EĞİTİM - 13 Nisan 2021 Salı 13:50

Uzaktan anatomi eğitimi

A
A
A
Uzaktan anatomi eğitimi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Dr.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Dr. Abdullah Ortadeveci, pandeminin yüz yüze eğitimin önemi ve değerini ortaya çıkaran bir süreç olarak yorumlanabileceğini söyledi.


Pandemi süreci, uzaktan eğitimin sağlık alanında uygulanıp uygulanamayacağını test eden bir süreç olarak görülüyor. Tıpta uzaktan anatomi eğitimini değerlendiren Ortadeveci, uzaktan eğitimin son 15 yıldır dünyanın gündeminde olduğunu, buna yönelik çalışmalar yapıldığını, sisteme pandemiden dolayı hızlı ve zorunlu şekilde geçilmek zorunda kalındığını belirtti. Dr. Abdullah Ortadeveci, “Literatürü incelediğimiz zaman şöyle bir gerçek çıktı karşımıza. Uzaktan eğitim denen çevrim içi eğitim, aslında bu pandemi sürecinde tüm dünyada verilen eğitim değil. Çünkü uzaktan eğitimin haftalar aylar öncesinden uzaktan olacağı planlanmış, fiziksel bir sınıf ortamı, fiziksel bir etkileşim gerektirmeyen ve tüm materyallerinin de buna göre organize edilmiş bir eğitim şekli olduğu söyleniyor. Bizde süreç bu şekilde yaşanmadı, ani ve zor bir geçiş oldu hem öğrenciler hem öğreticiler için. Literatürde bu sisteme ‘acil uzaktan eğitim’ deniliyor. Acil uzaktan eğitim, yüz yüze planlanmış bir sürecin, pandemi ya da doğal afetler gibi sebepler dolayısıyla uzaktan olarak devam ettirilmek zorunda kalınması sonucu ortaya çıkan bir eğitim. Bu ikisinin tanımı da içerikleri de farklı. Pandemi sürecinde olan daha çok ikinci tanıma uyuyor, literatür bunun üzerine yoğunlaşmış durumda” dedi.


Uzaktan eğitimde uygulamaya yönelik eksikliklerin giderilmesi yönünde çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü belirten Ortadeveci şöyle devam etti:


“Anatomi olarak tıp eğitiminin ‘preclinic’ parçasının en yoğun uygulama gerektiren derslerinden birisiyiz. Geleneksel anatomi eğitiminde anfi derslerinin yanında her anfi dersi ile denk saatte bir anfi dersi için bir saat uygulama dersi yapılacak şekilde yoğun bir pratiğimiz var. Öğrencilerimiz normalde kadavra ve maketlerin bulunduğu bu pratik derslere geliyorlar, kendi telefon ve tabletlerindeki üç boyutlu uygulamaları kullanıyorlar, yardımlaşarak ve tartışarak bazen kadavra üzerindeki yapıları kendileri bularak öğrenmeye çalışıyorlardı. Uzaktan eğitime geçtiğimizde anatomi eğitiminin teorik, anfi kısmını geleneksele benzer şekilde gerçekleştirebildik, ama uygulamada yüz yüze eğitim olmadığı için belli şeyleri gerçekleştiremedik. Öğrenme piramidinin temelini oluşturan ‘kendin yap, başkasına öğret, grup içerisinde tartış’ gibi önemli aşamaları ne yazıkki laboratuvar dersleri yapamadığımız için yeterli düzeyde hayata geçiremedik.”



