GÜNDEM - 26 Aralık 2025 Cuma 14:47

Balın verimi ve kalitesi uzaydan takip edilecek

A
A
A
Balın verimi ve kalitesi uzaydan takip edilecek

Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) 2026 yılı Teknik Destek Programı kapsamında, Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan ’Arı Yetiştiriciliği Haritasının Açık Kaynak Kodlu Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama ile Belirlenmesi Eğitimi’ projesi uygulama aşamasına geçiyor.


Eskişehir tarımını ileriye taşıma vizyonuyla hazırlanan ve BEBKA’nın değerlendirme sürecini başarıyla geçerek Eskişehir bölgesini temsil eden önemli bir çalışma olarak desteklenmeye hak kazanan proje için hazırlıklar tamamlandı. 300 bin TL bütçeli proje ile geleneksel arıcılık yöntemlerinin uzaydan algılama ve dijital haritalama teknolojileriyle birleştiği ifade edildi. Toplam 8 ay sürecek olan projenin en önemli ayağını oluşturan teknik eğitimlerin 09-13 Mart 2026 tarihleri arasında gerçekleştirileceği açıklandı. Toplam 5 gün sürecek yoğunlaştırılmış programda; İl Tarım ve Orman Müdürlüğü personelinin uydu görüntülerini yorumlama, CBS üzerinden analiz ve modelleme yapma konularında uzmanlaşacağı vurgulandı.



Balın verimi ve kalitesi uzaydan takip edilecek


Eğitimler kapsamında yapılacak örnek saha çalışmalarıyla Eskişehir genelinde; arı kovanlarının yerleştirileceği en uygun ve yüksek verimli alanların dijital olarak belirleneceği, flora takibi ve uygunluk haritaları sayesinde bal kalitesi ve üretim miktarının artırılacağı, veriye dayalı bu yöntemle yerel arıcıların doğru yönlendirilmesi sağlanarak ülke ekonomisine katma değer sunulacağı belirtildi. Eskişehir’in arıcılık potansiyelini bilimsel verilerle buluşturan projenin bölgedeki tarımsal dijitalleşme hamlesinin en somut adımlarından biri olarak öne çıktığı ifade edildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Bakan Göktaş: "Kadınlarımız kalkınmanın asli faktörüdür" Kadınların girişimcilik projelerini desteklemek, üretim güçlerini artırmak ve yeni iş fikirlerinin hayata geçmesini sağlamak amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı himayelerinde yürütülen ’Yükselen Kadınlar: Kendi İşim Benim İşim’ projesinin tanıtımı Antalya’da gerçekleştirildi. Programda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş "Bir ülkenin büyümesi, fikrin ürüne; emeğin gelire, üretimin pazara dönüşmesiyle mümkün olur" dedi. Bakan Göktaş: "Kadınlarımız kalkınmanın asli faktörüdür" Programda yaptığı konuşmada Antalya’nın, üreten kadınlarıyla Türkiye’nin yükselen şehirlerinden birisi olduğunu belirten Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Serada alın teri döken kadından, turizmde emek veren, kooperatiflerde üreten ve istihdam sağlayan kadınlara kadar her biri bu şehrin kalkınmasının asli aktörüdür. Ekim ayında başlattığımız ‘Yükselen Kadınlar Programı’nı yedi bölgede gerçekleştirerek, yerelden ulusala, hatta uluslararasına uzanan güçlü bir girişimcilik ağı oluşturacağız. Diğer yandan şehir şehir dolaşarak ‘Bir fikrim var’ diyen kadınları bilgiyle, mentorlukla ve rol modellerle buluşturuyoruz. Bir ülkenin büyümesi, fikrin ürüne; emeğin gelire, üretimin pazara dönüşmesiyle mümkün olur" dedi. "Kadın girişimcilerimiz olmazsa olmazımızdır" Şimdi hedefin daha fazla işletmeyi işverenliğe taşıyan ve pazara daha güçlü bağlayan adımları hızlandırmak olduğunu hatırlatan Bakan Göktaş, "Hedefimiz; kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesi çalışmalarımızı, merkezi ve yerel düzeyde bütüncül, etkin ve koordineli biçimde