ASAYİŞ - 21 Şubat 2020 Cuma 17:58

Dolandırıcının etkisi altında kalarak kendi kendilerinden kan almışlar

A
A
A
Dolandırıcının etkisi altında kalarak kendi kendilerinden kan almışlar

Eskişehir’de bir çiftlik evinde kendini hoca olarak tanıttığı iddia edilen ve hastalarına kanının şifalı olduğunu söyleyerek içirdiği öne sürülen Sibel Gönül ve oğlu Hamza Gönenli’nin yargılanmasına başlandı.

Eskişehir’de bir çiftlik evinde kendini hoca olarak tanıttığı iddia edilen ve hastalarına kanının şifalı olduğunu söyleyerek içirdiği öne sürülen Sibel Gönül ve oğlu Hamza Gönenli’nin yargılanmasına başlandı. Mahkemede dinlenen tutuksuz sanık Serkan Dalkılıç, “Bizden kendi kendimizden kan almamızı istedi. Ben Sibel’e 2 milyona yakın para verdim. Bu harcamaları Sibel’in bizi etkisi altına almasıyla yaptım” dedi.


Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Hamza Gönenli, sanık Sibel Gönül (SEGBİS ile), tutuksuz sanık Serkan Dalgıç, Hasan Can Bahçe, şikayetçi müştekiler ve taraf avukatları katıldı.


Dolandırıcılık iddiasıyla tutuklu yargılanan Hamza Gönenli yaptığı savunmada, "Suçun ne sıfatla, ne unsura işlendiği dahi belli değil. Suçlamaları kabul etmiyorum. Savunmamı yazılı olarak sundum. Eylemlerim tek tek incelenmiş değildir. Ben kimseden para almış değilim. Bir çoğunu tanımıyorum. Suçun ne sıfatla, ne unsura işlendiği dahi belli değil. Yaklaşık 7 aydır tutukluyum. Ben suç işlemedim. Beraatimi istiyorum. Suçu işlediğime dair şüphe dahi yoktur. Annem yaşam koçu olarak çalışıyordu. Hesabımı kullanmasında sakınca görmedim” ifadelerini kullandı.



"Yaşam koçu olarak çalışıyorum"


Sibel Gönül kendisinin yaşam koçu olduğunu ifade ederek, “Ben hoca, büyücü falan değilim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Yaşam koçu olarak çalışıyordum. Bunun karşısında da ücretimi alıyordum. Eray T. benim danışanımdı. Yardımlarımı bildiği için yardım yapmak istediği zaman parayı bana veriyordu. Ben onun adına kurban kesiyordum. Onun yardımlarına aracı oldum” diye konuştu.



“Ben Sibel’e 2 milyona yakın para verdim”


Davada tutuksuz olarak yargılanan Serkan Dalkılıç, Sibel Gönül’e 2 milyon lira kaptırdığını ve onun etkisi altında kaldığını ifade ederek, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Verdikleri iddia edilen paradan bilgim yok. Sibel benim hesap numaramı istedi. Ben de bu paraları çekip Sibel’e verdim. Kim neden gönderdi bilmiyorum. Sibel, haciz ile ilgili sorun yaşadığını ve bu yüzden kendi hesabını kullanmak istemediğini söyledi. Ben Sibel’den yaşam koçluğu desteği aldım. Sibel’in yanına 2012 yılında kayınvalidemin rahatsızlığı sebebiyle gittim. Doktorlar teşhis koyamıyordu. Hoca olarak söylenen Sibel’in yanına gittim. Kayınvalidemi götürdüm ve seanslar uyguladı. Sibel bizim üzerimizde büyüler olduğunu söyledi. Sibel’in tanına bir çok kez gittik. Seanslarda büyü olduğunu söyleyerek bizi seccadenin üzerine alıyordu. Yumurta veriyordu bize. Ne yapmamızı istiyorsa onu yapıyorduk. Ya yakıyorduk, ya gömüyorduk. Seanslarda ayna, kilit kırıyordu. Bazen de su veriyordu. Suyun ve yumurtaların okunmuş olduğunu söylüyordu. Çıkmaz sokağa gidin su dökün diyordu döküyorduk, kör kuyuya dökün diyordu, döküyorduk. Her seansta para veriyorduk. Kurban istiyordu. Ben Hamza’yı görüyordum. Sohbetler sırasında Hamza da oradaydı. Ben Sibel’e 2 milyona yakın para verdim. Bu harcamaları Sibel’in bizi etkisi altına almasıyla yaptım. Küçük meblağlarla başladı. Daha sonra yükseldi. Sibel beni aradı bir kere kan almamız lazım diye. Biz de kendi kendimize kan aldık kollarımızdan” şeklinde konuştu.



