KÜLTÜR SANAT - 14 Mart 2018 Çarşamba 10:21

Binlerce yıllık mühür geleneği modern haliyle sürüyor

A
A
A
Binlerce yıllık mühür geleneği modern haliyle sürüyor

Eskişehirli tasarımcı Alkan Keskin, kendi tasarladığı ’eks libris’ mühürlerle talep edenlere kitaplarını süsleyecek işlere imza atıyor.

Eskişehirli tasarımcı Alkan Keskin, kendi tasarladığı ’eks libris’ mühürlerle talep edenlere kitaplarını süsleyecek işlere imza atıyor.


Binlerce yıldır süren mühür geleneği kimi zaman aidiyet, kimi zaman ise gücü simgeleyecek şekilde kullanıldı. Ortaya çıkış yeri Mezopotamya olarak bilinen ilk mührün daha sonra farklı kültürlere yayıldığı biliniyor. ‘Eks libris’ ise Latince’de aidiyeti belirten bir kelime olarak karşımıza çıkarken, Eskişehir’de mühür geleneğini modern haliyle sürdüren tasarımcı Alkan Keskin, polimer malzemeden hazırladığı mühürlerin dünyanın en büyük ‘eks libris mühür’ çalışmaları olabileceğini belirtti. “Japonlar ahşap mühürlerine ‘hanko’ der. ‘Hanko’ kelime anlamı olarak bir tutku demektir. Eks libris mühür de benim için bir tutku” diyen Keskin, ilk mührün Hz. Adem’e cennetten indirilen tılsım bir mühür olduğunu ve bu mührün de dünyanın bazı dengelerini koruduğunun rivayet edildiğini söyledi. Yüzyıllar sonra Hz. Süleyman’a tekrar gönderildiğine inanılan mührün tarihi araştırmalara göre ilk kez Mezopotamya bölgesinde kullanıldığı düşünülüyor.



"İnsanların istedikleri şekilleri estetik açımla birleştiriyorum"


Eks libris kelimelerinin Latince’de ’...nın kitaplığından’ anlamına geldiğini ifade eden Keskin, "Mühürler kemikten, kilden bazı çanak ve çömleklerin üzerine yapan kişinin ya da o aileyi simgeleyen isimler kullanılmasıyla oluşur. İmparatorluklar ve kraliyet aileleri bir belgenin doğru olduğunu ispatlamak için mühür kullanıyordu. Kitabın kime ait olduğunu gösteren mülkiyet işareti diyebiliriz. Günümüzde ise sanata dönüşüyor. Çok güzel de bir geleneği var, bir eks libris ustası başka bir sanatçıya işini gönderdiğinde o da gelenek gereği ona başka bir işini gönderir. Eks libris ve mührün birleşmiş hali her insanın kullanabileceği bir eşyaya dönüşüyor. İnsanların beğenilerine göre kitaplarında görmek istedikleri şekilleri ve bilgileri onlardan alıp kendi estetik bakış açımla tasarımı belirliyorum. Ardından o mührü talep edenler de tasarımı görüp kabul ettiğinde işi tamamlıyorum. Kişinin beğenisine göre ekleme veya çıkarma yapılıyor” şeklinde konuştu.



“Benim yaptığım kadar büyük mühür yapan yok”


Celal Şengör, İlber Ortaylı, oyuncu İdil Fırat ve diğer birçok ünlüye mühür hediye ettiğini aktaran Keskin, “Standart kitap mührü 3-4,5 santimetre civarında olur. Benim yaptığım mühürlerin boyutları ise 10’a 10, 6,5’a 16,5 santimetre ebatlarında. ‘Eks libris mühür’ işinde benim yaptığım kadar büyük mühür yapan yok” diyerek bu alandaki eserlerinin farklarını anlattı.



"Güzel Sanatlar Fakültelerinde ders olmalı"


Mühür yapımının Güzel Sanatlar Fakültelerindeki ‘baskı sanatları’ dersleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Keskin, “Polimer baskı olarak ya da büyük mühürler olarak bu işleri tanıtmak istiyorum. Büyük ebatlı eks libris mühürlerin sayısını olabildiğince arttırıp, bir polimer baskı tanıtım sergisi de açmak istiyorum. Bu iş üniversitelerde bir ders olarak anlatılabilir ve baskı sanatlarına dahil edilebilir. Orhan Veli’nin dediği gibi ’Biz acemiliğin ustalarıyız.’ Belli bir ustalığa geldikten sonra bu mühür yapma işini devam ettirmek isteyenlere öğretmeyi amaçlıyorum. Burada babasını savaşta kaybettiği için adını unutan Suriyeli bir çocuğu anlatan bir mühür yapmıştım ve aslında anılmak istediğim olay budur” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.