yürütmek. Kadın girişimciler, bu dönüşümün olmazsa olmaz aktörleridir. Kadınların girişimde güçlenmesi, ekonominin daha dayanıklı büyümesi demektir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kadınların her alanda güçlenmeleri için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu. Vali Şahin: "Türk kadını devletin ve toplumun temel taşı olmuştur" Türk toplumunun kadın ve erkeğin birlikte devlet kurup yükselttiği bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Vali Hulusi Şahin, "Tarihin en önemli kadın figürlerinden biri olan, ilk kadın belediye başkanı Magna Plancia’nın ev sahipliği yaptığı topraklardayız. Heredot Tarihi, İskit Kraliçesi Tomris Hatun’un detaylı hikâyeleriyle doludur. Orhun Abideleri’nde Bilge Kağan, ‘Gök Tanrı Türk milleti yok olmasın diye babam İlteriş Kağan ile anam İlbilge Hatun’u yükseltti’ der. Bütün belgelerde ana ve baba beraber söylenir. Tuğrul Bey bir cepheye giderken, eşi Altuncan Hatun başka bir cephede ordunun başındadır. Kutluk devletinin başında Türkan Hatun vardır. Delhi Sultanlığının başında Raziye Begüm Hatun vardır" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından program, "Ben de Yapabilirim" temalı İlham Veren Kadınlar paneli ile devam etti. Serik ilçesi Belek bölgesinde düzenlenen programa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse ve Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, Vali Yardımcısı Erol Tanrıkulu, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Galip Sökmen, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Murat Yıldırım, akademisyenler ve girişimci kadınlar katıldı.
Mersin Tarsus’ta yılbaşı pazarları kapılarını açtı Tarsus Belediyesi tarafından yeni yıl coşkusunu kentin dört bir yanına taşımak amacıyla St. Paul Meydanı ve Şehitler Tepesi Semt Pazarında kurulan yılbaşı pazarları, renkli görüntüler eşliğinde kapılarını açtı. Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, yılbaşı pazarlarını ilk gününde ziyaret ederek stantları tek tek gezdi. Üreticiler, esnaf ve vatandaşlarla sohbet eden Başkan Boltaç, pazarların yalnızca alışveriş alanı olmadığını, aynı zamanda dayanışma ve paylaşmanın merkezi olacağını vurguladı. 25-31 Aralık tarihleri arasında 7 gün boyunca sürecek yılbaşı pazarlarında; çocuklar, gençler ve aileler için kültür, sanat ve eğlence dolu bir program hazırlandı. Etkinlikler kapsamında çocuk oyunları, sanat atölyeleri, yüz boyama çalışmaları, geleneksel oyunlar, kukla gösterileri ve engelsiz atölyeler yer alıyor. Ailelerin birlikte keyifli vakit geçirebilmesi amacıyla ebru, süs yapımı, çerçeve hazırlama, ağaç boyama ve ayraç atölyeleri gibi kültür-sanat etkinlikleri de ziyaretçilerle buluşturuluyor. Bando dinletileri, dans gösterileri, ritim grupları, Kent Orkestrası, çocuk koroları, konserler ve DJ performanslarının da yer aldığı yılbaşı pazarları, her yaştan vatandaşa hitap eden canlı bir buluşma alanına dönüştü. "Bu coşkuya herkesi bekliyoruz" Yılbaşı pazarlarının kente kattığı sosyal hareketliliğe dikkat çeken Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, "Yeni yılı karşılarken Tarsus’ta paylaşmayı, dayanışmayı ve birlikte olmanın mutluluğunu çoğaltmak istedik. Kurduğumuz yılbaşı pazarları; çocuklarımızdan büyüklerimize kadar herkesin keyifle vakit geçirebileceği alanlar oldu. Tüm hemşehrilerimizi bu güzel atmosferi birlikte yaşamaya davet ediyorum" dedi. Tarsus Belediyesinin ev sahipliğinde düzenlenen yılbaşı pazarları, 31 Aralık gecesine kadar her gün farklı etkinliklerle vatandaşları ağırlamaya devam edecek.
