- 08 Mayıs 2020 Cuma 17:54

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metintaş’tan ’Covid -19 pandemisi sonrası yeni normallerimiz’

A
A
A
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metintaş’tan ’Covid -19 pandemisi sonrası yeni normallerimiz’

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş; Eskişehir Türk Ocağı’nın 32 senedir devam ettirdiği ‘Perşembe Sohbetlerinde; ’COVİD-19 pandemisi sonrası yeni normallerimiz’ konusu hakkında bilgiler verdi.


Aynı zamanda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Öğretim Üyesi ve Halk Sağlığı Bölüm Başkanı olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Selma Metintaş, yakın tarihte yine Çin’de ilk kez görülen Koronavirüs olan Sars ve Ortadoğu kaynaklı Mers virüslerinden çok daha bulaşkan bir virüs olarak ortaya çıkan (COVID-19)’un seyri hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Selma Metintaş’ın sunumu; Belçika’dan Kıbrıs’a, Amerika’dan İngiltere’ye kadar, Eskişehir Türk Ocağı Youtube hesabı izleyicileri tarafından takip edildi.



Türkiye’nin (COVİD-19) ile mücadelesi ve başarıda ‘4- E kuralı’


Prof. Dr. Selma Metintaş; ‘Türkiye’nin (COVİD-19) ile mücadelesi ve başarıda ‘4-E Kuralı’ ile ilgili yaptığı açıklamasında,‘’Çin’de bir canlı hayvan pazarında başlayan ve İtalya’da Çinli işçilerin de çokça bulunduğu, geçmişte asbest işleyen fabrikalarında bulunduğu sanayi bölgesinde yayılma fırsatı yakalamasıyla dünya çapında bir tehdit halini alan Korona virüsün ilk olarak Çin’in Wuhan kentinde kontrol altına alındı. Korona virüsün Türkiye’deki seyrinin İtalya, İspanya, Almanya ve Çin’deki deneyiminden farklı, dolayısıyla alınan tedbirlerde de bu dinamik sürecin epidemiyolojik olarak takip edilmesi ve hesaplamalara tabi tutulması önemlidir. 11 Mart’a kadar, komşuları ve birçok gelişmiş ülkeler vaka sayısı olarak kontrolden çıkmış haldeyken, 0 vaka ile gelebilen Türkiye’de 100 vakaya ulaşmak için geçen süre diğer ülkelerden çok daha kısa sürdü. Bugüne gelindiğinde ise; sağlık yönünden görece başarılı bir süreç geçirdiğimiz ortada. Bunu ‘4 Erken’e bağlı olarak ele almak mümkündür: ‘Erken hazırlık’, ‘erken izolasyon’, ‘erken tedavi’. Önceki ülkelerin deneyimi sayesinde erken hazırlık; ilk oluşturulan Bilimsel Danışma Kurulu’nun özverili çalışmaları ve tavsiyeleri ile enfeksiyon zincirinin takibi sayesinde başarılı sonuca çok yaklaşmış durumdayız. Ancak kontrolü elden bırakmamak gerekir’’ dedi.



Bireysel olarak (COVİD-19) ile mücadele


Prof. Dr. Selma Metintaş, ‘’Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerin başta takip etmek istediği azaltma yöntemine karşılık farklı olarak topyekün mücadele yolunu tercih eden ülkeler arasında yer almamız; seyahat kısıtlaması, sokağa çıkma kısıtlaması gibi önlemler almamız işin toplumsal tarafıyken yasal sınırlama getirilmemiş alanlarda insanların ferdî olarak bu kuralları benimsemesi önem arz ediyor. Ev, vücut temizliği, sokağa çıkma yasağı olmadığı zaman ve yerlerde de gönüllü olarak kendini tecrit etme gibi önlemlerin ciddiye alınması, sağduyulu ve ferdi sorumluluk alınarak benimsenmesi gerekiyor. İbni Sina’nın bin yıl öncesinden güzel ifadeleri var: ‘Salgından korkma hastalıktan sakın’, ‘Pazara gitme evinde kal’, ‘Evde kal ve neşeli ol’. Aynı zamanda olayın psikolojik ve ekonomik boyutunun da dikkate alınması bireysel ve toplumsal olarak ciddi bir sorumluluktur’’ dedi.



