SAĞLIK - 18 Mayıs 2025 Pazar 10:58

Doktorların ismini yeni duyduğu rahatsızlık Eskişehir’de tedavi edildi, 10 parmağı açıldı

A
A
A

İzmir’de yaşayan Apert sendromlu ve parmakları yumruk şeklinde birleşik doğan 4 yaşındaki Umut Aras Şahin, götürüldüğü hastanelerde tedavi olamazken, Eskişehir Şehir Hastanesi’nde 10 parmağı ameliyat ile açıldı. Anne Nuriye Şahin, "Doktorlar ’Apert’ deyince, ’bu nasıl bir hastalık’ diye soruyorlar. Ama şu an yemeğini yiyor, kaşığını tutuyor, kapı açıyor, musluğu açıyor, fermuar çekiyor" dedi.

İzmir’de yaşayan ve 2’si kız 3 çocuğa sahip 45 yaşındaki Nuriye-Adem Şahin çiftinin doğuştan Apert sendromu olan oğulları 4 yaşındaki Umut Aras Şahin’in ellerindeki parmakları birleşik biçimde doğdu. Her iki elindeki parmakları da yumruk biçimde kapalı olan çocuk, günlük hayatında zorluk yaşıyor. 160 bin doğumda 1 görülme sıklığı olan rahatsızlığını tedavi ettirmek isteyen Şahin ailesi, birçok hastaneye gidip doktorlarla tedavi için görüştü.

Eskişehir’de 10 parmağı operasyonla açıldı

Birçok doktorun rahatsızlığın ismini dahi duymadığı yönünde cevap alan aile, oğullarının derdine çare bulamadılar. Uzun araştırmalar sonucunda Eskişehir Şehir Hastanesi’nin başarısını keşfeden Nuriye ve Adem Şahin, tedavi için kente geldi. Çift, Eskişehir Şehir Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Abdülkadir Calavul’dan tedavi için randevu aldı. Yapılan tetkikler sonucunda Umut Aras Şahin’in ellerinin ameliyat edileceği aileye bildirildi. Kısa süre sonra ameliyat masasına yatan küçük çocuğun 10 parmağı operasyonla açıldı. Benzer operasyon hastanede tedavi olan aynı sendroma sahip diğer çocuk hastalara da uygulandı.

Tedavi sonucunda parmaklarını aktif olarak kullanan 4 yaşındaki Umut, artık kaşık tutmaktan kapı açmaya kadar birçok işini tek başına görebiliyor. Özellikle akranlarının ters ve dışlayıcı hareketlerinden dolayı geçmiş dönemde üzülen çocuğun ve Şahin ailesinin yüzü güldü. Önceki gittikleri hastanelerde doktorların ismini aileden öğrendiği rahatsızlık, böylelikle Eskişehir’de büyük ölçüde tedavi edildi.

Doktorların ismini yeni duyduğu rahatsızlık Eskişehir’de tedavi edildi, 10 parmağı açıldı

"Doktorlar ’Apert’ deyince, ’bu nasıl bir hastalık’ diye soruyorlar"