“Yüz yüze eğitimin önemi ve değerinin farkına varıldı”


Uygulamadaki aksaklıklardan dolayı öğrencilerin geleneksel anatomi eğitimi ile uzaktan anatomi eğitimini karşılaştırmalarını istedikleri bir anket çalışması yaptıklarını kaydeden Ortadeveci araştırma sonuçlarını da paylaştı: “Çoğunluğun katıldığı ankette öğrenciler kısaca şunu söylediler: Anatomi eğitiminde özellikle bu eğitimin uygulama kısmında uzaktan eğitim henüz güçlü bir alternatif olamadı. Çünkü bahsedilen öğrenme şekillerinden mahrum kalmaları muhtemelen onları da etkiledi. Açık uçlu sorduğumuz sorulara verdikleri cevaplar laboratuvar, uygulama dersleri olmadan anatomi öğrenmenin çok da mümkün olmadığı üzerineydi. Bu sürecin eğitim camiasına çok şey kattığını düşünüyorum. Öğrencilerimiz çok yoğun bir uygulama eğitimine maruz kaldıkları için bazen derse girmek istemiyor, uygulamalardan kaçıyorlardı, kadavra görmekten imtina edenler vardı. Çalışmamızda yönelttiğimiz açık uçlu sorularımıza samimiyetle; dersleri çok özlediklerini, uygulama derslerine, laboratuvara gelmek istediklerini, ‘kadavrasız anatomi olmaz, uygulama olmadan anlayamıyoruz, lütfen bizi okula çağırın en azından uygulama derslerini okulda yapalım’ şeklinde dönüşler yaptılar. Biz de öğrencilerimize, daha önce ellerinde olup şu anda farkına vardıkları yüz yüze eğitimin değerini kıymetini döndükten sonra da bilmelerini tavsiye ediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ecmel Faik Sarıalioğlu: “TFF yönetiminin bir an önce görevden alınması lazım” İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu, mevcut TFF yönetiminin bazı 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para ödediklerini belirterek, mevcut yönetimin bir an önce görevden alınması gerektiğini söyledi. İstanbul ekibinin başkan yardımcısı Bayram Saral ise olağanüstü kongre çağrısıyla verilen imza sayısının 136 olduğunu duyurdu. Trendyol Süper Lig ekiplerinden İstanbulspor’da kulüp başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu ile başkan yardımcısı Bayram Saral, Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) olağanüstü kongre çağrısıyla başlatılan imza süreci ve TFF’nin konuyla ilgili açıklamaları hakkında basın toplantısı düzenledi. İstanbul’da bir otelde yapılan basın toplantısında ilk olarak söz alan İstanbulspor Başkan Yardımcısı Bayram Saral, şu ana kadar toplanan noter onaylı imza sayısının 136 olduğunu duyurdu. Yakın zamanda imza sayısının 150-200’e ulaşacağını aktaran Saral, “Bugün itibarıyla imza sayımız 136’yı bulmuş durumda. Bu imzaların hepsi noter tarafından gönderilmiştir. Dolayısıyla statünün 29. maddesinde düzenlenen olağanüstü genel kurul için yeterli sayı şu an aşılmış durumdadır. Mehmet Büyükekşi’nin kamuoyunu yanıltmak için yaptığı açıklamalar mesnetsizdir. Bu sayılar devamlı da artmaktadır ve yakın zamanda 150-200’ü bulacaktır. Olağanüstü genel kurulun 60 günde önce olamayacağı iddiası da doğru değil. 29. maddede yönetim kurulu tarafından en geç 30 gün içinde toplantı yapılır ibaresinde, 30 günü en geç süre olarak belirlemiştir. Bu konu emredici bir hukuk kuralı değildir. 