Normalleşmeye aşamalı geçiş


Prof. Dr. Selma Metintaş, ‘’Epidemiyoloji hesaplarının gösterdiği kadarıyla eski normalimize aşamalar halinde geçmemiz ve aşı bulunana kadar devam edecek tedbirlerimiz olmalı. Örneğin AVM’ler açılacak ama içindeki sinema salonunu, kafeleri açamayız. Sosyal mesafeyi ihlal edecek alışkanlıklarımızdan feragat ederek, maskeye alışarak, su ve sabuna yoksa dezenfektana önem vererek, bulaşma kabiliyeti çok yüksek olan bu virüsle mücadelemiz aşıya kadar sürecektir’’ dedi.



Yeni normallerimiz


Prof. Dr. Selma Altıntaş, ‘’Keyif için ev harici kapalı ortamlarda bulunulması, elimizin yüzümüzle teması, maskeye yabancılık kesinlikle azalacak. Sosyal alışkanlıkların, tüketim alışkanlıkların sorgulanması gerekecek. Kanıta dayalı tıp doğrultusunda vücudumuzda görülecek semptomların daha fazla üzerine gidilecek. Müzmin hastalıkların takibi ve enfeksiyon zincirinin takibi önem kazanacak’’ dedi.



Genç Cumhuriyet’in en büyük kazanımı: ‘aşı’


Prof. Dr. Selma Metintaş, ‘’Aşının öneminin anlaşılacağı ve aşı karşıtlığının azalacağı günler bizi bekliyor. Genç Cumhuriyet’in en büyük kazanımlarından olan aşı deneyimlerini ulusal düzeyde; savunma sanayi, tarım gibi stratejik önemi haiz bir alan olduğunun, halk sağlığının öneminin ve korumanın tedaviden çok daha ucuz ve kolay olduğunun anlaşılacağı bir dönem olacak’’ dedi.


