GENEL - 24 Ekim 2020 Cumartesi 12:09

Eskişehir Şeker Fabrikası’nın şehir dışına taşınması çağrısı

A
A
A
Eskişehir Şeker Fabrikası’nın şehir dışına taşınması çağrısı

ESKİŞEHİR(İHA) – Kurulduğu 1933 yılından bu yana üretimiyle Türk ekonomisine büyük katkılar sağlayan Eskişehir Şeker Fabrikası’nın bulunduğu bölge; yıllar içinde kent merkezinin ortasında kaldı.

ESKİŞEHİR(İHA) – Kurulduğu 1933 yılından bu yana üretimiyle Türk ekonomisine büyük katkılar sağlayan Eskişehir Şeker Fabrikası’nın bulunduğu bölge; yıllar içinde kent merkezinin ortasında kaldı. Fabrikanın, çevreye yaydığı kötü kokular başta olmak üzere birçok sebepten dolayı kent dışına taşınması gerektiği belirtiliyor.


Eskişehir’e ilk adımın atıldığı andan itibaren kendisini hissettiren Şeker Fabrikası’nın insanı rahatsız edici kokusu, tüm Eskişehir’i ve özellikle da Şeker Mahallesi’nin havasını adeta dev bir kanalizasyona çeviriyor. Şeker Mahallesi’nden otogara, Doktorlar Caddesi’nden Yenibağlar’a kadar şehir merkezinin hemen her yerinde hissedilen ağır koku sebebiyle insanlar, evlerinde pencere açmaya çekindiklerini ifade ediyor. Pandemi sebebiyle dezenfektana olan ihtiyaç artınca bir yıllık alkol üretimini bir ayda yapan fabrikanın etrafa yaydığı koku da büyük bir artış gösterdi. Vatandaşlar; fabrika yüzünden hayat konforlarının oldukça olumsuz etkilendiğini söylerken, sağlıklarının da kötü yönde etkilenebileceğini iddia etti. İnsanlar sorunun kalıcı bir çözüme kavuşması için, 1933 yılında boş bir alana inşa edilen fabrikanın bulunduğu yerin artık kent merkezinde kalması nedeniyle, tek çözümün fabrikayı şehrin dışında bir yere taşımak olduğunu düşünüyor.



“Fabrika yöneticileri de taşınmasının tek çözümü olduğu inanıyor”


Eskişehir’in temel problemlerinden biri olan Şeker Fabrikası kokusu hakkında eski üst düzey fabrika yöneticisinin yaklaşık 10 yıl önce, “Fabrika buradan taşınmadan bu sorun bitmez” dediği aktarıldı. Tüketiciyi Destekleme Derneği Genel Başkanı Süleyman Bakal, fabrika kurulduğunda konumunun bir problem teşkil etmediğini, fakat yıllar içerisinde bunun bir sorun haline geldiğini ifade etti. Bakal konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:


“Eskişehir’in temel sorunlarından birisi de Eskişehir Şeker Fabrikası’nın şilempe kokusudur. Cumhuriyetin önemli kazanımlarından olan fabrika, zaman içerisinde kent merkezinin içerisinde kalmıştır. Yıllardır Şeker Fabrikası’nın kampanyası başladığı zaman Eskişehir’de şilempe kokusu başlar ve Eskişehirli tüketiciler de bu kokudan şikâyetçi olurlar. Eskişehirli tüketicilerin bu şikâyeti Şeker Fabrikası’nın yöneticilerine ulaştığı zaman yöneticiler, yıllardır fabrikanın koku sorununu çözeceklerini ifade ederler ancak uzun yıllar geçmesine rağmen bu sorun çözülememiştir. Bundan 10 yıl kadar önce yine Şeker Fabrikası’nın koku sorunu ve Porsuk’taki balık ölümleri konusunda Şeker Fabrikası’nın üst düzey yöneticisiyle yaptığımız bir görüşmede yönetici, fabrikanın mevcut alanda kurulu bulunmasından dolayı bu koku sorununun çözülemeyeceğini söylemişti. Teknolojisinin çok eski olduğunu bize ifade etmişti. Üst düzey yöneticinin bizimle paylaştığı önerisi şuydu: ‘Şeker Fabrikası buradan taşınmalı’. Bunun için de pancar üretim merkezlerine en yakın yerlerden birisi olan Alpu Işıkören’in daha uygun olacağını söylemişti. Tüketicilerin kendine üretim için tanıdığı toleransı biraz daha Şeker Fabrikası yöneticilerinin fazlaca kullandığını ifade edebiliriz. Burada aslında bazen şikâyetler yükseldiği zaman kısa bir süre koku önleniyor veya azaltıyor ama şikâyetler azaldığı zaman şehrin büyük bir bölümünde koku hissediliyor. Mesela şehrin İstanbul çıkışında, Batıkent’te, Esentepe’de, şehir merkezinde ve hatta büyükşehir belediyesi ile valiliğin olduğu alanlarda bile Şeker Fabrikası’nın kokusunu tanıyan Eskişehirliler oraların koktuğunu hissedebilirler”.



