YEREL HABERLER - 17 Şubat 2014 Pazartesi 12:21

Başkan Ataç Asarcıklılar Derneği Kuruluş Gecesinde

A
A
A
Başkan Ataç Asarcıklılar Derneği Kuruluş Gecesinde

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, Asarcıklılar Derneği’nin 15. kuruluş yıldönümü gecesine katıldı. Başkan Ataç, Asarcıklılar’ın Tepebaşı Bölgesi’nin köklü derneklerinden biri olduğunu belirterek, bölgeye kattıkları kültür ve dostluğun devam etmesini dileyerek derneğin 15. kuruluş yıldönümünü kutladı. Başkan Ataç daha sonra dernek yöneticileri ile Asarcıklı efelere eşlik etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, gazi ve şehit aileleriyle bir araya geldi Gaziler ve şehit aileleriyle yemek programında bir araya gelen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Bizler bu yaşamı binlerce vatan evladının fedakarlık dolu serüvenine borçluyuz. Gazilik ve şehitlik çok önemli bir mertebe. O nedenle ben gazilerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bundan sonraki süreçte ihtiyaçlarınızın karşılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, gaziler ve şehit aileleri ile öğle yemeğinde buluştu. Belediyenin Havana Park Sosyal Tesisi’nde gerçekleşen programa Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, Esenyurt İl Dernekler Birliği Başkanı Orhan Onur, Gaziler Derneği Başkanı İsmail Kalaycıoğlu, önceki dönem CHP meclis üyesi Okan Çiftçi, gaziler ve şehit aileleri katıldı. Gazilerin talep ve önerilerinin de alındığı programda konuşan Başkan Özer, bir ülkenin gazileri ve şehitleri sayesinde yıkılmayacağını ifade ederek şunları söyledi: “Gazilik ve şehitlik çok önemli bir mertebe. Onlar, bu vatan için canlarını veren, anneleri, kardeşleri daha güzel günlerde yaşasın diye şehit ve gazi olanlar. Bizler bu yaşamı binlerce vatan evladının fedakarlık dolu serüvenine borçluyuz. O nedenle ben gazilerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyor şehitlerimizi rahmetle anıyorum.” “Ülkemizin birliği ve dirliği Çanakkale ruhunda saklı” Çanakkale ruhunun Türkiye Cumhuriyeti’ni bir arada tutan ruh olduğunu vurgulayan Başkan Özer, “Bana göre ülkemizin birliği ve dirliği Çanakkale ruhunda saklı. Bir Karadenizli ve bir Vanlı Çanakkale’de, vatan savunmasında omuz omuza şehit düşüyorlar. Kanları birbirine karışıyor ve vatan toprağını suluyor. Benim de dedelerim Çanakkale’de şehit olmuş. Dolayısıyla o ruh Türkiye Cumhuriyeti’ni bir arada tutan, yaşatan ve ilelebet yaşatacak olan ruhtur. O nedenle ben huzurunuzda Çanakkale ruhunu saygı ve minnetle anıyorum. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize daha nice sağlıklı, uzun ömürler diliyorum” diye konuştu. “Gazilere hürmet konusunda asla kusur etmeyeceğiz” Gazilerin ve şehit yakınlarının ihtiyaçlarının karşılanması noktasında çalışmalar yapacaklarını belirten Prof. Özer, “Zamanın ruhu bizi Esenyurt’ta bir araya getirdi. Sizler Esenyurt’un bağrından çıkmış gazilersiniz. Ben de hasbelkader buranın Belediye Başkanı oldum. Biz de Esenyurt’un havasını, suyunu ruhunu sizinle paylaşıyoruz. Tabii ki bizim de görevlerimiz var. Ben çalışanlarımıza gazilerimize ve şehit yakınlarımıza hürmette asla kusur edilmemesi talimatını verdim. Bundan sonra da ihtiyaçlarınızın karşılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bilmenizi isterim. Sizin için yeni bir dernek yeri de yapacağız, Kardeşlik Merkezi bunlardan bir tanesi. Gazilerimizin rahat edebileceği bir yer oluşturacağız” ifadelerini kullandı. “En önemli idealim; Esenyurt’u barış ve kardeşlik şehri haline getirmek” Esenyurt’u barış ve kardeşlik şehri haline getirmek istediğini söyleyen Özer sözlerine şöyle devam etti: “Esenyurt, hemen hemen her ilden hatta dünyanın 100 ülkesinden göç alan, 100’den fazla dilin konuşulduğu bir ilçe. En önemli ideallerimden bir tanesi burayı bir barış ve kardeşlik şehri haline getirmek. Bunu Allah’ın izniyle başaracağız. Burada bütün Türkiye’ye örnek olacak bir model inşa edeceğiz. Buna sizin tecrübelerinizin, geçmişte yaşadıklarınızın ve hikayelerinizin de büyük bir katkısı olacak.” “Kapımız ve gönlümüz sizlere her zaman açık” Programa katılan Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, “Sizler bizim için kıymetlisiniz. Bu vatan için canını veren şehitlerimiz ve aileleri, gazilerimiz bizler için önemli. Sizlerin sorunu bizim sorunumuz. Kapımız ve gönlümüz sizlere her zaman açık. Bir sorununuz, bir sıkıntınız olduğunda lütfen bizlere gelmekten çekinmeyin. İnşallah gücümüz yettiği kadar yardımcı olacağız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hakkın rahmetine kavuşmuş şehitlerimize rahmet diliyorum. Sizlere de hayırlı, sağlıklı ve güzel bir ömür diliyorum” şeklinde konuştu.
