SOLOTÜRK kapılarını İhlas Haber Ajansı'na açtı

Ayyıldızlı bayrağı nefes kesen gösterileri ile göklerde dalgalandıran SOLOTÜRK kapılarını İhlas Haber Ajansı`na (İHA) açtı. Utku Şimşek - Derya Yetim - Cem Geçim ANKARA (İHA)

F-16 ile hava akrobasisi yapan SOLOTÜRK ekibi ilk gösterisini Türk Hava Kuvvetleri’nin 100’üncü yıl etkinlikleri kapsamında 2011 yılında gerçekleştirdi.

Gösterilerini F-16 savaş uçağı kullanarak icra eden SOLOTÜRK ekibi 10 yıllık süreçte tam 217 gösteri uçuşu gerçekleştirdi. Hava Kuvvetleri’nde görevli olan savaş pilotları aldıkları eğitim sonrasında gönüllü olarak SOLOTÜRK pilotu olabiliyor.

SOLOTÜRK ekibinde görevli olan pilotlar, gösterilerin yanı sıra harekatlarda da aktif bir rol oynayarak, emir geldiği anda nokta atışlar ile hedefleri tam isabet ile vuruyor. SOLOTÜRK ekibi, pilotlar Binbaşı Emre Mert, Binbaşı Murat Bakıcı ve SOLOTÜRK`ün sesi olan, Yüzbaşı Bircan Biçer ile gösterilerini yurtiçi ve yurtdışında başarı ile sergiliyor.

SOLOTÜRK’ün ilk gösterisini Türk Hava Kuvvetleri’nin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü olan 2011 yılında gerçekleştirdiğini kaydeden Binbaşı Emre Mert, “SOLOTÜRK ekibi 2011 yılında Türk Hava Kuvvetlerinin 100’üncü yılında milletimize armağan olarak kurulmuş bir ekip. SOLOTÜRK’ün farklılığından şu şekilde bahsedebilirim. Öncelikle ekibin kuruluş aşamasında bir F-16 uçağı kullandık fakat bu F-16 uçağının üzerindeki tüm boya ve tasarımlar bize ait.

Onun dışında bir paket oluşturduk. Bu gösteri paketi ile ilgili olan tüm manevraları kendimiz bulduk. Bunların içerisinde de dünya literatürüne geçmiş, SOLOTÜRK tonosu, terse kalkış, reverans, yavaş uçuş gibi hareketlerimiz de mevcut. Bütün bunların toplamında da Türk Hava Kuvvetlerinin yıllardır var olan bilgi birikimi ve tecrübesinin bir sentezi olarak SOLOTÜRK ortaya çıkmış diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Binbaşı Emre Mert, SOLOTÜRK pilotu olabilmek için yaklaşık 3 aylık bir eğitimin mevcut olduğunu ve bu eğitimler içerisinde uçulması gereken sorti sayılarının belli olduğunu belirtti. Binbaşı Mert, sürekli sıcak kalmak için her hafta bir iki sorti uçuşlarına devam ettiklerinin altını çizerek, “Gösteri uçuşları öncesinde de tabi ki provalarımız gerçekleşiyor.

‘Hangi hareketleri hangi sırayla yapacağız, hangi müzik altyapısında etkiyi nasıl daha fazla alabiliriz’ şeklinde beyin jimnastiği yaparak en güzel sonucu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Onun dışında gösteri alanında da öncelikle bir çevre taraması yapıyoruz. Bizi etkileyecek herhangi bir tehlikeli alan var mı, onları kontrol ediyor ve sonrasında gösteri uçuşumuzu yapıyoruz. Uzun bir süreç, halkımızın izlediği 20 dakikalık bir süreç, ama onun hazırlığı epey bir uzun sürüyor” açıklamasında bulundu.

