GENEL - 23 Mayıs 2019 Perşembe 10:42

İki üniversite bitirdi, iş bulamayınca antikacı oldu

A
A
A
İki üniversite bitirdi, iş bulamayınca antikacı oldu

İki üniversite bitirmesine rağmen iş bulamayan Fatih Özel, Eskişehir’de antikacılık yapan babasının mesleğini geliştirerek devam ettirmeye karar verdi.

İki üniversite bitirmesine rağmen iş bulamayan Fatih Özel, Eskişehir’de antikacılık yapan babasının mesleğini geliştirerek devam ettirmeye karar verdi.


Eskişehirli bir antikacının oğlu olan Fatih Özel, iki üniversite bitirdikten sonra iş aramaya koyuldu. Farklı yerlerde defalarca iş görüşmesine giden ve hiçbirinden geri dönüş alamayan Özel, babası Muzaffer Özel ile birlikte antikacılık yapmaya başladı. Önceleri plak ve gaz lambası gibi antika parçalar toplayan Fatih Özel, babasının tecrübelerinden faydalanarak, daha önce hobi olarak yaptığı antikacılığı meslek edinmeye karar verdi. Daha sonra alanıyla ilgili bir işe girse de çalışma ortamına uyum sağlayamayan Özel, kısa süreli birkaç iş deneyiminden sonra kesin olarak babasının işini devam ettirme kararı aldı. Antikacılık işinde sürekli yeni şeyler öğrendiğini belirten ve kendi kişisel antika koleksiyonunu her geçen gün büyüten Özel, gelecekte antika kafeterya açma hedefinin olduğunu söyledi.



“Bu işi babamla yapıyor olmamın büyük avantajı var”


Antikacılığın kendisi için ansızın gerçekleşen bir iş olduğunu aktaran Fatih Özel, “Üniversiteyi Kütahya’da okudum. Turizm işletmecisiyim aynı zamanda. Ondan sonra Eskişehir’de iktisat okudum. Plak toplamaya başladım daha sonra gaz lambası toplamaya başladım. Koleksiyonum gitgide büyüdü. Evde yer olmayınca tek tük isteyenler oldu. Daha sonra dükkân açmaya karar verdim. Şu an kendim bunu iş olarak devam ettiriyorum. Yoksa bir ara işsiz kaldım. Çok yere iş başvurusu yaptım. Çok iş aradım. Şimdi bu alandan memnunum. İleride bu işi daha da geliştirip antika kafeterya açmak istiyorum. En büyük idealim bu. Çok yere başvurdum. İnternetten olsun, direkt gidip elden özgeçmiş verme olsun, ayda 15-20 tane iş görüşmesi yaptığım oldu. Hepsinden aynı sözü duydum. Biz size geri döneriz. Genelde hiçbir şekilde aranmadı. Çalışmaya başlasam bile 10 gün 15 gün sonra ya karşı taraf çıkardı ya işle anlaşamadık. Daha sonra birdenbire bu iş gelişmeye başladı. Ondan sonra da devam etti. Her zaman ilgilenen iki kişinin olması çok avantajlı. Özellikle babamın olması, bildiklerimizi birbirimizden öğrenmiş oluyoruz. Bizim için çok avantajı var. Bu işi babamla yapıyor olmanın çok büyük avantajı var” şeklinde konuştu.



“Kendimde olan antika merakını oğluma geçirdim”


Emekli öğretmen Muzaffer Özel, koleksiyonculuk ve antika merakını oğluna kazandırdığını ifade etti. Oğlunun antikacılıkla ilgilenmeye başlamasının ardından birlikte iş yapmaya başladıklarını dile getiren baba Özel, “Emekli olduktan sonra oğlumun iş bulamamasından kaynaklanan sebeplerle antikacılığa başladık. Kendimde olan antika merakını oğluma da geçirdim. Şimdi oğlumla ikimiz antika üzerine çalışıyoruz. Oğlum iktisat ve turizm otelciliği bitirdi. İş durumu olmayınca bu mesleğe de ısındı. Bu mesleğe ısınınca birlikte bu işi yapmaya karar verdik. Bu işi yapıyoruz şimdi. Çok olumlu yönde herkesin tepkisi, bakışı, bu bizi daha da heyecanlandırdı. Bilhassa oğlum daha çok heyecanlandı” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.