- 17 Eylül 2021 Cuma 09:39

Ev sahipleri öğrenciye değil ‘Sorumsuz öğrenciye’ ev vermek istemiyor

A
A
A
Ev sahipleri öğrenciye değil ‘Sorumsuz öğrenciye’ ev vermek istemiyor

Yüz yüze eğitime geçilmesinin ardından okullarının olduğu şehre taşınmaya başlayan öğrenciler, ev arayışına başlarken, ev sahipleri sorumsuz öğrencilere ev vermek istemiyor.

Yüz yüze eğitime geçilmesinin ardından okullarının olduğu şehre taşınmaya başlayan öğrenciler, ev arayışına başlarken, ev sahipleri sorumsuz öğrencilere ev vermek istemiyor.


Üniversitelerin yüz yüze eğitime geçme kararından sonra okudukları şehre taşınmaya başlayan öğrenciler, kalacakları evleri aramaya başladı. Bu dönemde diğer dönemlerden farklı olarak kira fiyatları bariz bir biçimde yükselirken, üniversiteye yakın bölgedeki evlerin az oluşu öğrencileri kalacak yer bulma konusunda sıkıntıya sokuyor. Öğrencilerin en çok sorun yaşadığı bir başka durum ise ev sahiplerinin öğrenciye ev kiralamaması. Genellikle öğrencilerin sorumsuzluğunu bahane eden ev sahipleri, onun yerine aile ya da çalışan kesime evlerini kiralamayı tercih ediyor.


Öğrenciye daire vermek istemeyen ev sahiplerinden biri olan Abdullah Boztepe, gerekçe olarak verdiği daireyi yıpranmış olarak almasını gösteriyor. 42 sene Almanya’da çalıştıktan sonra yurda dönenen Boztepe, çoğunluğu Anadolu Üniversitesi’ne yakın bir mahalle olan Güllük Mahallesi olmak üzere toplamda 63 tane daire sahibi. Satın aldığı dairelerin üniversiteye yakınlığı sebebiyle ilk başlarda öğrencilere ev kiraladığını ve bu durumdan muzdarip olduğunu ifade eden Boztepe, bir süre sonra öğrenciye ev kiralamamaya başladığını belirtti. Eşyalı verdiği ve genellikle 1+1 dairesinin sorumsuz öğrencilere kiracılar tarafından yıpratılan ev sahibi, bunun yanında öğrencilerin yüksek seste müzik gibi nedenlerden dolayı diğer apartman sakinlerine rahatsızlık verilmesi konularını geçmişte sıkça yaşadığını belirtti. Ev sahibi Abdullah Boztepe bu ve benzeri durumlardan dolayı öğrencilerden çok aile ve çalışan kimselere ev vermeye tercih ediyor.



“Öğrenciler sorumluluk alsa ev var”


Öğrencilere karşı oluşan tutumu hakkında konuşan Abdullah Boztepe, öğrencilerin sorumsuz olduğunu ve eşyalı verdiği daireleri yılsonunda oldukça yıpranmış bir şekilde aldığını belirtti. Ev sahibi Boztepe, öğrencilerin sorumluluklarını bildiği takdirde seve seve ev vereceğini belirtti. Tutumu hakkında konuşan Abdullah Boztepe, “Öğrenciler buraya düzgün bir şekilde okumaya gelse ben seve seve evimi vereceğim. Benim oğlumda okuyor, ben de çok ev aradım biliyorum o sıkıntıları. Ben evi örneğin iki kişiye veriyorum fakat evde birçok arkadaşıyla kalıyor ben bu yüzden evimi verirken çok düşünüyorum, ama ailesiyle gelenlere ev vermeye daha sıcak balkıyorum. Öğrencilerin yüzde 95’i evin duvarların yazı yazıyor, duvara resim çakıyorlar, bir kişi tutuyor evi 3-4 kişi kalıyor bu durumlar çok kötü. Hepsi böyle değil ama çoğunluğu böyle, öğrenci evi berbat ediyor. Mesela eski bir öğrenci kiracım, çatıda kitaplarını bırakmış hala orda duruyor. Buna benzer eşyalarını bırakıp gidiyor, al dediğimde de sonra alırım diyor. Öğrenciler biraz dikkat etseler hiçbir sorun olmayacak. Bazıları buraya gelip 4 yıllık okulu 8 senede bitirmiyorlar bunların ailelerine de yazık. Ben öğrencileri seve seve alırım. Gelecekler buraya etrafını rahatsız etmeden otursalar bir sorun olmaz. Gece saat 02.30’da bile sabaha kadar yüksek seste müzik dinliyor, bu öğrencilerin komşuları aile oluyor. Gece geç saatlerde kalkıp gittim, ‘Yapmayın böyle, yatın saat 02.30 yarın okulunuz var’ diyorum beni dinlemiyorlar. Öğrenciler sorumluluk alsa çok şükür evler var. Öğrencilerin yüzde 35-40 kedi köpek besliyor, ben bunu istemiyorum.



“En az 6 bin lira çöpe atıyorsun”


Etrafa verdikleri zararın yanında kira ödemelerinde de sıkıntı yaşandığını ifade eden Abdullah Boztepe, öğrencilerin günü gelmiş kira ödemesini bir dahaki ay ödemeyi teklif ettiklerini ifade etti. Yılsonunda öğrencinin verdiği zarardan dolayı harcadığı maliyetler hakkında da konuşan Abdullah Boztepe, en az 6 bin lira harcadığını ifade etti. Ev sahibi Abdullah Boztepe, “Kirayı ödemelerinde de sıkıtı yaşıyorum, aileleri parayı yollasa da parayı harcıyorlar ve ‘kirayı bir dahaki ay versem’ diyor. Kapının önüne bir sürü ayakkabı diziliyor, içerde çok fazla kalıyorlar bu da çok yanlış. Bahaneleri ise ders çalışmak için toplaştık oluyor. İçerde çok fazla gürültü oluyor. Ben evi o kadar temiz veriyorum ki bütün evler tertemiz. İki yıl önce bir öğrenci kiracım dolabın kapaklarını yağlı boyayla boyamış. ‘Neden boyadın’ diye sordum, ‘öyle istiyorum’ dedi onunla tartıştık bu konu yüzünden. Öğrenciler evi berbat ediyorlar, çalışanlarda yapıyor tabii ki ama en çok öğrenciler. Halılarımı yakıyorlar, sigara içerken külünü koltuğa atıyor çekyatımı yakıyor. Öğlenciler evimi temiz bırakmıyorlar. En az 6 bin lira masrafım oluyor. Yıpranmış eşyaları atıyorum çünkü yeni kiracıya temiz eşyalarla vermek istiyorum. En az 6 bin lira çöpe atıyorsun. Örneğin bir öğrenci parkelerimi yakmıştı mesela, o parkelerin değişimi en az 2 bin lira. Yani bu saydım hususlara öğrencileri dikkat etmesi gerekiyor. Tertemiz evi teslim edeceklerse ben de devamlı onları kiracı olarak alırım” diye konuşarak serzenişte bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.