EKONOMİ - 21 Mart 2020 Cumartesi 10:02

Korona sonrası taleplere yetişmekte zorlanıyorlar

A
A
A
Korona sonrası taleplere yetişmekte zorlanıyorlar

Eskişehir’de, Korona virüsüne karşı vücut dirençlerini arttırmak isteyen vatandaşlar şişe şişe turşu suyu alıyor.

Eskişehir’de, Korona virüsüne karşı vücut dirençlerini arttırmak isteyen vatandaşlar şişe şişe turşu suyu alıyor.


Eskişehir’de turşu suyu satan işletmelerde Korona virüsü sonrasında yoğunluk yaşanıyor. Evlerine kapanan vatandaşların çoğu bağışıklık sistemini güçlendirmek için şişe şişe turşu suyu alıyor. Korona virüs öncesinde bardakla turşu suyu satan işletmeler artık litrelik şişelere döndü. Korona’ya karşı kendilerince tedbir almak isteyen vatandaşlar ise, turşu suyunu bolca tüketmeye başladı. Turşucu esnafı ise, vatandaşlara en fazla 3 litre satış yapıyor. Bu sayede stoklardaki suyun daha çok vatandaşa ulaşması planlanıyor.



"Günde yaklaşık 200 litre turşu suyu satılıyor"


Yaklaşık 30 yıllık turşucu olan Ünal Atalay, turşu suyu ile ilgili son durumunu anlattı.


Ünal Atalay, “Satışlarımızı tabi ki acili ve acısız turşu suyu olarak değişiyor. Günde en az 150-200 litre satışımız var şuanda. Son zamanlarda uzmanalar turşu suyu çok tüketmesini tavsiye ediyorlar. Turşu suyu ile gargar yapın diyenler de oluyor. Bu nedenle turşu suyu içinde hem şirke hem de tuz olduğu için, hem havaların soğuması hem de korona virüsüne karşı önlemler arasında olunca talepler çok artı. Ancak şöyle bir durum var, Eskişehir bardakla çok turşu suyu satardık. Vatandaş gelirdi, bardakla içerdi. Ama artık öyle değil. Bu Korona virüsüne karşı aldığımız tedbirler neticesinde artık kimse dışarıda pek çok kalmıyor. Evden çıkıyor. Hemen işini yapıp geri dönüyor. O nedenle turşu suyunu da artık bardakla değil, şişe ile alıyorlar. Kimi 2-3 litre kimi ise fazla bile almak istiyor. Evdekiler için alıyorlar. Bu şekilde olunca artık bardaktan ziyade şişeli turşu suyu fazla satılıyor” şeklinde konuştu.


"Kişi başı en fazla 3 litre"


Eskişehir’de ki bir diğer turşucu esnafı Güray Atalay, gelen her müşteriye turşu suyu dengeli bir şekilde yetişmek için kişi başı en fazla 3 litre sattığı ifade etti.


Güray Atalay konuyla ilgili konuşmasının devamında şunları söyledi: “Sokaklarda kimseler olmadığı için eskiden günde günlük 300-400 bardak turşu suyu satışımız varken şimdi bu bardak satışımız düştü. Ama bu turşu suyunun faydasından herkes yaralanmak istiyor. Bu nedenle de çok fazla şişe satışlarımız var. Bardak durdu ama turşu suyunu yine yetiştiremiyoruz. Şişeye yöneldi bütün müşterilerimiz. Onu da sınırlamayı çalışıyoruz. Bir müşteriye 3 litreden fazla vermiyoruz. Çünkü fazla versek herkese yetişmeyecek. Bazı müşterilerimizin kalbi kırılıyor ama malum sadece ülkemiz değil, dünya zor durumdan geçiyor. Herkesin sağlığı önemli. O nedenle tüm müşterilerimiz arasında bir denklik kurmayı çalışıyoruz” diye konuştu.


"Fiyatlar değişmedi"


Ayrıca Güray Atalay fiyatlar konusunda da her hangi bir değişiklik yapılmadığı belirterek, “Biz hiçbir turşu veya turşu suyun fiyatıyla oynamadık. Elimizden geldiği kadar vatandaşlarımıza memnun tutmayı çalışıyoruz. Sonuçta bu sağlık için alınan bir ürün. Tüm vatandaşlarımız yararlansın istiyoruz” dedi.


“Evdekiler için aldım”


Bardakla turşu suyu tüketen ancak artık Korona’ ya karşı alınan tedbirler sonrasında şişe ile turşu suyu alan vatandaş Mehmet Akkartal, evdeki yakınlarına turşu suyu götürmek için litrelik şişe ile aldığı belirtti. Akkartal, “Turşu suyunu eve götüreceğim için şişe ile aldım. Normalde dışarıya çıktığımız zaman bardakta içiyorduk. Turşu suyu sağlığımıza faydalı olduğu için aile olarak içiyoruz biz. Ama malum Korona virüsü nedeniyle pek dışarıya çıkmıyoruz. Herkes evde. Eve götürmek için şişe ile aldım. Dışarıya çıktığımızda bir bardak içiyorduk burada ama şimdi eve götürmek için en mantıklı bir litre aldım” diye anlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.