“Tek çözüm fabrikanın şehir dışına taşınmasıdır”


Zamanında fabrikanın yerinin Mustafa Kemal Atatürk tarafından belirlendiği, fakat o dönemde buralarda yerleşim olmadığı ifade edildi. Fabrikanın milli bir değer olması sebebiyle işin manevi bir boyutunun da olduğu aktarılsa da bu sorunun çözümü için yer değişikliğinin şart olduğu belirtildi. Bölge hakkında bilgi sahibi olan TOKİ Sıraevler Şeker Mahallesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akkoç konu hakkındaki düşüncelerini şöyle paylaştı:


“Sitemizde 644 tane hane, 656 iş yeri ve dükkân var ve yaklaşık 2 bin 300 insan burada yaşıyor. Bu fabrika artık şehir içerisinde olmuyor, şehre sürekli koku veriyor. Bakmayın, biz fabrikanın doğu tarafındayız. Fabrikanın güney tarafındaki kısım bu kokuyu daha çok soluyor. Yani bu koku sadece bize has değil. Şehirde kimi çevirirseniz çevirin bu kokudan mustarip. Meşhur Doktorlar Caddemiz var, orada bile bu kokuyu alırsınız. Bu koku bu dönemde mevsimlik olarak hissediliyor. Belli yerlere filtre takarsın veya bu gibi tedbirler alırsın ama en önemli tedbir fabrikanın buradan kalkması. Bu da bizi aşan bir şey. Nereye gidecek, nasıl gidecek, nerede olacak gibi sorular kesinlikle devlet büyüklerimizin bileceği bir konu. Yapılması gerekiyor mu? Evet, yapılması gerekiyor”



“Bir kanalizasyonun içinde oturuyormuş gibi hissediyorsunuz”


Fabrikanın yakınında oturan vatandaşların bu sorundan daha fazla mustarip olduğu belirtilirken, yaklaşık bir yıldır fabrikanın bulunduğu Şeker Mahallesi’nde oturan Remziye Can, bu kokunun yılın belli periyotlarında hissedildiğini aktardı. Ancak bu yıl pandeminin de etkisiyle alkol ihtiyacı artınca üretimde büyük bir artış yaşandı ve bunun üzerine kokunun da arttığı gözlemlendi. Bir yıldır fabrikaya oldukça yakın bir yerde yaşayan öğretmen Remziye Can durumdan hiç memnun olmadıklarını söylerken, “Eskişehir’in zaten var olan fabrikası sebebiyle yılın belirli periyotlarında vardır koku. Ancak bu sene pandeminin de etkisiyle çok fazla üretim yapıldığını biliyoruz. Sosyal medyadan takip ettiğimiz üzere son bir ayda bir yıllık üretim yapıldığını biliyoruz. Ama bu kokunun çevresel etkileri çok fazla. Evet gurur duyuyoruz bir yıllık çalışmanın bir aya sığdırılmış olmasından. Ancak biz evde pencerelerimizi açamaz, balkonumuzda ve bahçemizde oturamaz pozisyondayız. Çünkü kapıyı pencereyi açtığınızda ya da dışarı çıktığınızda bir kanalizasyonun içinde oturuyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu durum yaşam kalitemizi bu şekilde etkiliyor. Bir de bunun hastalıklar tarafı var. Hava kirliliği, partiküller sayısı, çıkarttığı buharın yaymış olduğu mantarlar; bunların hepsi akciğer hastalıkları sebepleri ve bizim yaşam kalitemizi, yaşayacağımız sağlıklı yılları etkiliyor. O yüzden biz bu konuda çok şikâyetçiyiz” şeklinde mağduriyetini anlattı.



