SAĞLIK - 23 Kasım 2021 Salı 15:03

ESOGÜ’lü genç diş hekim adayları beyaz önlükleri giydi

A
A
A
ESOGÜ’lü genç diş hekim adayları beyaz önlükleri giydi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Diş Hekimliği Fakültesi 1.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Diş Hekimliği Fakültesi 1. sınıf öğrencileri, düzenlenen “2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Beyaz Önlük Giyme Töreni” ile diş hekimliği mesleğine ilk adımlarını attılar.


Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı tarafından ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, ESOGÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Arslantaş, Prof. Dr. Kamil Çolak ve Prof. Dr. Rifat Edizkan, ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, Eskişehir Diş Hekimleri Odası Başkanı Cihat Arkan ile öğretim üyeleri de katıldı.


Törende konuşan ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, eğitim-öğretim ve akademik açıdan devlet üniversitelerindeki Diş Hekimliği Fakülteleri arasında ilk 10 içerisinde yer alan ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi ailesi olarak, Korona virüs pandemisinin gölgesinde birinci sınıf öğrencilerinin aralarına katılmasının heyecan ve mutluluğunu 10’uncu kez yaşadıklarını söyledi.


"Eğitimler kıymetli akademik kadroyla gerçekleşecek"


Genç diş hekimi adaylarına seslenen Prof. Dr. Batu Can Yaman, eğitimlerinin alanlarında tecrübeli, bilim ve teknolojiyi yakından takip ederek bilime katkı sağlayan, sürekli kendilerini yenileyen, yaptıkları çalışmalarla ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılar elde eden kıymetli bir akademik kadroyla gerçekleştirileceğini ifade etti. Fakültenin değerli akademik kadrolarının yanı sıra dekanlık olarak kendilerinin ve tüm fakülte sağlık ve idari çalışanlarının da her zaman onların yanında olacağını belirten Prof. Dr. Yaman, kapılarının kendilerine daima açık olacağını söyledi.


Yeni öğrencilere yakın bir zamanda hizmete girecek olan modern Ağız Diş ve Çene Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde, çağın koşullarının gereği olan tüm eğitimleri alarak yetkin ve kaliteli birer diş hekimi adayı olarak yetiştirileceklerini müjdeleyen Prof. Yaman, öğrencilerin bu eğitimin oluşturduğu farkı meslek yaşantılarında ortaya koyacak olmalarının kendilerini şimdiden mutlu ve gururlu hissettirdiğini kaydetti. Prof. Dr. Yaman, genç diş hekimi adaylarına; diş hekimliği eğitiminin çağın gereklerine ve teknolojik gelişmelere göre kendini yenilemeyi, güncel ve dinamik bir bilgi birikimine sahip olmayı zorunlu kıldığını ve mesleklerinin onu yapacakları son güne kadar devam edecek bir öğrencilik olduğunu da hatırlattı.


"Eğitim hayatı sadece ders çalışmak değildir"


Diş hekimliği öğrencileri olarak yaşayacakları teorik ders, preklinik ve klinik yoğunluğuna rağmen eğitim hayatının sadece ders çalışmak olmadığını da yeni öğrencilere hatırlatan Prof. Dr. Yaman, Genç diş hekimlerinden kültürel ve sanatsal açıdan kendilerini geliştirmelerini ve hobiler edinip kendilerine farklı kazanımlar katmalarını da istediklerini kaydetti. Hekimlik ve sanatın ayrı düşünülemeyeceğini belirten Prof. Dr. Yaman, pek çok değerli hekimin mutlaka sanatın bir dalıyla ilgilendiğini ve başarılarında icra ettikleri bu sanatın da etkili olduğunu ifade etti.


“Artık hepiniz birer üniversitelisiniz”


ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak genç diş hekimi adaylarına seslenerek, ESOGÜ Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazanmanın haklı gururunu yaşamaları gerektiğini belirtti ve “Artık hepiniz birer üniversitelisiniz. Üniversite yıllarınızda temel amacınız bir taraftan saygınlığı tüm dünya tarafından kabul edilen mesleğinizi öğrenmek için var gücünüzle çalışmak diğer taraftan ise insani değerlerinizi geliştirmek olmalıdır. Bu mesleğin sizlere aileleriniz tarafından takılan altın bir bilezik olduğunu asla unutmayın” dedi.