“Kurban paralarına ben değil üstatlar karar veriyor”


Kurbanı neden kendilerinin kesmediğini sorduklarını ve ‘üstatlar denilen kişilerin karar veriyor’ şeklinde cevap aldıklarını aktaran Dalkılıç, “Sibel sohbetlere çağırıyordu. Sohbetlerde yemek yiyorduk. Sonra seansları uyguladığı özel odasına çıkıyorduk. Dualar ediyordu. Niye kurban diye konuşmaya başladık. Kendisinin peygamber soyundan geldiğini söylüyordu. Üstün niteliklerinin olduğunu, Hz. Süleyman’ın kanını taşıdığını belirtiyordu. V.T. aracılığıyla benim akrabalardan birçok kişi Sibel ile tanıştı. Dini söylemlerle etkisi altına almıştı. Sibel seans ve kurban parası istiyordu. Biz kurbanları neden kendimiz kesmiyoruz diye sorgulamaya başladılar. Bu huzursuzluk Sibel’e iletilince ‘Kurban paralarına ben karar vermiyorum. Üstatlar karar veriyor. Ne zaman kesileceğine onlar karar veriyor’ diyordu. Üstat dediği kişiler sadece Sibel ile irtibat kuruyormuş” dedi.



“Sibel sopa ile dövdü, Hamza çenemi kırdı”


Serkan Dalkılıç, "Sibel Mevlana’nın, Şeyh Edebali’nin ruhları ile iletişim halinde olduğunu belirtiyordu. Biz inanıyorduk. Ben eylemler işlemedim İki milyon parayı Sibel’ kaptırdım. Yeterince mağdur oldum. Ben Sibel’in yaptığı işleri herkese anlatmaya başladıktan sonra Sibel sopa ile dövdü. Hamza çenemi kırdı. Ben şikayette bulunamadım. Hasan Can’sa sohbet grubu içindeydi. Ben kal aldığına şahit olmadım. Bazı kişiler Sibel ile görüşmeleri sırasında kan verdiklerini söylüyorlardı. Sibel yaşam koçu değil, hoca diye gittim. Ben Hamza’nın okul paralarını faturalarını ödedim. Bankadan ya da kredi kartından ödüyordum. Sibel bizi etkisi altına aldığı için ne derse onu yapıyordum" ifadelerini kullandı.



121 yıl hapis istemi


Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının, Sibel Gönül ve oğlu Sadık Hamza Gönenli ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan 2 kişi hakkındaki soruşturmayı tamamlamasının arından Eskişehir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede sanıklar Sibel Gönül ve oğlu Sadık Hamza Gönenli hakkında ‘dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılık’ suçundan 27 mağdurun her biri için 4,5 yıl hapis cezası istenildiği öğrenildi.


Mahkeme heyeti dosyadaki eksiklerin giderilmesi için davayı ileri bir tarihe ertelerken, sanıkların mevcut halinin devamına karar verildi.



