ASAYİŞ - 13 Ocak 2025 Pazartesi 09:32

Vali Çiftçi; “Terör, kaçakçılık ve organize suçlara nefes aldırmayacağız”

A
A
A
Vali Çiftçi; “Terör, kaçakçılık ve organize suçlara nefes aldırmayacağız”

Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, 2023-2024 yılı asayiş olaylarının karşılaştırmalı değerlendirmesinde terör ile kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele konusunda açıklamalar yaptı.


Vali Çiftçi, 2023 yılında terörle alakalı 92 tane operasyon veya olay meydana geldiğini belirterek, “2024 yılında bu sayının 121’e ulaştığını görüyoruz. Bu da yüzde 32’lik bir artışa tekabül ediyor. 2023 yılında emniyet kuvvetlerimiz, jandarmamız kişileri ikna etmek suretiyle 6 kişinin teslim olmasını sağladı. Bu sayı 2024 yılında 1 olmuştur. Operasyon sayısı bizim için önemli. Görüldüğü gibi 2023 yılında bin 63 tane operasyon gerçekleşmişken bu sayı 2024 yılında bin 108’e çıkıyor. Yani terörle mücadeleye yönelik olarak operasyonlarımızın arttığını da rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.


Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele ederken mali suçlar, organize suçlar, kaçakçılık suçları ve ulusal güvenliğe yönelik olarak suçların önplana çıktığını ifade eden Vali Çiftçi, “2023 yılında operasyon sayısı 379, gözaltı 668, tutuklu sayısı 54 ve adli kontrol 43 şeklinde. 2024’e baktığımız zaman; operasyon sayısı 399’a yükseliyor. Gözaltı 680, tutuklu sayısı 55 ve adli kontrol sayısı da 39 olarak gerçekleşiyor. Bizim için önemli olan operasyon sayısı, gözaltı sayısı ve tutuklu sayıları. Son zamanlarda son günlerde SİBER suçlarla mücadele başkanlığı kuruldu. Cumhurbaşkanlığı kararıyla bu konu biraz daha artık daha güçlü, daha kararlı bir şekilde yürütülecek. Göçmen kaçakçılığıyla ilgili yine ilimizle ilgili yapılan operasyon sayısı 2023 yılında 110, 2024 yılında 152,yüzde 38’lik bir artış meydana gelmiş. Göçmen kaçakçılığı konusunda bizim önem verdiğimiz konulardan birisi bu işin organizatörlüğünü yapan şahıslarla ilgili. 2023 yılında 246 kişi yakalanmışken organizatörlüğün var. 2024 yılında 291 kişi yakalanmış, yüzde 18’lik bir artış var. Bunların içerisinde 97’si 2023 yılında 71’i de 2024 yılı içerisinde tutuklanmışlar.”



Vali Çiftçi; “Terör, kaçakçılık ve organize suçlara nefes aldırmayacağız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da 2 hakimin aracına çarpan alkollü sürücü, otogarda kaçarken yakalandı Aksaray’da alkollü olarak geçtiği direksiyon başında ters yola girip 2 hakimin aracına çarpan alkollü sürücü aracı bırakıp kaçtı ama otogarda şehir dışına kaçmak isterken yakalandı.Olay, 5 Şubat gecesi Büyük Bölcek Mahallesi Şehit Mehmet Ali Demir Caddesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, alkol aldıktan sonra 68 AC 909 plakalı otomobilin direksiyonuna geçen Ö.C. şehir merkezinde bir süre gezdikten sonra Şehit Mehmet Ali Demir Caddesi’ne girdi. Aracı hızlı kullandığı iddia edilen alkollü sürücü, bir süre sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek önce ters yola girdi, sonra da karşı şeritte 2 ayrı hakimin aracına çarptı. Kazadan sonra araçla kaçmayı sürdüren sürücü yaklaşık 400 metre sonra aracın kazadan dolayı arıza verip durması sonucu aracı terk edip bu kez de yaya olarak kaçtı. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edilirken, kaçan sürücü kısa sürede kayıplara karıştı. Olay yerinde güvenlik kamerası incelemesi yaparak şahsın kimliğini tespit eden İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş ve Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekipleri bir süre yaptığı çalışmada Ö.C. isimli şahsın otobüsle kaçmak için otogara gittiğini tespit etti. Bunun üzerine otogara giden polis ekipleri alkollü sürücüyü burada yakalayarak gözaltına aldı. Sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne getirilen Ö.C. polis ekiplerine güçlük çıkarırken, şahsın yapılan muayenesinde 1.57 promil alkollü olduğu tespit edildi. Sağlık kontrolünün ardından hastane odasından çıkan alkollü sürücü kendisini görüntülemek isteyen basın mensuplarına da küfürler yağdırdı. Güçlükle zapt edilen şahıs ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan tahkikat sürüyor.
