GENEL - 08 Ağustos 2019 Perşembe 16:56

İzmir ve Denizli depremlerinin ardından rahatlatan açıklama

A
A
A
İzmir ve Denizli depremlerinin ardından rahatlatan açıklama

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Altunel, İzmir ve Denizli’de meydana gelen depremleri değerlendirerek bölgede daha büyük bir deprem beklenmediğini söyledi.


İzmir’de sabah saatlerinde meydana gelen depremin ardından Denizli de art arda iki kez sallandı. İlk olarak saat 14.19’da 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi, ardından Bozkurt ilçesinde saat 14.25’te 6 büyüklüğünde ikinci deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre ilçeye bağlı Armutalanı köyüne 1,74 kilometre mesafede yaşanan depremin 7,09 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi. Yaşanan durum vatandaşlarda korku ve paniğe neden olurken, rahatlatan açıklama Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Altunel’den geldi. Altunel, bölgede bu tür depremlerin olabileceğini fakat daha büyük bir depremin meydana gelmeyeceğini bildirdi.



“Kabuktaki gerilmelere bağlı olarak sığ derinlikte meydana gelen depremler”


İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Altunel, bölgede yaşayan vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Altunel, “Ülkemiz için her ne kadar jeolojik açıdan küçük depremler olsa da bölgedeki yerel koşullar göz önüne alındığında insanları tedirgin edici açıkçası. Bu haritada bir ana fay hatları vardır, bir de bunların yanında kendi başına kabuk içinde küçük küçük kırıklar vardır. Dolayısıyla depremlerin olduğu yerlere bakarsak, örnek olarak sabah meydana gelen deprem kuzeydoğu-güneybatı uzanımlı olan fay hattımızda meydana geldi ama zaman zaman aktif hale gelip fazla büyü deprem verme kapasitesi olmayan, 6 civarı depremler üreten bir faydır. Sistematik bir şey değildir oradaki. Denizli Buldan civarına baktığımızda burada esas örneğin Büyük Menderes grabeni ya da Gediz grabeni dediğimiz bu grabenleri sınırlayan faylar üzerinde bir deprem meydana gelirse, onlar aslında bizi tedirgin edici. Onlar daha fazla önem taşıyorlar ama Buldan’da meydana gelen depreme baktığımızda, burada da sistematik, uzunca bir fay hattının olduğu bir yer değildir orası. Kabuk içerisinde, kabuktaki gerilmelere bağlı olarak sığ derinlikte meydana gelen depremlerdir” dedi.



“6’dan büyük depremler meydana gelmez”


Türkiye’nin deprem bölgesinde yer aldığına değinen Altunel konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Elbette dinamik bölgedeyiz jeolojik olarak. Dolayısıyla bu tür depremler olacaktır ama arkasından büyük bir depremin gelme ihtimal bana göre yok. Çünkü oluşum yerine baktığımızda, oradaki jeolojik koşulları göz önüne aldığımızda bu bölgede 6 civarında depremler olabilir ama onun üzerinde depremler meydana gelmez.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.