GENEL - 13 Temmuz 2020 Pazartesi 10:00

Şehir merkezinde yıllardır bedava sıcak su

A
A
A
Şehir merkezinde yıllardır bedava sıcak su

Eskişehir şehir merkezinde geçmişten kalan ve yıllardır sıcak su çıkan tek tulumba, oluşturduğu nostaljik görüntünün yanında yarım asırdır esnafın gündelik işlerindeki ihtiyacını karşılıyor.

Eskişehir şehir merkezinde geçmişten kalan ve yıllardır sıcak su çıkan tek tulumba, oluşturduğu nostaljik görüntünün yanında yarım asırdır esnafın gündelik işlerindeki ihtiyacını karşılıyor.


Asmaaltı sokağında bulunan tulumba, uzun yıllardır çevredeki esnafın gözdesi olmaya devam ediyor. Eskiden bu sokaklardaki daha sık görülen tulumbalar artık neredeyse yok oldu. Ancak yıllardır bu sokakta ilk günkü gibi esnafa hizmet eden tulumba, çevredekiler tarafından titizlikle korunuyor. Çevredekilerin gündelik özellikle sıcak su ihtiyacını tamamen karşılayan ve tarih mirası olan tulumbaya esnaf gözü bebeği gibi bakarak gerektiğinde tüm tamirat işlemlerini birlikte karşılıyorlar. Bazı iddialara göre, geçmişi Bizans dönemine kadar dayanan ve o zamanlardan bugüne kadar şifalı olduğuna inanılan tulumbadan, yaz veya kışı fark etmeden aralıksız yaklaşık 30 derece sıcak su akıyor. Nadiren rastlanan tulumbalardan birinin kıymetini bilen esnaf, bu mirası gelecek nesillere aktarmakta kararlı görünüyor.


Babasının elini tutarak buraya gelip çocukluğundan beri bu sokakta bulunan ve belirtilen tulumbadan hizmet alan Eskişehir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Nejat Madenoğlu, tarihsel mirası olan tulumbayı, o dönemlerde kullandığı ve ondan da öncesinde babası gibi birçok esnafın kullandığına şahitlik etti. Başkan Nejat Madenoğlu, konu ile ilgili bilgi aktarırken, “Çarşıda çok eskiden beri bulunmaktayız. Çocukluğum zamanında burada ayakkabıcılar, saraçlar, ayakkabı tamircileri bulunmaktaydı. Onlar da bu tulumbanın çalıştığını söylerlerdi. Tabii çocukluğum dersek en az 60-65 yıldır bu tulumba çalışıyor. Ara sıra bozulduğunda esnaf tarafından ya tamir ediliyor ya da gerekli malzemesinin yenisi taktırılıyor. Bütün komşularımız bu tulumbayı kullanıyor. Belediyenin yapmış olduğu analizlerde suyun içilebilir olduğu çıkmıştır, ama biz tavsiye etmiyoruz. Çünkü bazen kumlu su çıkıyor. Kuyu 15 metre derinliğinde. Bu su oradan çıkıyor. 15-20 saniye çektiğimizde sıcak suya ulaşıyoruz. Esas sıcak su 9 metredeymiş, ama buraya gelene kadar su sıcaklığını kaybediyor. Yine de el yakacak derece de oluyor. Daha öncesinde burada bulunan hamamlar da şifa için bu suyu kullanıyormuş. Sıcak su her yerde faydalı ama hamalar da kullanıldığına göre muhakkak bir faydası var. Bizim zamanımızda sporcular idmanlardan sonra bu suyu kullanarak duş alır, dinlenirlerdi. Onları yaşadık ve gördük” diye konuştu.



Esnaflar el birliğiyle ayakta tutuyor


Eskiden bu sokaklarda çok sayıda tulumba bulunduğu, ancak zaman geçtikçe bazıları yetkililer tarafından yıkıldığı anlatan Nejat Madenoğlu, artık esnafın şebeke suyuna yönelmesi nedeniyle yok olmaya yüz tutan tulumbalardan kalan sonuncusunu çevre esnaf tarafından adeta gözü gibi baktığı belitti. Madenoğlu, “Bir tane kaldı, ondan da bütün esnaf yaralanıyor. Hatta başka komşular da geliyor. Diğer sokaklardan da gelip kullanıyorlar. Olması iyi bir şey, isteyen istediği zaman su alabiliyor. Dükkânını yıkıyor, malzemesini yıkıyor, çay bardağını, kahve bardağını yıkıyorlar, temizliyorlar. Ama birçok kez tıkanıyor, biz açıyoruz. Tamir olduğu zaman, sapı, kulpu çalındığı zaman veya pistonu bozulduğu zaman biz alıyoruz. Becerebilen arkadaşlar tamir ediyor. Yine bozulursa belki yirminci sefer değişiyor bu tulumba. Biz sokak sakinleri, mahalle sakinleri alıyoruz, çünkü herkes faydalanıyor. Hiç kimseden de bir ücret talep etmiyoruz. Şimdi bunu pistonu bozuk, lastiği bozuk su tutmuyor, kaçıyor. Klapesi bozuk, onu da yapacağız. Söküp değiştireceğiz. Ondan sonra herkes kullanmaya devam edecek.”



