GÜNDEM - 07 Ağustos 2025 Perşembe 10:26

Birkaç bin liralık cihazlar evlerdeki muhtemel yangın facialarını önleyebilir

A
A
A
Birkaç bin liralık cihazlar evlerdeki muhtemel yangın facialarını önleyebilir

Eskişehir’de 15 yıldır yangın söndürme ve algılama cihazları satan Ömer Gökboğa, birkaç bin liralık masrafla alınabilecek cihazlarla yangını önleyip büyük faciaların önüne geçebileceğini aktardı.


Ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de yaz mevsiminin devam etmesiyle sıcaktan dolayı yangın çıkma ihtimali gün geçtikçe artıyor. Vatandaşların ise alevlere büyüyüp yangına dönüşmeden müdahale edebilmesi muhtemel faciaları önlemekte etkin rol oynuyor. Bu noktada ise hem araçlarda hem de evlerde yangın söndürme cihazlarının ve sistemlerinin bulunması önem arz ediyor. Eskişehir’de 15 yıldır yangın söndürme ve algılama cihazları satan Ömer Gökboğa ise yangın tüplerine verilen cüzi miktarda ücretlerin hem mal hem de can kaybını engelleyebileceğini aktardı.



"Yangın belki de hayatımızda bir kere karşılaşacağımız bir olay"


15 yıldır yangın söndürme ve algılama cihazlarının satışını yapan Ömer Gökboğa, bu cihazların her evde bulunması gerektiğini anlatırken, "Öncelikle yangın söndürme cihazlarını temin etmeleri gerekiyor. Her araçta yangın söndürme cihazı bulunması gerekiyor. Her evde bir tane yangın söndürme cihazı bulunması gerekiyor. Yangın, hiç beklemediğimiz bir anda çıkabilen bir olay. Dolayısıyla, belki de hayatımızda bir kere karşılaşacağımız bir olay. Her gün yangınla karşılaşmıyoruz. Bu nedenle, yangın esnasında elimizin altında yangını söndürecek bir cihaz bulundurmak gerekiyor. Şimdi, ABC tozlu dediğimiz yangın söndürme cihazları, bütün yangınlara müdahale edebileceğimiz ortak sınıf bir yangın söndürme cihazıdır. Ancak, özellikle evde çıkabilecek yağ yangınları gibi durumlar için potasyum karbonat içeren yangın söndürme cihazları var. Bunlarla müdahale edilmesi gerekiyor. Tozlu cihazlar her yangına müdahale edebilir, ancak daha sonra temizlik sorunu ortaya çıktığı için evlerde gazlı sistemlerin kullanılması daha avantajlı olur" kelimelerini kullandı.



"Fiyatlar aşağı yukarı bin 400 ile bin 600 TL arasında"


Yangın söndürme cihazlarının ve sistemlerinin fiyatlarından ve özelliklerden bahseden Gökboğa, "Standart 6 kilogramlık, yani evlerde bulunması gereken yangın söndürme cihazlarının fiyatları aşağı yukarı bin 400 ile bin 600 TL arasında. İş görür, ancak yangın söndürme cihazının içindeki envanter de çok önemli. Tozlu dediğimiz monoamonyum fosfat, yüzde 40’lık ve yüzde 90’lık olarak iki çeşit türde bulunur. yüzde 90’lık, yani tüpün içinde yüzde 90 oranında monoamonyum fosfat bulunan cihazlar daha etkilidir. yüzde 40’lık cihazlar kötü değildir, ancak yüzde 90’lıklara göre daha az etkilidir ve yangını daha yavaş söndürür. Yangın söndürme cihazlarının üzerinde kullanım şekilleri ve sınıfları belirtilir. Yani, kaç metrekarelik bir alana müdahale edebileceği gibi özellikler bulunur. Mesela, bir yangın söndürme tüpüyle, 20 metrekarelik bir alandaki yangını, çıktığı noktada yakalarsanız kolaylıkla müdahale edebilirsiniz" dedi.



"Önemli olan yangının büyümemesi"


Vatandaşların önlem almak için ödeyecekleri ücretlerin büyük olmaması hakkında konuşan Ömer Gökboğa, "Her şeyden önce maldan önce can kaybı büyük. İnsanlar yangında sadece alevlerden değil, dumandan zehirlenerek de hayatını kaybediyor. Dolayısıyla, Aslında, bu kadar büyük bir maliyet yokken, her evde yangın söndürme cihazı bulundurmak hem sağlık açısından hem de ekonomik açıdan çok daha karlı bir şey diyebiliriz" ifadelerini kullandı.



"Apartmanlarda da yangın algılama sistemlerinin zorunlu olması gerekiyor"


Sadece yangın söndürme sistemlerinin değil yangın algılama sistemlerinin önemini anlatan Gökboğa, "Zaten yangın algılama ve söndürme sistemleri zorunludur. Yangın yönetmeliğine göre, kullanılan binanın şekline göre bu zorunluluklar artar. Organize sanayi bölgelerinde, fabrika alanlarında ya da işletme alanlarında yangın algılama ve söndürme sistemleri zaten zorunludur. Binalarda, yani apartman dairelerinde de yangın algılama sistemlerinin zorunlu olması gerekir. Çünkü yangın, sadece insanların bulunduğu anda değil, bulunmadığı anda da çıkabilir. Örneğin, en basitinden çay setini prizde unutmuşsunuzdur ve bu yangına sebep olmuştur. O sırada uyuyakalmışsınızdır, ama bir duman dedektörü olsaydı kurtulabilirdiniz" şeklinde konuştu.



Birkaç bin liralık cihazlar evlerdeki muhtemel yangın facialarını önleyebilir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.