ÇEVRE - 27 Mayıs 2020 Çarşamba 16:46

Öğrencilerle tıklım tıklım dolup taşan kampüs boşalınca doğal güzellik kimsesiz kaldı

A
A
A
Öğrencilerle tıklım tıklım dolup taşan kampüs boşalınca doğal güzellik kimsesiz kaldı

Dünyayı etkisi altına alan Korona virüse karşı alınan tedbirler çerçevesinde eğitime ara verilmesinin ardından öğrencilerinin çoğunluğu memleketlere dönen Anadolu Üniversitesi’nde kampüs alanında, hem bahar hem de yağan yağmurdan sonra oluşan doğal güzellik kimsesiz kaldı.

Dünyayı etkisi altına alan Korona virüse karşı alınan tedbirler çerçevesinde eğitime ara verilmesinin ardından öğrencilerinin çoğunluğu memleketlere dönen Anadolu Üniversitesi’nde kampüs alanında, hem bahar hem de yağan yağmurdan sonra oluşan doğal güzellik kimsesiz kaldı.


Covid-19 nedeniyle eğitime ara verilen tüm Türkiye’deki üniversite kampüsleri öğrencisiz kaldı. Türkiye’nin en güzel üniversite kampüslerden biri, örgün ve açık öğretim öğrencileriyle birlikte dünyada en çok öğrenciyi barındıran Anadolu Üniversitesinde de, her zaman tıklım tıklım öğrenci dolu kampüs sokakları, bahçeleri, normalde 7/24 açık olan kütüphanesi artık bom boş kaldı.


Söz konusu artık öğrencilerin kampüste bulunmadığı nedeniyle ülke genelinde en güzel üniversite kampüsleri arasından ilk sıralarda yer alan Anadolu Üniversitesi, Yunus Emre Kampüsüte bahar günlerin gece ve gündüzünde oluşan doğal manzarayı tadacak kimse kalmadı. Üniversite girişinde bulunan doğal parkı, şelalelerin bulunduğu Japon parkı, Peron kahvesi, kütüphane ve cami çevresi, İletişim Bilileri Fakültesi gibi doğayı barındırarak normal süreçte öğrenci ve öğretmenleri doğayı hissettiren kampüs alanlarda artık çay fincanı üfleyen veya çekirdek çitleyen, arkadaşlarla sohbet eden öğrencileri de bulunmuyor.


Öte yandan son iki günde ara sıra yağan yağmur kampüsteki bu bahar güzelliğini bir kat daha artırırken üniversite tarafından sosyal medya üzerinde paylaşılan fotoğraflarını takip eden öğrenciler biraz da olan kampüstan uzak kalma hasretini gideriyor. Öğrenciler ise paylaşılan fotoğrafların altında üniversiteyi özlediği ve en kısa sürede kampüse geri dönmeyi beklediği ifade ediyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.