4 yaşındaki Umut Aras Şahin’in annesi 45 yaşındaki Nuriye Şahin, "Bu ameliyatları çok iyi yapan doktorlar genelde özel hastanelerde oluyor. Devlette bulduklarımızda ise gittiğimiz zaman numara almak gibi şeyler çok zor oluyor. Oğlumun elleri bir yumruk şeklindeydi. Yani hiç parmak falan ortada yoktu. Bizim bir grubumuz var. Kendi aramızda oluşturduğumuz, bu hastalığı araştırıp öğrendiğimiz, birbirimize yol gösterdiğimiz, şu doktor iyidir diye yönlendirdiğimiz bir grubumuz var. Mesela Umut’un durumu en zordu. Grup içinde en zor el bizim oğlumuzunkiydi. 10 parmağın çıkma ihtimali yok, iki parmak açalım diye önerenler vardı. ’İhtiyacını gidersin’ falan diyorlardı. Ama bu, bir anne olarak beni çok üzüyordu. Çünkü çocuğumun on parmağı neden olmasın? Bazı doktorlar bu konuda bilgili değil, yani bilmiyorlar bu hastalığı. Biz ’Apert’ deyince, ’bu nasıl bir hastalık’ diye soruyorlar. Bilmeyenler var. Çünkü çok nadir görülen bir hastalık. Sesimizi de duyuramıyoruz. Bazı hastalıkların dernekleri falan olur, bizim böyle bir derneğimiz de yok. Şu an bir orta yüz ameliyatı olması gerekiyor Umut’un. Yapan arkadaşlar var, iki bin, üç bin gibi rakamlar isteniyormuş. Yani bir ev parası. Bir ev alınabilecek bir rakamı nasıl çıkaracağım diye düşünüyorum. Umut’un şu ana kadar orta kulak ameliyatı, tüp takılması dahil 10 tane ameliyatı oldu. Son bir ameliyat kaldı, uzatmalar kaldı. Bizim kemiklerimiz kısa kalıyor. Ellerimizde eklem olmuyor, bunun şu an bir çözümü yok. İleride teknoloji gelişir, ona da çözüm bulunur inşallah. Ama şu an Kadir Hoca sayesinde mesela yemeğini yiyor, kaşığını tutuyor, kapı açıyor, musluğu açıyor, fermuar çekiyor. Şu an tek yapamadığı şey düğme iliklemek. O da yaşından dolayı. İleride onu da yapacağına inanıyorum. Oğlum çok azimli bir çocuk. O yönden çok mutluyum böyle bir çocuğa sahip olduğum için. Hayatıma iyi ki geldi. İnsanlar farklı bakabilir ama o benim için dünyanın en güzel çocuğu. Farklı bakıldığında üzüldüğümüz anlar oluyor. Gelirken çok üzüldüğümüz, çok şeyler yaşadığımız oluyor. Ağlayarak döndüğümü biliyorum. Çocuğumun ’insanlar bana neden böyle bakıyor’ dediği zamanları da biliyorum. ’Benden korkup kaçıyorlar’ dediği dönemi de biliyorum. Toplum olarak insanlardan beklentim; çocuklarınızı gerçekten merhametli insanlar olarak yetiştirin. Biz gerçekten çok zor şeyler yaşıyoruz. En azından bu işi kolaylaştırsınlar, bize yardımcı olsunlar. Çocuklarını iyi yetiştirsinler, anlatsınlar, sevgi dolu olsun çocukları. Anne baba olarak bilinçlensinler. Çünkü çocuklar masum, onlara kızmıyorum. Ama anne babalara düşen görevler bunlar. Acımasız çocuklar olmasın. Topluma iyi insanlar yetiştirsinler. Umarım bu çocuklarımızın sesini duyurursunuz. Umut, diğer çocuklara da vesile olur. Çünkü iyi doktorlarla gerçekten iyi yerlere gelebileceklerine inanıyorum ve bunu Umut’ta gördüm. Onlara da umut olacağını biliyorum. Adını da o yüzden Umut koydum" dedi.

"10 parmak kendi kişisel ihtiyaçlarını kısmen de olsa karşılayabiliyor"

Ameliyat hakkında konuşan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Abdülkadir Calavul, "Çocuğumuz Umut, doğuştan Apert Sendromu dediğimiz bir hastalıkla dünyaya geldi. Apert sendromunda özellikle hastaların elleri kapalı oluyor. Yani tüm el tek bir parmak halinde, parmakların hepsi yapışık oluyor. Bu parmakları açtırmak için aileler bir sürü hastane dolaşıyor. Ancak bu zor bir ameliyat olduğu için pek çok doktor bu ameliyatı yapmaya cesaret edemiyor. Bu hastalık, yaklaşık yüz binde bir oranında görülür. Yani çok nadir bir hastalık. Genelde sporadik, yani akraba evliliği olmadan da görülebilen genetik bir hastalıktır. Bu nedenle genetik testlerle hastanın tam tanısı netleşiyor. Ancak bize başvuru sebebi genellikle ellerini açtırmak oluyor. Hastanın parmakları yapışıktı. Biz daha önce parmaklarını açmıştık. Şu an hastanın kalan diğer yapışık kısımlarını düzelttik. Parmak aralarında çekintiler vardı, onları da düzelttik. Yaklaşık olarak hastayı beş ameliyatla bu hale getirdik. Daha önce her bir elinde tek bir parmak şeklinde bir görünüm mevcuttu. Şu an her iki elinde de toplam 10 parmak görüntüsü mevcut ve kendi kişisel ihtiyaçlarını kısmen de olsa karşılayabiliyor. İlerleyen zamanlarda fizik tedavi süreciyle bu ihtiyaçlarını karşılama durumu daha da artacaktır inşallah. Şu an hastamız 4 yaşında. Kısa olan parmaklarına kalçadan kemik alıp kemik ekleme yapacağız ve parmaklarını uzatacağız. O zaman daha da normal bir görünüme kavuşacaktır" ifadelerini kullandı.