Taşınması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yardım isteniyor


Fabrikanın bu duruma önlem olacak tedbirler alması gerektiği aktarılırken, sineklere karşı ilaçlama gibi önlemlerin yeterli olmadığı belirtildi. Bu önlemi kendilerinin de alabileceğini ifade eden Remziye Can, kokuya müdahale edemediklerini söyledi. Can, “Bunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bir çözüme ulaştırılması gerekiyor. Belediyeye ulaştığımızda da zaten aynı cevabı almış durumdayız. En iyi, en akılcı çözüm aslında fabrikanın başka bir yere taşınması. Çünkü yerleşim yerleri, fabrikanın bütün olumsuz etkilerine maruz kalıyor. Hava, toprak ve gürültü kirliliği, radyasyon gibi olumsuzlukların hepsi fabrikanın taşınması için birer faktör. Ancak belki bunun bizim bilemediğimiz farklı nedenleri vardır. Ama en kesin çözüm bu gibi görünüyor. Yani fabrika şehir dışında bir yere taşınmalı” diye konuştu.



“Bu üretim dünyanın her yerinde yapılsa da böyle bir koku oluşturmuyor”


Fabrikanın çok yüksek seviyede üretim yaptığı ve bu nedenle fabrika yönetimi tarafından vatandaşlardan fedakârlık yapmalarının beklendiği iddia edildi. 13 yıldır fabrikanın bulunduğu Şeker Mahallesi’nde yaşamını sürdürerek fedakârlık yapan emekli doktor Şiran Karapınar, “Pandemiyle birlikte alkol üretimi için küspeler biriktirilmeye başlandı. Ama direkt fabrikanın etrafında büyük naylonlara sarılıp biriktirildi. Yaz mevsimi de çok sıcak geçti ve bir süre sonra küspeler çürüdü ve koku salmaya başladı. İnanılmaz dayanılmaz bir kokuydu gerçekten. Sadece koku değil, mesela bu yaz hiçbir yöntemle sonu getirilemeyen bir sinek problemi çıktı. Sineklik tellerinden bile içeri giren meyve sinekleri aşırı miktarda vardı. Koku yine aşırı rahatsız ediciydi, tam bir kanalizasyon kokusuydu. Bununla ilgili hem biz hem de yetkililer bayağı bir uğraş verdik. Fakat dönüp dolaşıp alkol üretimi için, küspe alkol üretiminde kullanılıyormuş, böyle bir fedakârlık yapılmasının beklendiğini okudum ben basından. Biz fedakârlığı zaten yapıyoruz. Ben 13 yıldır burada oturuyorum. Ama bu artık fedakârlık boyutunu geçti. Çünkü bir kanalizasyonun içerisinde yaşıyor olmak beklenebilecek bir fedakârlık değil. Dünyanın her yerinde alkol üretiliyordur ama bu şekilde değildir. Eminim ki hiçbir yerde alkol üreten fabrika etrafına kanalizasyon kokusu yaymıyordur” diyerek tepkisini gösterdi.



“Bu koku; akciğer rahatsızlıklarına sebep oluyor, astım ve alerji krizlerini tetikliyor”


Bu durumun sağlık açısından da büyük sorunlara yol açtığını aktaran emekli doktor Şiran Karapınar, “Bildiğimiz kadarıyla bir amonyak havuzu var zaten burada ve ben şekeri amonyak ile ayrıştırdıklarını biliyorum. Bunun havaya karışan kokusu tabii ki insan sağlığı için zararlı. Küspenin içerisindeki koku yapan da çürümüş materyaller ve daha bilemediğim pek çok kimyasal var. Bu işlenmiş bir küspe, gıda mühendisleri muhtemelen daha iyi biliyordur. O havanın içerisindeki kötü kokuyu yapan bütün partiküller insan vücuduna, akciğerlere zaten direkt zararlı. Mesela astımı veya alerjisi olan birisi için astım krizine veya alerjisinin tetiklenmesine sebep olan bir durum. O durumda olan tanıdıklarım da var. Bu yaz o kişilerin alerjik reaksiyonları, öksürükleri, hapşırma krizleri hiç geçmedi” dedi.