Nevşehir 9 dil biliyor, gören şaşırıyor Nevşehir’de yaşayan 58 yaşındaki Cemalettin Yavuz, ortaokul yıllarında merak sardığı dil becerisinin 9 dil öğrenerek geliştirdi. Nevşehir’in Göreme beldesindeki bir restoranda çalışan Cemalettin Yavuz, dünyanın farklı bölgelerinden gelen turistlere Kapadokya’yı kendi dillerinde anlatmaya çalışıyor. Ortaokul yıllarında öğrendiği İngilizce’sini geliştirmek isteyen Yavuz, 14 yaşında önce Avanos ilçesine sona da daha çok turistin geldiği Göreme beldesine yerleşti. Yavuz, imkanlarıyla önce İngilizce’sini geliştirdi, daha sonra Almanca, İtalyanca, Fransızca, Portekizce, İspanyolca, Korece, Japonca ve Flamanca dillerini öğrendi. Bir restoranda çalıştığını ve boş zamanlarında turistlere gönüllü olarak sohbet eden Yavuz, "Ortaokuldan beri yabancı dile merak saldım. Ortaokul mezunuyum, daha sonra turistler ile konuşmak ilgimi çekti. Burada çeşitli işlerde çalıştım. Şu anda da 9 yabancı dil biliyorum. Elimden geldiği kadar da turistlere yardımcı oluyorum" şeklinde konuştu. Gençlere örnek olmasını istiyor Göreme sokaklarında gezen turistler ile de sohbet eden Yavuz, aynı zamanda da bölgenin gönüllü tanıtım elçilik görevini de üstleniyor. Cemalettin Yavuz ile sohbet eden Çinli turist Rıver Jeremy de, "Kapadokya’yı çok sevdik. Bu gün balona binemedik. Bizde Göreme sokaklarında geziyoruz. 9 dil bilen birisi ile de karşılaşmak da bizi mutlu etti" şeklinde konuştu. Kolombiya’da gelen Constanza Castro’da, "Kapadokya ve Türkiye çok güzel. Buraya tekrar gelmeyi düşünüyorum. 3-4 gündür buradayız. Sadece dünyayı dolaşan insanlar bu kadar yabancı dil konuşabilir. Siz kendi kendinize öğrenmişsiniz. Bunu sadece bilge insanlar yapabilir" dedi.
Karabük Adalet Bakanı Tunç: Suça sürüklenen çocuklarda caydırıcılığı artırmaya yönelik ayrı bir çalışma da şu anda yapılıyor" 11. Yargı Paketleri ile ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik yapılan düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Çocukların korunmasıyla ilgili suça sürüklenen çocuklarda caydırıcılığı artırmaya yönelik ayrı bir çalışma da şu anda yapılıyor. Meclisimizde meclis araştırma komisyonu kuruldu bu konuda" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Valiliği’nde yaptığı açıklamada, 11. Yargı Paketleri ile ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik yapılan düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni yılın başında kamuoyuna duyurulmasının ardından ceza adaletinin etkinliğinin attırılmasına yönelik yargı paketleri ve kanun çalışmalarının gerçekleştirildiğini ifade eden Bakan Tunç, toplumu suçtan korumaya yönelik ve caydırıcılığı artırmaya yönelik çok önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. Tunç, "Yargı Reformu Strateji Belgesi 2025’in hemen başında yaklaşık bir yıl oldu. Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştı. Ve o strateji belgesinde özellikle beş ana hedeften birisi, amaçtan birisi ceza adaletinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik hedeflerdi. Ve bu anlamda da meclisimizde ceza adaletinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik yargı paketleri, kanun çalışmaları gerçekleştirildi. Tabi ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik özellikle toplumu suçtan korumaya yönelik ve caydırıcılığı artırmaya yönelik çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Gerek idari uygulamalar gerekse de yasal düzenlemeleri meclisimiz gerçekleştiriyor" dedi. "Cezasızlık algısı ortadan kaldırıldı" Bakan Tunç, 10. Yargı Paketi ile denetimli serbestlikten kaynaklanan cezasızlık algısının ortadan kaldırıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: "Bu kapsamda 10. Yargı Paketi geçtiğimiz aylarda yasalaşmıştı. 