15 günlük süre bir genel kurul yapılması için yeterlidir. Haziran ayının ilk haftası bu seçim yapılır. İyi niyetli bir federasyon ve yönetim kurulu, bu seçimi yetiştirebilir” diye konuştu. “TFF’nin görevi bırakması noktasında tüm kulüpler ittifak halinde” Çoğu kulübün TFF yönetiminin görevi bırakması konusunda ortak düşüncede oluğunun altını çizen Bayram Saral, “Biz azınlık değiliz. Kulüplerin bu imza süreci içerisinde aldığı tavra gelirsek, Süper Lig Kulüpler Birliği çatısındaki hemen hemen bütün kulüplerin ittifakıyla biz bu yola girdik. Burada federasyonun, olağanüstü genel kurulla görevi bırakması noktasında tüm kulüpler ittifak halinde. Sadece mesele, bazı kulüp başkanlarımız haklı gerekçelerle imza veremeyeceklerini söylediler. Biz kendilerine teşekkür ettik. Bazı kulüpler de 18 Temmuz tarihini yeterli görerek imza vermekten imtina etmişlerdir. Çok büyük çoğunluk ise alınan tarihin samimi olmadığı düşüncesiyle imza sürecine devam etti” diye konuştu. Saral, ayrıca mevcut yönetimle alakalalı olarak, “Siz Türk futbol tarihinin hiçbir döneminde bu kadar başarısız bir federasyon gördünüz mü? Cevabı ben vereyim, hayır. Siz, futbol tarihinin hiçbir döneminde 4 büyük kulüp dahil futbolun bütün bileşenlerinin aynı fikir altında toplandığı başka bir dönem gördünüz mü? Hayır” dedi. “Galatasaray da federasyonun gitmesini istiyor” Açıklamasında Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un imza sürecine dair yaklaşımlarına da yer veren Bayram Saral, “İmza sürecinde Fenerbahçe ve Beşiktaş, imzalarını 7 delege bazında verdiler. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, ilk günden beri federasyonun gitmesi gerektiğini bildirmişti. O da 18 Temmuz tarihini uygun bir tarih görerek imza vermekten imtina etmiştir. Kendisine saygı duyuyorum. Galatasaray da bu süreci başlatanlardan. Onlar da federasyonun gitmesini istiyor. Son dönemeçte bize gerekli desteği vermedi. Bundan sonraki süreçte bize destek olacaklarını düşünüyorum. Diğer kulüpler de bize bu süreçte destek verdi. İmza vermeyenlere de en ufak bir sitemimiz yok. Onlar da federasyonun gitmesini istiyor. Federasyonun gitmesini istemeyen tek bir kulüp bile yok” ifadelerini kullandı. TFF bünyesindeki bazı yönetim kurulu üyelerinin alt liglerdeki kulüplere baskı yaptığı yönünde çıkan haberlerle ilgili olarak ise Saral, “Bu iddialar bizim kulağımıza geliyor. Sadece federasyonun aşağı liglerdeki takımların mevcut durumunu kullanarak kulüplere baskı yaptığı yönünde gelen duyumlar var. Teyide muhtaç bilgiler tabii ki. Doğru olup olmadığını biliyoruz. Bunun yolu, baskı yapılan kulüplerin cesurca bunu açıklamasıdır” şeklinde konuştu. Sarıalioğlu: “Bu durumun tek sebebi Mehmet Büyükekşi’dir” Mevcut TFF yönetiminin görevden ayrılması için elinden geleni yapacağını söyleyen İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaşanan bu süreci konuşmadığını belirtti. Mehmet Büyükekşi ve yönetimini eleştiren Sarıalioğlu, “Cumhurbaşkanımızın işi bitmiş de bunlarla mı uğraşacak. Yeteri kadar yoğunluğu var zaten. Futbolun bu kadar kötü olmasının en çok kendisine kaybı var. 5-6 takımın ilk 11’ini bize çok iyi saydığını bildiğimiz bir Cumhurbaşkanımız var. Daha ne kadar futbol dibe vurabilir ki? Onun ismini kullanarak çok yanlış şeyler ifade eden insanlar var. Bu işin bu duruma düşmesini kendisi asla istemez. Bu duruma düşmesinin tek sebebi Mehmet Büyükekşi’dir. 14-15 yönetim kurulu üyesi var, her biri yöneticilik yapmış insanlar. Bir tanesinde bile bir şeyin sorumluluğu yok. Tek kişiyle bu iş olmaz. 