ASAYİŞ - 28 Nisan 2024 Pazar 13:47

Kelime-i Tevhid yazılı bayrakla yürüyen şahsa müdahale eden şüphelinin ifadesi ortaya çıktı

A
A
A
Kelime-i Tevhid yazılı bayrakla yürüyen şahsa müdahale eden şüphelinin ifadesi ortaya çıktı

Eskişehir’de yapılan Gazze’ye destek yürüyüşünün ardından elindeki ‘Kelime-i Tevhid’ yazılı bayrakla yürüyen kişiye müdahale ettiği gerekçesiyle tutuklanan şahsın ifadesinde “Sosyal medyada benim üzerinde bir linç kampanyası var” dediği öğrenildi.


23 Nisan Cumartesi günü Eskişehir Gazze Platformu tarafından İsrail’in saldırısı altındaki Filistin’e destek amacıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından ‘Kelime-i Tevhid’ bayrağıyla yürüyen Y.U. isimli şahsa çevredeki vatandaşlar tarafından tepki gösterildi. Oluşan kargaşa esnasında Y.U.’ya yönelik tehdit ve küfür içerikli saldırı gerçekleştirdiği belirlenen H.K.T. adlı kişi, olaya ait görüntülerin sosyal medyada yer almasının ardından Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma ile gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan H.K.T., ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama’ ve ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçları çerçevesinde adliyeye sevk edildi.


Savcılık ifadesinin ardından Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen H.K.T., ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.


“Bayrağın ne olduğunu bilmiyordum”


Sulh Ceza Hakimliği’nde verdiği ifadede müdahale ettiği olaydaki bayrağın üzerinde Kelime-i Tevhid yazdığını bilmediğini belirten H.K.T., suçlamaları kabul etmedi. Sosyal medyada kendisi üzerinden bir linç kampanyası yürütüldüğünü de belirten H.K.T., ifadesinde şunları söyledi:


“Kamera görüntülerindeki kişi benim, ben olayın sonunda oradaydım. Olay yeri çok kalabalıktı, bende buradan git burası karışacak şeklinde uyarmak için gittim. Ona, ‘Burada problem çıkar linç ederler’ dedim. Görüntülerde bu kısım kesilmiş ne bayrağı olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Benim olayından haberim yoktu. Ben dükkanda müşterimle ilgileniyordum. Kalabalığı gördüm, arkadaşım da kalabalığın içerisindeydi, ben de arkadaşımı kalabalığın arasından çıkarmak için gittim. Şu an sosyal medyada benim üzerinde bir linç kampanyası var. Olay saptırılıyor. O gün Filistin yürüyüşü olduğunu dün akşam öğrendim. Arkadaşın elinde tuttuğu bayrak Tevhid bayrağıymış, bayrağın ne olduğunu bilmiyordum. Tehditvari hiçbir eylemde bulunmadım, orada ortalığı karıştıran başkasıdır. Ben oradaki kimseyi tanımıyorum, 14 yıldır o sokaktayım, şu ana kadar hiçbir problem olmamıştır. Suçlamaları kabul etmiyorum”