Muğla Akyaka’da deniz suyu 12 metre çekildi Muğla’nın Ula ilçesi Akyaka Mahallesi’nde deniz suyu karadan 12 metre iç kesimlere çekildi. Deniz suyunun 12 metre çekilmesi sonrası vatandaşlar bu anları cep telefonları ile hem fotoğrafladı, hem de video kamere ile kaydetti.Ege Denizi Yunanistan’ın Santorini Adasında bir haftadır devam eden deprem fırtınası sonrası Akdeniz ve Ege Bölgesi kıyı şeridinde sık sık deniz suyu çekilmeleri başladı. Gün boyu aralıklarla çekilen ve tekrar eski haline gelen deniz suyu çekilmelerinin dolunay dönemine kadar devam etmesi bekleniyor.Yunanistan’ın Ege’deki turistik adası Santorini’deki deprem fırtınası ile deniz suyu çekilmesinin arasında bir bağ kurmanın yanlış olduğunu açıklayan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Merkezi Müdürü ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, litaratürde depremler ile deniz suyu çekilmesi arasında bir bağlantı olduğuna dair bilimsel bir çalışma bulunmadığını açıkladı.Doç. Dr. Özçelik, "Ege Denizi’nin güneyinde son 10 gündür ciddi sismik aktiviteler söz konusu. Bu aktiviteler halen devam ediyor. Birkaç gündür Ege ve Akdeniz kıyılarında da deniz çekilmesi söz konusu. Halkımızda deniz çekilmesiyle gerek deprem etkilerinin gerekse tusinamik etkileri arasında bir ilişki olup olmadığı dolayısıyla bir endişe söz konusu. Literatürde yapılan çalışmalarda şiddetli depremlerle gelgitler arasında herhangi bir ilişki mevcut değildir. Esas itibariyle tusinamik etkileri oluşturan da depremin şiddetli olmasıdır. Ancak düşük şiddetli depremlerle gelgitler arasında korelasyonu gösteren araştırmalar da mevcuttur. Ayın ve güneşin ve diğer gezegenlerin konumuna bağlı olarak aynı gelgit etkilerinin oluştuğu gibi suyun kabarıp alçalması gibi kara parçaları da gerek güneş, gerekse ay tarafından çekilip bırakılmaktadır. Bu da küçük de olsa yer kabuğunda bir etki oluşturabilmektedir. Ancak gerek tusinamik etkiler anlamında olsun, gerekse deprem açısından olsun şu an için böyle bir risk gözükmemektedir" dedi.
Ankara SPK ile Yargıda Birlik Derneği arasında iş birliği protokolü Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile Yargıda Birlik Derneği arasında finansal okuryazarlığı yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokolü imzalandı. SPK ile Yargıda Birlik Derneği arasında finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokolü imzalandı. İmza törenine, SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Yarıda Birlik Derneği Başkanı Birol Kırmaz, kurul üyeleri ve Yargıda Birlik Derneği temsilcileri katıldı. İmza töreninde konuşan SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Türkiye’nin en büyük yargı derneği konumundaki Yargıda Birlik Derneği ile finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokolü yapmak için bir araya gelindiğini söyledi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in finansal okuryazarlık platformunun açılışında, Türkiye finansal okuryazarlık seferberliğini başlattıklarını hatırlatan Gönül, "7’den 77’ye tüm vatandaşlarımızın bu eğitimleri alması için yoğun mesai harcıyoruz. Yaklaşık 8 aylık dönemde; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye İş Kurumu, KOSGEB, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği ile iş birliği protokolleri imzaladık. Birçok kurum ve kuruluşla protokol imzalamak üzere ön görüşmelerimiz