Doktorların ismini yeni duyduğu rahatsızlık Eskişehir’de tedavi edildi, 10 parmağı açıldı

Op. Dr. Abdülkadir Calavul ayrıca; Eskişehir Şehir Hastenesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Fatih Alper Ayyıldız, İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, anestezi ekibine ve ameliyathane ile serviste görev yapan tüm arkadaşlarna teşekkür etti.

Bahadır Turgut - Buse Aslıhan Karkazan Güneş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Çambaşı Kayak Merkezi’nde yapay karlama sistemi ile sezon uzatılıyor Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından şehrin kış turizmi alanındaki en önemli yatırımlarından biri olan Çambaşı Kayak Merkezi’nde kurulan gelişmiş teknolojik yapay karlama sistemi ile kayak sezonu uzatılıyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in 2019 yılında göreve gelmesini ardından bungalov evleri, telesiyejleri, kayak pistleri, 5 yıldız konforunda oteli ile Ordu turizmine kazandırdığı Çambaşı Kayak ve Dinlenme Tesisleri, ilklere imza atıyor. Bu çerçevede Karadeniz Bölgesi’nde ilk ve tek olma özelliği taşıyan 2 adet son teknoloji yüksek kapasiteli kar yapma makinesi Çambaşı Kayak Merkezi’ne kazandırıldı. Satın alınan makineler, kayak pistleri ve kızak alanlarında aktif olarak kullanıma sunuldu. Yapılan bu çalışma ile bölgedeki kış turizmi altyapısında önemli bir eksikliği de giderilmiş oldu. Karadeniz’de ilk kez bu ölçekte kullanılan kar yapma sistemiyle Çambaşı Kayak Merkezi, bölge turizmine ve ekonomiye katkı sağlayacak. Çambaşı Kayak Merkezi’ne kurulan gelişmiş teknolojik yapay karlama sistemi teknolojisi ile ön plana çıkıyor. Çevre dostu makineler, kar üretimini enerji verimli bir şekilde gerçekleştirmekte ve çevreye minimum etki bırakıyor. Bu sayede doğal kar şartlarını taklit edebiliyor. 4 adet su bölümü, 90 adet su nozulları ve 8-40 bar su çalışma basıncı gibi üst düzey donanım özelliklerine sahip makineler, 480 litre/dakika su tüketimi ile 83 metreküp/saat kar üretme kapasitesine sahip. Aşınmaya dayanıklı seramik su nozulları kar püskürtme tabancasının performansını önemli ölçüde arttırıyor. Ayrıca, çok düşük gürültü seviyesi ile ön plana çıkan, ultra hafif tasarımı ve tekerlekli şasiler ile makineler farklı noktalara hızlıca taşınabiliyor. Suni karlama makineleri manuel 360 derece döndürülebilirken, çalışma esnasında ise 120 derece salınım yapabiliyor. 40 metreye kadar kar püskürtebilen makineler, eksi 1 derece ile eksi 14 derece sıcaklığında kar üretebiliyor. Sezon süresi uzuyor Bu teknoloji sayesinde doğal kar yağışının yetersiz olduğu dönemlerde dahi pistlerin açık tutulması mümkün olacak. Makineler sayesinde sezon süresi uzatılarak hem sporcular hem de ziyaretçiler için kesintisiz ve güvenli kış turizmi sağlanacak. Tüm bu çalışmalarla ziyaretçi sayısının artırılması hedeflenirken Çambaşı Kayak Merkezi’nin bölgesel değil ulusal ölçekte rekabet edebilir hale gelmesinin de önü açılacak.
Erzincan Erzincan’da manda yetiştiriciliği için araştırmalar sürüyor Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Üzümlü ilçesinde gerçekleştirdiği işletme ziyaretinde manda yetiştiriciliğinin il tarımı açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. İl Müdürü Koçaker, Üzümlü ilçesine bağlı Denizdamı Köyü’nde üretici Kenan Tiryaki’ye ait işletmede incelemelerde bulundu. Toplam 27 manda ve 28 inekten oluşan büyükbaş hayvan işletmesini ziyaret eden Koçaker, işletmede yürütülen faaliyetler hakkında üreticiden bilgi aldı. Ahır şartları, hayvan sağlığı, besleme uygulamaları ve üretim kapasitesi yerinde incelendi. Ziyaret sırasında açıklamalarda bulunan İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın manda yetiştiriciliği açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, il genelindeki sulak alanların bu