Mesleklerinin onlara alanlarında uzman, teknolojiyi yakından takip eden, yaptıkları çalışmalar ve araştırmalarla birçok başarıya imza atmış hocaları tarafından öğretileceğini belirten Prof. Dr. Şenocak, “Saygıdeğer Hocalarımız, bugün beyaz önlüklerini giyerek meslek eğitimlerine ilk adımlarını atacak olan gençlerimiz ailelerinden sizlere emanettir. Siz Diş Hekimliği Fakültemizin değerli, dinamik ve seçkin hocaları; buradaki genç arkadaşlarımızın, sizlerin sayesinde mesleki etik değerlere bağlı, girişimci, yenilikçi ve yetkin birer diş hekimi olarak mezun olacaklarına güvenim tamdır. Sizlere birer kıvılcım olarak gelen genç bireylerden insanlığı aydınlatan birer meşale oluşturacaksınız” dedi.


Gençlere ezberlerin dışına çıkın çağrısı


Gençlere yenilikleri, gelişmeleri sürekli takip etmelerini öğütleyen Prof. Dr. Şenocak, yeni şekilleri, modelleri şahsen geliştirebilmenin geleceğin yeni becerilerinden olacağını belirterek, onlardan tasarımcı bakış açısını kazanmaya ve öğrenmeye çalışmalarını istedi. Prof. Dr. Şenocak, yakın gelecekte yerine göre insanlara ilham veren, onları peşinden sürükleyen, vizyoner liderlik özelliklerinin yerine göre de kolları sıvayıp süreçleri yönetecek, işleri bizzat yapabilen, detaylara hâkim, dürüst, büyük resme bakan, girişimci, sistematik, algoritmik, şeffaf düşünebilen kişiliklerin önemli olacağını, bütün bu özellikleri aynı bünyede taşıyanların ise açık ara daha başarılı olacağını söyledi. Gençlere geleceğin başarılı ve mutlu bireyleri olabilmeleri için geleneksel ezberlerin dışına çıkmaları gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Şenocak, “Gelecek zekâsına sahip olun. Kuşkusuz geleceği kesin olarak bilmek mümkün değil ancak geleceği önemli ölçüde etkileyebileceğimiz ve şekillendirebileceğimiz bir gerçektir. Bu nedenle bugünü yaşarken geleceği de hesaba katan, sürdürülebilirliğe odaklanan stratejik plan geliştirebilmenin önemli bir beceri olacağını unutmayın” diye konuştu.


“Vatanınıza, milletinize ve bayrağınıza bağlı olun”


Prof. Dr. Kemal Şenocak konuşmasını “Genç diş hekimi adayları, varoluş nedenimiz Cumhuriyetimizin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti kimliğini korumanın yanında, onu daha ileriye taşımanın siz gençlerin görevi olduğunu unutmayın. Büyük ozan Yunus Emre’nin şehri olan Eskişehir’imizde geçireceğiniz meşakkatli eğitiminiz süresince bilimsel ve mesleki açıdan kendinizi geliştirin, yeniliğe açık olun, vicdanlı hareket edin, bugün burada giyeceğiniz beyaz önlüğünüzün sizlere yüklediği sorumluluğun daima bilincinde olun; vatanınıza, milletinize ve bayrağınıza bağlı olun, insani tüm etik değerlere inanın ve gönül verin. Hepinizi şimdiden kutluyor ve hayat boyu başarılar diliyorum” sözleriyle tamamladı.


