GENEL - 10 Ekim 2019 Perşembe 17:51

1. Uluslararası Din ve İnsan Sempozyumu ESOGÜ’de başladı

A
A
A
1. Uluslararası Din ve İnsan Sempozyumu ESOGÜ’de başladı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’nın düzenlediği “Din, Dil ve İletişim” temalı 1.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’nın düzenlediği “Din, Dil ve İletişim” temalı 1. Uluslararası Din ve İnsan Sempozyumu ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki açılış programı ile başladı.


Sempozyum açılışına Eskişehir Vali Vekili İsmail Soykan, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, Odunpazarı Kaymakamı Turgay Hakan Bilgin, Tepebaşı Kaymakamı Dr. Erdinç Yılmaz, Eskişehir İl Emniyet Müdürü Engin Dinç ve Eskişehir İl Müftüsü Bekir Gerek’in yanı sıra Emekli Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da katıldı. Üç gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı ve ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Yunus Araz, sempozyuma yurt içi ve dışından yaklaşık 300 akademisyenin tebliğ özeti gönderdiğini, Hakem Kurulu ve Düzenleme Kurulu tarafından değerlendirilmelerinin ardından 29’u yurt dışından olmak üzere 130 tebliğin sunuma uygun bulunduğunu ifade etti.


Eskişehir İl Müftüsü Bekir Gerek, dinin doğru anlaşılması, anlatılması ve her kesime ulaştırılmasında iletişimin önemi, yolları ve metotlarının konuşulacağı böyle bir sempozyumun Eskişehir’de gerçekleştirilmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi. Ülkemizde ilk kez “Din ve İnsan” başlığı altında bir sempozyumun düzenlendiğini belirten Bekir Gerek, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım’a sempozyumun düzenlenmesine verdikleri destek ve sağladıkları katkılar için teşekkür etti. Bekir Gerek Eskişehir İl Müftülüğü olarak böyle ilmi çalışmalara bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek vermeye devam edeceklerini söyledi.


Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı, ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, vahyin geldiği toplum tarafından rahatça anlaşılabildiğini çünkü o vahiy ile iletişim argümanlarının örtüştüğünü ancak bir kültüre bir dille gelen vahyin başka bir kültüre aktarımında ciddi sıkıntılar çıkabildiğini ifade etti. Muhatapların algısı, sanatlar, deyimler, bir kısım arka plan konuları nedeniyle dili bir kültürden başka bir kültüre aktarmanın önem arz ettiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, bu nedenle sempozyumda dil konusunun duayen hocaların da katılımlarıyla konuşulmasından memnuniyet duyduğunu söyledi. Prof. Dr. Mustafa Yıldırım başka bir dilde gelmiş vahyi kendi dilimize çevirirken kendi kültürümüzün anlama unsurlarını dikkate almaz, insanlara dini anlatırken dil kaygısını ciddi anlamda hissetmez ve iletişim konusundaki bir kısım yeni unsurları dikkate almazsak çocuklarımız ve torunlarımızın bizim anlattığımız dini ciddiye almayacaklarını kaydetti. Prof. Dr. Mustafa Yıldırım bu nedenle sempozyumda, soru soran ve gerekçe isteyen yeni nesillere ulaşma ve dini aktarma konusunda neler yapılabileceğinin konuşulması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Mustafa Yıldırım sempozyumun hayırlara vesile olmasını diledi.


ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak ise “Dinin, iletişim bağlamında böylesi bir ilişki ve iletişim biçimi sunuyor olması, onun kendi yöntem ve pratiğine yönelik olarak farklı bir dil oluşturmasına, başka bir ifadeyle din dilinin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Din dili kimi zaman dini metinlerde, kimi zaman bir mezhep veya ekolün dini söyleminde, kimi zamanda sosyal hayatta dini ifadelerde kendini gösterir. Bu durum ise başta ilahiyat disiplinleri olmak üzere beşeri bilimlerin, din dili kavramının mahiyetini kapsamlı bir şekilde anlama, açıklama ve tartışmasını gerekli kılar. Hal böyle olunca, konunun akademik yönleriyle ele alınması daha önemli yer tutmaktadır. Din dilinin pratikte de toplumsal hayatı ilgilendiren önemli bir konu alanı olduğu söylenebilir. Özellikle günümüzde kişilerin dini tercihleri bağlamında karşı karşıya kaldığımız dışlayıcı, ötekileştirici ve yok sayıcı tutumların, toplumda nifak tohumlarının serpilmesine ve toplumumuzun anlamsız ve gereksiz bir şekilde gerilmesine neden olduğu da bir vakıadır. Bugün, toplumumuzda ötekini tanıma, ona değer verme, onu dinleme, onu anlamaya çalışma, onunla empati kurma gibi değerleri yüceltmeye ve bunları toplumda yaygınlaştırmaya daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçmekteyiz. Bu bağlamda gerek sosyal gerekse sanal dünyamızda fanatik ve selefi yaklaşımlardan, dışlayıcılıktan, önyargılardan ve yaftalamadan/etiketlemeden kaçınmak durumundayız. Böylesi bir tavır birbirini yanlış anlamanın, ayrımcılığın, yalnızlaşmanın ve düşmanlığın ortadan kalkmasını sağlayabilir. Umuyorum ki gerçekleştirilecek bu sempozyumda sunulacak çalışmalar, hem bu konudaki alanyazına, hem de toplumda baş gösteren mezhebi, siyasi, etnik, dini vb. çatışmaların/sorunların çözümü için yapılması gerekenleri bilim dünyasının takdirine sunacaktır” dedi.


Açılışın ardından Emekli Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Özcan ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhanettin Tatar’ın konuşmacı olarak katılımlarıyla açılış oturumu gerçekleşti. Açılışın ardından sempozyum İlahiyat Fakültesi’ndeki oturumlarla devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Burdur’da üretici kadınlara 60 bin çilek fidesi dağıtıldı Burdur’da “Kadınlar Üretiyor Özel İdare Destekliyor” projesi çerçevesinde 10 kadın çiftçiye 60 bin çilek fidesi dağıtıldı. Burdur Valiliği koordinesinde İl Özel İdaresi ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ortaklığında hazırlanan, yüzde yüz İl Özel İdaresi hibe destekli “Kadınlar Üretiyor Özel İdare Destekliyor” projesi çerçevesinde Kemer Asarcık Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’ne üye 10 kadın çiftçiye 1‘er dekar alanda yetiştirilmek üzere 6 biner adet olmak üzere toplam 60 bin çilek fidesi dağıtıldı. Kemer ilçe merkezinde düzenlenen programda Vali Türker Öksüz, Milletvekilleri Prof. Dr. Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav tarafından konuşma yapıldı. Yapılan konuşmalar sonrası Vali Öksüz ve protokol üyeleri tarafından kadın girişimcilere temsili çilek fidesi takdim edildi. Programda konuşan Vali Öksüz, “Bugün bu güzel ilçede, güzel günde hep birlikte bir üretim sürecinin küçükte olsa bir adımını atacağız. Öncelikle Kadınlar Üretiyor, Özel İdare Destekliyor çilek üretimi projemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Biz burada tarımı, hayvancılığı desteklemek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Burdur hakikaten tarımı ile hayvancılığı ile öne çıkmış bir şehir. Bu konuda da belli bir noktaya gelmiş. Ama biz tarımda, bitkisel üretimde üretim çeşitliliğini de sağlamak adına ve toplum kalkınmasının başlangıcı olan üretimi destekleme adına bu projeyi ortaya koyduk. Geçen hafta zeytincilik projesi ile başlamıştık. Çeşitli ilçelerimizde zeytincilik projesi ile birlikte zeytin üretimi ve daha sonra da zeytine dayalı bir sanayinin kurulması için bir adım attık. 7 bin civarında zeytini toprakla buluşturmuş olduk. Burada da 60 bin çilek üretimi ile inşallah bir başlangıcı yapacağız. Kadınlarımızdan oluşturulan Asarcık kooperatifinin zaten bir üretimi var. Ben de bunu çok memnuniyetle öğrendiğimi ifade etmek istiyorum. El emeği göz nuru ürünlerini zaten satıyorlar, üretiyorlar. Onların bu üretiminden dolayı onları tebrik ediyor ve kutluyoruz. Bir araya gelmeleri kooperatif adı altında o dayanışmayı göstermelerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Biz de kooperatifimizin bu güzel emeğine bir katkı göstermek istiyoruz. Onları inşallah çilek üretimi ile destekleyeceğiz” dedi. Program sonrası Vali Öksüz, beraberindeki heyetle birlikte ilk çilek fidelerinin toprağa dikimini gerçekleştirdi.