İzleyicilerden canlı olarak aktarılan soruların neredeyse tamamına cevap verildiği programda; Prof. Dr. Selma Metintaş, ‘’Vakalar, günü gününe takip ediliyor. Günlük olarak açıklanan sayıların birbiriyle ilişkisi ayrıntısıyla takip ediliyor. Virüsle birlikte halk sağlığı bakış açısı önem kazandı. Koruyucu hekimliği, tedavi hekimliği kadar önemlidir. İnsanın bedensel sosyal ve ruhsal olarak bütüncül şekilde ele almanın öneminin anlaşıldığı, bez maskelerin tıbbi maskelere oranla 3’te 1 daha az partikül tutmaktadır ve tıbbi maske bulunamadığı taktirde kullanılması tavsiye edilmektedir’’ dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize İlhan Palut: “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Çaykur Rizespor’un teknik direktörü İlhan Palut, “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında yarın deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşacak Çaykur Rizespor’da Teknik Direktör İlhan Palut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gerekli transferlerle ve takımdaki oyuncularla bu sezona başlayarak kemik bir kadro yapılanması oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Palut, “Bir alt ligden çıkarken bu takıma 25 transfer yaparak takımı değiştirelim. Yeni bir takım kuralım stratejisi ile yola asla çıkmadık. Var olan oyuncularımızın bir kısmı ile yola devam ettik. Amacımız gençlerden oluşan ve gelecekte de kemik bir kadro oluşturmaktı. Bunu sürdürülebilir hale getirmek istedik. Bunun belli başlı riskleri vardı. Dönem dönem çok güzel periyotlar yaşadık, dönem dönem istemediğimiz sonuçlar oldu. Rizespor takımı her sezon yapboz gibi yeni kadro oluşumundan daha istikrarlı bir yapıya gitmekti amacımız. Bugün itibariyle daha iyi olabilirdik ama kabul edilebilir bir sezon geçiriyoruz. Hala en iyisi için savaşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “Ankaragücü maçını kazanmalıydık” Beşiktaş maçının kendileri için zor geçeceğini belirten İlhan Palut, “İki hafta önce daha avantajlı bir durumdaydık. Bugün son 4 maç var. Bir adım dezavantajlı duruma düştük. Bundan iki hafta sonra ne hale geleceğini bilemeyiz. Herkes puan olarak çok yakın durumda. Ankaragücü maçını kazanmalıydık. Bizim için iki puan çok önemliydi. Yeni duruma konsantre olacağız. Geri kalan maçlarda hata yapma olasılığımız az. Beşiktaş maçı da bunlardan bir tanesi. Doğal olarak zor bir maç oynayacağız. Beşiktaş’ın tekrar üzerinde bulunan negatif havayı dağıtmak adına reaksiyon gösterecek. Biz de her zaman ki gibi futbol oynamaya çalışacağız. Oradan güzel bir sonuçla ayrılmak isteyeceğiz. Kendi kredimizi biraz tükettik” ifadelerini kullandı. “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Rizespor ile ligi en iyi yerde bitirmek istediklerini söyleyen Palut, “Beşiktaş ile bir maçımız var. Ona hazırlanıyoruz. Sadece Rizespor’un Beşiktaş deplasmanında en başarılı nasıl olunur günün konusu bu. Bu iş yükseldikçe zor. Baskı arttıkça daha da zor. Hiçbir göreve talip değilim. Ben talip olmam. En zor görev hangisi ise ben ona hazırım. Beni acaba şurası ister mi gibi bir telaşım yok. Bugün Rize’de üretebiliyorum. Bugün tüm konsantremle Rizespor’u yönetiyorum. Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi.
Kayseri Erciyes Üniversitesi ’gelengi’leri besledi Erciyes Üniversitesi ekosisteminin simgesi haline gelen gelengiler için beslenme etkinliği düzenlendi. Erciyes Üniversitesi akademisyenleri, personeli ve öğrencileri baharın gelmesiyle; ’geleni’, ’gelengi’, ’Anadolu sincabı’ veya ’tarla sincabı’ olarak da bilinen minik ve sevimli canlıların beslenmesi için yaşam alanlarına yem bıraktı. Düzenlenen etkinlikte konuşan ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan, gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve muhafazasıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini aktararak; "Erciyes Üniversitesi biliyorsunuz sürdürülebilirlik çevre konularında, ekolojik denge anlamındaki çalışmalarda Türkiye’de öncü üniversitelerden biri. Şu anda birçok konularda ciddi başarılar elde ediyoruz. Yine sürdürülebilirliğin birçok alanında farklı derecelerimizi var. Bu anlamda da kampüs içerisindeki ekolojik dengeyi korumak, bu konudaki hassasiyetlerimizi de ortaya koymak adına birçok çalışma yürütüyoruz. Yine Veterinerlik Fakültesi ile ilgili de gelengiler konusunda hassasiyetimiz var. Geçen sene itibariyle izleme komitesi oluşturmuştuk. Bu izleme komitesi gelengilerin kampüs içerisindeki yaşama alanlarının oluşturulması, bu alanların muhafazası ve özellikle popülasyon artışı konusunda birtakım raporlar hazırladı. Biz de bu anlamda destek verdik. Bugün de yine bu alan içerisinde gelengilerle ilgili bir yaşam alanı oluşturulması, onların erken dönemdeki sıkıntısı olan beslenme ile ilgili katkıyı sağlamak için burada bulunuyoruz. Bu anlamda da üniversitenin çok farklı yerlerinde gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve bunların muhafazasıyla ilgili çalışmalar hem bizim hem kulüp vasıtasıyla devam etmektedir. Bu konuda bize desteklerinden dolayı öğrenci arkadaşlarımıza ve hocalarımıza teşekkür ediyoruz. İnşallah bu konuda çalışmalarımız devam edecek" dedi. Üniversite olarak farklı projeler de hayata geçireceklerini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özkan, "Farkı projelerimiz var. Özellikle güvercinler için bir alan oluşturuyoruz. Üniversitemizin farklı alanlarına yaymakla ilgili çalışmalar var. Yine kedi besleme ile ilgili güzel çalışmalarımız var. Sürdürülebilir bir üniversite kavramı açısından yapılması gereken her şeyi yapacağız" diye konuştu. Etkinliğe katılan akademisyen ve öğrenciler, kampüs içerisindeki gelengilerin yaşam alanlarına yem bıraktı.