Kelime-i Tevhid yazılı bayrakla yürüyen şahsa müdahale eden şüphelinin ifadesi ortaya çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri ERÜ’de “4. Kariyer Günleri” etkinlikleri başladı Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ) ‘4. Kariyer Günleri’ etkinlikleri İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde İktisat Bölümü Programı ile başladı. 17 Mayıs tarihine kadar sürecek ‘4. Kariyer Günleri’ çerçevesinde ilk etkinlik, “Geçmişten Günümüze Kayseri’nin Savunma Sanayisindeki Yeri ve Önemi” konulu panel oldu. Moderatörlüğünü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Çıtak’ın yaptığı panele, Kayseri Garnizon Komutanı 2. Hava Bakım Fabrika Müdürü Hava Tuğgeneral Haldun Taşan panelist olarak katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından panele geçildi. Kadim bir kent olan Kayseri’nin yüzyıllardır kavşak noktasında olması sebebiyle stratejik öneme sahip olduğunu belirten Moderatör İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Çıtak, 1926 yılında TOMTAŞ’ın kurulmasıyla Kayseri’de uzun yıllardır önemli gelişmeler olduğunu ardından 2. Hava Bakım ve 2. Ana Bakım Fabrikaları’nın gerçekleştirdiği faaliyetler ile şehrin savunma sanayisinde önemli bir yer edindiğini ve edinmeye devam ettiğini söyledi. Kayseri Garnizon Komutanı 2. Hava Bakım Fabrika Müdürü Hava Tuğgeneral Haldun Taşan ise, Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinden biri ve Kayseri’de köklü bir geçmişe sahip olan Erciyes Üniversitesi’nde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Osmanlı’dan günümüze havacılık tarihi ve Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin havacılığa bakış açısından bahsetti. Taşan, Kayseri’de kurulan uçak fabrikasının hikâyesini anlattı. ‘4. Kariyer Günleri’ öğleden sonra ise “Türkiye Ekonomisi: Nereden Nereye” başlıklı panel ile devam etti. Yarın ise İşletme Bölümü Programı ile devam edecek.
İzmir İş bırakma eylemine katılan sağlık çalışanlarına soruşturmaya mahkeme engeli Demokratik Sağlık-Sen tarafından alınan sağlıkçıların bir günlük iş bırakma eylemi kararına, mahkeme tarafından disiplin soruşturması açılmasına tepki gösteren Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, “Bir günlük iş bırakma eylem kararlarını “grev” olarak algılayan ve birkaç kurumda kötü niyetli bir şekilde sağlık çalışanlarına yönelik “greve katıldıklarını” iddia ederek disiplin soruşturması açan idarelere de kötü bir haberimiz var. Bölge İdare Mahkemesi İlgili İdari Dava Dairesi idarenin istinaf başvurusunu kesin olarak oy birliği ile reddetti” dedi. Demokratik Sağlık-Sen tarafından sağlıkçılar adına alınan ‘bir günlük iş bırakma eylemi’ kararına, ‘greve katıldıkları’ iddiasıyla disiplin soruşturması açılmıştı. Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan da Bölge İdare Mahkemesi İlgili İdari Dava Dairesi, idarenin ‘istinaf başvurusunu kesin olarak oy birliği ile reddettiğini’ açıkladı. Açılan disiplin soruşturmasına tepki gösteren Demircan, “Öncelikle Hazine ve Maliye Bakanımızın bugün yapmış olduğu açıklamaları cani gönülden desteklediğimizi ifade etmek isteriz. Kamuda tasarruf tedbirleri başlığı içerisinde bir il de birden çok idari yapının oluşumu başından beri yanlıştı bu yanlışı geçmiş açıklamalarımızda dile getirmiştik umarım yakın zamanda Sağlık Bakanlığı da gerekli düzenlemeyi yaparak bir bakanlıktan oluşturulan beş bakanlık düzenine son verir. “12 Mayıs Hemşireler Günü. Tüm kurumların güzide idarecileri pasta, börek v.b. etkinliklerle hemşire arkadaşlarımızın bu anlamlı gününü kutluyorlar. Hemşire arkadaşlarımızın çalışma hayatında yaşadıkları sorunlar bir tarafta dururken aynı hemşireye bir gün önce mobbing uygulayıp ertesi gün gülücükler saçmak sanıyorum iyi bir drama eğitimi almaktan geçiyor. Veya idareci olmanın doğasında var” diye konuştu. Demircan, üniversite hastanelerinin idarecilerine ve Yüksek Öğretim Kurumuna bir çağrılarının olduğuna değinerek, “657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili maddesi ve yönetmeliğe aykırı bir şekilde verdikleri kararlar adli makamlarca bozuluyor. Hacettepe üniversitesinde görev yapmakta olan bir üyemizin eş durumu mazereti ile kurumlar arası naklen atanma isteğini ret etmişlerdi. İlgili İdare Mahkemesi idarenin kararını iptal ederek eşinin görev yaptığı ile naklen atanması yönünde karar verdi” cümlelerini aktardı. “Bölge İdare Mahkemesi istinaf başvurusunu reddetti” Sağlık çalışanlarının mali ve sosyal hak kayıpları ile sağlıkta şiddet olaylarına karşı kamuoyu oluşturmak ve ilgililerin dikkatini çekmek amacıyla, sendikaları tarafından alınan bir günlük iş bırakma eylem kararlarının ‘grev’ olarak algılandığını ve birkaç kurumda sağlık çalışanlarına yönelik ‘greve katıldıklarını’ iddia ederek disiplin soruşturmasının açıldığını vurgulayan Demircan, şunları kaydetti: “Bölge İdare Mahkemesi İlgili İdari Dava Dairesi idarenin ‘istinaf başvurusunu kesin olarak oy birliği ile reddetti.’ Daha önce gerek sözel gerekse yazılı olarak bu eylemlere katılan sağlık çalışanlarına idari soruşturma açılmaması gerektiğini ifade ettik, dinletemedik ve sendika olarak verilen disiplin cezalarına karşı dava açtık. Birinci derece mahkemelerde arkadaşlarımızın haklılığı ortaya koydu, ilgili İdari Dava Dairesi de haklılıklarını tescil etti.” “İdareci anayasayı çiğniyor” “Sendikal eylemlere katılım Anayasal bir hak” diyen Demircan, idarelerin Anayasal hakkı engellemeye çalıştıklarına vurgu yaptı. Sözlerini sürdüren Demircan, şöyle konuştu: “İdareciye bakar mısınız, Anayasa’yı çiğniyor. Kişiye açtığı soruşturmada ‘gereve katıldınız’ diyor. Kamu çalışanının ‘grev hakkım yok, iş bırakma eylemine katıldım’ beyanına karşı ‘greve katıldığınız’ için diyor ve hem kınama cezası veriyor buna bağlı olarak ek ödemesini kesiyor. Devlet Memurları Kanununa göre bir suçtan bir ceza verilebilir maalesef sağlık bakanlığı ek ödeme yönetmeliği sağlık çalışanlarının sırtında bir sopa. Anayasa mahkemesi bu yönetmeliğin ilgili maddesini iptal etti ancak T.B.M.M. de kanun maddesi olarak görüşüldü.” “Kamuya maliyeti yaklaşık 170 bin lira” Demircan şöyle devam etti: “Bugün açıklanan kamu tasarruf tedbirleri kapsamında eksik kalan konulardan birisi de bile isteye kamuyu zarara uğratan idareden bu maddi tutarın tahsil edilmesi. Sadece biz bu konuda dokuz dava açtık. Kamuya maliyeti yaklaşık 170 bin lira. İdareci arkadaşımız bu parayı cebinden ödesin bakalım bir daha çalışanlarına yönelik hukuksuz bir ceza verecek mi? Veya Anayasal bir hakkın kullanımını soruşturma açmak ve usulsüz ceza vermek suretiyle engellemeye çalışacak mı?”