SAĞLIK - 12 Aralık 2017 Salı 10:35

Süt dişlerinde doğru bilinen 3 yanlış

A
A
A
Süt dişlerinde doğru bilinen 3 yanlış

Süt dişlerinin oluşumu henüz anne karnındayken başlıyor.

Süt dişlerinin oluşumu henüz anne karnındayken başlıyor. Olgunlaşmasını tamamlayan dişler, doğumdan sonra belirli bir sıra izleyerek çıkıyor. Genellikle ilk diş çıkartmanın 6’ncı ayda başladığını ve 36’ncı ayda sona erdiğini belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kuşku, “Bazı bilgi ve uygulama yanlışlarının görüldüğü bu dönemde süt dişlerinin tanınması, çocuk sağlığı açısından çok önemli” diyerek doğru bilinen yanlışları şöyle açıkladı.



İlk diş bütün çocuklarda aynı dönemde çıkar


Diş çıkartma çocuktan çocuğa değiştiği için, sağlıklı bir çocuk ilk dişini üç aylıkken çıkartabildiği gibi, bir diğeri 15 aylıkken de çıkartabiliyor. Bunda genetik faktörlerin etkili olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Kuşku, “Anne ve babanın ilk dişi ne zaman çıktıysa çocuğun da dişi o zaman çıkar” dedi.


Dişlenmede gecikmenin hipotiroidi, raşitizm ve mongolizm gibi hastalıklarla bağlantılı olabileceğine de dikkat çeken Dr. Mehmet Kuşku, “Bebek 13 aylık olmasına rağmen ilk dişi çıkmamış ise mutlaka bir hekime başvurulmalı” ifadelerini kullandı.



Kulağını çekiyorsa, yanağını kaşıyorsa veya ısırıyorsa diş çıkarıyordur


Bu belirtilerin hiçbiri diş sürmeyle ilgili değil. Ateş, ishal, kusma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı gibi hastalık belirtilerinin de diş çıkarmayla bir ilgisi olmadığını dile getiren Dr. Mehmet Kuşku, çocuklardaki asıl yakınmaların gündüzleri hafif huzursuzluk, ağız çevresinde kızarıklık, iştahsızlık ve sıvı alma isteği olabileceğini anlattı. Çocuğu etkileyen yakınmaların daha çok gece ortaya çıktığını ifade ederek, “Hiç uyuyamama, uykuya dalmada zorluk, sık uyanma veya ağlayarak uyanma sık görülür. Gündüzleri genellikle normal ancak geceleri kabus gibi geçiyorsa, diş çıkartmadan şüphe edilmeli” diye ekledi.



Süt dişlerini temizlemek gereksizdir


Genellikle bu dönemde diş temizliğinin zor ve gereksiz olduğu düşünülüyor. Oysa çürük oluşturan bakteriler, ilk dişlerin sürmesi ile birlikte ağız boşluğuna yerleşiyor ve kalıcı dişlerde de zararlı etkiler bırakıyor. Dr. Mehmet Kuşku, ilk dişin çıkmasından itibaren yapılacak temizliği ise şöyle açıkladı:


“Temiz bir tülbent ya da gazlı bezi alarak, sabah ve akşam beslenme sonrası diş ve diş etine masaj yaparak silin. Ayrıca ara beslenmeler sonrası su içirilmesi de faydalı. Macunsuz fırçalamaya ise, ilk süt azı dişlerinin sürmesi ile başlanmalı. Süt dişlerinin tamamlanmasıyla birlikte artık florürlü diş macunu ile günde iki kez fırçalamaya başlayabilirsiniz. Yalnız diş macununun mercimek tanesinden büyük olmamasına dikkat edilmeli.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Son yağışlar Akgöl’ü tekrar canlandırdı Van’ın Özalp ilçesinde 407 hektar alanı kaplayan ve "kuş cenneti" olarak adlandırılan Akgöl, karların erimesi ve son yağışların etkisiyle tekrar canlanarak yaban kuşlarına tekrar ev sahipliği yapmaya başladı. Son 4 yıldır ülke genelinde yaşanan kuraklık, birçok göl ve barajlar kurumaya neden olurken, bu göllerden biri de Van’ın Özalp ilçesinde yer alan ve onlarca kuşa ev sahipliği yapan Akgöl idi. Geçtiğimin yaz mevsimlerinin yağışsız ve kurak geçişi sebebiyle kuruyan Akgöl, karların erimesi ve son yağışların etkisiyle tekrar canlandı. İlçeye 20 kilometre uzaklıkta yer alan ve yazın aşırı buharlaşma nedeniyle çorak araziye dönüşen 407 hektar yüzölçümüne sahip göl, suyla dolarak tekrar göçmen kuşların konaklama ve üreme alanı oldu. Konuyla ilgili bilgi veren Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü havzası sulak alan yönünden ülkenin en önemli bölgelerinden biri olduğunu söyledi. Ülkemizde bulunan sulak alanların beşte biri Van Gölü havzasında bulunduğu ifade eden Prof. Dr. Lokman Aslan, “Sulak alanla tabiatın rahimleridir, canlılığın devamıdır. Ne kadar sulak alan olursa orada biyoçeşitlilikte boldur. 2019 yılında bu tarafa küresel ısınmanın etkisi ve iklimin kurak geçmesine bağlı olarak birçok sulak kurumak üzereydi ve yok olmak üzereydi. Kuruyan göllerinde başında ise Özalp ilçesine 20 kilometre uzaklıkta bulunan Akgöl geliyor. Akgöl kapalı bir havzaya sahip. Sadece kar suları ile kar sularından oluşan derelerden beslenen ve derinliği 4 metreyi geçmeyen 2 bin 300 rakımlı bir yerde bulan ve tabiata, ekosisteme ve çevresine hayat veren bir göl. İsmini de suyunun beyaz görünmesinde alıyor. Son 20 yılın en yağışlı Mart ayını yaşadık. Yağan karın erimesi ve yağmurlarla birlikte Akgöl eski günlerindeki canlılığına kavuşmak üzere. Koruma alanı olarak ilan edilen Akgöl bu sene sulak alanıyla beraber birçok yaban hayvanına ev sahipliği yapacak.