YEREL HABERLER - 02 Nisan 2012 Pazartesi 18:26

TBMM MİLLİ EОİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK KOMİSYONU BAŞKANI PROF. DR. NABİ AVCI:

A
A
A
TBMM MİLLİ EОİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK KOMİSYONU BAŞKANI PROF. DR. NABİ AVCI:

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Eğitim, Kültür, Gençlik Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı, Milli Eğitim Komisyonu`nun 91 saat 40 dakika çalıştığını söyledi.
AK Parti il binasında basın toplantısı düzenleyen Avcı, 4+4+4`ün yasalaşma sürecinde gereği gibi tartışılmadığı iddialarına karşı, komisyonda toplam 91 saat 40 dakika çalışıldığını ve bunun yüzde 95`inin muhalefet partilerinin konuşmalarıyla geçtiğini ifade etti.
Meclis İç Tüzüğüne göre isterlerse yasayı 45 gün bekletebileceklerini ancak bunu yapmadıklarını, komisyonun ise 16 AKP`li, 6 CHP`li, 3 MHP`li, 1 BDP`li vekilden oluştuğunu kaydeden Avcı, "Eğer isteseydik saf çoğunluğumuzu kullanıp çalışmaları kapalı yapardık ancak biz uygun çalışma koşulları için elimizden geleni yaptık" dedi.
CHP`li vekillerin komisyonun sırtından bilek güreşi yaptıklarını vurgulayan Avcı şunları söyledi; "Şu anda CHP içerisinde ciddi bir parti içi iktidar mücadelesi sürüyor. Parti içerisinde vitrinde görünmek isteyen bazı CHP`liler Haziran`daki kurultay öncesinde tabana ve delegelere `bende varım` `bende `genel başkanlık yapabilirim` mesajı göndermeye çalıştılar. Bu kurultayda aday olmayı düşünenler. Komisyonda boy gösterdiler" dedi.
Avcı, zorunlu olarak okula başlama yaşının 72 ay olduğunu, ancak isteyen velilerin çocuklarını 60 ila 72 ay arasında da okula başlatabileceğini, bununla ilgili olarak kafaların çok karışık olduğunu ifade etti.
Avcı, 4+4+4`lük yeni eğitim sistemiyle İlköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar halinde olacaklarını belirterek şunları söyledi; "Zorunlu eğitim 8 yıldan 12 yıla çıkarıldı. İlkokuldan sonra isteyenlerin Açık Öğretim`e devamı söz konusu değil. Ortaokuldan itibaren zorunlu eğitimin yanında seçmeli dersler alabilecek öğrenciler. 72 ayı tamamlayan çocuklar okula başlayacaklar. Artık 4+4+4 eğitim sistemiyle tüm çocukların aynı kulvarda koşturma sisteminin ortadan kalkacak. İsteyen çocuklar din eğitimini de seçmeli ders olarak alabilecekler. Öğrenciler sadece Kuran-ı Kerim değil, müzik, spor, kültür sanat gibi yetenekleri doğrultusunda seçmeli dersler alacaklar. Ortaokul ve Lise`de her öğrenci seçmeli ders almak zorunda. Yeni eğitim sistemiyle öğrencilerin farklı kulvarlarda koşacaklar. Ortaokul 1. Sınıfta aldığı branş eğitimini beğenmediği taktirde ikinci sınıfta farklı bir branş seçebilecek. Lise sonuna kadar diploma verilmeyecek. İlkokulu bitirenler ortaokula, ortaokulu tamamlayanlarda liselere karneleri ile kayıt yaptıracaklar. Diploma lise sonunda verilecek. İlk, orta ve lise dereceli okullar ayrılacak. Ancak birlikte eğitim yapmalarında sıkıntı olmayan okullar birlikte ama ilk ve ortaokul olarak eğitim yapacaklar. Veya örneğin bir spor salonu, branş laboratuarları bulunan bir birlerine yakın okullar bu imkanları birlikte kullanabilecekler."
Kanunun en çok konuşulan maddelerinden birisinin de Fatih Projesi kapsamında yapılacak olan alımların ihalesiz olacağı şeklinde olduğunu konusuna da Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcı şöyle konuştu: "Fatih Projesi kapsamında okullarda öğrencilere dağıttığımız tablet bilgisayarlar yurt dışından geliyor. Bunu kamu ihale kanunu içerisine soktuğumuzda Türkiye`de üretim olmadığı için uzak doğunun bilgisayarları girecek. Biz ihalelere yerli firmaların ve yerli üretim yapanların girmesini istiyoruz. Bugün olmazsa bile birkaç yıl sonra yerli parçalarında kullanılacağı tablet bilgisayarların yapımına başlanacak. İşte biz bunu düşünerek kamu ihale kapsamı dışında alım yapılmasını istedik. Bu demek değil ki, ihalesiz alacak. Fatih Projesi kapsamında alımlar 4-5 bakanlık tarafından kurulacak komisyonlar tarafından yapılacak. Daha şeffaf ihale süreci olacak. Şeffaf demek açık, serbest rekabete dayanıyor anlamında. Biz yerli üretimin artırılması bununla birlikte istihdam kapılarının açılmasına imkan vereceğiz bu kanunla. Yoksa parasını verip bilgisayar alacak olursak Türkiye 3. Dünya ülkesine döner."
