ASAYİŞ - 21 Şubat 2020 Cuma 10:56

Kadınlar, Ayşe Tuba Arslan davasında bir araya geldi

A
A
A
Kadınlar, Ayşe Tuba Arslan davasında bir araya geldi

Eskişehir’de geçtiğimiz yıl 11 Ekim tarihinde boşandığı eşi Yalçın Özalpay tarafından satırla öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın cinayet davası başladı.

Eskişehir’de geçtiğimiz yıl 11 Ekim tarihinde boşandığı eşi Yalçın Özalpay tarafından satırla öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın cinayet davası başladı. Dava öncesi Arslan’ın gönüllü avukatları ve kadın hakları platformu üyeleri basın açıklaması yaparak, sürecin yakından takipçisi olacaklarını bildirdi.


Eskişehir’de, 11 Ekim 2019 tarihinde, işten evine döndüğü sırada boşandığı eşi Yalçın Özalpay tarafından satırla öldürülen Ayşe Tuba Arslan, ağır yaralı olarak tedavi gördüğü hastanede 44 günlük yaşan mücadelesinin ardından 24 Kasım 2019 tarihinde hayatını kaybetmişti. Olayın akabinde zanlı Yalçın Özalpay polis ekiplerince gözaltına alınarak, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.


Yaşanan cinayetini ilk duruşmasının görüldüğü Eskişehir Adalet Sarayı’nda, dava öncesi Arslan’ın avukatları ve çeşitli kadın hakları platformları basın açıklaması gerçekleştirmek üzere toplandı. Polis tarafından adliye B Kapısına yönlendirilen yaklaşık 100 kadın, burada açıklama yapmak istemedikleri tüm açıklamaların A Kapısında olduğunu belirtti. Ardından polis ekiplerince bariyerlerle kapatılan adliye önüne gitmeye çalışan kadınlar, burada ekiplerle kısa süreli gerginlik yaşadı. Daha sonra bariyerlerin açılmasıyla geçen kadınlar, basın açıklaması gerçekleştirdi.



“Ayşe Tuba’nın tek istediği hayatta kalmaktı”


Ayşe Tuba Arslan’ın gönüllü avukatlarından Funda Güney, Arslan’ın 11 Ekim 20019’da eski eşi Yalçın Özalpay tarafından satırla saldırıya uğradığını ve 44 gün sonra ağır yaralı haliyle tedavi gördüğü hastanede 24 Kasım 2019’da hayatını kaybettiğini belirterek, “Tuba Arslan onlarca kez buraya Eskişehir adliyesine gelerek maruz kaldığı ölüm tehditlerinden, şiddetten kurtulmak için başvuruda bulundu. Bu koridorlardan, resmi makamlardan adalet isteyen Ayşe Tuba’nın tek istediği hayatta kalmak, yaşam hakkıydı. Fakat başvurularının sonunda yeterli etkili ve hızlı tedbirler alınmadığı için eski eşi Özalpay tarafından Eskişehir’in en işlek caddelerinin birinde herkesin gözleri önünde satırla öldürüldü. Bizler kadın hakları savunucusu avukatlar olarak Ayşe’nin sesini duyurmak için buradayız” ifadelerini kullandı.



“2019 yılında sadece bizim bilebildiğimiz 474 kadın erkek şiddetiyle hayatını kaybetti”


Ardından konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Emine Bulut’un ardından Ayşe Tuba Arslan’ın 23 kez şikayetçi olmasına rağmen devletin kurum-kuruluşları tarafından 6284 etkin uygulanmadığı için, İstanbul Sözleşmesi etkin uygulanmadığı için, 23 kez şikayetçi olmasına rağmen, önleyici tedbir olmasına rağmen, satırla boşandığı erkek tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan korunmadığı için öldürüldü. 2019 yılında sadece bizim bilebildiğimiz 474 kadın erkek şiddetiyle hayatını kaybetti. Ocak ayında 27 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bizim sadece bilebildiğimiz bunlar. Bizim ismini bilemediğimiz, yanına koşamadığımız, devletin kurum-kuruluşlarının, polislerin, hakimlerin yalnızlaştırmaya çalıştığı yasa olmasına rağmen, sadece kağıt üzerinde olması için, ellerinden geleni yaptıkları için, kadınları korumayıp kadın düşmanlığını palazlandırdıkları için nice Ayşe Tuba Arslan bugün aramızda değil maalesef. Ama şunu söylüyoruz bir kez daha; kadınlar öldürülmeyebilir. Her öldürülen kadın kardeşimiz bugün aramızda olabilirdi” şeklinde konuştu.



“O tabut halen omuzlarımızda bize Arslan için adalet isteme sorumluluğunu hatırlatmakta”


Ardından konuşan Eskişehir Demokratik Kadın Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Seher Yalçın ise “Ayşe Arslan’ın tabutunu 25 Kasım 2019’da Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele gününde omuzlarında taşıdıklarını unutmadıklarını hatırlatarak, “O tabut halen omuzlarımızda bize Arslan için adalet isteme sorumluluğunu hatırlatmakta. Ayşe Tuba’yı korumayan sistemi sanığın iyi halle tahrik indirimi ile sırtını sıvazlamasına izin vermeyeceğiz” dedi.


