SAĞLIK - 19 Mart 2018 Pazartesi 11:53

Nefesiniz daralıyorsa astım veya KOAH hastası olabilirsiniz

A
A
A
Nefesiniz daralıyorsa astım veya KOAH hastası olabilirsiniz

Sık görülen bir belirti olan nefes darlığı, genellikle çeşitli üst solunum yolu enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarından kaynaklanıyor.

Sık görülen bir belirti olan nefes darlığı, genellikle çeşitli üst solunum yolu enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarından kaynaklanıyor. Nefes darlığı, astım ve KOAH gibi solunum, kalp damar veya kan sistemi ile ilgili ciddi sağlık sorunlarının da sinyali olabiliyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Tarakçı Kantarcı, nefes darlığı ve çeşitleri ile hakkında önemli tavsiyelerde bulundu.


Oldukça sık görülen bir belirti olan nefes darlığı genellikle çeşitli üst solunum yolu enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarından kaynaklanıyor. Ancak böyle bir belirtiyle karşılaşıldığında nefes darlığının buna bağlı olup olmadığını öğrenmek için mutlaka doktora başvurulması gerekiyor. Çünkü nefes darlığı, astım ve KOAH gibi solunum, kalp damar veya kan sistemi ile ilgili ciddi sağlık sorunlarının da sinyali olabiliyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Tarakçı Kantarcı, nefes darlığı ve çeşitleri ile ilgili önemli bilgiler verdi.



“30 dakikadan uzun sürüyorsa dikkat”


Nefes darlığı ve öksürüğün astımın en önemli belirtileri olduğunu söyleyen Dr. Kantarcı, hastalıkla ilgili, “Astım bulguları zaman zaman kendiliğinden gerileyebiliyor. En tipik özelliği kişinin nöbetler arası dönemlerde tamamen sağlıklı bir yaşam sürmesi olan astım tedavi edilmeyip kronikleşirse, krizler çok ağırlaşacağı için müdahale edilmesine rağmen kişinin yaşamına mal olabiliyor. Bu nedenle nefes darlığı ve öksürük krizi 30 dakika içinde düzelmiyorsa, mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.



“Alerjenler krizi tetikliyor”


Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Kantarcı, astım hastalığında nefes darlığı ve öksürük nöbetler halinde geldiğini belirterek, “Krizler özellikle toz, polen, birtakım kokular veya kimyasallar gibi alerjenler ile efor, soğuk hava, solunum yolu enfeksiyonları gibi tetikleyicilerle ortaya çıkıyor. Yoğun solunum sıkıntısı yaşayan kişinin nefesi hırıltılı veya ıslık çalar gibi oluyor. Soluk alıp veremediği için ileri derecede terliyor, yorgunluktan şikayetlerini anlatacak gücü bile kendisinde bulamıyor. Astımı olan kişilerin ilaçlarını düzenli kullandığı takdirde krize hiç yakalanmadan hayatını sürdürebilir” şeklinde konuştu.



“En büyük nedeni sigara olan KOAH hastalığı Türkiye’de 3’üncü sırada yer alıyor”


Ayrıca Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Tarakçı Kantarcı, sigaranın bu hastalıkta önemli bir faktör olduğuna değinerek, “En büyük nedeni sigara olan KOAH hastalığı, dünyada tüm ölüm nedenleri arasında 4’üncü, Türkiye’de ise 3’üncü sırada yer alıyor. KOAH hastalığının nefes darlığı ve öksürük olan en temel belirtilerine balgam da eşlik edebiliyor. Nefes darlığının şiddeti, hastalığın hangi evrede olduğuna göre değişiyor. Hafif şiddetli KOAH’ta kişi güç gerektiren işlerde nefes darlığı çekerken, ileriki evrelerde bir iş yapma düşüncesinde bile nefes darlığı yaşayabiliyor. KOAH hastalığında kişi nefesini dışarı verebilmek için dudağını büzerek, sanki bir şey üflüyormuş gibi nefes vermeye çalışıyor. Akut dönemlerde soruna iltihap da eşlik ettiği için kişinin zor nefes alarak terlemeye başlıyor. Nefes darlığı genel olarak istirahat sırasında değil, kişi efor gerektiren bir işi yapmaya çalıştığında ortaya çıkıyor. Geç kalınmadığı takdirde önlenebilir bir sağlık sorunu olan KOAH’ın tedavisinde ilk ve en önemli basamağı sigaranın bırakılması oluşturuyor. Erken evrelerde doğru tedaviyle hastalığa ilişkin tüm bulgu ve belirtiler ortadan kalkıyor, ileriki evrelerde ise, hastalığın daha da kötüye gitmesi önleniyor. İlaç tedavisi hastalığın evresine göre düzenlenerek kronik bir tedavi uygulanıyor. Hastalığın ileri evrelerinde solunum yetmezliği olabileceği için tedavide devamlı oksijen ve solunum destek cihazlarına ihtiyaç duyulabiliyor” diye belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul BankPozitif’ten kredi notu artışı değerlendirmesi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in mart ayındaki not artışının ardından bir kredi notu artışı da Standard & Poor’s’tan geldi. S&P, Türkiye’nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltirken, kredi notu görünümünü ise "pozitif" olarak korudu. S&P Global raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Kork, beklentiler doğrultusunda yapılan kredi notu artışının kararlılıkla uygulanan ekonomi programının bir sonucu olduğuna vurgu yaptı. Dr. Erkan Kork, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ekonomi yönetimi büyük bir emek veriyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in nasıl bir özveri gösterdiğine iş dünyası olarak şahitlik ediyoruz. Yapılan kredi notu artışları Türkiye’nin potansiyelinin çok altında olsa da yabancı ilgisinin arttığı bu dönemde önem arz ediyor. Enflasyonla mücadele ederken, büyümeyi de başarabilen bir ekonomi var. Daha fazla sermaye girişi için gerekli rasyonel zemine sahip bir Türkiye var. Bu not artışları yılın ikinci yarısından itibaren bambaşka bir tabloyla karşılaşacağımızın işaret fişekleridir. Enflasyonun gerilemesiyle özellikle sonbaharın Türkiye için not artışlarının olduğu bir mevsim olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. ”Yatırımcının Türkiye’ye ilgisi artarak devam edecek" Kararın hem portföy hem de uluslararası doğrudan yatırımları olumlu etkileyeceğini belirten Dr. Erkan Kork, sözlerini şöyle tamamladı: “Ekonomi yönetiminin rasyonel adımları, öngörülebilir politikalar ve enflasyonun düşeceğine ilişkin beklentiler yabancı yatırımcı tarafından satın alındı. Yapılan not artışlarının yanı sıra Türkiye’nin, Dünya Bankası gibi dev kuruluşlarla yürüttüğü milyar dolarlık finansman anlaşmaları, haziran ayında gri listeden çıkılacak olması ve temel göstergelerde iyileşmenin devam etmesi ekonomiye olan güveni perçinleyecek. Türkiye, geçen yıl doğrudan yabancı yatırım projelerinde İspanya’yı geride bırakarak Almanya’nın ardından Avrupa’da 4’üncü sırada yer aldı. Ülkemizin önü açık ve daha gidecek çok yolumuz var. Uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin artarak devam edeceğini düşünüyorum."