10. yargı paketinde özellikle denetimli serbestlik uygulamalarından kaynaklanan cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler yapılmıştı. İki yılın altındaki suçlar bakımından cezaevinde hiç kalmama gibi bir eleştiri söz konusuydu. Bunlar çözülmüştü 10. yargı paketinde. İki yılın altındaki suçlarda da yine cezaevinde belli bir süre kalma durumu sağlanmış oldu ve böylece toplumdaki ‘iki yılın altında ceza aldı, hiç cezaevine girmeden yapanın yanına kar kaldı’ gibi bir düşünce artık söz konusu değil 10. yargı paketiyle. Tabii o pakette aynı zamanda özel infaz usulleriyle ilgili gerek kadınlar gerek yaşlılarla ilgili cezaevi şartlarıyla ilgili birtakım düzenlemeler yapılmıştı hafta sonu ve konutta infaz şeklinde" 11. Yargı Paketi’nin bu hafta itibarıyla yasalaştığını belirten Tunç, paketin kapsamını şu sözlerle anlattı: "Yasalaşan bu hafta itibariyle meclisimizde çarşamba günü görüşülüp milletvekillerimiz tarafından kabul edilen ve Resmi Gazetede yayınlanan 11. yargı paketiyle de yine ceza adaleti sisteminin etkinliğine yönelik önemli düzenlemeler var. Burada tabii 40 maddeden oluşuyor bu kanun teklifi, yasalaşan kanun. 13 farklı kanunda düzenlemeler içeriyor. Başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere ceza infaz kanunumuz ve ceza güvenlik tedbirleri infazı kanunu yanı sıra ceza usul kanunumuzda da farklı kanunlarda önemli düzenlemeler içeriyor." Örgütlü suçlarda cezalar arttırıldı Örgütlü suçlara yönelik cezaların artırıldığını vurgulayan Tunç, şöyle devam etti: "Tabii başta toplumsal huzur ve güvenliğin daha da sağlanması ve güçlendirilmesiyle ilgili önemli maddeler var. Örgütlü suçlar, örgüt suçları, örgüt üyeliği, örgüt yöneticiliğinin cezaları bu yargı paketiyle artırılmış oldu. Daha öncesinde 4 yıldan 8 yıla olan örgüt kurma ve yönetme cezası 5 yıldan 10 yıla çıkarıldı. Hem alt sınır hem üst sınır yükseltildi. Üyeliğin cezası da üst sınır 4 yıldan 5 yıla yükseltilmiş oldu." Çocukların korunmasına yönelik yeni düzenlemelere de değinen Tunç, şunları söyledi: "Tabii burada önemli bir husus çocukların korunması. Çocukların suç örgütleri tarafından kullanılmamasını sağlamak maksadıyla burada önemli bir düzenleme var. Çocukların örgüt faaliyetinde kullanılması, örgütlü suçlar kapsamında çocukların suçta kullanılması, suça itilmesini önlemek için özellikle bu suçlar bakımından artırım sebebi sayıldı. Bu da ceza kanunumuza ilk kez giren bir husus oldu. Çocukların korunmasıyla ilgili suça sürüklenen çocuklarda caydırıcılığı artırmaya yönelik ayrı bir çalışma da şu anda yapılıyor. Meclisimizde meclis araştırma komisyonu kuruldu bu konuda. Özellikle 18 yaşın altındaki çocukların suçtan uzak tutulması bakımından hem suç mağduru çocuklar hem de suça sürüklenen çocuklar bakımından Meclis Araştırma Komisyonumuzun çizeceği yol