KÜLTÜR SANAT - 04 Ekim 2021 Pazartesi 10:01

Karacahisar Kalesi’nin yüzde 10’luk kısmına ulaşıldı

A
A
A
Karacahisar Kalesi’nin yüzde 10’luk kısmına ulaşıldı

Osmanlı’nın devlet olma yönündeki ilk adımlarının atıldığı Karacahisar Kalesi’nde 22 yıldır devam eden kazı çalışmalarıyla kalenin yaklaşık yüzde 10’luk bölümü açığa çıkarılırken, farklı dönemlere ait oldukları anlaşılan tarihi buluntular; bölgenin, kalenin ve Osmanlı’nın tarihine ışık tutuyor.

Osmanlı’nın devlet olma yönündeki ilk adımlarının atıldığı Karacahisar Kalesi’nde 22 yıldır devam eden kazı çalışmalarıyla kalenin yaklaşık yüzde 10’luk bölümü açığa çıkarılırken, farklı dönemlere ait oldukları anlaşılan tarihi buluntular; bölgenin, kalenin ve Osmanlı’nın tarihine ışık tutuyor.


1288 yılında Osman Bey’in Bizanslılardan fethettiği Karacahisar Kalesi, stratejik konumu ve tarihsel önemi ile ön plana çıkıyor. Osmanlı’nın 1299 yılında devlet olma yönündeki ilk adımlarını attığı tarihi kale, kaynaklardaki anlatılara göre Osmanlı’nın ilk fethettiği, ilk hutbenin okutulduğu ve ilk sikkenin basıldığı yer olarak da biliniyor. Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde yer alan Karacahisar Kalesi’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Anadolu Üniversitesi işbirliğinde 22 yıldır belli aralıklarla devam eden arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda kalenin, yaklaşık yüzde 10’luk kısmı açığa çıkarıldı. Farklı işlevde yapıların gün yüzüne çıkarıldığı kalede, birçok Osmanlı padişahına ve beyliklere ait sikkeler ile birlikte; seramik, ok ucu, yüzük, küpe, lüle, ağırşak gibi farklı dönemlere ait çok sayıda eser bulundu. 3 yıldır kazı çalışmalarının başkanlığını yapan Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar, ağırlıklı olarak I. Murad dönemine ait bulguların yanı sıra Selçuklu, Karamanoğulları, Germiyanoğulları ve Menteşeoğulları beyliklerine ait arkeolojik verilerin, tarihi kaynaklara ve geçmişe ışık tuttuğunu vurguladı.



“Tarihi kaynaklardaki boşlukları arkeolojik verilerle doldurmaya çalışıyoruz”


Kaledeki ilk çalışmaların 1999 yılında Prof. Dr. Halil İnalcık tarafından başlatıldığını söyleyen Kazı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar, “Karacahisar Kalesi, Orta Çağ Dönemi’ne ait bir kale kent ama hakkında tarihi kaynaklarda herhangi bir bilgi yok. Mesela ismini bilmiyoruz. Dolayısıyla kalenin tarihine dair bilgilerimiz de sınırlıydı. 1999 yılında Prof. Dr. Halil İnalcık çok önemli bir girişimde bulunarak kazı çalışmalarının başlamasına yönelik ilk yüzey araştırmasını başlattı. Daha sonra da Anadolu Üniversitesi’nden öğretim üyeleri tarafından kazı çalışmaları 2019 yılına kadar devam ettirildi. Yaklaşık 3 yıldır da benim yönetimimde çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalar sırasında bulunan bazı arkeolojik veriler, kaleye dair tarihi kaynaklarda olmayan bazı bilgileri sunmaya başladı. Tarihi kaynaklarda bulamadığımız bilgileri, arkeolojik verilerle okumaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.



“Arkeolojik çalışmalar hem zaman hem de iş gücüyle doğru orantılı olarak devam ediyor”


Kalede yapılan arkeolojik kazılarla birlikte 3 yılda yaklaşık 700 adet sikkenin bulunduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar, yürütülen çalışmalarla ilgili olarak şunları söyledi:


“Osmanlı kroniklerinde yer alan verilerin bir şekilde ispatı da çok önemli. Bu noktada kazıların başlamasından itibaren çıkan veriler çok anlamlıydı. Son 3 yılda 700 civarında sikke tespit edildi. Bu sikkelerin büyük bir çoğunluğu tarihi kaynaklarda verilen bilgileri doğruladı. Henüz Osman Gazi ve Orhan Gazi’ye ait sikke olmamasına karşın, I. Murat dönemine ait çok yoğun bir buluntu grubu var. Kazılar aralıklı olarak 20 yıldır devam ediyor. Başlangıcından bugüne kadar gelişen süre içerisinde kalenin yüzde 10’luk bir kısmı açığa çıktı diyebiliriz. Bu arkeolojik çalışmalar hem zaman hem de iş gücüyle orantılı olarak devam ediyor. Karacahisar Kalesi’ndeki mevcut bulgular, arkeolojik olarak tespit edilenlerden ibaret.”



“Bir kale kentte olmasını beklediğimiz yapı tiplerinin arkeolojik çalışmalar sonrasında ortaya çıkmasını bekliyoruz”


Tarihsel veriler ışığında farklı mimari yapılara ulaşmayı hedeflediklerinin altını çizen Yılmazyaşar, “Kazılar başlamadan önce ayakta olan tek alan kalenin giriş kapısıydı. Şu an görülebilen mimari doku arkeolojik çalışmalarla birlikte ortaya çıktı. Bunlardan iç surda, insanların yaşaması için birtakım mekanların oluşturulduğu ve bir sokak düzeninin de şekillendiği anlaşıldı. Çalışmaların ağırlıklı devam ettiği sarnıcın ise yüzde 70’lik bölümünü açıldı ve mimari dokusu ortaya çıktı. Önümüzdeki yıllarda kalenin sur sistemi, kuleleri ve bir kale kentte olmasını beklediğimiz yapıların arkeolojik çalışmalar sonrasında ortaya çıkmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.