GENEL - 13 Temmuz 2018 Cuma 22:39

Ağabey Destici kaza geçirdi

A
A
A
Ağabey Destici kaza geçirdi

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Mustafa Destici’nin ağabeyi trafik kazası geçirdi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Mustafa Destici’nin ağabeyi trafik kazası geçirdi. Hastane önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Destici, "Ağabeyim Halil Vural Destici büyük bir kaza geçirdi. Allah’a hamd olsun, şu anda durumu gayet iyi" dedi.


Kaza, Eskişehir Ertaş Caddesi üzerinde yaşandı. Mustafa Destici’nin ağabeyi Halil Vural Destici idaresindeki otomobil, park halindeyken harekete geçen araçla çarpıştı. Bunun üzerine taklalar atan emekli polis memuru Halil Vural Destici’nin aracı ters dönerek durabildi. Olay yerinde vatandaşların yardımıyla otomobilden çıkarılan ağabey Destici, 112 Acil Sağlık ekipleri tarafından Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Ağabey Destici’nin ciddi oranda kan kaybı yaşadığı öğrenilirken, Mustafa Destici tarafından yapılan açıklamada hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Hastane önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Destici, "Bugün saat 16.00 civarında Ertaş Caddesi’nde ağabeyim Halil Vural Destici büyük bir kaza geçirdi. Kazanın oluş şeklini daha sonra öğrendiğimizde, kendisi seyir halindeyken, park halindeki bir aracın aniden yola çıkıp kendisine çarpması sonucu kullandığı araba takla atıyor ve ters dönüyor. Daha sonra kendisine geliyor ve vatandaşların yardımıyla dışarı çıkarılıyor ve buraya getiriliyor. Allah’a şükür büyük bir kazayı atlatmış. Tabi biz ilk duyduğumuzda çok daha fazla endişe edip korkmuştuk. Allah’a hamd olsun, şu anda durumu gayet iyi. Yapılan kontroller bir tehlike arz etmiyor. Bazı ağrıları var, yaraları var ve ciddi miktarda kan kaybı da olmuş. Onun için bir kaç gün hastanede kalacak. Bu şekilde sürdüğü takdirde inşallah sağlıklı bir şekilde biz hastaneden taburcu olacağına inanıyoruz. Allah’a hamd olsun onu ailesine, çocuklarına, eşine, bize, annemize, babamıza bağışladı" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.