5 yıldızlı otel konforunda bakılan ineklerin süt verimi arttı

Adana’da yıllardır faaliyet gösteren bir süt üretim çiftliğinde ineklere, daha verimli süt verebilmeleri ve sağlıklı olabilmeleri için adeta 5 yıldızlı otel konforu sağlanıyor.

İsrail modeliyle inşa edilen ahırlarda ineklerin bütün bakımları işinin uzmanları tarafından yapılırken, işletme sahibi Mutlu Doğru,

“Hayvanlarımızın tamamı burada refah içerisinde olmalı ki bize de o ölçüde yüksek verimli süt verebilsin. Süt hayvancılığı yapan işletmelerin günlük verimliliği ortalama 15 ila 20 litre arasındadır. Bizim burada 35-36 litre verimliliğimiz var” dedi.

100 yılı aşkın süredir kentte faaliyet gösteren süt üretim çiftliği, 2011 yılında Karataş ilçesine bağlı Tabaklar Mahallesi’nde 40 bin metrekare alan üzerinde ineklerin konforunun en üst düzeyde tutulduğu bir şekilde yenilendi.

Duşlama ve klima sistemiyle serinletilen ineklere pedikür yapılırken yeni doğan buzağılar ise tek kişilik odalarda özel hazırlanmış mamalarla biberonla besleniyor.

İneklerin boynundaki tasma ve kulaklarındaki çipli küpelerle hareket sıklığı, nabzı, günlük süt üretimi, üretilen sütte bakteri olup olmadığı bilgisayar ortamında takip edilebiliyor.

İşletme sahibi Mutlu Doğru, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Şu anda çiftliğimizde bin 650 baş hayvanımız var. Bunların 850 adeti sağılır durumda ve günde yaklaşık 25-26 ton arasında süt üretiyoruz.

Adana’da yerel bir mandıraya sütümüzü toptan olarak veriyoruz. Bunun yanında bölgenin en büyük süt hayvancılığı işletmesiyiz ve işletmemiz hem hastalıktan ari hem de Avrupa Birliği onaylı olan Adana ve Çukurova bölgesinin ilk işletmesidir” ifadelerini kullandı.

Tesisi kurarken İsrail modelini örnek aldıklarını kaydeden Doğru, “Biz sıcak ülkelerde süt hayvancılığını kim daha başarılı yapıyor onun araştırmasına girdik. Gördük ki Ortadoğu’da özellikle İsrail’de çok başarılı süt hayvancılığı yapılıyor.

Neredeyse hayvan başına bizden daha sıcak bir ortamda 40-42 litre süt alıyorlar. Oradaki işletmeleri gezdik, gördük ve oradaki hayvan refahını sağladıkları biçimde burada yapılarımızı inşa ettik. Türkiye’nin neredeyse en yüksek diyebileceğim tepe yüksekliğine sahip ahırlarımız inşa edildi.

Tepe yüksekliği 14 metredir. Yine toprak alan üzerinde hayvanların rahatlıkla gezinti yapabileceği, istediği zaman 24 saat boyunca yeme ulaşabileceği bir model üzerinde inşa ettik ahırlarımızı. Adana’da hava sıcaklığı yazın çok yüksek olduğu için mini sprinkler sistemiyle sırtlarını ıslatarak ve fanlarla serinleterek hayvanların refahını arttırdık” diye konuştu.

Doğru, çiftliği ziyarete gelenlerin hayvanlara sunulan hizmet karşısında çok şaşırdığını ve burayı 5 yıldızlı otele benzettiğini söyleyerek, “Eğer bu refahı sağlamazsanız hayvanlara verimliliği elde edemiyorsunuz.

Yazın bu hayvanlarımız sıcaktan korunmak için sulanma ve fanlar yöntemiyle soğutuluyorlar. Her gün yatacakları topraklar günde 2 defa sürülüyor. Onlar rahat yatıp diz ve tırnak hastalıkları olmasın diye. Hayvanlarımızın tamamı burada refah içerisinde olmalı ki bize de o ölçüde yüksek verimli süt verebilsin” dedi.

Mutlu Doğru, doğan buzağıları da ‘buzağı kreşi’ adını verdikleri tek kişilik kulübelere aldıklarını ve burada adeta bebek gibi bakımlarının yapıldığını belirterek, “65 gün bebek gibi bakıldıktan, anne sütünden kesildikten sonra onları gruplaşma, sosyalleşme alanlarına koyup 10-15 gün orada küçük gruplar halinde birlikte tuttuktan sonra 3-5 aylık dönemlerine kadar birlikte olacakları özel ahırlara alıyoruz” diye konuştu.

Normalde bir ineğin ortalama süt veriminin 15-20 litre olduğunu ancak kendi tesislerinde verimin 35-36 litreye ulaştığını anlatan Mutlu Doğru, daha sonra şunları söyledi:

“Süt hayvancılığı yapan işletmelerin günlük verimliliği ortalama 15 ila 20 litre arasındadır. Bizim burada 35-36 litre verimliliğimiz var. Yani Türkiye ortalamasının çok çok üzerindeyiz. Yaz sıcaklığının çok yaşandığı bölgelerde yaz mevsiminde yüzde 15 ila 20 arasında verim kaybı yaşanmakta. Biz de bunu ilk yıllarda gördük ama fan miktarı ve tecrübemiz arttıkça yüzde 2 ila 3 arasında bir verim kaybı yaz mevsiminde yaşıyoruz.”

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay