SAĞLIK - 23 Ocak 2017 Pazartesi 10:48

İnsan vücudunu soğuk havalara karşı koruyan bitkisel formül

A
A
A
İnsan vücudunu soğuk havalara karşı koruyan bitkisel formül

Kış aylarında soğuk havanın etkisiyle vücudun direnci düşüyor ve hastalıklarla mücadele başlıyor. Soğuk havalara ve yaygın hastalıklara karşı insanların kullandığı direnç arttırıcı ilaçlar yerine, uzmanlar bitkisel ilaçları öneriyor. Eskişehir’de Aktar Hüseyin Özkılıç, ‘Besbase’, ‘Yıldız anason’, ‘Darülfülfül’, ve ‘Kebabiye’ gibi doğal bitki karışımından elde edilen vücut direncini arttırıcı formülün insan sağlığı açısından önemine değinerek, formülün nasıl hazırlanacağını hakkında bilgi verdi.
Soğuk hava dalgalarının hızla yayılması sebebiyle bazen ne kadar sıkı giyinilse de yaygın hastalıklardan korunmak için yeterli olamayabiliyor. Bu aylarda vücudun direncinin düşmesiyle birlikte soğuk algınlığı, gribal enfeksiyon, yüksek ateş gibi çeşitli hastalıklarla karşı karşıya kalınabiliyor. Bunun sonucunda kimi zaman insanlar soluğu doktorda alıyor ve reçeteye yazılan ilaçlar eczanelerden temin ediliyor. Halk nezdinde alternatif tıp diye tabir edilen bitkisel ürünlere başvurmak her zaman aklımıza gelemeyebiliyor.
Eskişehir’de 22 yıldır aktarlık yapan ve baharatlar üzerinde çeşitli araştırmalar yapan İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Bölümü mezunu Koray Hüseyin Özkılıç, bitkisel ürünlerin insan sağlığı açısından önemine değinerek bitkisel ürünlerden oluşan formül hakkında bilgi verdi. Özkılıç, “Birincisi ‘Besbase’, ikincisi ‘Yıldız Anason’, üçüncüsü ‘Darülfülfül’, dördüncüsü ‘Kebabiye’ bu ürünler her biri toz haline getirildiği zaman havanda dövülüp, pancar pekmezi ile karadut pekmeziyle ve andız pekmeziyle karıştığı zaman vücudu kızıştıran bir ürün meydana geliyor. Bu da eksi 30’ların eksi 35’lerin görüldüğü Doğu Anadolu Bölgesi’nde her gün bir çorba kaşığı yendiğinde vücudu kızıştırarak vücudu hastalıklara karşı savunmasını arttıracaktır. Antioksidan özelliği artacaktır vücudun. Vücudun antioksidan özelliği artınca da gribe nezleye karşı vücut sağlıklı olduğu için problem olmayacak. Olsa dahi hafif atlatılacaktır. Bu karışım herhangi bir aktardan alınabilir. 7 yaşından tutunda 77 yaşındaki insana kadar gönül rahatlığıyla kullanılabilir. Bu bahsetmiş olduğum vücudu kızıştıran formülün en büyük özelliği vücudu kızıştırmasının yanında içerisindeki pekmezler sayesinde kansızlığa iyi gelir. Karışımı herhangi bir kabın içerisinde havanda dövdükten sonra bu maddeleri toz haline getirmeye, ufalamaya çalıştıktan sonra pancar pekmezi, karadut pekmezi ve andız pekmezi ile karıştırdığımız zaman elde edilen formül sabah, öğlen, akşam yenebilir. Vücudu kızıştırmasının yanında kalsiyum eksikliğine iyi gelmesi vücut direncini arttırması ve vücudun hastalıklara karşı savunmasını arttırmasıdır” diyerek formülün sağlık açısından etkisine değindi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.