Konuşmaların ardından genç diş hekimi adaylarına beyaz önlükleri protokol ve öğretim üyeleri tarafından giydirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Humanis’ten Ankara’da dev Atatürk sergisi Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, Humanis’in organizasyonuyla hazırlanan ve çalışmaları tam 7 yıl süren Atatürk sergisi, bugün Ankara Cermodern’de ziyarete açıldı. İlaç ve sağlık şirketi Humanis’in organizasyonuyla, Nazım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’nın unutulmayan dizesinden ilham alarak oluşturulan sergi, “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” adını taşıyor. Proje Direktörlüğünü Fahri Özdemir’in yaptığı serginin hazırlanışı tam yedi yıl sürdü. “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” adlı sergide, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’de ilk kez kamuoyu ile paylaşılan 250 adet yayımlanmamış fotoğrafıyla birlikte, Atatürk’ün kullandığı özel eşyaları, kendisinin ve o dönemin önemli kişilerinin yazışmaları, telgraflar, gazeteler, dergiler, dönemsel belgelerle birlikte o döneme ait birçok obje de yer alıyor. Bu objeler arasında Atatürk’ün özel eşyaları, Atatürk’ün bazı kişilere imzaladığı fotoğraflarla birlikte yerli ve yabancı fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar, serginin dikkat çekici bölümünü oluşturuyor. Serginin bir başka dikkat çelen evrakı ise Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın yazdığı mektup. Bu mektup izleyicileri yoğun bir duygu seliyle o dönemlere götürüyor. Sergi, 1909’dan başlayıp, Çanakkale Savaşları ve sonrasında Avrupa’nın “hasta adamı” diye nitelendirilen Osmanlı Cihan Devleti’nin çöküşü ile birlikte, çok zor şartlarda sürdürülen Kurtuluş Savaşı ve ardından Cumhuriyetimizin kuruluşu ve sonrasını görsel bir bütünlükle sanatseverlere sunuyor. Humanis CEO Yunus Sancak, hazırlık süreci tam 7 yıl süren bu çok kıymetli serginin Humanis’in sosyal sorumluluk projesi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına bir saygı duruşunda bulunma ve Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerini gösterme amacı taşıdığını vurguladı. CEO Yunus Sancak sözlerine şöyle devam etti: “Son yıllarda yapılan yüzlerce bilimsel çalışma, sanatın iyileştirici bir gücü olduğunu gösterdi. Dünya Sağlık Örgütü de bu çalışmaları düzenledi ve Avrupa ülkelerini sanata teşvik etmeleri için tavsiyelerde bulundu. Humanis olarak sanatın sağlığa pozitif etkisine inanıyor ve bu yüzden bu sergiyi gerçekleştiriyoruz. Atatürk’ün liderlik dönemindeki vizyonu ve kararlılığını gösteren eserleri sizlerle paylaşmak, bizim için büyük bir onur kaynağıdır.” “Cumhuriyetin kurulma süreci üzerinden izleyiciye sunuyoruz” Serginin Sanat Direktörü Fahri Özdemir ise yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Yedi yıl önce hazırlıklarına başlanan çok kapsamlı bir sergi. Sergide 457 tane eser var. Ben eser diyorum. Çünkü Atatürk’ün özel eşyaları, yazışmalar, mektuplar. Bunların hepsi benim için bir eser değerinde olduğu için, 457 tane eserden oluşuyor. Yaklaşık 250 civarında da fotoğraf var. Bu fotoğrafların da yüzde 80’i ilk defa görücüye çıkan fotoğraflar. Çünkü kronolojik süreç dediğimiz için az bilinen fotoğrafları da sergiye koymak zorunda kaldık. Ama bununla beraber bin dokuz yüz yediden başlayıp, Atatürk’ün ölümü 1938’e kadar ki bütün Atatürk üzerinden ve cumhuriyetin kurulma süreci üzerinden izleyiciye sunuyoruz.” “Bir