KÜLTÜR SANAT - 30 Aralık 2024 Pazartesi 09:33

Taş ocağından vitrine; Oltu Taşı’nın hikayesi

A
A
A
Taş ocağından vitrine; Oltu Taşı’nın hikayesi

İnsanoğlunun bilinen en eski süs eşyalarından olan Oltu Taşı, Erzurum’un Oltu ilçesinde yöre insanının emeği ile yeraltından bin bir güçlükle çıkarılıyor.

Oltu Taşı’nın saklanması ve şekil verilmesi ayrı bir özen ve emek gerektiriyor. Her usta bir heykeltıraş titizliğinde çalışıyor, yumuşak Oltu Taşı’nı çifte su verilmiş bıçakla yontup zımparalayarak şekil veriyor. Tebeşir tozu ve zeytinyağı ile cilalanan taşlar, kolyeden küpeye, sigaralıktan yüzüğe pek çok süs eşyasına dönüşüyor. Özellikle erkeklerin elinden düşürmedikleri Oltu Taşı’ndan teşbihlerin namı artık ülkemiz sınırlarını da aştı. Fosilleşmiş reçine ya da fosilleşmiş ağaç gövdelerinden oluşan Oltu Taşı, yumuşak bir linyit türü olarak ifade ediliyır. Hakim renki siyahtır, ancak nadiren de olsa gri yeşilimsi renkli olanları da vardır. Oltu Taşı’nın tarihi Bronz Çağı’na dek uzanıyor. Zengin Romalılar’ın mücevherlerini ve değerli süs eşyalarını süslediği bilinirken. Ortaçağ’dan günümüze tesbihler, kutsal emanet sandıkları ve heykellerin bu siyah taştan yapıldığına dair sayısız eser bulunuyor . Yazılı kaynaklara göre, 17. yüzyılda Oltu Taşı’nın tozu doktorlar tarafından ilaç niyetine da kullanıldı.

Hava ile temas edince sertleşiyor

Oltu Taşı cevheri çok ince, zaman zaman kaybolan yani kırılmış damarlar halinde bulunduğundan çok fazla çıkarılamaz. Topraktan çıktığında çok yumuşak olmasına rağmen hava ile temas ettiğinde hemen sertleşir. Bu yüzden de galeriden çıkıp cilalanana kadar mutlaka nemli ortamda saklanıyor. Büyük emekle çıkarılan bu maden küçük atölyelere gönderiliyor. Atölyelerde, tasarlanan süs eşyalarına göre sınıflandırılan maden, el çarkı ile işleniyor. Taş ustaları bu işlemin yürek, sevgi ve her şeyden öte derin bir sabır istediğini anlatırken, “İşin püf noktası ise taşın yumuşak ve nemli kalmasının sağlanmasıdır. Bu yüzden işlenecek kadar maden, su içinde bırakılarak korunur. Geri kalanı ise yeniden toprağa gömülerek saklanır. Oltu Taşı’ndan en çok yapılan ve en çok tanınan ürün hiç şüphesiz tesbihlerdir. Ünü Türkiye dışına da yayılan Oltu Taşı tespihler, elde çekildikçe daha çok parlayıp güzelleşir. 33’lük olanına ’tek sayı1, 99’luk olanına uç sayı1 adı verilen tespihler gümüş işlemesine göre kuka (yuvarlak), kızılcık, mercimek, kesme gibi isimler alır” şeklinde konuştular.