devam etmektedir" dedi. Gönül, bugün de yargı camiasına yönelik yapılacak bu iş birliği ile farkındalık çemberini daha da genişleteceklerini dile getirdi. Bu protokollerle birlikte toplumun tüm kesimlerinde finansal okuryazarlık konusunda ciddi bir farkındalık olduğunu gözlemlediklerini aktaran Gönül, şu değerlendirmelerde bulundu: "Platformdaki eğitim videoları sayesinde katılımcılar; kişisel bütçe yapmaktan finansal araçları tanımaya, finansal planlama yapmaktan tasarruf edebilmeye pek çok yetkinliği kazanabilecek. Sadece Jandarma’da eğitim videoları 5 milyonun üzerinde izlendi. Platformda, sosyal medyadan tüyo ve duyum adı altında kötü niyetli insanların paylaşımlarına ve yönlendirmelerine karşı da sermaye piyasası yatırımcılarını bilgilendirecek videolar bulunmaktadır." 0-6 yaş ve erken öğrenme dönemleri için finansal okuryazarlık eğitimi SPK Başkanı Gönül, Kurul olarak sermaye piyasalarının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişini ve gelişmesini sağlamakta yükümlü olduklarını vurguladı. Kurumlarla yapmakta oldukları protokollerin son derece kıymetli olduğunu belirten Gönül, sadece kurumların çalışanları ve üyeleriyle değil aynı zamanda tüm aileleriyle birlikte bu eğitimlere katılmalarının önemli olduğunu ifade etti. Gönül, yakın dönemde 0-6 yaş ve "erken öğrenme" dönemleri için dünyada ilk ve tek olacak finansal okuryazarlık projesini hayata geçirmek için paydaşlarla hazırlık çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürdükleri bilgisini verdi. "Yargı mensuplarına ve adalet çalışanlarına finansal farkındalık toplantıları düzenlenecek" Yargıda Birlik Derneği Birol Kırmaz da SPK ile çok kıymetli bir iş birliği yaptıklarını söyledi. SPK Başkanı Gönül ve ekibinin finansal okuryazarlık alanında değerli projeleri tek tek hayata geçirdiğini ve farkındalık açısından önemli işlere imza attığını ifade eden Kırmaz, "Kendilerini tebrik ederim. Bizler hakkaniyet, eşitlik, liyakat temelinde vücut bulan Yargıda Birlik Derneği olarak her şeyin en iyisine layık Büyük Türk Milleti adına hüküm kuran ve vicdanlardaki adalet duygusunun tatmini için fedakârca görev yapan yargı mensuplarımızın ve adalet çalışanlarının birer neferiyiz, onlara destek olmak için çalışıyoruz" diye konuştu. Kırmaz, meslektaşlarının çalışma şartlarını daha da iyileştirmek, sosyal imkânlarını geliştirmek için çaba sarf ettiklerini vurgulayarak Türkiye’nin ilk üst kurulu konumundaki SPK ile protokolle birlikte yargı mensuplarına ve adalet çalışanlarına yönelik finansal farkındalık toplantıları düzenleneceklerini kaydetti. Eğitim amaçlı bu toplantılar sayesinde teknolojinin gelişimi ve finansal enstrümanların çeşitlenmesiyle gittikçe sofistike hale gelen sermaye piyasası ve finansal ürünlerin optimal kullanımının sağlanacağını aktaran Kırmaz, şunları dile getirdi: "Finansal okuryazarlık platformu web sitesinde bütçe, bankacılık, kredi, kripto varlıklar, yatırım ve borsa olmak üzere altı farklı kategoride hazırlanan 55 adet eğitim videosunu izleyenlere katılım sertifikası verilecek. Ayrıca eğiticilerin eğitimi kapsamında da programlar ve finansal okuryazarlık seminerleri düzenlenebilecek. Bu vesileyle Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Ömer Gönül nezdinde bu projede emeği geçen herkese teşekkür ederim. Çalışmaların yargı teşkilatımıza hayırlı olmasını diliyorum."