tarih yolculuğuna çıkıyor insanlar” Sergide Atatürk’ün fotoğraflar ile beraber birçok da özel eşyasının olduğunu dile getiren Özdemir, “Bastonu, kravatı, kol düğmeleri, yazdığı kitapların hepsi ve yaklaşık yüzün üzerinde de dönemsel belgeler, mektuplar, yazışmalar, telgraflar ve bazı sanat eserleri. O sanat eserleriyle beraber bir bütün aslında. Bir tarih yolculuğuna çıkıyor insanlar” ifadesini kullandı. “Her süreci belgelerle beraber görmüş olacaklar” Sergiyi gezen vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamalarını belgeleri ile görebileceğini söyleyen Özdemir, “İnsanların nasıl bedeller ödeyerek bir ülkeyi kurduğunu, nasıl acılar çekildiğini, 1907’den itibaren ki her süreci kendileri belgelerle beraber görmüş olacaklar” dedi. “Amacım insanlara doğruları ilk kaynaktan göstermek” Sergideki fotoğraflara da dikkati çeken Özdemir, şöyle konuştu: “Fotoğraflarla beraber o dönemin gazeteleri, dergileri sizi o tarihin içine alacaktır. Bireysel olarak da kendimizin yüzleşme sergisidir bu sergi. Nereden nereye geldik? Değerlerimiz neydi? Hangi değerleri kaybettik? Hangi değerleri koruyamadık? Bu yüzleşmenin de bir sergisi. Benim amacım bu sergide insanlara gerçekleri ve doğruları ilk kaynaktan göstermek, hurafelerden uzaklaştırmak, gerçekle yüzleştirmek amacını taşıyordu. Sanırım başardığımı düşünüyorum.” Sergi 18 Ağustos’a kadar vatandaşların ziyaretine açık olacak.
Gaziantep Uzak Doğululardan Gaziantep’e yoğun ilgi Güney Kore’den Gaziantep’e gelen yabancı turistler, kentin tarihi ve kültürel mirasına yoğun bir ilgi gösterdi. Tarihiyle ve kültürüyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Gaziantep’e bu kez Uzak Doğulu turistler akın etti. Havaların ısınmasıyla kente akın eden yabancı turistler, Gaziantep’in tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek amacıyla geldiklerini söyledi. Yöresel lezzetleri tatma fırsatı da bulan turistler, Antep mutfağının eşsiz lezzetlerini deneyimledi. Kore’den gelen turistlerin Gaziantep’i tercih etmeleri, şehrin kültürel çeşitliliğine olan ilgiyi bir kez daha gösterdi. “Gaziantep çok sıra dışı bir şehir” Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Gaziantep’in sıra dışı bir şehir olduğunu söyleyen profesyonel turist rehberi Yılmaz Yıldız, “Misafirlerimiz Kore’den Türkiye’ye geldiler. Önce İstanbul’da misafirlerimizi karşıladık. Daha sonra Ağrı’ya gidip Doğubeyazıt’ı ve Doğu Anadolu’da bulunan illeri gezdik. Şimdi de Gaziantep’i geziyoruz. Gaziantep çok sıra dışı bir şehir. Enerjisi yüksek bir şehir. Tarihiyle, kültürüyle çok zengin bir şehir. Turistlerde çok beğenmişlerdi. Onlarla birebir konuşmalarımızda memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Gezdiğimiz şehirler içerisinde Gaziantep mutfağının en önde gelen mutfaklar arasında olduğunu söyleyebilirim. Gaziantep’te kale ve tarihi yerleri gezdirdik. Gezinin bugün son günü ve Gaziantep ile kapanış yapalım dedik” diye konuştu.