üretim modeli için büyük avantaj sunduğunu ifade etti. Manda sütünün besin değeri bakımından son derece zengin olduğunu vurgulayan Koçaker, bu ürünün hem insan sağlığı hem de katma değerli üretim açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Erzincan’da manda yetiştiriciliğinin köklü bir geçmişe dayandığını hatırlatan Koçaker, son yıllarda manda varlığında yaşanan azalmanın nedenlerine yönelik kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü dile getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından manda yetiştiriciliğini desteklemek amacıyla çeşitli destekleme ve hibe programlarının uygulandığını belirten Koçaker, üreticilerin bu desteklerden en üst düzeyde faydalanmasının hedeflendiğini kaydetti. Koçaker ayrıca, manda yetiştiriciliği konusunda tecrübeli üreticilerle sahada birebir görüşmelerin sürdüğünü, elde edilen veriler doğrultusunda üretimin yeniden canlandırılmasına yönelik planlamalar yapıldığını ifade etti. Erzincan’da manda varlığının artırılması, yerel üretimin güçlendirilmesi ve kırsal kalkınmaya katkı sağlanması amacıyla çalışmaların kararlılıkla devam edeceği vurgulandı.
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu" dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, aylık üretici ve market fiyat çalışmasına dair açıklama yaptı. Bayraktar, açıklamasında Aralık ayında üretici market fiyatlarındaki farklılıklarla girdi maliyetlerinde yaşanan değişimleri aylık ve yıllık olarak değerlendirdi. TZOB olarak bazı önemli ürün ve gıdalardaki aylık fiyat değişiklikleri ve spekülatif hareketler konusunda kamuoyunu bilgilendirmek üzere üretici ve market fiyat çalışmasını yaklaşık 20 yıldır her ay gerçekleştirdiklerini belirten Bayraktar, gerçekleştirilen çalışmada Türkiye genelinde beş bölgeden Ziraat Odalarının kanalı ile fiyatlar alınarak yapıldığını sözlerine ekledi. TZOB’un paylaştığı rakamların tüm bölgelerdeki farklı satış kanallarından alınan fiyatların ortalamasına dayandığını da kaydeden Bayraktar, "Rekolte, paketleme-ambalajlama, depolama ve işçilik maliyetleri, nakliye giderleri, ihracat akışı, aracı kârları, fire gibi zincirin tüm aşamaları fiyat oluşumunu etkilemektedir. Dolayısıyla üretici market fiyat makasının varlığı inkâr edilemez bir gerçektir. Önemli olan bu farkın nedenlerini doğru değerlendirmektir. Bu makasın fazla açıldığı durumlarda spekülatif faaliyetleri göstererek ilgili kurumların harekete geçmesini sağlamaktır" açıklamasında bulundu. "2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon oldu" Bayraktar, yıllık üretici market arasındaki fiyat farklılıklarını açıklayarak, sözlerine şu şekilde devam etti: "Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda; 2025 yılında markette takip edilen 41 ürünün 28’inde fiyat artışı, 13 üründe fiyat azalışı oldu. 2025 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün markette beyaz lahana, üreticide sivri biber oldu. Geçen yıla göre bu yıl markette en fazla fiyat artışı yüzde 133,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını, yüzde 110,4 ile elma, yüzde 106,6 ile fındık, yüzde 100,8 ile Antep fıstığı izledi. Geçen yıla göre bu yıl markette fiyatı en fazla düşen ürün ise yüzde 40,6 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 39,8 ile marul, yüzde 39,5 ile karnabahar ve yüzde 29,1 ile kuru soğan takip etti. 2025 yılında, üreticide takip edilen 33 ürünün 16’sında fiyatlar artarken, 15 üründe fiyat düşüşü yaşandı. 2 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Geçen yıla göre bu 2025’te üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 343,4 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 160,4 ile Antep fıstığı, yüzde 159,3 ile kuru kayısı, yüzde 125,4 ile fındık izledi. Geçen yıla göre bu yıl, üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 58,8 ile sivri biber görüldü. Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 56,3 ile karnabahar, yüzde 54,8 ile marul, yüzde 51,2 ile kuru soğan takip etti." "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü" Aralık ayı üretici-market fiyat değişimine de değinen Bayraktar, "Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 324,1 ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat farkını, yüzde 245,6 ile mandalina, yüzde 238,5 ile kabak, yüzde 238 ile yeşil soğan takip etti. Havuç 4,2 kat, mandalina 3,5 kat, kabak ve yeşil soğan 3,4 kat fazlaya markette satıldı. Üreticide 8 lira olan havuç 33 lira 93 kuruşa, 10 lira 50 kuruş olan mandalina 36 lira 29 kuruşa, 19 lira 25 kuruş olan kabak 65 lira 17 kuruşa, 12 lira 75 kuruş olan yeşil soğan 43 lira 10 kuruşa satıldı. Aralık ayında fiyatı en fazla artan ürün; markette kabak, üreticide mandalina olurken, fiyatı en fazla düşen ürün; markette Ayçiçek yağı, üreticide beyaz lahana oldu" diye konuştu. "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı görüldü" Market fiyatlarındaki değişime ilişkin de konuşan Bayraktar, "Aralık ayında markette 41 ürünün 30’unda fiyat artışı, 11’inde fiyat azalışı görüldü. Aralık ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 97,5 ile kabak oldu. Kabaktaki fiyat artışını yüzde 77,3 ile domates, yüzde 75 ile salatalık ve yüzde 53,3 ile patlıcan takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 16,1 ile ayçiçek yağı oldu. Ayçiçek yağındaki fiyat düşüşünü yüzde 12,2 ile toz şeker, yüzde 11,2 ile portakal, yüzde 5,1 ile ıspanak izledi" bilgisini paylaştı. "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı oldu" Bayraktar, aynı şekilde üreticideki ürünlerin fiyat değişimlerini de paylaşarak, "Aralık ayında üreticide 33 ürününün 11’inde fiyat artışı olurken, 15’inde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Aralık ayında üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 38,1 ile beyaz lahanada görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 28,5 ile marul, yüzde 27,3 ile havuç ve yüzde 18,9 ile pırasa izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 69,4 ile mandalinada görüldü. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 56,6 ile salatalık, yüzde 50,6 ile patlıcan, yüzde 44,5 ile kabak takip etti. Seralarda güzlük sezon bitti ve baharlık sezon için dikimler yapıldı. Ürünler henüz hasat olgunluğuna gelmediğinden bu geçiş aşamasında arz azaldı ve salatalık, patlıcan, kabak ve domateste üretici fiyatları arttı. Kuru soğan, patates, portakal, havuçta talep olmayışı fiyatların düşmesine sebep oldu. Lahana ve marulda arz artış sebebiyle fiyatlar düştü" ifadelerine yer verdi. Aralık ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere de değinen Bayraktar, sözlerine şu şekilde devam etti: "Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Aralık ayında, Kasım ayına göre amonyum sülfat gübresi yüzde 4,4, amonyum nitrat yüzde 2,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,8, oranında artarken, ÜRE gübresi yüzde 0,4, DAP gübresi yüzde 0,1 azaldı. Geçen yılın Aralık ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 50,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 46,3, DAP gübresi yüzde 41,1, amonyum nitrat yüzde 33,3, amonyum sülfat gübresi yüzde 32,9 oranında arttı. Aralık ayında Kasım ayına göre süt yemi yüzde 2,6, besi yemi yüzde 2,2, son bir yılda süt yemi yüzde 29, besi yemi ise yüzde 30,6 oranında arttı. Tarım ilacı fiyatları geçen aya göre yüzde 19,4 oranında artarken, yıllık yüzde 27,1 oranında artış gösterdi. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 12,8 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 6,6 oranında azalış gösterirken, yıllık bazda yüzde 21,9 oranında arttı."