Gelecekte gelenlere de bunu miras olarak bırakılacak


Tarih bir eser olarak kalan tulumba, gelecek nesillere geçmişini hatırlatacak. Ancak gün geçtikçe yok olan tulumba kültürünü geleceğe aktarılması gerekirken, Asmaaltı sokak sakinleri bu işi üstlenmiş durumda.


Madenoğlu, tarihi bu tulumbanın ileride buraya esnaf olarak gelenlere bir miras olarak bırakılacağı belirterek, “Tarihi bir eser olarak kaldı. Buradan geçen turistler de görmemişler. 10 -15 yaşındaki çocuklar tulumba nedir bilmiyorlar. Fotoğraflarını çekiyorlar. Anlatmaya çalışıyoruz. Korunması için de etrafını tuğlayla döşettirdik, yaptırdık. Bakın su kaçtığı zaman arkadaş nasıl çekeceğini bilmiyor. Belediyeden analizini yaptırdık, yararlı olduğu, hiçbir zararının olmadığı ortaya çıktı. Şu anda da hali hazırda herkes faydalanmaya devam ediyor, böyle de devam ettiririz diye düşünüyorum. Çünkü sadece bu kaldı, başka da tulumba kalmadı civarda” şekilde konuştu.



“Yaz kış herkesin işine yarıyor”