Her uçuşun kendileri için çok önemli olduğunu, uçaklarının altında yer alan ay yıldızlı bayrağı dalgalandırmanın gururunu her uçuşta yaşadıklarını vurgulayan Binbaşı Emre Mert, “Türk Hava Kuvvetleri’ndeki bütün pilotlar aynı şekilde. Bizler uçmaya sevdalı ve aşık insanlarız. Dolayısıyla bir farklılık yok. Ama tabi ki gösteri olarak düşünecek olursak yurtdışında Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyoruz. Uçağımızın altında olan o ay yıldızlı bayrağımızı göklerde dalgalandırıyoruz ve insanların tepkisini ve ilgisini çekmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla oradaki uçuşların tabi ki ayrı bir anlamı var.

Onun dışında milli bayramlarımızda, milli günlerimizde halkımızla birleştiğimiz günlerimizdeki gösterilerimizden çok keyif alıyorum. Tabi ki SOLOTÜRK’ün yanında bizim operasyonal harekatçı yönümüzde var. Bu kapsamda da bu vatan ve millet için uçulabilecek bütün görevlerde aynı hazzı alıyorum açıkçası” şeklinde konuştu.

SOLOTÜRK olarak dünya uçuş literatürüne birçok yeni hareketler kazandırdıklarını anımsatan Binbaşı Emre Mert, kendisinin en çok hoşuna giden hareket hakkında, “Ben yavaş uçuş hareketini seviyorum. Bir de o hareketi yaparken, F-16’nın pek de yapamayacağı bir hareket olan ‘kobra’ hareketini de geliştirdik. Yani o ilk giriş anında düşük bir sürat ile F-16’yı şahlanırken görüyorsunuz. Dolayısıyla yaklaşık 100 knot, 95 knotlara kadar düşürüyoruz. Diğer ülkelerin F-16 gösteri ekipleri bu yavaş uçuşu 120 knotlara kadar düşürebiliyor.

Fakat biz Türk pilotları olarak bunların eğitimleri ile beraber 100 knot, 95 knotlara kadar düşürebiliyoruz. Bu pozisyonda tabi akış daha yavaş olduğu için, halkımızın o enerjisini ve gözlerindeki pırıltıyı ben daha net görebiliyorum. Diğer hareketlerde yüksek hızla 1000 km hızla geçtiğimiz zaman olay hızlı akıyor. Çok fazla göremiyoruz. O yüzden yavaş uçuş hareketini ben çok seviyorum” diye konuştu.

Bu yıl Yüzbaşı Serdar Doğan’ın yerine SOLOTÜRK ekibine dahil olan Binbaşı Murat Bakıcı bir SOLOTÜRK pilotu olabilmek için gerekli olan özellikleri, “SOLOTÜRK pilotu olabilmek için öncelikle tabi ki F-16 pilotu olunması ve belli bir tecrübeye sahip olunması lazım. Bizim kitaplarımız ve yönergelerimiz bin saat uçuş olarak bu tecrübeyi belirtiyor. Ancak Emre Mert Binbaşımın da benim de yaklaşık 3 bin 500 saat üzerinde F-16 tecrübemiz bulunuyor.

Bunun haricinde gönüllü olmanız lazım. Çünkü yüklendiğiniz görev hakikaten çok meşakkatli bir görev. Bununla birlikte herhangi bir uçuş emniyetsizliği yaşadığınız veya kaza kırıma uğradığınız bir uçuş olayınızın olmaması gerekiyor” sözleriyle sıraladı.

Her uçuşlarının kendileri için ayrı bir önem ve hazza sahip olduğunun altını çizen Binbaşı Bakıcı, “Tayyareci olmak gökyüzü ve tayyare ile nikah kıymak anlamına geliyor. İlk nikahımızı biz tayyaremiz ile kıydık ve gökyüzünde kıydık. Dolayısıyla bütün uçuşlarımız bizim için çok keyifli. Ancak özellikle harekat görevlerinin manevi hazzı ve manevi tatmini daha fazla oluyor. Dolayısıyla harekat görevlerine uçarken aldığım hazzı anlatamam” açıklamasında bulundu.