Nabi Avcı son olarak, Türk Hava Yolları`ndan sonra Bora Jet, Atlas Jet olarak İstanbul-Eskişehir-İstanbul, İstanbul-Eskişehir-İzmir, İzmir-Eskişehir-İstanbul arası kendilerinin ricası üzerine seferler başlattığını, ancak geçen süre içerisinde uçaklardaki doluluk oranının yüzde 33`ü geçmediğini de söyledi.
Bora Jet`in bu seferlerde beklenilen yolcunun uçağa binmemesi nedeniyle 464 bin 880 TL zarar ettiğini de belirten Avcı, yaz nedeniyle seferlerin kaldırıldığını, ilgili firmanın kış döneminde almış olduğu kararı yeniden gözden geçireceğini de sözlerine ekledi.
(MD)
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DİSİDER Başkanı Akbaş: "Özellikle son çeyrekte bazı güzel ve olumlu sinyaller aldık" Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş, dünyada da daralan bir ticaret olduğunu belirterek, "Dolayısıyla ülkemiz de bu rüzgârın altında kaldı. Ama ben şuna inanıyorum; bu süreç içerisinde, özellikle son çeyrekte bazı güzel ve olumlu sinyaller aldık. Enflasyonun gerekli şekilde daha düşük seviyelere ilerlemesi, faiz oranlarının Merkez Bankası’nın belirlediği doğrultuda düşmesi bizi ayrıca sevindirdi" dedi. DİSİDER Başkanı Şeyhmus Akbaş, 2025 yılında iş dünyası olarak hedefledikleri olduğunu, hedeflerin yüksek olduğunu söyleyerek, ona yetişemediklerini ama toplumsal sorumluluk bilinciyle ayakta durmak ve üretimi artırabilmek için yine gayretleri olduğunu ifade etti. Çalışmalarının devam ettiğini belirten Akbaş, "Bu konuda sanayicilerimiz ve üreticilerimiz ciddi bir özveriyle gayret gösterdiler. Tabii ki zor bir süreçti. Dünyada da daralan bir ticaret var. Dolayısıyla ülkemiz de bu rüzgârın altında kaldı. Ama ben şuna inanıyorum; bu süreç içerisinde, özellikle son çeyrekte bazı güzel ve olumlu sinyaller aldık. Enflasyonun gerekli şekilde daha düşük seviyelere ilerlemesi, faiz oranlarının Merkez Bankası’nın belirlediği doğrultuda düşmesi bizi ayrıca sevindirdi. Bunun yanında, 2025’te ‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle başlayan ve PKK’nın silah bırakıp kendini feshetmesiyle devam eden gelişmeler, iş dünyamız açısından büyük bir fayda sağladı. Ben bunun yansımalarını 2026 yılında çok daha net göreceğimizi düşünüyorum. 2025 yılında genel olarak sanayicilerimizin en fazla zorlandığı konuların başında finansal erişim geldi. Ancak hedefimizi yüksek tutmuştuk. Bu hedefin biraz gerisinde kalmış olsak da umudumuzu kırmadık. Yolumuza devam edeceğiz, üretmeye devam edeceğiz" dedi. 2026’da öncelikle ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin ülkenin gündeminden tamamen çıkmasını istediklerini kaydeden Akbaş, "Hiçbir şekilde artık anılmamasını istiyoruz. Bu çok önemli, önümüzü çok açacaktır. İkinci olarak; yeni teşvikler, yeni imkânlar, özellikle finansal erişim konusunda kolaylıklar sağlanması ve bazı yapılandırmalarla topyekûn bir seferberlik ilan edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ben bu konuda hükümetin 2026 yılında böyle bir seferberlik ilan edeceğine inanıyorum. Biz de bu yönde bir beklenti içerisindeyiz. Ciddi anlamda genç bir nüfusa sahibiz, ciddi anlamda bir beşerî sermayemiz var. Altyapı olarak da güçlüyüz. Sadece biraz daha güçlenmeye ve desteklenmeye ihtiyacımız var. Bu konuda bir beklentimiz var. İnanıyoruz ve bu süreçte destekleneceğimize güveniyoruz. Çünkü ancak bu şekilde yol alabiliriz. Biraz daha gayretimiz olacak, biraz daha çalışmamız olacak. Ama şu bir gerçek ki bizim yeni bir hikâye yazmaya da ihtiyacımız var. O hikâyeyi de hep birlikte yazacağız. Bu zorlu süreçte üretmeye devam eden, emek veren, tüm zorluklara rağmen çalışan bütün üyelerimize, sanayicilerimize ve herkese çok teşekkür ediyorum. 2026 yılının kendilerine mutluluk, bereket, huzur ve barış getirmesini; aileleri ve sevdikleriyle birlikte sağlıklı bir yıl geçirmelerini temenni ediyorum" diye konuştu.