Erzurum TDED Erzurum, Bir Değeri Daha Erzurum’a Tanıttı Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi’nde her hafta yapılan “Cuma Buluşmaları” programında Erzurumlularca bilinmeyen bir musikişinas, mutasavvıf ve ilim adamı olan Yavru Mehmed Efendi konuşuldu. TDED Erzurum Başkan Yardımcısı olan Adnan Yazıcı’nın konuşmacı olduğu programda 1895 Erzurum doğumlu Yavru Mehmed Efendi’nin hayatı ve sanatı hatıralar eşliğinde anlatıldı. On beş yaşında Erzurum’dan ayrılıp İstanbul’a giden Yavru Mehmed’i Dursun Gürlek’in 2023 Aralık ayında Derin Tarih dergisinde genişçe yer verildiğinde haberdar olduğunu söyleyen Adnan Yazıcı İstanbul’un sanat ve edebiyat çevrelerince yazılan birçok hatıratta Yavru Mehmed ismine rastlanıldığını, Erzurum’da bilinmemesini de onun küçük yaşta İstanbul’a gitmiş olmasından kaynaklandığını tahmin ettiğini söyledi. İşte Yavru Mehmed Efendi’nin yaşamı TDED Erzurum Başkan Yardımcısı Adnan Yazıcı sözlerine şöyle devam etti: “Başta Orhan Okay’ın “Bir Başka İstanbul” kitabı olmak üzere birçok kitapta “Yavru’nun Çayhanesi”nden bahsedildiğini görüyoruz. Neyzen Tevfik Yavru Mehmed’in can dostudur. Ve çayhanenin baş müdavimlerindendir. Şehzadebaşındaki Yavru’nun Çayhanesi’ne musiki dünyasından Münir Nureddin Selçuk, İsmail Hakkı Bey, Kaşıyarık Hüsameddin Bey, Hoca Ziya Bey, Hafız Sami, Hafız Osman, Hamiyet Yüceses; ulemadan ve sanat çevresinden Abidin Dino, Ali Nihat Tarlan, Mükrimin Halil Yinanç, Necdet Atılgan, Abdülbaki Gölpınarlı, Şemseddin Yeşil (Yeşil Hoca), Kasım Küfrevî, Celal Hoca gibi isimler müdavimdir. Yavru Mehmed’in bir de kitabı bulunmaktadır: Feridüddin Attar’ın Veysel Karanî’sini çevirmiş, 1938’de Sinan Matbaası’ndan yayımlanmıştır. Çeviriye 31 sayfalık risale yazmıştır. 1940’larda ileri yaşına rağmen giyimine, kuşamına ve temizliğine titiz biriydi. Yavuz Selim’de tek odalı kiralık evinde oturuyordu. 1908’de İttihat ve Terakki hükümetiyle ters düşünce üç yıl Sinop’a sürgüne gönderilmiş. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışının akabinde, Havza’da ve Amasya’da yapılan toplantılarda Refet Paşa’nın kumandasında oluşturulan muhafız müfrezesinde güvenliği sağlayan serdengeçtilerin arasında bulunmuş. Daha sonra yine Refet Paşa komutasındaki birliklerle Konya isyanını bastırma görevine katılmış. Muharrem ayında sebillik de yapan Yavru Mehmed gönül ehli, musikişinas ve edebi olan bir kimseydi. Sinop’ta Abdulkadir Belhi hazretlerinin mahdumu Seyyid Muhtar Efendi ile tanışır ve sohbetlerinden yararlanmış, tasavvufla ilgilenmiştir. İstiklal Savaşı’ndan sonra İstanbul’a dönen Yavru Mehmed birtakım gazinolarda, mesela Harbiye’deki Belvü Bahçesi’nde, Türk musikisi icra edilen kahvehanelerde gazelhanlık yapmıştır. Mehmed Akif ile zamanın ses ve saz sanatkarlarıyla sıkı dost olmuştur. Erzurumlu Hafız Faruk Kaleli’yle aynı dönemde yaşamıştır. Doldurduğu bir 45’lik taş plağı bugün halâ internette dinlenebilmektedir. 1950’lerde vefat ettiği düşünülen Erzurumlu Yavru Mehmed, Edirnekapı’da Hava Şehitleri Kabristanı’nın yanındaki şehitliğe defnedilmiştir.”
