SAĞLIK - 13 Ekim 2017 Cuma 16:03

Hapşırandan, aksırandan uzak durun

A
A
A
Hapşırandan, aksırandan uzak durun

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, mevsimsel grip ile ilgili bilgilendirici bir açıklama yaptı. Çeşitli önerilerde bulunan Prof. Dr. Kartal, hapşıran ve aksıran kişilerden uzak durulması tavsiyesinde de bulundu.


Mevsimsel geçişlerde grip ile birlikte solunum yolu enfeksiyonlarının önemli bir sağlık problemi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, soğuk algınlığı ve gribin etkilerinden bahsetti. Yaşlıların daha dikkatli olmasını isteyen Kartal, "Her yıl olduğu gibi bu yıl da mevsim geçişleri ile birlikte influenza mevsimi geldi. Mevsimsel geçişlerde grip başta olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları önemli bir sağlık problemidir. En çok görülen hali ile soğuk algınlığı ve grip bazen birbiri ile karıştırılabilirse de hem etkenleri hem de klinikleri birbirinden farklıdır. 200’den fazla virüsün etken olabildiği soğuk algınlığı daha çok burun akıntısı ve tıkanıklığı, gözlerde yaşarma, halsizlik, kırgınlık, hafif öksürük ile seyreder ve kendi kendine birkaç gün ile bir hafta arasında iyileşir. Grip ise influenza virüsleri tarafından oluşturulan 38 dereceyi geçen ateş, şiddetli baş ağrısı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, yaygın kas ve eklem ağrıları ile kendini gösterir. Yaşlılar, kronik sağlık sorunu olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlarda akciğer enfeksiyonu gibi daha ciddi sonuçları ile hastanede yatış gerektirebilen hatta ölümcül olabilen bir klinik tablodur" dedi.



"Özellikle hapşıran ve aksıran hasta kişilerin 1.5 metre yakınına yaklaşmamak gerekir"


Gribin solunum yollarından kolayca bulaştığına vurgu yapan Kartal, "Grip virüsü hasta insanın solunum yollarından özellikle hapşırma, aksırma ile ‘virüs içeren’ damlacıklarla 1.5 metrelik bir alana yayılır. Virüs havada asılı kalarak 2 saat boyunca, metal yüzeylerde 24-48 saat, kumaş dokuda 8-12 saat, ellerde 5 dakika yaşamını sürdürebilir. Virüs diğer insanlara; damlacıkların direkt solunması, virüs bulaşı olan yüzeylere el ile temas edilmesi sonrası elin ağız, burun ve göze temas etmesi ile ve tokalaşma ile olmak üzere başlıca üç yol ile bulaşır. Bulaştırıcılık hastalık belirtileri başlamadan bir gün önce başlar ve hastalık periyodu boyunca 1 hafta sürer. Hastalığın tedavisi belirtilerin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlarla, burundaki ödemi azaltarak solunumu rahatlatan dekonjestan ilaçlarla hasta rahatlatılır. Yatak istirahati ve bol sıvı alınması önerilir. Ateşi gerilemeyen, öksürüğü uzayan, solunum sıkıntısı olan kişiler derhal doktora başvurmalıdırlar. Özellikle immun düşkün, eşlik eden hastalığı olanlar vakit kaybetmeden hastaneye yatırılmalıdır. Hastalığa yakalananların diğerlerine bulaştırmamak için yapması gerekenler; mümkün oldukça kalabalık ortamlardan uzak kalmak, zorunlu bulunma gerekiyorsa diğer insanlarla teması mümkün olduğunca kısa tutmak ve bu süre zarfında da maske kullanmaktır. Hasta kişilerin bulunduğu odaların sık sık havalandırılması gerekir. Özellikle hapşıran ve aksıran hasta kişilerin 1.5 metre yakınına yaklaşmamak gerekir. Temas edilmesi durumunda ve kalabalık ortamlara gidildiğinde eller sık sık yıkanmalıdır. Mevsim özelliklerine göre giyinilmeli, iyi beslenilmeli ve düzenli uyunmalıdır" şeklinde konuştu.



"Aşının koruyuculuğu yapıldıktan 2 hafta sonra başlar"


Yaşlı vatandaşlara da bu dönemde tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, sözlerini şu şekilde tamamladı;


"65 yaş üzerindekiler; yüksek tansiyon, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, şeker gibi kronik hastalığı olanlar; bağışıklığı baskılanmış olanlar, son 6 ayında grip mevsiminde olacak gebeler, bakımevinde kalanlar, onlara hizmet verenler ve sağlık personelinin aşılanması önerilmektedir. Aşı içeriğini Dünya Sağlık Örgütü belirlemektedir. Piyasada üçlü ve dörtlü olmak üzere inaktif aşılar mevcuttur. Belgelendirilmesi durumunda yukarıda belirlenen risk grubunun grip aşısı SGK tarafından karşılanmaktadır. Aşının koruyuculuğu aşı içeriğindeki virüslerle toplumda dolaşan virüslerin örtüşme oranına; yaş, genel sağlık durumu gibi nedenlere bağlı olarak yüzde 30-80 arasında değişmektedir. Genç bireylerde aynı zamanda işgücü kaybı ve antibiyotik kullanımı önemli oranda azalmaktadır. Yaşlı bireylerde koruyuculuğu gençlere göre daha düşük olmakla birlikte hastaneye yatış ve ölüm oranları önemli oranda azalmaktadır. Anaflaksi düzeyinde yumurta alerjisi olanlar, aşı içerindeki maddelere alerjisi olanlar, aktif nörolojik hastalık ya da aşı sonrası ciddi nörolojik yan etki gelişenlere aşı yapılması önerilmez. Aşılama için uygun dönem bu yıl Ekim ayı sonu olup Ocak ayı dahil yapılabilir. Aşının koruyuculuğu yapıldıktan 2 hafta sonra başlar ve 6-8 ay mevsimsel grip sezonu boyunca devam eder. Soğuk algınlığı virüslerine yönelik aşı bulunmamaktadır. Grip aşısı olan kişiler bu dönem boyunca, aşı içeriğinde olmayan diğer tip influenza virüsleri ya da soğuk algınlığı virüsleri ile karşılaşabileceklerini bilmeli ve diğer korunma yollarını da vazgeçmeden her zaman uygulamalıdırlar."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MSKÜ’de Eğitim-Öğretim Çalıştayı düzenledi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ), eğitim-öğretim süreçlerini geliştirmek amacıyla ’Eğitim-Öğretim Çalıştayı’ düzenlenirken, çalıştayda eğitim-öğretim süreçlerindeki sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. MSKÜ’de geçen yıl Aralık ayında ve bu yılın Ocak ayında gerçekleştirilen AR-GE başlıklı kurumsal gelişim çalıştaylarının ardından düzenlenen etkinliğe, üniversitenin akademik birimlerinden 32 akademisyen ve yöneticiler katıldı. MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Deniz Ülgen’in yanı sıra, eğitim-öğretimden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sülün’ün yönetiminde gerçekleşen çalıştayda, üniversitenin eğitim-öğretim alanındaki güçlü ve zayıf yönleri değerlendirildi. Öğrencilerin de katılımıyla gerçekleşen etkinlik, katılımcıların ortak aklıyla çözüm önerileri geliştirmesine imkan sağladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Sülün, Genç Kalite Topluluğu adına yapılan çalıştayın önemine vurgu yaparak, bu tür etkinliklerin üniversitenin sürdürülebilirliği ve gelişimi için kritik olduğunu belirtti. Ayrıca, gelecekte farklı konu başlıkları altında daha geniş katılımlı çalıştayların düzenleneceğini duyurdu. Bu tür inisiyatiflerin, MSKÜ’nün eğitim kalitesini artırmak ve öğrenci memnuniyetini yükseltmek adına önemli bir adım olduğu belirtilirken, benzer çalışmaların devamının beklendiği ifade edildi.
Aydın CHP’li Başkana gelen tebrik çiçekleri Abdurrahmanlar imamına ev oluyor Mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerinde Germencik Belediye Başkanı Seçilen CHP’li Burak Zencirci’ye gelen tebrik çiçekleri ilçeye bağlı Abdurrahmanlar Köyü imamına ev oluyor. Mazbatayı aldıktan sonra Belediye Binası’na gelen yüzlerce tebrik çiçeği özel bir firmaya satılarak geliri Abdurrahmanlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne bağışlandı. Cuma günü akşamı mesai bitiminden sonra Belediyeye gelen çiçekçiler, belediyenin girişinden başkanlık makamının bulunduğu 3. kata kadar sıralanan yüzlerce çiçeği topladı. Amaçlarının hem farkındalık oluşturmak hem de çiçeklerin kamuya yararlı bir işte kullanılmasını sağlamak olduğunu belirten Germencik Belediye Başkanı Burak Zencirci, çiçeklerin atışından elde edilen geliri makbuz karşılığı dernek yönetimine bağışladı. Belediye Başkanı Zencirci’ye anlamlı davranışından dolayı teşekkür eden Abdurrahmanlar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Kara ve Köy Muhtarı Akif Şahan, “Başkan köye geldiğinde söz vermişti. Sağ olsun sözünü yerine getirdi. Bu bağış, köyümüzde görev yapacak imama lojman yapımında kullanılacak” diye konuştular. Germencik Belediye Başkanı Burak Zencirci, "Seçimlerden önce muhtar beye bu sözü vermiştik. Köyümüzün bazı sıkıntıları var. O sıkıntıları gidermek adına seçimden 25 gün önce muhtarımıza, ’Seçimi kazandıktan sonra Mayıs ayının ilk haftası geleceksin. Değerli dostlarımızdan ve vatandaşlarımızdan gelen tebrik çiçeklerimizi çiçekçiye satıyoruz. Buradan elde ettiğimiz geliri de derneğe bağışlıyoruz. Dernek de o sıkıntılı buradan elde edilecek gelirle karşılayacak’ demiştik. Bugün de bu sözümüzü tutuyoruz. 30 bin TL civarında bir gelir elde ettik. Bu rakam derneğimiz için fena bir rakam değil. Bu son olmayacak. Köy derneklerimize elimizden geldiğince bu yardımlarımız devam edecek" diye konuştu.
Gaziantep 4 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Günü SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Romatoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Kısacık, iltihaplı bel ve kalça romatizmasının (Ankilozan Spondilit) en belirgin özelliğinin sabahları ortaya çıkan bel ve kalça ağrısı olduğunu bildirdi. 4 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Farkındalık Günü nedeniyle açıklama yapan Prof. Dr. Kısacık, “Mayıs ayının ilk cumartesi günü, Dünya Ankilozan Spondilit Günü olarak kutlanır. Tüm dünyada kutlanan Ankilozan Spondilit Günü’nde bu yıkıcı hastalığa dikkat çekerek, hastalığın etkilerini anlamak ve toplumu bilgilendirmek amaçlanmaktadır” dedi. Kronik iltihaplı bir romatizmadır Ankilozan spondilitin öncelikle omurgayı etkileyen kronik iltihaplı romatizma olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kısacık, toplumlar arasında sıklığı değişmekle birlikte her bin kişiden 1-10’unda bu hastalığın görülebildiğine vurgu yaptı. Ankilozan spondilitin en belirgin özelliğinin sabahları ortaya çıkan bel ve kalça ağrısı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kısacık, geceleri hastayı uykudan uyandıran bel ağrılarının da belirtiler arasında bulunduğuna dikkat çekti. Genellikle 20-30 yaşlarında ortaya çıkan bu hastalıkta diz ekleminde ağrı şişlik, topuklarda ağrı, gözde üveit olarak adlandırılan iltihabi durumların da ortaya çıkabildiğini ifade eden Prof. Dr. Kısacık, şu bilgileri paylaştı: “Hastalık tanı konmadığı zaman maalesef şekil bozukluğu, erken emeklilik ve iş gücü kaybına neden olabilmektedir. Tanı için hastalarının şikayetlerinin yanı sıra ilgili eklemlerin manyetik rezonans (MR) ya da röntgen gibi yöntemlerle görüntülenmesi gerekmektedir.” Tedavi “Ailesel geçişi oldukça yüksek olan bu hastalık, erken tanı sonrası çok başarılı şekilde tedavi edilmektedir” diyen Prof. Dr. Kısacık sözlerini şöyle tamamladı: “İlaç tedavisinin yanı sıra egzersiz, kilo kontrolü gibi genel yaşam önerileri de büyük önem taşımaktadır. Ankilozan spondilit hastalarının doğru bilgi edinebilmeleri için bu konuyla yakından ilgilenen Romatoloji Uzmanları, ilgili hasta dernekleri ve Romatoloji Derneklerine ulaşmaları en sağlıklı yol olacaktır.”