haritası çerçevesi içerisinde yeni yasal düzenlemeler de önümüzdeki günlerde yapılacak. Ama bu pakette çocukların örgüt suçları kapsamında kullanılmasının önüne geçmek için önemli bir caydırıcılık getiren bir madde hayata geçmiş oldu, yürürlüğe girdi. Tabii örgüt silahlı olursa artırım sebebi daha da yükseltilmiş oldu. Burada da yarı oranında artırım şeklinde bir düzenleme gerçekleşmiş oldu." Meskûn mahalde silah atana hapis cezası Meskûn mahallede silah kullanımına ilişkin cezaların artırıldığını belirten Tunç, "Tabii örgütlü suçlardaki yaptırımın arttırılmasının yanı sıra bir de meskûn mahallede silah atma. Bu önemli bir problemdi. Özellikle düğünlerde, nişanlarda, kutlama günlerinde o sevinç günlerimizi mateme dönüştüren maalesef tatsız olaylara meydan veriliyordu. Bu anlamda meskûn mahallede silah atmanın cezası zaten mevzuatımızda vardı ama bunu artırmış olduk. 6 aydan 3 yıla kadarken 1 yıldan 5 yıla çıkarılmış oldu. Yani meskûn mahallede silah atan bir kişi yaralamaya ya da ölüme sebebiyet vermese bile zaten ondan ayrıca ceza alır sadece silah attığı için 5 yıla kadar ceza alabilir. Ama bu düğünlerde ve nişanlarda ve kutlama günlerinde ise burada artırım söz konusu olacak yarı oranında ve dolayısıyla 7,5 yıla kadar ceza, yaralama ya da ölüm olmasa bile bu tabii önemli bir caydırıcılığı meydana getirecek. Burada yeni bir durum. Ses ve gaz fişe atabilen silahlar, kuru sıkılar da dahil onların da üç yıla kadar kullanılması durumunda ceza mümkün olabilecek" dedi. "Trafikte yol kesme ceza kanunumuzda müstakil bir suç haline getirildi" Trafikte yol keserek başkasının aracını durduranlara hapis cezasına ilişkin detayları paylaşan Bakan Tunç, "Trafikte yol kesme konusu sürekli karşılaştığımız ve vatandaşlarımızı sıkıntıya sokan bir durumdu. Hoş hadiseler değildi. Ve bu anlamda da trafikte yol kesmenin ceza kanunumuzda müstakil bir suç haline getirilmesi sağlanmış oldu. Eğer trafikte yol kesip aracı durdurursa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecek. Yine eğer aracın hareketini farklı yöne çevirmişse aracı başka bir tarafa yönlendiriyorsa bu durumda da ceza daha ağır olacak. İki yıldan beş yıla kadar ceza alabilecek" ifadelerine yer verdi. Taksirle yaralamaya ilişkin cezaları da anlatan Bakan Tunç, "Yine 11. Yargı Paketi’nde ceza hukukuyla ilgili taksirle yaralamaya sebebiyet vermenin cezaları arttırıldı. Orada da basit yaralamada üst sınır 1 yılda 2 yıla çıkmış oldu. Yine birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermişse 3 yıla kadar ceza alırken artık 5 yıla kadar ceza alabilecek taksirle yaralama suçlarında" şeklinde konuştu. Bilişim suçlarında banka hesaplarına hızlı müdahale dönemi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11. Yargı Paketi kapsamında bilişim suçları, banka hesaplarına yönelik yeni yetkiler ve güveni kötüye kullanma suçlarına ilişkin düzenlemeleri anlattı. Tunç, şöyle dedi: "Yine görevi kötüye kullanma suçunda bir değişiklik oldu. Özellikle güveni kötüye kullanma araç kiralamalardan kaynaklanan o kiralanan aracın suçta kullanılması, kaçırılması ve bu anlamda da caydırıcılığı artıran önemli bir düzenleme hayata geçmiş oldu. Tabii bir yandan toplumsal huzur ve güvenliği sağlamaya yönelik önemli düzenlemeler yapılırken