmızı pancarı mevsiminde herkese tavsiye ettiğini vurgulayan Yıldırım, "Şimdilerde pek çiftçi yetişmiyor. Ürünlerin paraya çevrilmesine kadar geçen 90-100 günlük sürede sabretmek zor geldiğinden, yeni nesil artık bu meşakkatli meslekle uğraşmak istemiyor." diye ekledi. "Kırmızı elmas" Verimli toprakta yetişen ve yağmuru seven bir ürün olan kırmızı pancarın hasadının Ekim ayında başladığını ifade eden tarım işçisi Helin Özgün, "Biz de bu dönemde yağmur çamur dinlemeden çalışarak ürünleri kökleyip kasalıyoruz. Sapları temizlenip yapraklarından salata da yapılabilen pancarlar, havuzda çamurlarından arındırıldıktan sonra hale ve marketlere gönderilerek sofralarımıza ulaşıyor. Kana faydası olduğu için tüketilmesi tavsiye edilen ve halk arasında ‘Kırmızı elmas’ olarak bilinen bu sebze; haşlanıp sirke ve yağ ile soslayarak lezzetli bir şekilde yenebiliyor." ifadelerini kullandı.
Mersin Mersin’de farkındalık yürüyüşü düzenlendi Mersin’de gerçekleştirilen farkındalık yürüyüşünde katılımcılar, engellerin kaldırılması ve görünürlüğün artması için ‘Biz de varız’ çağrısında bulundu. Mersin Kent Konseyi koordinesinde, ’Dünya Engelliler Günü’ kapsamında bu yıl ‘Biz de Varız’ sloganıyla, geniş katılımlı bir farkındalık yürüyüşü gerçekleştirildi. Ulu Cami’den başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam eden yürüyüşe, Mersin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Engelliler Şube Müdürlüğü başta olmak üzere birçok dernek, sivil toplum kuruluşu, odalar, özel bireyler, aileleri ve vatandaşlar katıldı. Engelleri aşmaya yönelik farkındalık oluşturmak ve özel bireylerin toplumdaki görünürlüğünü artırmak amacıyla düzenlenen yürüyüş, Büyükşehir Belediyesinin Bando Takımı eşliğinde coşkulu bir atmosferde gerçekleşti. Büyükşehir Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezi ve Engelsiz Yaşam Parkı üyelerinin yanı sıra, Özel Bakım Evleri gibi pek çok kurumdan da yoğun katılım sağlandı. Cumhuriyet Meydanı’nda devam eden programda kürsü konuşmalarının ardından, özel gösteriler sahnelendi. Özel bakım merkezlerinin hazırladığı Zeybek gösterisi ile Engelsiz Yaşam Parkı üyelerinin Silifke yöresine ait halk oyunları, izleyicilerden büyük beğeni topladı. "Bu etkinliklerle topluma, ‘farkında olun, biz de varız’ mesajını veriyoruz" Mersin Kent Konseyi Engelliler Meclisi Başkanı Dursun Aslan, dünyanın her yerinde düzenlenen farkındalık etkinlikleri ile engelli bireylerin sorunlarının engelli olmayan bireyler tarafından anlaşılmasını sağlamaya çalıştıklarını anlattı. Aslan"Bu etkinlik, aslında bir farkındalık çalışması. Bizlerin sorunlarını sizlere anlatıyoruz ve birlikte bu sorunlara çözüm önerileri getirmeye çalışıyoruz. Engelli bireylerin sorunlarını; erişilebilirlik, istihdam ve sosyal hayata katılım olarak 3 başlıkta toplayabiliriz" dedi. Dünyadaki en modern erişilebilirlik yasalarından birine sahip olunmasına rağmen, uygulamada ciddi eksiklikler yaşandığını belirten Aslan, istihdamda mevcut kota uygulamalarının ötesine geçilerek, engelli bireylerin üretime katılmasını sağlayacak üretim atölyeleri kurulması gerektiğini ifade etti. Birlikte olunursa problemlerin kolay bir şekilde aşılacağını kaydeden Aslan, "Güzel bir ülkede yaşıyoruz ama maalesef farkındalık konusunda eksiğimiz var. Yasal hiçbir eksiğimiz yok. Bugünkü yürüyüşümüzün ana amacı topluma; ‘farkında olun, biz de varız’ mesajını vermekti. Özellikle engelli olmayan bireylere, bizlerle birlikte oldukları için çok teşekkür ediyorum. Engelli arkadaşlarıma da engelsiz bir Mersin’de yaşamak için birlikte mücadele edelim diyorum" ifadelerine yer verdi.
Malatya Yarım asırdır ağaçlara şekil veriyor Mutfak eşyasından ev aksesuarlarına, oyuncaktan özel tasarıma 100’ün üzerinde çeşitle yarım asırdır kurumuş ağaç parçalarına şekil veren Mikail Fırat, sanatını ilk günkü heyecanla devam ettiriyor. Sanat Sokağı’nda "Doğal Ahşap Mikail Usta" atölyesinde günün ilk talaşlı çayını yudumlayarak işe koyulan Mikail Fırat, 13 yaşından beri ahşap sanatıyla uğraşıyor. 62 yaşında olan Fırat, hayatını tam 50 yıldır kurumuş ağaçlara adadığını ve bundan keyif aldığını söylüyor. Özellikle çocuklar için çeşitli çalışmalar yapan Fırat, tüm ziyaretçilerin takdirini topluyor. Çocukların doğayla ilk temasının ahşapla olması gerektiğini belirten Fırat, bunun için geniş yelpazede ürünler yapıyor. Zaman zaman atölyesinde çocuklara basit çalışmalarda yaptıran Fırat, çocukların fark oluşturmakta sınır tanımadığını belirtiyor. Gönül atölyesine adanan yarım asır Ahşabın dokusunun, talaşın kokusunun hayatında bir iletişim aracı olarak gören Fırat, dükkanından ‘gönül atölyesi’ olarak bahsediyor. Gönül atölyesine 50 yıllık bir ömrü adayan Fırat, bunun artık bir yaşam şekli olduğunu vurguluyor. Fırat, "Şu an gönül bahçesinin önündeyiz. İyi İnsanın, altının ve antikanın değeri hiçbir zaman tartışılmaz. Günlük buraya 3 kişi geliyor. Biri bize sanat gözüyle, biri odun gözüyle bakıyor. Diğeri de hiç bakmadan geçiyor. 1963 Malatya doğumluyum. Bu yıl 50’nci yılım" dedi. Dönemin şartlarından dolayı okul hayatına devem edemediğini belirten Fırat, "Beşinci sınıfa kadar okuyabildim. Çocukluk dönemimizde hayvancılık, çiftçilik yaptığımız için okula devamsızlığımız oldu. Dördüncü sınıfa kadar okuyabildim. Bu yüzden öğretmenlere biraz kırgınlığım da var. Şu an tüm imkânlara sahip olup da okumayanlara da üzülüyorum" şeklinde konuştu. Gönül atölyesinde ahşap sevgini ön plana çıkarmak istediğini vurgulayan Fırat, "Ahşap sevgisini ön plana çıkarmak istiyorum. Bu da 3-5 kişiyle olmuyor. Plastiği kenara koyup ahşap oyuncakları ön plana çıkarsak daha güzel olacak" diye konuştu.