Olay


Tepebaşı Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Keskin Mahallesi’nde bulunan ve 10 dönümlük arazide dergah olarak kullanıldığı iddia edilen çiftlik evinde psikolojik rahatsızlığı bulunan kişileri para karşılığında ilginç yöntemler kullanarak tedavi ettiğini ileri süren Sibel Gönül’ün dolandırıcılık yaptığı şikayetleri üzerine harekete geçti. Olayla alakalı soruşturma başlatan ekipler, çiftlik evine bir operasyon düzenledi. Evde gözaltına alınan Sadık Gönenli tutuklanırken, firar eden Sibel Gönül ise kısa bir süre sonra Sakarya’nın Serdivan ilçesinde yakalandı. Sibel Gönül çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Çağdaş Bodrumspor Başkanı Çağlar’dan spor salonu talebi Çağdaş Bodrumspor Başkanı Dağlarca Çağlar, ilçeye spor salonu yapılması durumunda yeniden Süper Lig’e dönme ve maçları Bodrum’da oynama hayallerinin olduğunu söyledi. Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nden bir alt lige düşen Çağdaş Bodrumspor’un başkanı Dağlarca Çağlar, sezon değerlendirmesi ve yeni sezon hedeflerini anlattığı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Kendilerini tüm maçlarda yalnız bırakmayan Bodrum ve Muğla seyircisi ile basın mensuplarına teşekkür eden Çağlar, bu sene Kadınlar Süper Lig’ine yükselen Bodrum Basketbol’u tebrik etti. Ligde son ana kadar mücadeleye devam ettiklerini söyleyen Dağlarca Çağlar, bu sezon en büyük problemlerinin salon olduğunu belirterek, “Son 2 hafta ligden düştüğümüz kesinleşti ama o haftalara kadar elimizden ne geliyorsa, lige renk katmak için elimizden geleni yaptık. Sempati uyandırdığımızı düşünüyoruz. Sezon boyunca çeşitli problemler yaşadık ama bunların en büyüğü salon problemiydi. Geçen yaz federasyon ile yaptığımız görüşmelerde birinci ağızdan bu maçların belli bir revizyon ve tadilat yapılarak Bitez’de oynanabileceğini şifahen duymuştuk ve bu doğrultuda bir kadro kurduk ama daha sonra buna izin verilmeyeceği söylendi. Ben de gerek Türkiye Basketbol Federasyonu gerek Spor Bakanlığı, gidebileceğim her yere gittim. Açıkçası bu yolda tek başıma mücadele ettim. Elimden geleni yapmaya çalıştım ama maalesef izin alamadık. Muğla’da oynama kararı çıktı. Bir şekilde bu dezavantajlı serüvene başladık. Bu bizim için maddi olarak da ekstra bir yüktü ama işin sportif kısmına etkisi çok daha büyüktü. Sonuçta haftanın 6 günü antrenman yaptığınız bir salonda oynayamıyorsunuz. Bir deplasman gibi bir gün öncesinde Muğla’ya gidiliyor, otelde kalınıyor ve ertesi gün maç oynanıp geri dönülüyor. Bunların hepsi bizim için dezavantajdı” diye konuştu. Geçen sezon Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Bodrum Belediyesi’nden bekledikleri manevi desteği alamadıklarını söyleyen Dağlarca Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Beklediğim maddi destek değildi. Salon konusu ile ilgili örgütlenip sesimizi duyurmamız lazımdı ama başaramadık, örgütlenemedik. Bu anlamda yanımda bir güç hissetmek isterdim. Sonuçta belediyeler de devlet kurumlarıdır. Ben özel sektörüm, basketbol kulübü başkanıyım. Tabii ki bu devlet kurumlarını yanıma almadan bir şeyleri çözmem çok kolay olmayacak." Bodrum’a acilen bir spor salonu yapılması gerektiğini vurgulayan Dağlarca Çağlar, Çağdaş Holding olarak ilçeye bir spor salonu yapmak gibi planlarının olmadığını, bu salonun devlet gücü ile yapılabileceğini dile getirdi. Çağlar, ilçeye spor salonu yapılması durumunda yeniden Süper Lig’e dönme ve maçlarını Bodrum’da oynama hayallerinin olduğunu kaydederek “Bodrum’a salon yapılmadan Süper Lig’e çıkmanın bizim için çok yorucu bir yol olacağını öngörüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Yeni bir altyapı oluşumlarının olmasına rağmen altyapıda yaklaşık 200 sporcularının olduğundan bahseden Çağdaş Bodrumspor Başkanı Dağlarca Çağlar, bu sezon altyapıdan yetişen bazı oyuncuları, profesyonel takımda oynatacaklarını dile getirdi. Bu sezon maçlarını Bodrum’da oynayacaklarını hatırlatan Dağlarca Çağlar, “Bu sezon oyuncularımızın tamamıyla sözleşmemiz bitiyor ama devam etmek istediğimiz oyuncular olacaktır. Bunun için liglerin tamamlanmasını bekliyoruz. Hocamızla da yollarımızı ayırdık, kendisine de çok teşekkür ediyoruz. Her şeye rağmen emeğini koydu. Yeni bir kadro, yeni bir teknik heyetle devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.