İşte Oltu Taşı’nın ayırt edici özellikleri

Ülkemizde en çok coğrafi işaret sahip olan üçüncü şehir olan Erzurum, Gaziantep ve Konya ile bu anlamda yarış içinde bulunuyor. Türk Patent tarafından tescil edilen coğrafi işaretli Oltu Taşı’nın tanımı ve ayırt edici özellikleri ise şu şekilde ifade ediliyor, “Siyah Kehribar olarak da adlandırılan Oltu Taşı, tipik sedimenter teşekkülleridir. Neojen yaşlı birimlerinde 70-80 cm kalınlığında bir marıngrozu tabakası içinde azami birkaç cm kalınlığında, birkaç metre yataylık gösteren mercekler halinde bulunmaktadır. Bu tabakalar yer yer çatallanmış ve kırılmışlardır. Marın ve Killerden oluşan, filik karakterindeki merceklerin, şiddetli teknotizmaya maruz kalıp kıvrımlaşarak kırıldığı tahmin edilmektedir. Oltu Taşı çıkarmak için açılan galeriler içerisinde birçok bitki ve ağaç fosillerine de rastlanır. Oltu Taşının az da olsa damarlı olması nedeniyle tamamen pürüzsüz bir görünümü yoktur. Oltu Taşına elle temas halinde kadifemsi bir dokunuş hissi verir. Ayrıca zımpara kâğıdına sürüldüğünde kahverengi toz bırakır. Kolaylıkla çatlayıp kırılmaz ve uzun süre dayanıklıdır. Fiziksel Özellikleri Oltu Taşı’nın en dikkat çekici özelliği yer kabuğundan çıkarıldığında çok yumuşak, hava ile temas ettirilmediği sürece bu yumuşaklığını muhafaza edip, hava ile temas ettiğinde sertleşen, zengin, kompakt bir maddedir. Bu özelliklerinden dolayı Oltu Taşının işlenmesi kolay, işlendikçe hava ile temas ederek sertleşen, kullandıkça parlayan bir cevherdir. Genellikle siyah, bazen koyu kahverengi, nadiren gri ve yeşilimsi renklerde bulunur. Hava gazında alev çıkarak yanar ve geriye bir miktar kül bırakır. Yanma esnasında aniden soğutulursa camlaşır ve kalıp haline gelir. Sürtünme ile elektriklenir ve hafif cisimleri çeker. Oltu Taşı Mors sertlik cetveline göre 3 sertliğe sahip olup, özgül ağırlığı 1,26 olan bir cins jayettir. Oltu Taşı’nın parlatılmış bir kesitinin mikroskop altında yapılan incelemesinde; Linyit, Kil Plajları, Prit taneleri ve Reçine Emrenyasyonu gözlemlenir. Oltu Taşı, cevher mikroskobunda yapılmış olan kimyasal analizinde ise %77,95 karbon içermekte ve kalorifik değeri 8064 k cal/kg’a kadar ulaşmaktadır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu TEM Otoyolu’nun Bolu geçişi Ankara istikametinde 3 tırın yolu kapatması sonucu ulaşım durdu TEM Otoyolu’nun Bolu geçişinde, Ankara istikametinde 3 tırın yolu kapatması sonucu ulaşım bir süre durdu. Karayolları ekiplerinin ters yönden ulaşarak yaptığı müdahale ile trafik akışı kısmen sağlanırken, bölgede uzun araç kuyrukları oluştu. TEM Otoyolu’nun ve D-100 karayolunun Bolu geçişinde yoğun kar yağışı devam ediyor. Kış lastiği veya zincir takmadan yola çıkan araçlar ulaşımın aksamasına neden oldu. TEM otoyolunun Ankara istikametinde Çaydurt bölgesinde 3 şeridi, 3 tırın tedbirsizliği sonucu kapandı. Tırların yolu kapatmasıyla birlikte Ankara istikametinde ulaşım tamamen kesildi ve bölgede kilometrelerce araç kuyruğu oluştu. Ekipler ters şeritten müdahale etti Konuyla ilgili olarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamada, "Anadolu Otoyolu’nun Ankara yönünde, Çaydurt Otoyol Dinlenme Tesisi’nin yaklaşık 1 kilometre gerisinde saat 23.15’te, 3 şeridin tamamında, 3 adet tırın tedbirsizliği sonucu yolu kapatması nedeniyle ulaşım geçici olarak kesintiye uğramıştır. Karayolları ekiplerince ters yönden müdahale edilerek otoyolda trafik akışı kısmen sağlanmış olup, ulaşımın normale dönmesi için çalışmalara devam edilmektedir" denildi. Bolu geçişinde zor anlar Otoyolun Bolu geçişinde yoğunluk ve kış şartları nedeniyle trafik zaman zaman durma noktasına geldi. Güzergah üzerinde yolda kalan tırlar ve otomobiller nedeniyle ulaşımda aksamalar yaşanırken, sürücüler zor anlar yaşadı. Öte yandan D-100 karayolunda da ulaşımda güçlükler yaşandı. Yolda kalan bir tır, Karayolları ekiplerine ait greyderin halatla çekmesi sonucu bulunduğu yerden kurtarıldı. Ekiplerin, TEM Otoyolu’nda ulaşımı normale döndürmek ve yolda kalan araçları kurtarmak için başlattığı çalışmalar aralıksız sürüyor.