SAĞLIK - 23 Kasım 2021 Salı 15:30

ESOGÜ Gündem’de "sirkadiyen ritim" ve "koronasomnia" konuşuldu

A
A
A
ESOGÜ Gündem’de "sirkadiyen ritim" ve "koronasomnia" konuşuldu

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Demet İlhan Algın, "sirkadiyen ritim" ve korona virüs salgınıyla ortaya çıkan "koronasomnia" hakkında bilgilendirmelerde bulundu.


ESOGÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demet İlhan Algın, Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan ESOGÜ Gündem Programı’nda, sirkadiyen ritmini anlattı. Ayrıca korona virüs salgınıyla ortaya çıkan koronasomnia hakkında da bilgilendirmede bulundu. Sirkadiyen ritimin, beynin içerisinde geceleri uykuyu getiren ya da gün ortasında acıkmayı sağlayan biyolojik bir saat olduğunu söyleyen Doç. Dr. Algın, son yıllarda yapılan genetik araştırmaların vücutta binlerce saatin olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, bunların her birinin kalp, pankreas, deri ya da akciğer gibi farklı organlarda çeşitli görevler yürüttüğünü kaydetti. Doç. Dr. Algın; büyüme, stres, uyku hormonlarını sirkadiyen döngü boyunca düzenlediğini ifade ederek, “Sirkadiyen ritimler vücut tarafından üretilir ancak dış uyaranlardan da etkilenir. Sirkadiyen ritmin esas uyaranı ise ışıktır. İnsanlar da dahil, yaşayan organizmaların bir iç biyolojik saatinin olduğu biyolojik bir gerçektir” dedi.



"Sirkadiyen ritimin düzenlenmesinde beslenme önemli"