diğer yandan da bilişim suçlarıyla mücadele önemli. Özellikle artık dijital çağda teknolojinin gelişmesiyle beraber suçların büyük çoğunluğu sanal ortamda işleniyor. Dolayısıyla gerçek hayatta bir suçsa, gerçek hayatta bir dolandırıcılık nasıl cezalandırılıyorsa, gerçek hayatta kumar için yer temini nasıl cezalandırılıyorsa aynı şekilde sanal ortamda da bunlar yapılırsa bunların cezalandırılması ve bu suçlarla özellikle suçluların tespiti ve suçun tespiti teknolojik imkanlar bakımından daha da zorlaştı ve bu suçların çoğalması toplumda sadece bizim ülkemiz için değil, bütün dünyada bir problem ama bu anlamda mevzuatımızı da bu suçların önlenmesine yönelik hazırlamamız gerekiyor. Özellikle bilişim suçları kullanılarak suç işlenmişse banka hesaplarının 48 saatte kadar askıya alınabilmesiyle ilgili olarak bankalara bir yükümlülük getiriliyor. Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 128. maddesindeki rapor şartı aranmadan, vatandaş mağduriyet edilmeden hesaba el koyma bu noktada birtakım mağduriyetlerin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bu önemli bir düzenleme. Yine cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerinin bilgi belge istediğinde bankalara yükümlülükler belli bir sürede cevap verme zorunluluğu, vermezse buna ilişkin yaptırımlar getiriliyor. Yine biyometrik yöntemlerle hesap açma, çipli kimliklerle banka hesabı ya da ödeme kuruluşlarında hesap açma GSM aboneliklerinde de yine telefon hatları, telefon aboneliğinde çiftli kimlik kartı, biyometrik doğrulamayla abonelik mümkün olsun şeklinde düzenlemeler getirildi." BTK’ya yeni yetki Bilişim suçlarıyla mücadeleye yönelik düzenlemeleri de aktaran Tunç, şöyle konuştu: "Tabii Bilgi Teknoloji Kurumu’na da bazı yetkiler verildi bu anlamda. Hat sayısını sınırlama. Çünkü özellikle patates hat dediğimiz, telefon hatlarıyla dolandırıcılık, yabancı hatlarla dolandırıcılığı önlemeye yönelik önemli düzenlemeler var. Bilgi Teknoloji Kurumu’na bu anlamda hat sayısını sınırlama yetkisi veriliyor. Yabancılara özgü telefon hattıyla ilgili onlara özgü bir numara tahsisi çünkü vatandaşımız o numaranın yabancıdan geldiğini görebilsin, bilsin ve bu anlamda kendi tedbirini alsın diye. Yine GSM aboneliklerinin güncellenmesi lazım. Yani ölen şahıslara ait hatlar var. Bunların suçta kullanılması var. Bu anlamda bu güncellemelerin yapılması ile ilgili olarak özellikle GSM şirketlerine birtakım yükümlülükler yükleniyor. Yine bu yükümlülükleri eğer yerine getirmezlerse bu anlamdaki yaptırım ve sorumluluklarla ilgili düzenlemeler de bu kanun çerçevesinde yapıldı." Dolandırıcılık suçları Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen dolandırıcılık suçlarının Asliye Ceza Mahkemelerine alındığını böylelikle ağır ceza mahkemelerindeki davaların nitelikli görülebilmesi için önünün açıldığını söyleyen Tunç şöyle devam etti: "Burada özellikle dolandırıcılık suçlarıyla ilgili olarak ağır ceza mahkemelerinde görülen dolandırıcılık suçlarının Asliye Ceza Mahkemelerine alınarak burada yargının daha hızlı bir şekilde işlemesi ve ağır ceza mahkemelerindeki davaların daha nitelikli görülebilmesi anlamında önemli bir yol açılmış oldu. Tabii başka düzenlemeler de var. Yani 40’a yakın madde var burada. Hakaret suçları