EĞİTİM - 06 Ağustos 2020 Perşembe 17:58

Tercih dönemi başladı

A
A
A
Tercih dönemi başladı

Üniversite adayları için tercih süreci başladı.

Üniversite adayları için tercih süreci başladı. 6-14 Ağustos tarihleri arasında üniversite tercihlerini yapacak adaylar, hayallerine bir adım daha yaklaşmış olacak.


Köklü geçmişi ve güçlü akademik kadrosuyla bilim dünyasına örnek olacak araştırmalara imza atan Atatürk Üniversitesinin “Hayatın hizmetinde, hep ileriye” sloganıyla yeni dönemde de öğrencilerini beklediğini aktaran Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, tercih sürecine ve üniversite bünyesinde yapılan çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.


Yeni Nesil Üniversite


Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Yeni YÖK vizyonu ışığında temelleri atılan “Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi” öncülüğünde modern bir yapıya kavuşan Atatürk Üniversitesinin günümüzde 23 Fakülte, 12 Meslek Yüksekokulu, 8 Enstitü, 41 Araştırma Merkezi, 1 Yüksekokul ve 1 Konservatuarı ile bilimsel faaliyetlerini sürdürdüğünü aktaran Rektör Çomaklı; üniversitenin alanında uzman akademisyen kadrosu, eğitim ve araştırma imkânları ile ilklerin üniversitesi olmayı başardığını belirterek doktora, yüksek lisans, lisans ve ön lisans programlarında donanımlı öğrenciler yetiştirdiklerinin altını çizdi.


63 Yıllık Tecrübe


Yenilikçi eğitim anlayışı ve nitelikli akademik kadrosu ile eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdüren, eğitim vermenin ötesinde araştırma, keşfetme, gerçeğe ve doğruya ulaşma çabasını da ön planda tutan Atatürk Üniversitesinin, öğrencilerini gelişen dünyanın gerekliliklerine uygun bir eğitim ile buluşturduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, milli mücadele döneminin en önemli kalelerinden biri olan, bu bağlamda tarih kokan mimarisi ve kadim geleneği ile Türk tarihine, Türk coğrafyasına 1945 metreden bakan Erzurum’da bulunan Atatürk Üniversitesinin; 63 yıllık geleneğin ve deneyimin senteziyle köklü, büyük, dinamik ve çağdaş bir üniversite olarak eğitim faaliyetlerine devam ettiğini söyledi.


Harmanlanmış Öğrenme Modeli


Geleneksel eğitim modelinin ve başarı ölçütlerinin test edildiği bir dönemden geçildiğine vurgu yapan Rektör Çomaklı; artık geleneksel sınıf ortamının, ezber ve sınavları destekleyen sistemin ne yazık ki geleceği üretecek nesli yetiştirmede yetersiz kaldığını belirterek: “Tüm dünya muazzam bir hızda değişiyor. Her şeyin değişiyor olduğu gibi, gençliğin öğrenme biçimleri, algısı, bakış açısı, beklentileri de değişiyor. Bundan sonra, teknoloji imkân veriyor diye tamamen uzaktan eğitim olacak diyemeyiz, bu da mümkün değil çünkü tüm dersler ve yetiler buna uygun değil. Bazı bilgilerin ve yetilerin deneyimlenerek kazanılması da gerekiyor. Bu sebeple daha çok sanal ve örgün eğitimin bir bütünü olan Harmanlanmış Öğrenme Modelini yaygın hale getirmeyi hedefliyoruz. Bu modelle birlikte hem yüz yüze eğitimin hem de web tabanlı eğitimin pozitif yanlarından faydalanmak da mümkün olacak. Bu sebeple üniversite olarak dijital dönüşüme önem veren bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.


Şehrin Kalbinde Yeşil Kampüs


Yükseköğrenim diplomasının vazgeçilmez bir belge ve kariyer yolculuğuna taşıyacak bir ehliyet olmaktan öte farklı bir anlam ifade ettiğini dile getiren Rektör Çomaklı: “İşte bu yüzden, seçiminizi yaparken sizleri, sadece bilgi ve diploma ile değil; gelişime açık, tam donanımlı ‘iyi bir insan’ profiline hazırlayacak, modern üniversite ruhunu yaşama imkânlarını sunacak, sağlam kökleri üzerinde geleceği kucaklayan üniversitemize bekliyoruz.