Gaziantep Çocuk Kütüphanesi sayesinde 4 yılda 400 kitap okudu Gaziantep’te yaşayan 12 yaşındaki Berat Koca, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin kapısını 8 yaşında aralayarak geride kalan 4 yılda 400 kitap okudu. Okuduğu kitaplar sayesinde okuma becerilerini geliştiren Koca, yüzlerce sayfalık kitapları birkaç günde bitirebiliyor. Gaziantep’te ilk kez 2016 yılında açılan ve şu anda sayısı 6’ya ulaşan Uygulamalı Çocuk Kütüphaneleri, fırsat eşitliği tanımak için dezavantajlı bölgelere öncelik tanıyor. Açıldığı günden beri Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin on binlerce üyesinden biri olan 12 yaşındaki Berat Koca, şu anda 539 sayfalık kitabı 2 günde bitirebiliyor. Koca, ilgisi ve merakının yanı sıra kelime dağarcığının gün geçtikçe artması sebebiyle de artık yetişkin kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor. Koca’nın en çok etkilendiği yazar ise Jack London. Çocuk Kütüphanesi’nin fırsat eşitsizliğinin önüne geçtiğini ve artık haritasının kitaplar olduğunu vurgulayan Koca, “Kitaplar yön gösteriyor. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitsizliğinin önüne geçiyor. Çocukların kitaba erişiminde hayati bir şey ve benim de rehberim oldu” dedi. “Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır” Çocuk Kütüphanelerine gelmeye başlamasının ardından kitap kurduna dönüşen ve ilgisinin bilgilerle farkındalığa dönüştüğünü ifade eden Berat Koca, “Korsanlar hazinelerini bulmaya çalışırken hazine haritalarına bakarlar. Doğru haritayı kullanırsa hazineyi bulur. Dediğim hazine kişinin başarısıdır. Korsan biziz, başarıyı arayan denizci diyebiliriz. Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır. Çünkü onlara yön gösteriyor. Kitaplar çocuklar için rehberdir. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri benim rehberim oldu. Bilim, kurgu ve fantastik sanatları okuyorum. Açıkçası heyecanlı olduğu için okumayı seviyorum. Bilime merakım var. Merakım gün geçtikçe ilgiye dönüştü ve tam ilgimin doruklarındayken bu kütüphane açıldı. Bu kütüphaneye gelmeye başladığımda ilgim bilgilerle farkındalığa dönüştü ve bilim insanı olmak istediğime karar verdim” diye konuştu. “Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitliği sağlıyor” Kitaba erişimde Çocuk Kütüphanelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Koca, “Fırsat eşitliği, bu çocuk kütüphaneleri bunu sağlıyor. Maalesef günümüzde her ailenin kitap alacak kadar maddi gücü yok. Bu kütüphaneler fırsat eşitliğini koruyor. Çocuk kütüphaneleri genel olarak bu imkanı sağlıyor. Çocukları kitaplarla beslemeyen bir devletin sonu hazindir. Çocuk sayısına göre kütüphane açılması gerekiyor” dedi. Berat’ın annesi Hatice Koca ise insanların kitaba ulaşmada zorluk yaşadığını belirterek, “Buna gerek bütçe gerek bulunduğun yer fırsat vermiyor. Ama kütüphane olduğu zaman her bilgiyi her araştırdığın konuya kolaylıkla ulaşabileceğin bir alan benim gözümde” diye konuştu. Çocuk kütüphaneleri birçok fayda sağlıyor Kütüphaneler 0-12 yaş aralığına hitap ediyor. On binlerce üyesi olan ve sayısı 6’ya ulaşan Çocuk Kütüphanesi’nde çocuklar sadece kitapla buluşmuyor. Mozaik, müzik, resim kursları, drama çalışmaları ve meslek tanıtımları da yapılıyor. Çocuklar hem eğleniyor hem öğreniyor. Kütüphanenin bir diğer öğrencisi Belinay Kaya, kütüphanede kitap okumanın yanı sıra çeşitli kurslar olduğunu ifade ederek, “Burada mozaik, müzik, resim kursu yani daha çok değer vereceğimiz şeyler var. Kitaptan ibaret değil. Hem kitap okuyoruz hem kurslara gidiyoruz. Kitapları çok güzel. Birçok etkinlik oluyor. Masal saatleri oluyor” şeklinde konuştu. Kitap okumanın farklı faydalarına değinen Mir Nafi Ünlü ise “Ben kitap okumadan önce pek hayal kuramazdım. Kitap okuduktan sonra gözümde canlandırmam daha güzel oldu. Kitap okumam konuşmamı da etkiledi. Önceden kekeliyordum ona fayda sağladı. Güzel bir şey tavsiye ederim” ifadesini kullandı.