Fabrikanın yerine ağaçlandırma yapılabilir


Fabrikanın bulunduğu bölgeden taşınmasını isteyen vatandaşlar; taşınma işleminin ardından söz konusu araziye çocuk parkı, koşu alanı, çardak veya müze gibi insanların aileleriyle keyifli vakit geçirebilecekleri yerler oluşturulabileceğini söyledi. İsteklerini dile getiren mahalle sakinleri, bu gibi imkânların getirilmesinin yaşam konforunu fazlasıyla arttıracağını ve tüm şehir halkının bundan memnun kalacağını düşündüklerini belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Başkan Yalım net konuştu 31 Mart Yerel seçimlerinde rekor farkla Uşak Belediye Başkanlığını kazanan ve AK Partili yönetimden görevi devralan CHP’li Özkan Yalım; TBMM’de konuşma yapan AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş’e cevap verdi. Güneş’in konuşmasına yaptığı atıfta “Sayın Güneş hak ve hukuk kavramlarından bahsediyor, bizi 31 Mart’tan sonra haksızlık hukuksuzluk yapmakla itham ediyor” diyen Başkan Yalım; Güneş’e sert sözlerle karşılık verdi. “Hak ve hukuktan bahseden Sayın Güneş’e sesleniyorum” diyen Yalım; “Vatandaşımızın ödediği vergilerin bu derneklere nasıl harcandığı, Uşak Belediyesi’nin mülklerinde bu derneklerin ve vakıfların nasıl bedava oturtulduğu, giderlerinin belediye tarafından karşılandığı aşikârdır ve apaçık ortadadır. Eğer hak hukuk istiyorsanız bir an önce bu mülklerde bedava oturan, vatandaşın ödediği vergilere kene gibi yapışan bu derneklerden hep birlikte kurtulalım. Siz de bunların öncülüğünü yapıp mecliste sözcüsü olmayın. Ben Uşak Belediye Başkanı olarak halkımın parasını koruyacağım ve bu sistemi durdurmak için gerekli kararı da en kısa sürede meclisten çıkarttıracağım” dedi. Kamuoyunu yanıltan iddiaların aslını açıkladı Öncelikle Gediz Uluyolunda bulunan TÜGVA binasının önünde konuşan Başkan Yalım; Uşak Belediyesi’ne ait olan bu binanın 7 Ağustos 2017 yılında TÜGVA’ya tahsis edildiğini, 7 yıl boyunca bu vakfın hiçbir ücret ödemeden bu binayı kullandığını anlattı. -Kamu malına bilerek zarar verdiler Seçimi kazandıktan sonra binanın bağlı olduğu birim müdüründen bilgi istediklerini ve binaya geldiklerinde gördükleri manzara karşısında şok olduklarını ifade eden Başkan yalım; “Buraya gelince karşılaştığımız ortam maalesef çok kötüydü. Binada bulunan her şeyi, tavandaki lambadan dolaplara, raflardan masalara, kombiden peteklere kadar aklınıza gelebilecek her şeyi kırmış ve dağıtmışlardı. Açıkçası kamu malını ve vatandaşın vergileriyle yapılan yatırımları bu şekilde tahrip etmeleri bizi çok üzdü. Daha sonra biz yetkilere açıklama yapınca olayın kamuoyuna yansımasıyla birlikte TÜGVA yetkilileri buraya gelip üstün körü temizleyip kırılan dökülen eşyaları düzeltmeye çalışmış. Hatta içeride bulunan bir panoya “Bir gün elbet geri döneceğiz” diye yazılmış. Bunlar hiç hoş şeyler değil. Ben buradan açıkça diyorum ki, dönemeyeceksiniz. Uşak halkı size bir daha milletin malını har vurup harman savurma hakkını vermeyecek” dedi. -Eski yönetim yıllarca faturayı belediyeye ödetmiş TÜGVA binasının ardından hemen ilerisinde bulunan ÖNDER İmam Hatipliler Derneği binasının önüne giden Başkan Yalım; daha önce Uşak Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nün kullandığı bu binanın 2 Ağustos 2021 yılında bu derneğe tahsis edildiğini söyledi. Aynı şekilde bu derneğin de hiçbir ücret ödemeden binayı kullandığını hatırlatan Başkan Yalım, “Maalesef bu giderlerin hepsi Uşaklı vatandaşlarımın ödediği vergilerle karşılanmış” dedi. -Asıl tecavüz vatandaşın ödediği vergilere