Ritmin düzenlenmesinde beslenmenin de oldukça önemli olduğuna değinen Doç. Dr. Algın, “Yeterli ve dengeli beslenmeden bahsederken çoğunlukla sağlıklı gıdalara odaklanırız. Ancak bu gıdaları ne zaman tükettiğimizi es geçeriz. Tüketilen besinlerin sağlıklı olması kadar hangi zaman diliminde tüketildiği de çok önemlidir. Korona virüs pandemisinde açığa çıkan uykusuzluk sorunları belirginleşerek sirkadiyen ritmimizi bozdu. Son yapılan korona virüs ile ilgili çalışmalarda, artık korona virüse bağlı uyku bozukluklarına koronasomnia diyoruz. Araştırmalar uykuya dalma sıkıntıları, uykunun bölünmesi, kabus görme, uyanma sıkıntıları gibi sorunlar olduğunu ortaya koydu. İş ve eğitim hayatının evden sürdürülmesi, çocuktan erişkine uykuya ayrılan zaman diliminde değişiklere neden oldu. Erişkinlerde gece geç saatlere kadar süren toplantılar, çocuklar ve gençlerde eğitim amaçlarıyla kullanılan tablet, akıllı telefon veya bilgisayarların aynı zamanda sosyalleşme ve dijital oyunlar için yaygın kullanım alanı, uyku süresi üzerinde olumsuz sorunlara yol açtı. Korona virüs hastaları için potansiyel bir müdahale olarak sirkadiyen ritmimize yapılan müdahale, özellikle kronofarmakoloji adı altında değerlendirilmektedir. Bu tedavinin hastalarda uygulanması, yapılan araştırmalarla önerilmektedir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstiklal Caddesi bombacısı Ahlam Albashir’e 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 794 yıl hapis cezası İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı terör saldırısına ilişkin aralarında bombayı bırakan Ahlam Albashir’in de bulunduğu 36 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, sanık Albashir’in 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 794 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022 Pazar günü bombalı bir terör saldırısı gerçekleşmiş, olayda 6 kişi yaşamını yitirirken, 99 kişi de yaralanmıştı. Olaya ilişkin davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada aralarında Ahlam Albashir’ın da bulunduğu 5 tutuklu sanık ile sanık avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu sanıklar ise mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Mahkeme başkanı, bazı sanıklara ek savunma hakkı tanıdı. Ek savunmalarını yapan sanıklardan daha sonra duruşmanın biteceği belirtilerek son sözlerini söylemeleri istendi. "Vefat edenlerden dolayı bana vereceğiniz herhangi bir hükmü, cezayı kabul ediyorum" Duruşmada son sözü sorulan sanık Ahlam Albashir, "Kendimi savunmayacağım, gerçekleşen patlama ve vefat edenlerden dolayı bana vereceğiniz herhangi bir hükmü, cezayı kabul ediyorum. Ammar’ın hiçbir şeyden haberi yoktur, Ahmet’in de telefonu kırdığında hiçbir şeyden haberi yoktu. Atölyede bayan olduğum için kalmama razı olmadılar, beni misafir ettiler. Bu insanların olayla hiçbir alakası yok. Sayın Başkan ile baş başa konuşmak istiyorum" dedi. Diğer sanıklar ise son sözlerinde suçsuz olduklarını, tahliyeleri ile beraatlarını talep ederken bazı sanıklar olayı gerçekleştiren kim varsa beddua etti. 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 794 yıl hapis cezası Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ahlam Albashir’in ’devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçundan 1 kez, ’tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürme’ suçundan 6 kez olmak üzere toplamda 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Heyet, sanığı ‘tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 99 kez 18 yıl hapis, ‘tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi’ suçundan 12 yıl hapis olmak üzere toplamda bin 794 yıl hapis cezasıyla cezalandırdı. Sanık ayrıca, ‘tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi’ suçundan 22 bin lira adli para cezasına da çarptırılırken, ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına hükmedildi.
Batman ’Zuzubak’ Otunun fiyatını duyan dönüp bir daha bakıyor: Kilosu 5 bin liradan alıcı buluyor Batman’ın Sason ilçesinde yüksek dağlarda yetişen ve birçok hastalığa iyi geldiği düşünülen "zuzubak" otunun kilosu 5 bin liradan alıcı buluyor. Yemeklerde baharat olarak tüketilen, şifalı bir bitki olarak düşünülen zuzubak otu, ilçenin Mereto ve Zoveser dağlarının eteklerinde yetişiyor. Ot, köylerde yaşayan vatandaşlar için önemli bir geçim kaynağı oluşturuyor. Otun bölgede azalması nedeniyle bu yıl kilogramı 5 bin liradan alıcı buluyor. Yüksek kayalıklardan topladıkları zuzubak otunu tahtadan yapılan huninin içinde kaya tuzu ile birlikte taşla ezerek hazır hale getirdikten sonra kilosunu 2 bin 500 ile 5 bin lira arasında sattıklarını belirten Muharrem Algan, “Biz bunu toplayabilmek için saatlerce yol yürümek zorunda kalıyoruz. Çok yüksek kayalıklarda yetişiyor. Toplanması çok zordur. Toplarken düşme tehlikesi yaşıyoruz. Bu bölgede Mereto Dağı etraflarında yetişiyor. Topladığımız zuzubak otunu ufak ufak keserek ayıkladıktan sonra kaya tuzu ile birlikte huninin içinde ezerek toz haline getiriyoruz. Biz bunu yemeklerde baharat olarak kullanıyoruz. Bir çok hastalığa iyi geldiğini biliyoruz. Çok tercih edilen bir baharat otudur. Ben İstanbul’a ve buralarda talep edenlere gönderiyorum. Ayrana yoğurta, salatalık, domates ve benzeri bir çok yemeğin içine katarak tüketiyoruz. Bizim de tek gelirimiz budur” dedi. Zuzubak otunun çok şifalı olduğunu öne süren Sait Boğuş, otun kilosu şu anda 4 ile 5 bin lira arasında sattıklarını söyledi. Adet olarak da 100 liradan sattıklarını aktaran Boğuş, "Bu otu biz tuzla öğüterek baharat olarak kullanıyoruz. Özelikle kalp ve damar hastalıklarına iyi geliyor. Her kese şifalı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Hacı Aktaş ise, zuzubak otunun çok şifalı olduğu için fiyatının da yüksek olduğunu dile getirdi.
Kahramanmaraş Toz taşınımı Kahramanmaraş’ı etkisi altına aldı Kahramanmaraş’ta Kuzey Afrika’dan gelen toz taşınımı etkili oldu. Görüş mesafesinin düştüğü kentte, hava kalitesi de alarm verici seviyelere ulaştı. Afrika üzerinden gelen çöl tozu, Kahramanmaraş’ı etkisi altına aldı. Kentte toz taşınımı nedeniyle görüş mesafesinde düşme ve hava kalitesinde azalmaya neden oldu. Meteoroloji’nin uyarasının ardından kentin kuşbakışı görüldüğü alanlarda şehrin üzerinde toz bulutlarının etkili olduğu görüldü. Toz taşınımından etkilenen Kahramanmaraşlı esnaflar, görüş mesafesinin düşmesi ve hava kirliliği nedeniyle zor anlar yaşıyor. Galerici esnaflarından Mustafa Başkonuş, “Kahramanmaraş’ta son 2 gündür özellikle Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutları etkili olmakta. Gördüğünüz gibi bizim araçlarımızın üstü tozdan geçilmiyor. Şu an yıkasam yarım saat sonra yine aynısı oluyor” dedi. Gıda işletmecisi Kemal Alagöz ise, “Gıdacı olarak bizleri çok etkiliyor, kapımızı açamıyoruz. Önlemimizi almak için kapımızı kapatıyoruz, ürünlerimizin üstünü kapatıyoruz. Her 15-20 dakikada bir elimizle sürekli temizliyoruz. Mesela benim çocuğun alerjisi var, okula bile gönderemiyoruz” diye konuştu. Bir diğer esnaf Kadir Gülcü, “Kapımızı kapatıyoruz, içeride klimamız çalışıyor ama yine kapı açılıp kapandıkça içeri toz oluyor” ifadelerini kullandı.