KÜLTÜR SANAT - 29 Aralık 2022 Perşembe 10:03

Multimedya sanatçısı kadın, sinemacıları cesaretlendiriyor

A
A
A
Multimedya sanatçısı kadın, sinemacıları cesaretlendiriyor

Portekiz’den Eskişehir’e gelerek sinema ve sanata yönelik seminer veren multimedya sanatçısı Sinem Taş ayrıca Türk Sineması’nda gördüğü eksikliklerle beraber kadın sinema öğrencilerine de çeşitli önerilerde bulundu.

Multimedya sanatçısı Sinem Taş, Lizbon Üniversitesi’nde aldığı fotoğraf eğitimi sonrası açtığı enstalasyon (belirli bir mekan özelliklerini kullanarak bütünleyici bir etki oluşturmak) sergileri ve sanat çerçevesinde verdiği seminerlerle sanatseverlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Birkaç hafta önce Portekiz’den Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ne (ESOGÜ) gelerek öğrencilere seminer veren Taş, kısa bir dönem gazetecilikle uğraştığını da sözlerine eklemişti. Yönetmen Taş ayrıca hem Türk sinemasında gördüğü eksikliklere değindi hem de kadın sinema öğrencilerine yönelik çeşitli tavsiyelerde bulundu.

“Mükemmeli üretmeye çalışmasınlar, sadece başlasınlar”

Sinema sektöründe kadın öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulunan yönetmen Taş, “Kadınlarımız bu sektörde cesur olmalılar. Yaptığım belgesel filmi Lizbon’da ilk gösterildiğinde genç bir kadın arkadaş yanıma gelerek kendisinin sinema okuduğunu ancak film çekmeye cesareti olmadığını söyledi. Onun yakın arkadaşları da benzer durumu yaşıyormuş. Ben hiç sinema eğitimi almadım ama ek kurslarla ve güzel sanatlara yönelik kitaplarla kendimi geliştirmeye çalıştım. Kadınlarımız, mükemmeli üretmeyi çalışmasınlar ilk etapta sadece başlasınlar. Dünyaca ünlü yönetmenlerin ilk yapımlarını seyrettiğimizde bile onların gelişim sürecinin nasıl geçtiğini görüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

“Sinema seyirciden bağımsız değildir”

“Sinema yapıtlarında sanatsal kaygı çok önemlidir” diyen Taş, “Persfektifin farklı şekillerde işlendiği üretimleri seyretmek izleyicide de farklı algılar oluşturabiliyor. Sinema, seyirciden bağımsız değildir. Senaryoyu yazarken, seyirciyi şüpheye düşürmek ve konfor alanını sarsmak gerektiğini düşünüyorum. Yani seyirciyi biraz yormak ve filmin performansına dâhil etmek gerekiyor. Eğer süreç bu şekilde ilerlerse yapımcı ve yönetmenler, sinemanın gelişimine daha da katkı sunacaklardır” şeklinde konuştu.

“Türk Sineması biraz daha toplumsal konulara ışık tutmalı”

Belgesel yönetmeni ve fotoğrafçı sanatçısı Taş, Ordaoğu ve Afrika’dan Lizbon’a gelmeye çalışan mültecilerin hikâyelerinden çok etlendiğini ve o sayede belgesel çekmeye başladığını dile getirerek, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Birkaç yıl önce mülteci problemleri çerçevesinde bir belgesel filmi yönettim. Eser, çeşitli ülkelerdeki film festivallerinde gösterildi. Aynı film şu an çeşitli ülkelerde sergilerini yapmaya devam ettiğim fotoğraf projeme de ilham kaynağı oldu. Sinemanın çok kuvvetli bir araç olduğuna her zaman inandım. Ben de uyandırdığı hisleri perdeye yansıttıkça, birçok kişide de bu duyguları meydana getirebileceğini düşündüm. Türk Sineması da bunun gibi biraz daha toplumsal konulara ışık tutmalı ve hayattan kopuk olmamalıdır. Son zamanda bu tür filmlerin yapıldığını gördükçe mutlu oluyorum.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Üniversitesinde “Yapay Zekanın Yükselişi ve Geleceğin Meslekleri” programı DÜZCE(İHA) – Türkiye Düşünce Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Koçak, Düzce Üniversitesi tarafından düzenlenen yapay zekanın yükselişi ve geleceğin meslekleri adlı programda yaptığı konuşmada, 2035 yılında yapay süper zeka teknolojisinin ortaya çıkacağını, bu süreçte klasik meslek sahiplerinin iş bulamayacağını ve yeni mesleklerin ortaya çıkacağı değerlendirmesinde bulundu. Düzce Üniversitesi tarafından düzenlenen “Yapay Zekanın Yükselişi ve Geleceğin Meslekleri” adlı program gerçekleştirildi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda programa, Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, İş İnsanı, Araştırmacı, Yazar, Türkiye Düşünce Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Koçak ile üniversitenin öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. “Yapay zeka dünyanın en önemli konularından biri” Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Ali Öztürk, yapay zekanın dünyanın en önemli konularından biri olduğuna dikkat çekti. İnsanların yapay zekanın meslekleri nasıl etkileyeceği noktasında merak içinde olduğunu belirten Öztürk, programın faydalı olacağını söyleyerek sözlerini sonlandırdı. Klasik meslekler önemini yitirecek Programın davetli konuşmacısı Taşkın Koçak, yapay zekayı anlamanın ve bu alana yatırım yapmanın önemini dile getirdi. Yapay zeka uygulamalarını makine öğrenmesi ve derin öğrenme şeklinde açıklayan Taşkın Koçak, dar, geniş ve süper olarak yapay zeka türlerini sıraladı. 2035 yılında yapay süper zeka teknolojisinin ortaya çıkacağına işaret eden Koçak, bu süreçte klasik meslek sahiplerinin iş bulamayacağını ve yeni mesleklerin ortaya çıkacağı değerlendirmesinde bulundu. “Yapay zeka kod yazabiliyor, üretim yapabiliyor” Disiplinler arası bilgiyle donatılan yapay zekanın kod yazabildiğinin ve üretim yapabildiğinin altını çizen Taşkın Koçak, Goldman Sachs’ın öngörüsüne göre 2030 yılına kadar 300 milyon kişinin işini kaybedebileceğini sözlerine ekledi. Yapay zeka destekli yeni meslekler Yapay zekanın gelişimiyle sunumuna devam eden Taşkın Koçak, “Yapay Zeka ve Yazılım Mühendisliği, Üretken Yapay Zeka İstem Mühendisliği, Veri Mühendisi, Veri Bilimci, Veri Analisti, Siber Güvenlik Uzmanı, Metaverse Yazılımcıları, Mimarları, Uzmanları, E-Ticaret, Otonom Araç Yazılım Geliştiricisi, Nesnelerin İnterneti, Süper Bilgisayar Sistem Mühendisi, Kuantum Bilgisayarı ve İnterneti Uzmanı, Robotik Mühendisi ile Enerji Depolama ve Batarya Teknolojisi Uzmanı” gibi yapay zeka destekli geleceğin mesleklerinden örnekler vererek konuşmasını noktaladı.