yapılmıştır AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in TBMM içerisinde yaptığı açıklamada kamuoyunu yanıltacak bilgiler verdiğini ifade eden Başkan Yalım; “Ben Sayın Güneş’e buradan sesleniyorum; bunca yıllık tecrübeli bir milletvekili olarak önce beni arayıp bu konu hakkındaki gerçekleri öğrenip ondan sonra konuşması gerekirdi. Kendisinin iddia ettiği gibi ekiplerimiz bu binalara tecavüz etmedi. Tam tersi ortada bir tecavüz varsa o da TÜGVA ve ÖNDER’in Uşak halkının ödediği vergilere ettiği tecavüzdür” dedi. Açıklamasında ÖNDER yetkililerine de seslenen Başkan Yalım; “Bu bina Uşaklı vatandaşlarımındır. Ben bu binayı halkıma açacağım ve halkımın rahatça kullanabileceği şekilde bir kreş yapacağım. Bir an önce bu binayı boşaltın” dedi.
Edirne Vali Sezer’den hastanedeki yangına ilişkin açıklama: "Büyük oranda kontrol sağlanmış durumda" Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin çatı katında çıkan yangının kontrol atına alındığını, soğutma çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Edirne Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çatı katında çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Bölgeye itfaiye AFAD ekipleri sevk edildi. Hastanenin 9. katında bulunan hastalar tahliye edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi ile kontrol altına alındı. Vali Yunus Sezer ve beraberindekiler bölgeye gelerek inceleme yaptı. Ekiplerden bilgi alan Vali Sezer, yangının büyük oradan kontrol altına aldığını ve soğutma çalışmalarının devam ettiğini aktardı. 9. katta çocuk servisi olduğunu söyleyen Sezer, “Burada risk almamak adına onlara alt katlara rektörümüzle başhekimimizle alt katlara aldık. Altı tane çocuğumuz da devlet hastanesine o sevk edildi. Herhangi bir yaralama, herhangi bir hastalara etki eden bir durum yok. Şu an itibariyle de büyük oranda yangınla ilgili kontrol sağlanmış durumda. Ama soğutma devam ediyor. Sebebiyle ilgili olarak tabi yangın bittikten sonra itfaiyemiz gerekli raporu düzenleyecektir. Şu an itibariyle yani yangını söndürmesiyle daha çok meşgul oluyorlar. Yani belki oradaki elektrik aksamından olabilir ya da başka şey olabilir. Onunla ilgili net bir şey rapor sonucunda ortaya çıkacak” dedi. Rektör Erhan Tabakoğlu’da hastaların yangından etkilenmesi söz konusu olmadığını ifade ederek, "Biz sadece en üst katı tedbir amaçlı olarak alt katlara tahliye ettik. Şu an hastalarımız etkileyen bir durum söz konusu değil” dedi.
Manisa Başkan Zeyrek’ten Kula çıkarması Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Kula’ya gelen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Jeotermal Kaynaklı Teknolojik Sera’yı ziyaret ederek yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Jeopark Belediyeler Birliği toplantısına da katılan Başkan Zeyrek, ilçedeki son programında mahalle muhtarları ile bir araya geldi. 31 Mart 2024 mahalli idareler yerel seçimlerini kazandıktan sonra ilk kez Kula’yı ziyaret eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, ilk olarak Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanı’nda Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez, beraberindeki heyet ve belediye personelleri tarafından karşılanmasının ardından Başkan Dönmez’i ziyaret etti. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin tüm ilçelere eşit bir şekilde hizmet edeceğini dile getiren Başkan Dönmez, birim sorumluları ile görüşüp ilçenin en acil ihtiyaçlarının bir an önce belirlenmesi ve en kısa sürede bu ihtiyaçların giderilmesi gerektiğini söyledi. Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez ile de ilçenin sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunan Başkan Zeyrek, ülke genelinde en ulaşılabilir bir büyükşehir belediye başkanı olacağını ve her zaman halkın içinde olacağının sözünü verdi. Başkan Zeyrek, belediye ziyaretinin ardından beraberindeki heyet ile birlikte Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Zafer Kalkınma Ajansı ve Kula Belediyesi işbirliğinde kurulan Jeotermal Kaynaklı Teknolojik Sera’yı ziyaret edip yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı. 120 milyon lirayı aşkın bölgenin en büyük yatırımlarından biri olan bu sera ile ilçe halkının istihdam edilmesinin yanı sıra üretime ve ülke ekonomisine büyük katkılar yapılacağının altını çizen Başkan Zeyrek, serada yürütülen çalışmaların yakın takipçisi olacağını söyledi. Başkan Zeyrek, Jeopark Belediyeler Birliği Başkanı olarak seçildi Jeotermal Kaynaklı Teknolojik Sera’yı ziyaret eden Başkan Zayrek, daha sonra Kula Belediyesi Ek Hizmet Binası Toplantı Salonu’nda düzenlenen Jeopark Belediye Birliği Toplantısına katıldı. Burada yapılan toplantıda Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Jeopark Belediyeler Birliği’nin yeni Başkanı olarak seçilirken, başkan vekilliklerine Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez ve Salihli Belediye Başkanı Mazlum Nurlu seçildi. Birlik meclis üyeleri, plan bütçe ve komisyon üyeleri ve ilgili üyeliklerin de seçiminin yapıldığı toplantı, gündem maddelerinin görüşülmesiyle son buldu. Başkan Zeyrek, Kula’daki son programında ilçenin tüm mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya muhtarlara hayırlı olsun dileklerini ileterek başlayan Başkan Zeyrek, 5 yıllık görev sürecinde ilçeler ve mahallelerinde yapmayı hedeflediği projelerini anlattı. Mahalle muhtarlarının sorularını da tek tek yanıtlayan Başkan Zeyrek, muhtarların kendisine ilettiği sorunları tek tek not alarak en kısa sürede çözüme kavuşturma sözünü verdi. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Başkan Zeyrek tüm mahalle muhtarlarına çalışmalarında başarılar dileyerek Kula’dan ayrıldı.
Ankara FETÖ’ye yönelik 17 ildeki ‘KISKAÇ-14’ operasyonlarında 36 şüpheli yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 17 ilde FETÖ’ye yönelik olarak düzenlenen ‘KISKAÇ-14’ operasyonlarında 36 şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, 17 ilde FETÖ’ye yönelik olarak düzenlenen “KISKAÇ-14” operasyonlarında 36 şüpheli yakalandı. FETÖ’cülere göz açtırmayacağız. Aziz Milletimizin duası ve destekleriyle terör örgütleri ve onların iş birlikçilerinin nefeslerini keseceğiz” ifadelerine yer verdi. Operasyon hakkında Bakan Yerlikaya şu bilgileri paylaştı: "Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince; Konya, Gaziantep, Hatay, Batman, Nevşehir, Ankara, İstanbul, Antalya, İzmir, Adana, Hakkari, Denizli, Manisa, Kocaeli, Osmaniye, Bursa ve Ordu’da FETÖ’ye yönelik düzenlenen ‘KISKAÇ-14’ operasyonlarında şüphelilerin: Örgütün sözde ‘Askeri Mahrem Yapılanması, Emniyet Mahrem Yapılanması ve Güncel Yapılanması’ içerisinde faaliyette bulundukları, örgütün kripto haberleşme programı ‘ByLock’ kullanıcısı oldukları, örgüt içerisinde sorumlu şahıslarla operasyonel hatlar üzerinden irtibatlı oldukları, terörizmin finansmanı suçu kapsamında faaliyet gösterdikleri, ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları, münferit sınav soruşturmaları kapsamında mülakatlarda avantajlı olarak kodlandıkları ve ifade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.” Operasyonlar sonucunda çok miktarda döviz ve Türk Lirası ile çok sayıda dijital materyal ve dokümanlara el konulduğunu açıklayan Yerlikaya, "Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle" dedi.