Asmaaltı sokağın berberlik yapan Murat Tirenk, tulumbayı sıkça kullanan esnaflardan birisi. Kendi dükkânın karşısında bulunan tulumbadan oldukça memnun olduğunu ve işletmenin su ihtiyacının önemli bir kısmını buradan sağladığı belirten Tirenk, “Ben berber olarak bu tulumbadan çok yararlanıyorum ve bütün esnafta aynı şekilde yaralanıyor. Bütün ihtiyaçlarımızı buradan görüyoruz. Bakın şimdi kadın geldi bulaşığını yıkıyor. Ben berber olarak sıcak suyumu alıyorum, bütün esnaf yaralanıyor. Kim yaptıysa bunu Allah razı olsun. Bizim için de gelecek nesil içinde çok iyi olacak. İnşallah yıkmazlar veya başka bir şey olamaz böyle devam eder. Zaten bütün bakımlarını biz yapıyoruz. Bütün esnaflar olarak, mesela arada bir arıza veriyor, bakımlarını biz yapıyoruz. Herkes kullanıyor bunu, ben de berber olarak çok memnunum sokağımda böyle bir tulumbanın olduğu için. Bir de suyun derecesi sıcak yani şebeke suyu gibi soğuk değil, sıcak su akıyor. O da yaz kış herkesin işine yarıyor. Hiçbir şey de olmuyor hep aynı derece de ve devamlı akıyor. 32- 33 derece vardır, çünkü hamam suyu olarak biliyoruz biz, bayağı kaynar su” diye anlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trendyolmilla yeni uygulamasını Hadise’li reklam filmiyle tanıttı Trendyolmilla, “Kendini Yansıt” mottosuyla farklı tarz ve beklentilere uygun, erişilebilir fiyatlı koleksiyonlarını kullanıcılarla buluşturduğu yeni uygulamasını, ünlü sanatçı Hadise ile çektiği reklam filmiyle tanıttı. Trendyolmilla, herkesin kendinden bir parça bulduğu ürünlerini kullanıcılarla buluşturduğu yeni uygulamasını ünlü sanatçı Hadise ile tanıttı. Hadise’li reklam filmi, Trendyolmilla’nın “Kendini Yansıt” mottosundan ilham alıyor. Uygulamanın farklı tarzların buluşma noktası olma özelliğinden yola çıkan reklam filminde Trendyolmilla, Trendyol Man, Trendyol Curve, Trendyol Modest ve Edit by Trendyol markalarının karakteristik özelliklerini temsil eden oyuncular yer alıyor. Hadise, uygulama ile herkesi kendi tarzını yansıtmaya çağırıyor. Farklı tarzlar, erişilebilir fiyatlar Uygulama, erişilebilir fiyatlarla kullanıcıları en son moda ürünlerle buluşturuyor. Trendyolmilla uygulaması ile tek tıkla en yeni ürünler, özel konsept koleksiyonlar, en popüler kategoriler kolaylıkla incelenebiliyor. Kampanyalı ürünler, özel fiyatlar ve son fırsatlar ile herkes, tarzını yansıtacak ürünlere avantajlı önerilerle ulaşabiliyor. Uygulama, influencer iş birliklerine yer verdiği uygulama içi videolarla da herkesi farklı kombin fikirleri ile buluşturuyor. Uygulama 1- 15 Mayıs tarihleri arasında platformdan ilk kez alışveriş yapacaklara özel kampanyası ile de belli miktar ve üzeri alışveriş yapan kullanıcılara indirim ve ücretsiz kargo imkânı sunuyor. ’Made in Türkiye’ imzalı son moda ürünler Yerli ürünleri ve üreticileri destekleyerek yurt dışına ulaştıran, kadın girişimciliğini ve istihdamını güçlendirmeye katkı sağlayan Trendyol, bu anlayışını yeni uygulamaya da taşıyor. Trendyolmilla uygulaması Google Play ve Apple Store uygulama mağazalarından mobil cihazlara indirilebiliyor. Platforma ayrıca trendyol-milla.com/ adresinden de ulaşılabiliyor.
Adana Çöl tozlarıyla alerjik rinit ve astım şikayetleri arttı Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, baharın gelmesiyle birlikte alerjik vakalarda artış olduğunu belirterek, "Özellikle çöl tozlarının gelmesiyle beraber alerjik rinit, astım, rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Çöl tozlarına karşı kapı ve pencereleri kapalı tutmak gerekir, sık duş almanın da faydası olur" dedi. Acıbadem Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, havaların ısınması ve ilkbaharın gelmesiyle çiçeklerin açıp polenlerin arttığını hatırlatarak, "Şimdi çöl tozları da gelmeye başladı. Dolayısıyla alerjik rinit, astım, alerjik rinitten sonra görünen rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Bugünlerde de özellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burun kaşıntısı ve sık sık hapşırmayla bize başvuruyor hastalar. Eğer bu dönemi atlatmaya çalıştılar ve atlatamadılarsa rinosinüzite, sinüzite dönüşüyor veya astım ataklarıyla birlikte geliyor" diye konuştu. Prof. Dr. Tuncer, küçük çocuklarda ise kulakta sıvı toplanması yani "seröz otit" denilen klinik durumu bu mevsimde daha sık gözlemlediklerini söyledi. "Solunum yolları alerjenlere tepki gösteriyor" Alerjinin aslında genetik bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Ülkü Tuncer, "Kişiler doğuşsal olarak alerjik olabilir. Bebeklerde daha çok ciltte oluşan reaksiyonları görüyoruz. Yaş büyüdükçe yerini alerjik rinit ve astıma devrediyor. Alerjik rinit aslında burnun alerjenlere karşı gösterdiği hiperaktivite olarak düşünülmeli. Sadece burun göstermiyor bu hiperaktiviteyi, tüm solunum yolları alt solunum yolları da aynı tepkiye dahil oluyor. Dolayısıyla alerjik riniti olanların yüzde 30 kadarında astım, astımı olanların da neredeyse yüzde 60-70’inde alerjik riniti görüyoruz. Yani ikisi aslında iç içe geçmiş durumda" dedi. "Sürekli alerji durumunda sabah kalkınca hapşırma görülür" Alerjinin mevsimsel mi yoksa yıl boyu mu olduğunu bireylerin gözlemlemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tuncer, bu şekilde alerjenin tespit edilebileceğini izah etti. Yıl boyu olan alerjide kişilerin sabah kalktığında hapşırma, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, burun akıntısı şikayetlerinin başladığını dile getirdi. Durum böyleyse evdeki alerjenleri, en başta ev tozu, halı tozları, evdeki evcil hayvanlar, küf gibi gibi etkenleri veya gıda alerjisini düşünmek gerektiğine işaret eden Tuncer, "Ama mevsimselse, bazı mevsimlerde artıyorsa daha çok polenleri düşünmek lazım. Polenleri düşünüyorsak evin havalandırılmasına çok özen göstermek lazım. Öğleden önce evi havalandırmamak lazım. Özellikle burada çöl tozunun gelişiyle beraber bu gibi durumlarda pencereleri, kapıları kapalı tutmaya çalışmak lazım. Eve gidince mutlaka duş almanın çok faydası olur. Saçı, vücudu yıkamak, giysileri değiştirmek de etkilidir" diye konuştu. "Kulaktaki sorun işitme kaybına yol açabilir" Bu önlemlerin her zaman yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer ilaçlarla da burnu rahatlatmak gerektiğini, eğer rinosinüzit geliştiyse, bunun tedavi edilmesi gerektiğini anlattı. Rinosinüzitin çocuklarda özellikle kulakta hiç farkına varmayabileceğine dikkat çeken Tuncer, "Alerjik riniti olan çocuklar farkında olmadan kulaklarda da sıvı toplanabilir. İşitme kaybına yol açar. Ağrı yapmaz, ateş yapmaz. Kimse de fark etmez bunu. Çocuk televizyonun sesini çok açar veya öğretmen çocuğunuz az duyuyor diye uyarıda bulunur. Bu konularda dikkatli olmak lazım. Özellikle alerjisi olan çocuklarda muayeneyi belli aralıklarla yaptırmak gerekli" dedi.