SAĞLIK - 19 Kasım 2020 Perşembe 13:04

Mevsim geçişlerinde görülen duygu değişimlerine dikkat

A
A
A
Mevsim geçişlerinde görülen duygu değişimlerine dikkat

Mevsim geçişlerinde meydana gelebilecek duygu değişimleri hakkında uyarılarda bulunan Tüm Uyku Tıbbı ve Araştırmaları Derneği (TUTDER) Başkanı Doç.

Mevsim geçişlerinde meydana gelebilecek duygu değişimleri hakkında uyarılarda bulunan Tüm Uyku Tıbbı ve Araştırmaları Derneği (TUTDER) Başkanı Doç. Dr. Vural Fidan, “Güneş ışınlarının azalmasıyla birlikte salgılanan ve mutluluk hormonu da olarak bilinen Serotonin hormonu da azalır” dedi.


“Güneş ışığına maruz kalma azaldıkça kişinin yaşam enerjisinde de azalma olur”


Mevsim geçişlerinde meydana gelen değişik hava koşulları nedeniyle birçok insanda farklı duygular ortaya çıkabiliyor. Özellikle pandemi sürecinin de etkisiyle oluşabilecek duygu değişimlerinin olumsuz yönde arttığını ifade eden Tüm Uyku Tıbbı ve Araştırmaları Derneği (TUTDER) Başkanı Doç. Dr. Vural Fidan, “Yaz aylarının sona ermesi ile başlayan sonbahar, birçok insanda ruh halinde değişime yol açıyor. Güneş ışığına maruz kalma azaldıkça kişinin yaşam enerjisinde de azalma olur. Tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüs (Covid-19) nedeniyle yaşanan kayıplar, virüse karşı duyulan kaygı ve belirsizlik, iş ile sosyal hayattaki değişim duygu ve uyku yapısında bozulmaya sebep olabiliyor. Güneş ışınlarının azalmasıyla birlikte salgılanan ve mutluluk hormonu da olarak bilinen Serotonin hormonu da azalır. Bu da insanlarda çeşitli olumsuz durumlara neden olur. Örnek vermek gerekirse, mutsuz ve huzursuz bir ruh hali, sürekli uykulu hissetme ya da uyuyamama, kendini suçlu hissetme ve değersizlik duygusu, sinirli ve gergin bir ruh hali, dikkat eksikliği ve odaklanamama, yorgunluk ve bitkin olma durumu, iştahsızlık ya da aşırı kilo alma, kaygı bozuklukları gibi duygu değişimlerine yol açar” ifadelerini kullandı.


“Salgılanan melatonin hormonu azaldığında uyku yapısı ve düzeninde de bozulmalar ortaya çıkabilir”


Duygu değişimlerinde meydana gelmesini ardından bazı hormonların azalabileceğini söyleyen TUTDER Başkanı Doç. Dr. Vural Fidan, melatonin hormonunun azalması durumunda uyku düzeninde bozulma olacağını belirtti. Uyku düzeninin bozulması durumunda ise bireylerde çeşitli sorunların görülebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Fidan, konuyla ilgili olarak şunları aktardı:


“Salgılanan melatonin hormonu azaldığında uyku yapısı ve düzeninde de bozulmalar ortaya çıkabilir. Uyku düzeninin kötü olması gün içerisinde yorgunluk yaşanmasının yanı sıra dikkat ve hafıza problemini, çalışma performansını ve günlük yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Bu sorunların çözümü için; güneş enerjisinden oldukça fazla yararlanın yani güneş olduğu sürece perdeleri açık tutulmalı, açık havada yürüyüşler yapın ve spor yapmaya çalışın, sağlıklı beslenin, bol bol su için, sabah yataktan erken kalkın ve bunları düzenli uygulamaya çalışın.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.“Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi.Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu.“iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz”Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.