Erzurum Şehit karakol komutanı törenle memleketine uğurlandı Erzurum’da geçtiğimiz yıl kavgaya müdahale ettiği sırada yaralanan ve uzun süredir hastanede tedavi gören Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa Yaşar şehit oldu. Şehidin cenazesi düzenlenen törenin ardından memleketi Hatay’a uğurlandı. Erzurum Pasinler İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde 22’nci Jandarma Trafik Tim Komutanı olarak görevli Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa Yaşar, Pasinler Merkez Jandarma Karakol Komutanlığına vekalet ederken 3 Temmuz 2023 tarihinde Taşağıl Mahallesinde aileler arasında meydana gelen kavga olayına müdahale esnasında yaralanmıştı. Tedavi süreci devam eden Astsubay Kıdemli Başçavuş Mustafa Yaşar, yaralanmasına bağlı beyinde su toplaması rahatsızlığı nedeniyle 24 Nisan 2024 tarihinde Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniğinde yatırılarak tedavi altına alınmasına rağmen yapılan tüm müdahalelere rağmen şehit oldu. Şehit Astsubay Mustafa Yaşar için bugün İl Jandarma Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Cenaze törenine; Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, 9’uncu Kolordu Komutanı Tümgeneral Tevfik Algan, İl Jandarma Alay Komutanı Tuğgeneral Metin Düz, İl Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, protokol üyeleri, m silah arkadaşları, askerler ve polisler katıldı. Şehit Mustafa Yaşar’ın cenazesi daha sonra Erzurum havalimanından toprağa verilmek üzere Hatay’a gönderildi. Şehit için düzenlenen törende eşi ve çocukları gözyaşlarını tutamadı.
Hatay Boğazına bozuk para kaçan yeğenini Heimlich manevrasıyla kurtardı Hatay’ın Antakya ilçesinde boğazına madeni para kaçan çocuk, amcasının sürücü kursunda öğrendiği Heimlich manevrasını uygulamasıyla kurtarıldı. Amcanın yeğenini kurtardığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Hatay’ın Narlıca Mahallesi’nde evlerinin bahçesinde oyun oynayan 3 yaşındaki Ömer Arslan’ın boğazına 1 TL’lik madeni para kaçtı. Bahçede dinlenmek için oturan 23 yaşındaki Adnan Arslan, yeğeni Ömer’in nefes almakta güçlük çektiğini fark etti. Sürücü kursundan öğrendiği Heimlich manevrasını uygulayan Arslan, 7. denemede madeni parayı yeğeninin boğazından çıkarmayı başardı. Amca Arslan’ın ölümle burun buruna gelen 3 yaşındaki yeğenini kurtardığı anlarsa saniye saniye anlar güvenlik kamerasınca görüntülendi. Görüntülerde 3 yaşındaki çocuğun salıncakta sallanırken boğazına paranın kaçması ve amcası Adnan’ın Heimlich manevrasıyla yeğenini kurtardığı anlar yer aldı. "Heimlich manevrasıyla yeğenimin hayatını kurtardım” Heimlich manevrasıyla yeğeninin hayatını kurtaran Adnan Arslan, “Bahçede dinlenmek için oturuyordum, o esnada yeğenim salıncakta sallanıyordu. Elinde bozuk paralarla sallanırken boğazına kaçtı. Ben otururken yeğenim yüzü kırmızı şekilde yanıma geldi. İlk önce fark etmedim ama sonra nefes alamadığını fark ettim. Hemen sırtını kendime doğru çevirip Heimlich manevrasına başladım. 7 manevradan sonra boğazından 1 TL metal para çıktı. Ondan sonra derin bir nefes aldım. Sürücü kursundaki derslerden öğrendim. Sosyal medyalardan gördüğüm Heimlich manevrası videolarını izlerken öğrendim. Heimlich manevrasıyla yeğenimin hayatını kurtardım” dedi.