Öte yandan, yapılan basın açıklamaları sonrası kadınlar, Arslan’ın ilk duruşmasını takip etmek üzere adliyeye girdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris’te bir kadını bıçaklayarak öldüren şahıs tutuklandı Muğla’nın Marmaris ilçesinde 35 yaşındaki İlknur Çetin, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen bir şahıs tarafından bıçaklanarak hayatını kaybetti. Ayağı kırık ve alçıdayken olayı gerçekleştiren ve polis ekipleri tarafından kaçtığı motor ile yakalanıp gözaltına alınan A.İ.K., sevk edildiği adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, dün sabah saatlerinde bir otelde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen A.İ.K. (38), İlknur Çetin’in iş yerine gelerek Çetin’i konuşma bahanesi ile dışarı çağırdı. Çetin’in dışarı çıkması ile kadına saldıran A.İ.K., birden fazla yerinden ölümcül darbeler ile kadını bıçaklayarak ağır yaraladı. Olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde Çetin’in hayatını kaybettiğini tespit etti. Olayın ardından geldiği motora binerek kaçan A.İ.K. ise polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Ayağı kırık şekilde saldırmış Saldırgan A.İ.K.’nin bir ayağının kırık olduğu ve platin takılı olduğu halde Çetin’in iş yerine gelerek olayı gerçekleştirdiği bilgisine ulaşılırken, ayağı alçıda olan şahıs emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Tutuklandı Polis ekiplerinin yardımıyla adliyeye getirilen A.İ.K., çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Gaziantep Sınırda karbon düzenleme mekanizması ve doğrulamanın önemi GSO’da konuşuldu Gaziantep Sanayi Odası (GSO) ile TÜV SÜD iş birliğinde “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Riskleri ve Doğrulamanın Önemi” konulu bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Riskleri ve Doğrulamanın Önemi, ISO 14064 Sera Gazı Hesaplama ve Doğrulama Yönetim Sistemi ve AB Yeşil Mutabakatına Uyum Süreçleri gibi konularda bilgi paylaşımlarının yapıldığı toplantıya GSO Yönetim Kurulu Üyesi ve GSO Mesleki Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Koçak, TÜV SÜD Satış Müdürü Serhat Demirci, TÜV SÜD Türkiye Sürdürülebilirlik Direktörü Mehmet Kumru, GSO Genel Sekreteri Yusuf İzzettin İymen, akademisyenler, kurum ve firmaların temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan GSO Yönetim Kurulu Üyesi Ali Can Koçak, “2026 yılında AB Yeşil Mutabakatı kriterleri çerçevesinde sınırda karbon düzenlemesi hayata geçecek. Bu sebeple yeşil dönüşüm konusu sanayimizin ve ihracatımızın sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği için kritik önem taşıyor. Bizim de sanayimizin gelecekte de var olabilmesi için ileri teknoloji, sanayi 4.0, dijitalleşme ve AB yeşil mutabakatı kriterlerine entegrasyonu sağlamamız gerekiyor. Bu yönde GSO olarak öncü ve örnek çalışmalar yürütüyoruz’’ dedi. 2019 yılında başlattıkları sanayide dönüşüm hamlesi kapsamında dijital ve yeşil dönüşümü öne çıkararak proje bazlı çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Ali Can Koçak, “Somut adımlar çerçevesinde, GSO-MEM’de firmalarımızın öncelikli ihtiyacı olan karbon ayak izi ölçümlerini uluslararası standartlarda, en doğru şekilde hesaplıyor, raporlanıyor ve yol haritalarını belirliyoruz. Karbon ayak izini hesaplayarak yeşil yol haritası sunduğumuz firma sayısı bugün itibarıyla 55’e ulaşmıştır” şeklinde konuştu. GSO’nun yeşil dönüşüm mentörlüğü konusunda çözüm ortağı olarak seçildiğini belirten Koçak, “Bölgemizde tek, Türkiye genelinde 25 çözüm ortağından birisi olan merkezimizde firmalarımızın aldıkları yeşil dönüşüm hizmetlerine destek verilmektedir. İşletmelerimiz, GSO-MEM’den iki defaya mahsus yeşil dönüşüm mentörlük hizmeti alabiliyor ve almış oldukları hizmetlerin 190 bin liralık kısmını hibe olarak veriyor. Firmalarımızı da sunulan bu imkanlardan faydalanarak, dönüşüm süreçlerini gerçekleştirmeye davet ediyoruz. Bu önemli toplantı ve iş birlikleri için de TÜV SÜD’e ve tüm konuklarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. TÜV SÜD’ün 1866 yılında Almanya Münih’te kurulduğunu, 158 yaşında olduğunu belirten TÜV SÜD Satış Müdürü Serhat Demirci de yaptığı konuşmasında, “1987 yılından bu yana Türkiye’de TÜV SÜD faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Son iki yılda ise Türkiye’deki bölgeselleşme çalışmalarımıza da artık önem veriyoruz. Bu kapsamda Gaziantep’te de çalışmalarımızı artırarak devam ettiriyoruz. İnsanları, çevreyi ve varlıkları teknolojiyle ilgili risklerden koruma amacımıza sadık kalarak toplumda ve işletmelerde ilerleme sağladık. Daha güvenli ve daha sürdürülebilir bir gelecek için fiziksel ve dijital bir dünyada güven uyandırmak en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Gaziantep Sanayi Odası’na iş birlikleri ve misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum” diye konuştu. TÜV SÜD Türkiye Sürdürülebilirlik Direktörü Mehmet Kumru da toplantıda bir sunum gerçekleştirdi. Mehmet Kumru, Sera Gazı Hesaplama ve Raporlama Metotları başlığı altında ISO 14064-1 standardı, sera gazı salımlarının ve uzaklaştırmalarının kuruluş seviyesinde hesaplanmasına ve raporlanmasına dair kılavuz ve özelliklerle ilgili bilgiler verdi. Kumru ayrıca, sınırda karbon düzenleme mekanizmasının firmalardan neleri ve nasıl bir formatta istediği konusu hakkında paylaşımlarda bulundu. Toplantı, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.