GÜNDEM - 14 Nisan 2025 Pazartesi 10:41

33 yıldır engelli kızına tek başına bakıyor

A
A
A

Eskişehir’de, eşinin engelli kızına bakmak istemediğini belirterek kendisini 7 sene önce terk ettiği Arzuman Uçar, iddiasına göre, 33 yıldır engelli çocuğuna tek başına bakarak yaşam mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.

Odunpazarı ilçesi 71 Evler Mahallesi’nde yaşayan Arzuman Uçar’ın iddiasına göre, engelli kızı Sevgi’ye 33 yıldır tek başına bakıyor. 59 yaşında 4 çocuk sahibi olan Uçar’ın iddiasına göre, 34 senelik eşinin 2018 yılında engelli çocuklarına bakmayı reddetmesi üzerine kendisini terk ederek başka bir kadına gittiğini ifade etti. "Kendi çocuğunun bakım masraflarını üstlenmiyor, sadece bin lira nafaka veriyor. Neye yetecek?" diyerek yaşadığı zorlukları dile getiren Uçar, her gün kızı Sevgi’nin bakımlarını kendi başına yerine getirmeye devam ediyor. Kızının 10 bin TL engelli maaşı ile şu anda 7 bin liralık kirasını ödeyen ve arta kalan para dışında bir geliri olmadığını belirten Uçar, mahallelilerin desteğiyle yaşam mücadelesini sürdürüyor.

33 yıldır engelli kızına tek başına bakıyor

"Bütün gün onunlayım, 24 saatim evde geçiyor"

Kızı Sevgi’nin doğuştan bu yana engelli olduğunu belirten Arzuman Uçar, engelli çocuğuna 33 yıldır tek başına baktığını ifade etti. Bütün hayatını bakıma muhtaç çocuğuna adayan ve neredeyse 24 saatini evde geçiren Uçar, "Çocuğum 33 yaşında, engelli. Doğumda kafasındaki bıngıldak kemiği birleşmiş, o kemiğin yerine de su birikmiş. Erzurum’da ameliyat ettirdik ama doktorlar bize dedi ki, ‘Bu çocuğun vücudu hiç gelişmez.’ O yüzden bu şekilde devam ediyoruz. Oturamıyor, göremiyor ama duyabiliyor, anlayabiliyor. Mesela kapıdan içeri biri girince sesine tepki veriyor. Acıktığı zaman ağlar, altı ıslandığı zaman huzursuz olur, öyle olunca da zaten anlıyorsunuz. Sadece sıvı yiyebiliyor, katı yiyemiyor. O yüzden çorbayla besliyorum. Sabahları kalkınca ilk onunla ilgileniyorum. Altını değiştiririm, mamasını yediririm, giydiririm. 2-3 günde bir banyosu var, onu yaptırırım. Geri kalan vakitlerde de kendi işlerimle, evin işleriyle uğraşırım. Bütün gün onunlayım, 24 saatim evde geçiyor" ifadelerini kullandı.

33 yıldır engelli kızına tek başına bakıyor

"‘Ben bu çocuğa bakamam, gidin ne haliniz varsa görün’ dedi, terk etti gitti"

8 yıldır eşinden ayrı olduğunu dile getiren Arzuman Uçar, eski eşinin eviyle ilgilenmediğini ve engelli çocuklarının bakımını hiçbir şekilde üstlenmediğini söyleyerek, "Eşim eve bakmıyordu. Evimin kirasını ödemiyordu, hiçbir ihtiyacımızı karşılamıyordu. Ben o zamanlarda bu çocuğun maaşıyla evin kirasını, doğalgazını öderdim. Onlar da sadece yemeye içmeye gelirdi. Bundan dolayı aramızda sıkıntılar çıktı. Kendisine 800-900 liralık ayakkabı alırdı, bin liralık gömlek alırdı, ‘Siz benim giyimime kuşamıma sakın karışmayın’ derdi. Peki, bu çocuğa kim bakacak? Bir gün bile olsun bana sormadı ki çocuğun bir ihtiyacı var mı diye, bir şey lazım mı diye. Sonra zaten ‘Ben bu çocuğa bakamam, gidin ne haliniz varsa görün’ dedi, terk etti gitti, kendisine de başka birini buldu" dedi.

"Allah hiçbir şeyi sebepsiz yaratmaz"

33 yıldır engelli kızına tek başına bakıyor

Uçar, yaşadığı zorlu hayat mücadelesine rağmen umudunu kaybetmediğini belirterek şöyle devam etti:

"Yine de Rabbime şükürler olsun ki böyle bir evladı bana verdi, ben ona bakabiliyorum. Allah hiçbir şeyi sebepsiz yaratmaz, onun bana gelişinin bir nedeni vardı ki Allah verdi; şimdi hem ben ona bakıyorum hem o bana bakıyor. Konu komşunun yardımları dışında hiçbir gelirim yok. Bir kuru canım, bir nefesim bir de bu hasta çocuğum var. Başka hiçbir şeyim yok. Evim barkım yok ama Allah’ıma sığındım, başka gidecek yerim de yolum da yok."

Bahadır Turgut

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.