Yozgat Boşanma aşamasındaki eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis Yozgat’ta boşanma aşamasında olduğu eşini bıçaklayarak öldürüp, kayınvalidesini de ağır yaralamaktan yargılanan şahıs, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kadına ve eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanık M.T.’nin karar duruşması, Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanık M.T., maktul Rabia Temel’in annesi müşteki mağdur Güler Güler, maktul yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Savcı mütalaasının okunmasının ardından sanık M.T. savunmasında daha önceki ifadelerini tekrar ederek, beratını ve tahliyesini talep etti. Maktulün annesi Güler Güler ve babası A.G. ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Duruşmada tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanık M.T.’ye eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçundan ise 19 yıl hapis cezası verdi. Cezada herhangi bir indirim uygulanmadı. “Bu ceza umarım başka kadınların yaşamasına vesile olur” Karar duruşması sonrası açıklamalarda bulunan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin avukatı Arzu Sena Topuz, geçen yıl boşanmak üzere olan Rabia Temel’in eşi tarafından öldürüldüğünü belirterek, "Rabia öldürülürken annesi de yaralandı. Bugün karar duruşması görüldü ve mahkeme heyeti Rabia için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Annesine yönelik eylem için de öldürmeye teşebbüsten 19 yıl hapis cezası verdi. Umarız bu ceza başka kadınların yaşamasına vesile olur” dedi. “Kızımın katili cezasız kalmadı” Rabia Temel’in annesi Güler Güler, "Ben bugün adalet olduğunu söyleyeceğim. Çok şükür. Yavrum geri gelmeyecek ama katil de cezasız kalmasın" diye konuştu. "Adalet yerini buldu" Rabia Temel’in ablası Sibel Eğilmez ise mahkeme heyetine ve avukatlara teşekkür ederek, "Başka Rabialar yanmasın, biz çok yandık. Katil cezasını buldu, çok şükür adalet yerini buldu" ifadelerini kullandı. Yozgat’ta 28 Mart 2023 tarihinde M.T., boşanma aşamasındaki karısını bıçaklayarak öldürmüş, kayınvalidesini ise çeşitli yerlerinden bıçaklayarak ağır yaralamıştı. Olay sonrası gözaltına alınan M.T., çıkarıldığı mahmekece tutuklanmıştı.
Ankara Ortaokullu bilimseverler çevreci projeleriyle dikkat çekti Ankara Şehitlik Ortaokulu öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında tasarladıkları projeleri sergiledi. Öğrencilerden Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız, süt kutularında kullanılan dikdörtgen şeklin yerine altıgen kullanmanın hem maliyeti hem de kullanılan malzemeyi azalttığını savundu. Ankara’nın Mamak ilçesinde bulunan Şehitlik Ortaokulunun öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında 17 öğretmen ve 37 öğrenci, oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarının yer aldığı 18 projeyi okul içerisinde kurulan stantlarda sergiledi. Neme duyarlı seramik saksıdan, yağmur ve kar suyunu depolayan sistemlere kadar birçok projenin sergilendiği stantları Mamak Kaymakamı Ali Sırmalı ziyaret etti. “Gençlerimizi bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor” Okulda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan ve projenin yürütücülüğünü üstlenen Ayten Gören, proje ve fuar hakkında bilgi vererek, “Oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarını kapsayan 18 projeyle dolu bir TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarı’nda sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Etkinliğimiz, bilimin ve keşiflerin önemini vurgulamak, gençlerimizi cesaretlendirmek ve onları bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor. Bugün izleyeceğiniz her bir proje; öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin birlikte yürüttüğü uzun ve titiz bir hazırlık sürecinin ürünüdür. 17 öğretmen ve 37 öğrenci, bu projeleri hayata geçirmek için özverili çalışmaları bu etkinliğin başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağladı. Bu fuarda sergilemen projeler, toplumsal sorunlara çözüm arayışlarının bir yansımasıdır. Gençlerimizin, doğal afetlerle mücadele, oyunlaştırma ile eğitim ve STEAM alanındaki yeniliklerle dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirme konusundaki farkındalığı, kararlılığı geleceğe dair umutlarımızı artırıyor” ifadelerini kullandı. Süt kutularını dikdörtgen yerine altıgen yapmak maliyeti azaltıyor Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız hocalarıyla birlikte süt kutularında kullanılan malzemelerin maliyetini azaltacak ve çevreye daha az zarar verecek çevreci bir proje yaptıklarını kaydederek, “Günümüzde kullanılan 1 litrelik dikdörtgen süt kutularını inceledik. Aynı miktarda süt alabilecek fakat daha az malzeme kullanabileceğimiz bir süt şişesi yapabilir miyiz diye düşündük. Bu projeyi yaparken doğadan yola çıktık. Arıların bal peteklerini neden altıgen şeklinde yaptıklarını inceledik. Eğer biz de bu şekilde yaparsak maliyeti artıracak mı azaltacak mı diye hesaplama yaptık. Hesaplamalarımız şu şekilde oldu. Dikdörtgen prizmada 1 litrelik bir süt için 700 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuyorken, altıgen prizmada bu sayı 562 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuluyor. İkisini karşılaştırdığımızda yüzde 20’lik bir tasarruf elde etmiş oluyoruz. Bunu günlük hayata geçirdiğimizde hem doğaya hem çevreye hem geri dönüşüme hem de maliyete katkı sağlamış oluyoruz” şeklinde konuştular.