sosyal medyada hakaret suçlarının çoğalması artması ve giderek de bir sorun haline gelmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamından çıkarılmıştı, ön ödeme kapsamına alınmıştı. Özellikle bu bir sektör haline getirilmişti. Maalesef birtakım kişiler özellikle sosyal medyada yaptıkları açıklamalar, konuşmalarla birtakım halkı özellikle kendilerine hakaret edecek noktaya getirerek bir takım tavır ve davranışlar gerçekten çoğalmıştı. Bir sektör haline gelmişti. Sosyal medyada hakaretin uzlaştırma kapsamından ön ödeme kapsamına alınmasıyla beraber bu suçlarda bir azalma olduğunu gördük. Yine uzlaştırmacıya ödenecek maliyet azalmış oldu. Ön ödeme kapsamında bir caydırıcılık artmış oldu. Yine hakarete uğrayan vatandaşlarımız da yine eğer tazminat davası açmak istiyorsa hukuk mahkemelerinde haklarını takip edebiliyorlar. Tabii sosyal medyada bu düzenleme yapılınca Anayasa Mahkemesi özellikle yüze karşı ya da gıyapta yapılan hakaretler bakımından da bu düzenlemenin yapılması gerektiği yönde bir karar vermişti. Bu düzenleme yapıldı. Şu andan itibaren artık gıyapta, yüze yüze, yüz yüze ya da sosyal medya aracılığıyla yapılan hakaret suçları ön ödeme kapsamına alınmış oldu." Suç işleyen akıl hastalarına 1 yıllık rehabilitasyon Avukatların disiplin hükümlerinin yanı sıra suç işleyen akıl hastalarına yönelik rehabilitasyon uygulamalarına dikkat çeken Tunç, "Bir yandan avukatların disiplin hükümleriyle ilişkili düzenlemeler var. Yine önemli özellikle toplumda da hepimizin karşılaştığı suç işleyen akıl hastalarının rehabilitasyonu. Suç işleyen akıl hastalarına yönelik tedbirler var mevzuatımızda. Bunlar hastanelerde tedavi olmak durumunda akıl hastanelerine özellikle tedavi altına alınıyorlar orada. Kısmi akıl hastalığına özgü tedbirler yönünden de birtakım düzenlemeler var. Bunların ceza infaz kurumlarında kalmalarına yönelik. Tam akıl hastaları bakımından da eğer müebbet hapis cezasına ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmışsa en az bir yıl tedavi edilmesi lazım. Yani bir yıldan önce hastaneden taburcu edilmemesi lazım. Buna yönelik bir düzenleme yapıldı. Yine üst sınırı 10 yıldan fazlaysa aldığı ceza bunun da en az 6 ay sağlık kurumunda tedavi edilmesi gerektiği yönünde bir düzenleme yapıldı. Burada özellikle istinaf mahkemelerindeki süreci hızlandırmaya yönelik bazı düzenlemeler var. Yine usule ilişkin istinaf ve temyiz parasal sınırlarının dava açıldığı tarihte olabilmesine yönelik usulü düzenlemeler var. Yine icrada ihalenin feshini kötüye kullananların kötüye kullanmasını engellemeye yönelik önemli düzenlemeler var. Bir de tabii vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açan ön alım davasıyla ilgili önemli bir düzenleme yapıldı. Burada da özellikle vatandaşlarımız bu davalarda mağdur oluyorlardı. Tapudaki değer dikkate alınıyordu ve tapudaki değer de düşük kaldığı için burada bir mağduriyet söz konusu oluyordu. Burada da rayiç bedel neyse onun dikkate alınması yönünde bir düzenleme yapıldı. Süre de burada şufa davalarında iki yıldan bir yıla düşürülmüş oldu" ifadelerini kullandı. Covid düzenlemesine de değinen Tunç, bunun bir af olmadığını vurgulayarak, "Covid düzenlemesi de bunun içerisinde. Covid düzenlemesi bir af değil. Covid düzenlemesi 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle, tarihinden önce suç işleyen, kararı kesinleşen ve cezaevinde bulunanlar Covid izninden yararlandı. Covid döneminde 3 yıl daha sonra Covid bittikten sonra da 31 Temmuz 2023’te çıkan kanunla 5 yıl şartlı salıvermesine 5 yıl kala cezaevine girmemesiyle ilgili bir düzenleme yapılmıştı. Tabii burada özellikle uzun süredir kamuoyunda da tartışılan 31 Temmuz 2023 tarihi öncesinde suç işlemiş ama kararı kesinleşmemiş. 