Muş Acarkent köyünün bataklık ve fay hattı üzerine kurulduğu iddiası MUŞ (İHA) – Muş’un Varto ilçesinde 1966’da meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin izleri hâlâ silinemedi. Acarkent köyünde deprem sonrası yapılan konutların bataklık ve fay hattı üzerine inşa edildiği iddia edilirken, köy sakinleri sağlam zeminde yeni yerleşim yeri talep ediyor. Varto ilçesinde 19 Ağustos 1966’da meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin üzerinden 58 yıl geçmesine rağmen, yaraları tam anlamıyla sarılamadı. Resmi rakamlara göre 2 bin 369 kişinin hayatını kaybettiği, binlerce evin yıkıldığı felaketin ardından, hak sahiplerinin barınma sorunları o dönem kısmen çözülse de aradan geçen zaman tekrar barınma sorununu gündeme getirdi. Deprem sonrası 47 metrekare olarak yapılan konutlar; bir oda, bir salon, mutfak ve banyodan oluştuğu için birçok aile için yaşanabilir bir alan sunamadı. İddiaya göre Varto’nun Acarkent köyünde o dönem inşa edilen konutlar yeteri inceleme ile denetim yapılmadan fay hattı ve bataklık üzerine inşa edildi. Geçen zaman ile birlikte birçok konut bakımsızlıktan ve duvarlarının su almasından dolayı çürüdü. En ufak sarsıntıda evlerinin duvar ve balkonlarında çatlakların meydana geldiğini söyleyen köy sakinleri, devlet desteği ile sağlam zeminde bir köy kurulmasını istiyor. Depremi yaşayan köylüler, o günlerin korkusunu hâlâ üzerlerinden atamadıklarını söyleyerek, devlet desteğiyle daha sağlam zeminde yeni bir köy kurulmasını talep etti. 58 yıl sonra bile barınma sorununun tam anlamıyla çözülememiş olması, bölgede yaşayan aileleri mağdur etmeye devam ediyor. Depremi en acı şekilde yaşayan Hasan Arslan, deprem korkusunu atamadıklarını ifade ederek, "1946 yılında Varto’nun Acarken köyünde dünyaya geldim. 1966 yılında depremi yaşadım. Çok şiddetli bir yıkım yaşadık, çok ölümüz oldu. Yakınlarımızı ancak bir hafta sonra enkaz altından çıkarabildik. 1974 yılında konutlarımız inşa edildi. Konutların inşaatında çalıştım. Korkuyoruz aynı depremi yaşamaktan. Gece uyuyamıyorum. Bize bir çare bulsunlar aynı acıları yaşamak istemiyoruz" dedi. Konutlarının bataklıkta ve fay hattı üzerine kurulduğunu söyleyen Şükrü Eroğlu ise "1966 yılında köyümüzde şiddetli bir deprem oldu. Köyümüz alt üst oldu, evlerimiz yıkıldı. Depremden sonra bize konutlar yapıldı. Konutlarımız yine aynı bölgeye bataklık ve fay hattı üzerine kuruldu. Devletimizden bir isteğimiz var. Bizi buradan çıkarsınlar ve başka bir yere yeni bir köy kursunlar. Binalarımız hep çatlamış. Devletimiz bizi bu bataklıktan ve fay hattı üzerinden kurtarsın. Her deprem olduğunda binalarımızın duvarları çatlıyor. İçeri girmekten korkuyoruz" şeklinde konuştu. 1966 depreminde akrabalarını kaybettiğini söyleyen Porsor Eroğlu da, devletin kendilerine yeni konut inşa etmesini istedi. Eroğlu, "Deprem olduğunda ben dışarıdaydım. Köyün içinden dumanlar yükseldi. Köye doğru geldim kaynanam kapıdaydı, evin içine girmem izin vermedi. Akrabalarım depremde enkaz altında kaldı. Nereye gideceğimizi ne yapacağımızı bilmiyorduk. Köyümüz yıkıldı. Çok kişi enkaz altında kaldı. O dönemde yapılan deprem konutları bataklık ve fay hattı üzerine inşa edildi. Evlerin altında su çıkıyor. Bu evlerde oturmaktan korkuyoruz. Devlet bize yardım etsin. Çocuklarımız korkudan bizim yanımıza gelmiyor başka bir yerde kalıyorlar" ifadelerini kullandı. Köylerinin taşınmasını isteyen köy sakinlerinde İbrahim Baba ise "Acarkent köyünde yaşıyorum. 1966 yılında deprem oldu. Depremde bizim akraba ve komşularımız hayatını kaybetti. 1974 yılında devlet bizlere deprem konutu yaptı. O dönemlerde fazla analiz ekipleri olmadığı için yapılan konutlar fay hattı ve bataklık üzerine yapıldı. En ufak bir sarsıntıda bizim evler hem çatlıyor hem de sıvalar dökülüyor. Şu an biz devletimizden tek istediğimiz bizlere yeni konutlar yapsınlar. Gerekirse bizleri borçlandırıp yapsınlar" şeklinde konuştu.