15-20 tane danışman almış, bir tanesinin bile futbolla alakası yok. Federasyonun en iyi hukukçularını işten çıkarmış. 80 kişiyi işten çıkarıp 120 kişiyi işe almış. Bir saltanat kurmuşlar ve bunun peşine takılmış gidiyorlar” açıklamasını yaptı. “TFF yönetiminin bir an önce görevden alınması lazım” TFF yönetiminin bazı 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para ödediklerini belirten Sarıalioğlu, “9 tane 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para vermişler. 2. Lig kulüplerine 500 bin, 3. Lig kulüplerine 400 bin TL para vermişler. Baskı yaptıkları çok kulüp var, ben biliyorum ama kulüplerin izni olmadan bunları paylaşamam. Bunların görevden bir an önce alınması lazım. Bunlar 18 Temmuz’daki seçimi de yapmayacaklar. Asla pişman olacağım bir şey söylemiyorum. Sonuna kadar da ne gerekiyorsa yapacağım, neye mal olursa olsun. Bunlar buradan gidecekler. Yatacaklar, kalkacaklar beni rüyalarında görecekler” ifadelerini kullandı. “İmzalar sahte ise noterlerimiz de sahte demektir” Başkan Sarıalioğlu, TFF’nin şu ana kadar toplanan geçerli 94 imza olduğunu açıklaması üzerine ise, “136 delege bizzat imza verdi. İmzalar sahte ise noterlerimiz de sahte demektir. Bu kadar basit. O çıkıyor bunun altından. Öyle bir şey olabilir mi? Adam kimliğiyle gidiyor, imza atıyor. Biz sadece geri çeken 1-2 kulübün adını duyduk. Aradım kendilerini, ‘İmzanızı geri mi çektiniz?’ dedim. ‘Benim haberim yok, genel sekreterime sorayım, ben herhangi bir evraka imza atmadım’ dedi. Diyelim ki 136 imzanın hepsi imzasını geri çekti. Ne fark eder, bunları ben mi yolladım? İnsanlara zorla bir şey mi yaptırdık, kafalarına silah mı dayadık?” diye konuştu.
Ankara TBMM’de Fransa’nın Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına yönelik tezkere kabul edildi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen tezkereyle Fransa Ulusal Meclisi’nin Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararı kınandı. TBMM Genel Kurulu’nda, Fransa Ulusal Meclisi’nin 29 Nisan 2024 tarihinde kabul ettiği Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına karşı Meclis Başkanlığı tezkeresi kabul edildi. TBMM Başkanı Kurtulmuş’un imzasıyla verilen tezkerede şu ifadelere yer verildi: “Fransa Ulusal Meclisi tarafından 29 Nisan 2024 tarihinde kabul edilen, hukuki ve tarihi temelden yoksun, önyargılara dayanan Asuri ve Keldanilerle ilgili kararı esefle ve şiddetle kınıyoruz. Kendi sömürgeci ve kanlı geçmişleriyle gerçek anlamda yüzleşemeyenlerin ülkemize karşı hasmane bir tutumla gündeme getirdikleri mesnetsiz iddialarının bir karşılığı yoktur. Tarihin siyasi saiklerle tahrif edilmesini en güçlü şekilde reddediyoruz." Parlamentoların, tarihten düşmanlık çıkarmak yerine, ülkeler ve halklar arasında dostluk ve işbirliğini geliştirmesi, mevcut ve gelecek nesiller için daha barışçıl bir dünya oluşturmaya gayret etmesi gerektiği vurgulanan tezkerede, "Başka ülkelerin tarihi konusunda karar almak, başka ulusları yargılamaya kalkmak parlamentoların görevi değildir. Parlamentolar kendilerini tarihçilerin ve yargıçların yerine koyamaz. Bu gerçekleri bir kez daha hatırlatarak, art niyetli, haksız ve hukuksuz bu kararı en güçlü şekilde kınıyor, Fransa Ulusal Meclisi ve diğer mercileri, dostluk ve müttefiklik ruhu ile uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmeye davet ediyoruz” denildi.