Adana Adanalı meslek lisesi öğrencileri afetlerden ilham aldı, güneş enerjisi sistemiyle çalışan şarj istasyonu üretti Adana’da 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremde yaşanan elektrik sorunu nedeniyle telefonlarını şarj edemeyip, ailelerine ulaşamayan vatandaşlar için Kozanlı meslek lisesi öğrencileri güneş enerjisi ile çalışan şarj aleti üretti. Adana’nın Kozan ilçesinde Şehit Arda Can Kozan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Elektrik Bölümü öğrencileri, 6 Şubat depreminde depremzedelerin yaşadıkları mağduriyeti gözlemleyerek proje üretti. Afette yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle ailelerine ulaşamayan vatandaşlar için proje geliştiren gençler, Adana güneşini enerjiye dönüştürerek afet ve elektrik sorunu olan bölgelerde vatandaşların telefonlarını şarj edebilecekleri güneş enerjisi sistemi ile çalışan şarj istasyonu üretti. Şehit Arda Can Kozan Şehit Arda Can Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Bünyamin Akbulut, "Yaşadığımız asrın depremi bize iletişimin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Biz de hem afet durumunda hem de yüksek rakımlı bölgelerde iletişim zorluğu yaşanmaması için öğrencilerimiz öğretmenleri ile birlikte bir şarj aleti üretimi gerçekleştirdik. Öğrencilerimizle gurur duyuyoruz" diye konuştu. Elektrik elektronik teknolojisi şefi Hüseyin Özcanlı da öğrencileri ile gurur duyduğunu ifade ederek, "6 Şubat depreminde uzun süre deprem bölgesine elektrik verilemedi biz de öğrencilerimiz ile bu projeyi geliştirdik. Bu proje üzerinde çalışmalarımız başladı. Bir güneş enerjisi panelini kullandık ve ışık enerjisini elektrik enerjisine çevirerek telefonları şarj edebilmekte. Aynı anda 4 telefonu şarj edebilmekte. Tam kapasite dolduğunda bir telefonu 12 kez şarj edebiliyor" dedi. Öğrencilerden Serkan Karatosun insanların yakınlarını sesinin duymasının afet durumunda çok önemli olduğunu gözlemlediğini ifade ederek, "6 Şubat depreminde arkadaşlarımıza ve deprem bölgesindeki insanlara destek olmak istedik. O zaman şarjları olmadı, iletişim sorunu oldu. Biz de onların kulakları, elleri olmak istedik bu projeyi geliştirdik. 4 telefon aynı anda şarj edebilir. Yaşanabilecek bir afet durumunda inşallah projemiz ile biz de zor günde hem arkadaşlarımızın hem de oradaki ailelerin yanında bu şekilde destek olmak isteriz" diye konuştu. Projede yer alan öğrencilerden Samet Güçlü ise insanların afette sevdiklerinin sesini duymasının ne denli önemli olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: "Bu yaşadığımız kötü bir depremde orada elektrik yoktu. İletişim kuramadılar. Biz de öğretmenlerimiz ile bu projeyi düşündük. Çok kolay olmadı bunu yapmak ama bu projeyi başarıyla gerçekleştirdikten sonra çok mutlu olduk. Acı ve zor zamanda bir insanın annesi ile ailesi ile görüşmesi bizi çok mutlu edecek." Öğrencilerin hayali ileride bu cihazı geliştirerek afet bölgelerinde daha çok insana ulaşmak.