Öğrencisi ile yakından ilgilenen, bilgi ve tecrübesini harmanlayarak eğitim veren, sıcak bir ortama sahip olan, şehrin kalbinde yaşayan, sakinlerine her mevsim görsel şölen sunan Atatürk Üniversitemizde eğitim görmenin mutlu ve verimli olacağına inanan tüm öğrencilerimizi üniversitemizi tanımaya ve ailemize katılmaya davet ediyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Alerjik reaksiyonlar gün geçtikçe artıyor Özel Ümit Batıkent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Yüzüak, göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyonların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Alerjik reaksiyonlar ile göğüs hastalıklarının sağlık alanında oldukça önemli ve birbiriyle sık sık ilişkilendirilen konular olduğunu belirten Dr. Yüzüak, “Günümüzde alerjik reaksiyonlar, insanların yaşamlarını derinden etkileyen yaygın sağlık sorunlarından biridir. Alerjiler, bazen yaşamı tehdit eden ciddi durumlara yol açabilirken, bazen de günlük yaşamı rahatsız eden belirtilerle kendini gösterebilir” diye konuştu. "Bu reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır" Alerjiyi bağışıklık sisteminin, zararsız maddelere karşı normalde tepki vermemesi gereken bir şekilde tepki vermesi durumu olarak tanımlayan Dr. Murat Yüzüak, “Bu tepki, alerjik reaksiyon olarak adlandırılır ve vücutta çeşitli semptomlara yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır. Özellikle besin alerjileri ve alerjik astım gibi durumlar sık görülmektedir. Bunun arkasında yatan nedenler arasında genetik yatkınlık, çevresel faktörlerin etkisi ve modern yaşam tarzı yer almaktadır” dedi. Göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyon ilişkisi Dr. Yüzüak, göğüs hastalıkları ile alerjik reaksiyonlar arasında sıklıkla bir ilişki olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Alerjik astım, solunum yollarını etkileyen ve astım semptomlarına neden olan bir durumdur. Alerjenlere maruz kalmak, astım ataklarına yol açabilir. Ayrıca, alerjik rinit (saman nezlesi) ve bronşit gibi durumlar da göğüs hastalıklarıyla ilişkilendirilmiştir. Alerjik reaksiyonlarla en sık ilişkilendirilen göğüs hastalıkları arasında alerjik astım, alerjik rinit, kronik bronşit ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları yer alır. Bu hastalıkların çoğu alerjenlere maruz kalmanın tetiklediği semptomlara sahiptir. Alerjik reaksiyonlar, göğüs hastalıklarının semptomlarını şiddetlendirebilir ve kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir. Örneğin, alerjik astımı olan bir kişi, alerjenlere maruz kaldığında solunum problemleri yaşayabilir ve astım atağı riski artabilir. Alerjik rinit ise burun tıkanıklığı, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomlara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir." Nasıl mücadele edilir? Alerjik reaksiyonlarla mücadele etmek için hangi tedavi seçeneklerinin kullanıldığına ilişkin konuşan Yüzüak, konuşmasının devamında, "Alerjilerle başa çıkmak için ilk adım, alerjenlerden kaçınmaktır. Alerjik reaksiyonların tedavisinde birkaç farklı yöntem kullanılabilir. İlaçlar, semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için kullanılır. Ayrıca, immünoterapi (alerji aşıları) alerjik reaksiyonların altında yatan immünolojik mekanizmaları hedefleyerek uzun vadeli tedavi seçeneği sunar" ifadeleri kullanıldı. Yanlış bilinen doğrular Alerjilerle ilgili yanlış bilinen birçok şeyin olduğuna dikkat çeken Dr. Yüzüak, sözlerini şöyle sürdürdü: "En yaygın yanlışlardan biri, bir alerji testinin mutlaka gerekliliği üzerinedir. Ancak alerji testleri, semptomlara neden olan belirli alerjenleri belirlemekte yardımcı olabilir, ancak her zaman kesin bir tanı koymak için tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, bir uzmana danışmadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması önemlidir. Alerjiler, günümüzde yaygın ve ciddi sağlık sorunlarından biridir. Ancak doğru bilgi ve uygun tedavilerle, alerjik reaksiyonlarla başa çıkmak mümkündür.”
Adıyaman İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesinde görülen İsias Otel davasının ikinci duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanları dinledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı, tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamı, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamı şeklinde mütalaa verdi. Ardından müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatlarından biri, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.