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kararı kesinleşen ve cezaevinde bulunan kişilerden önce suç işleyenlerin faydalanamadığı aynı tarihte suç işlemiş, aynı durumda ama faydalanamamış çünkü mahkemesi uzun sürdüğü için. Burada ceza adaleti bakımından bir düzenleme yapılması gerekti. Meclisimize bu yönde talepler çok iletildi ve meclisimiz de bunu yeniden düzenlemiş oldu. 31 Temmuz 2023 öncesinde suç işleyenler bakımından şartlı salıvermesine üç yıl kalanlar bundan yararlanmış olacak. Kapalı cezaevinden 3 yıl erken açık cezaevine çıkabilmesi yine açık cezaevinden de 3 yıl erken tahliye olabilmesiyle ilgili bir düzenleme. Bu tamamen ceza adaletini sağlamaya yönelik, eşitliği sağlamaya yönelik bir düzenleme. Burada tabii bazı suçlar istisna tutuldu meclisimiz tarafından. Özellikle kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk cinayetleri bunlar kapsam dışı tutuldu. Yine burada kapsam dışı tutulan terör suçları örgütlü suçlar kapsam dışı tutuldu. Yine deprem nedeniyle, depremde ölüme neden olanlarla ilgili olarak kapsam dışı tutulmuş oldu. Tabii kapsam dışında tutulan suçlar suçlular bundan yararlanamayacak" dedi. "Uçağın hangi arızadan kaynaklandığına ilişkin teknik incelemeler ve adli soruşturmalar titizlikle devam ediyor" Tunç, açıklamasının sonunda Libya heyetini taşıyan uçak kazasına da değinerek şunları söyledi: "Libya Genelkurmay Başkanı, yanındaki yardımcılarının ve mürettebatının vefatıyla sonuçlanan uçak kazası ülkemizi, milletimizi bizleri de derinden sarstı. Dost ve kardeş Libya halkına bir kez daha baş sağlığı diliyoruz. Tabii hızlı bir şekilde hem idari hem adli soruşturmalar başlamıştı kaza anından itibaren. Burada özellikle şu anda adli tıp süreci devam ediyor. Özellikle naaşların DNA tespitleri Libya’dan gelen akrabalarından alınan örneklerle beraber eşleştirme yapılıyor. Tabii çok acı verici bir kaza. Bu kaza sonucunda özellikle naaşların durumu biraz vakit alıyor adli tıp tespitleri bakımından. Hem İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı hem de Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nda DNA örnekleri, naaş parçalarından alınan örnekler ve bu anlamda da süreç devam ediyor. Diğer yandan adli soruşturma da devam ediyor. Tabii uçağın gelişinde, gidişinde, kalkışında, inişinde hem mürettebat bakımından, görevliler bakımından tüm detaylı bir şekilde titizlikle bütün soruşturma, adli soruşturma devam ediyor. Tabii kara kutusu bulunmuştu uçağın kara kutusunun da tarafsız bir ülkede tespiti gerekiyor. Bu anlamda Almanya ile irtibat kuruldu ve bu anlamda da kara kutu özellikle ses kayıtları da var. Uçağın hangi arızadan kaynaklandığına ilişkin teknik incelemeler ve adli soruşturmalar titizlikle devam ediyor. Bir kez daha Libya halkına baş sağlığı diliyoruz."