SOLOTÜRK’ün kendine has hareketleri olduğunu, kendisinin en sevdiği hareketin de yine SOLOTÜRK’e özel olan ‘ters kalkış’ hareketi olduğunu kaydeden Binbaşı Bakıcı, “Benim SOLOTÜRK hareketleri içerisinde en sevdiğim hareket, SOLOTÜRK’ün imzasını taşıyan ‘ters kalkış’ hareketi. Çünkü adrenalin top yapıyor. En yüksek seviyeye çıkıyor. O esnada uçmanın hazzını en yüksek derecede yaşıyorsunuz. Ters kalkışı şöyle anlatayım, kalkış esnasında yere çok yakın irtifalarda, 10 feet gibi yüksekliklerde, tayyareyi terse geçirip terste tırmanacak şekilde kalkışa devam ediyoruz. Yere yakın ve irtifanın düşük olduğu yerlerde, düşük süratlerde tayyarenin tutunması daha zor. Bu da bu işin riskini daha da yükseltiyor. Ama bunu aldığımız eğitimler sayesinde emniyetli bir şekilde icra ediyoruz” ifadelerini kullandı.

SOLOTÜRK’ün sesi olan ve gösteri alanlarındaki izleyicilere hareketleri coşkuyla anlatan Yüzbaşı Bircan Biçer, SOLOTÜRK’ün 10 yıllık süreçteki başarıları hakkında, “Dünya çapında övgüyle bahsedilen gösteri uçuşumuz ile kuruluşumuzun ilk yılı olan 2011’de İngiltere Fairford’da 29 ekip arasından ‘en iyi uçuş gösterisi’ ödülünü, Slovakya’da düzenlenen SIAF 2017’de ‘en iyi gösteri uçuşu’ ödülünü, dünyanın en prestijli hava gösterileri arasında ilk sıralarda yer alan RIAT 2018 İngiltere’de 32 ekip arasından ‘en iyi solo jet gösterisi’ ödülünü ülkemiz adına almaya hak kazandık. Gittiğimiz her ülkede hayranlık uyandıran bir tasarımımız bulunuyor. Sadece uçuş olarak değil, uçağımızın bulunduğu alana da birçok ziyaretçi ve fotoğrafçı akın ediyor” şeklinde konuştu.

SOLOTÜRK’ün 10 yıllık geçmişinde yurtiçinde birçok il ve ilçede bulunmanın yanı sıra dünya üzerinde de bir çok noktada bulunduğunu ve gösteriler gerçekleştirdiğini vurgulayan Yüzbaşı Biçer, “SOLOTÜRK bu sene 10’uncu yılını kutluyor. 10 yıllık geçmişimizde 17 farklı ülkede gösteri uçuşu yaptık. Bunların arasında Avrupa ülkeleri olduğu kadar Asya, Afrika ve diğer kıtalarda da bulunmuşluğumuz oldu” dedi.

SOLOTÜRK’ün 10’uncu yılı nedeniyle bir çok projeleri olduğunu, ancak pandemi nedeniyle gerçekleştiremediklerini söyleyen Yüzbaşı Biçer, “Pandemi dönemine denk geldi SOLOTÜRK’ün 10’ucu yılı. Birçok projemiz vardı. Pandemi olması sebebiyle gerçekleştiremedik.

Ama inşallah ilerleyen dönemlerde bunu daha iyi yapacağız ve daha iyi gösterilerle halkımızın karşısına çıkacağız. Onun dışında SOLOTÜRK bugüne kadar 10 yıllık tarihine yaklaşık olarak 217 uçuş sığdırdı. Bu kolay olmayacak derecede büyük bir başarı. Çünkü bu gösterilerin 150’ye yakını yurtiçinde olmasına karşın 67’ye yakını da yurtdışında gerçekleştirildi. 10 yıla böldüğünüzde yaklaşık olarak yıllık 21 gösteriye tekabül ediyor ki; bu da haftalara böldüğümüzde çok büyük bir başarı olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.