Özel Ümit Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Salih Bülent Özyurt, çocuklarda ortopedik problemler hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Çocuk ortopedisi hakkında bilgi veren Özyurt, “Çocuk ortopedisi, çocuk yaş grubundaki bireylerin doğumsal ya da sonradan kazanılan ortopedik hastalıkları ile ilgileniyor” dedi. Çocuk ortopedisinin önemli bir bölümünün genetik bozukluklar nedeniyle anne karnında gelişen eksiklikler sonucu oluşmuş ortopedik hastalıkların oluşturduğunu aktaran Özyurt, “Gebelik döneminde artık teşhis yöntemleri çok gelişti. Üç boyutlu ultrasonlar, gelişmiş tanı cihazları ile henüz anne karnında iken pek çok hastalıkta erken teşhis konulabiliyor. Kadın doğum uzmanı meslektaşlarımız aileyi doğum sonrası yönlendiriyorlar. Böyle yapıldığında erken tedavi için alarmda olunuyor aslında ve bu önemli bir avantaj” şeklinde konuştu. Özyurt bununla ilgili yaşadığı deneyimi ise şöyle anlattı:
“Yakın zamanda altı aylık bir gebenin bebeğinin ayaklarında şekil bozukluğu olduğu tespit edildi. Aile bu konuda ne yapılabileceğini danışmak için bize geldi. Aileyi aydınlattık ve bilgi verdik. Olabilen en erken dönemde tedaviye başlamak gerektiğini ve yüzde yüze yakın düzelme olacağını söyledik. Aile Eskişehir’e doğum için geldi. Sezaryen ile doğum gerçekleşti. Bebek altı saatlik iken bebeğe müdahale ettik. Ultrasonla konulan tanı doğruydu. Ayakları içe dönüktü bebeğin. Çarpık ayak diyoruz buna. Erken tedavi ederek düzelme imkanı sağlandı bebeğin. Erken başlamanın avantajı şu: ‘Dokular yumuşak, gergin değil hızlı bir düzelme sağlanabiliyor. Ortalama beş haftada ayağın içe dönüklüğü giderilmiş oluyor.’ Ailenin hekimine güvenmesi, hekimin deneyimi ve aile ile doğru bir işbirliği çok önemli. Bu çocukların okul çağına kadar izlenmesi gerekiyor.”
İlk bakışta fark edilmeyebilir
İlk bakışta gözle görülemeyecek ortopedik problemlerin de bulunduğunu belirten Dr. Özyurt, “Bunları bir hekimin muayenesi ile dahi anlamak kolay değil, bu nedenle bazı testler yapmak gerekiyor. Kalça çıkığı özellikle, hekim muayenesinde bile tanı atlanabilir, gözden kaçabilir. Çocuk bir-bir buçuk yaşına geldiğinde aksamasından fark ederek hekime geliyor aileler ve pek çok kolay tedavi fırsatı da ne yazık ki kaçırılmış oluyor. Önlem olarak batıda birçok ülkede yeni doğan bebeklere rutin olarak yapılan takip uygulamasında kalça ultrasonu var. Her yeni doğan bir aylık olduğunda mutlaka ortopedik muayene ve kalça ultrasonografisi yapılmalı” diye konuştu.
Kundaklama çok yanlış!
Çıkık kalçaların ortopedik rahatsızlıklar alanında çok önemli bir grubu teşkil ettiğini ifade eden Dr. Salih Bülent Özyurt, şunları söyledi: “Çıkık kalçalar teşhis edilir edilmez doğru tedavi, hastayı cerrahi müdahaleden kurtarıyor. Bazı aileler bebeklerini kundaklıyor. Kundaklamada bebek düzgün olsun diye sıkı sıkı sararlar. Çok yanlış bir tutum, çocuğumuza yapacağımız en büyük kötülüklerden biri. Kundaklama her iki bacağı bir birine yapışık tuttuğu için kalçayı dışarı doğru yönlendiriyor. Kalça gelişimi de doğum öncesi tamamlanmadıysa dış etken olarak bacakları bu pozisyona alarak mevcut olan bir problemin üzerine gayret ederek bir problem daha katmış oluyoruz ve çocukların kalçaları çıkabiliyor.” Ayrıca kalça çıkığı konusunda ailelerin alarmda olması gereken risk faktörlerinin de olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Özyurt, “İlk bebek, kız bebeklerde, ikiz-üçüz bebekler, makat gelişi dediğimiz doğum kanalına başıyla değil de ters yerleşen bebeklerde kalça çıkığı riski çok daha fazla. Gebelik takiplerinde annelerin suyunun erken azalması da risk faktörleri arasında. Anneler babalar ilk bebeğiniz ise özellikle ailede doğumsal ortopedik bir problem varsa, iki kat daha alarmda olun”
Bu risk faktörlerinin bulunmamasının bebekte kalça çıkığı görülmeyeceği anlamına gelmediğine dikkat çeken Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Özyurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken tanı konduğunda özel bir ortopedik kalça ortezi takılıp gelişimini takip ederek tamamen kalçalar düzelebiliyor. İlk altı ayda tanı konan bebeklerde ameliyatsız bebeklerin kalçalarını tamamen düzeltmek mümkün. Tanıda gecikildiğinde ise çocuk yürümeye başladığında veya emeklemeye başladığında bir asimetri fark ediyor aile. Hareket kısıtlılığı da olabilir. Bu çocuklar yaşıtlarından daha geç yürüyeceklerdir ve aksama fark edilecektir. Bu aşamada kalça eklemine cerrahi müdahale gerekiyor. Bazen altı-yedi yaşında çocuklar geliyor. O zaman kemik ameliyatları gerekiyor. Çocuk yaşı ilerledikçe tedavi süreci de zorlaşıyor. Özetle Çocuklarda ortopedik hastalıklarla mücadeleyi bir savaş olarak tanımlarsak bu savaşı kan dökmeden kazanmanın yolu erken teşhistir.”
